Başak, Kıvanç’tan 5 yaş büyük olsa ne fark eder

Güncelleme Tarihi:

Başak, Kıvanç’tan  5 yaş büyük olsa  ne fark eder
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2017 18:22

Demet Şener’in Instagram hesabında paylaştığı, kendisi ve Başak Dizer 1 yaşındayken çekilmiş fotoğraf olay oldu.

Haberin Devamı

 Bu fotoğraftan sonra “Demek ki Başak Dizer 80’li değil, 78’liymiş, yalan söylüyormuş” haberleri yayıldı. Dizer, Instagram’ından açıklama yaptı: “Ne özel hayatım ne evliliğim ne de yaşımla ilgili açıklama yaptım, yalancı yorumlarını kabul etmiyorum.” Konsey bu ilginç krizi yorumladı...

Melike Karakartal:
Keşke hiç aldırmasa bu sözlere...
Bazen güzel sözler ve dilekler, bazen de çok çirkin yorumlar görüyoruz Instagram’da. Önceki haftalarda Tatlıtuğ nasıl da çileden çıktı bir yorumcunun Dizer’le ilgili çirkin sözlerine hatırlayın...
Bir rahat nefes alamadılar. Bu nedenle Dizer’in hassaslaşması ve açıklama yapma ihtiyacı hissetmesi çok normal. Ne zaman “80 doğumluyum” demiş Başak Dizer? Hiç duymadım böyle bir şey. Hem 80’li olsa ne olur, 78’li olsa ne olur, insanların böyle bir konuyu bile köpürtmesini anlamak zor.

Başak, Kıvanç’tan  5 yaş büyük olsa  ne fark eder


Ömür Gedik:
Başak Dizer’den ne istiyorlar Allah aşkına? İyi ki Kıvanç’la evlendi.
Ne çok kıskandılar! Bahaneler bulup bulup saldırıyorlar.
Şimdi de yalancı oldu. Sustu sustu isyan etti o da sonunda. Doğum tarihinden, yaşından bahsettiği bir açıklaması bile yokken nasıl yalancı olur bir insan? İnsaf!
Cengiz Semercioğlu:
Ben de Başak Dizer’in yaşıyla ilgili yaptığı bir açıklamayı hatırlamıyorum. Ayrıca 78 doğumlu olsa ne olur, 80 doğumlu olsa ne olur? Kıvanç 1983’lü olduğu için bu saçma konu konuşuluyor. Başak, Kıvanç’tan 3 yaş büyük olsa ne, 5 yaş büyük olsa ne fark eder? Bugüne kadar bu çiftle ilgili en az konuşulan şey aralarındaki yaş farkı zaten...
Onur Baştürk:
Memlekette 12-13 yaşındaki kızlarla evlenen 60 yaşındaki adamlar normal bulunur. Ama ne zaman ki kendisinden birkaç yaş büyük bir kadınla evlenen bir adam çıkar, herkes ona marifetmiş gibi saldırır. Ve bu kötülüğü en çok kadınlar birbirine yapıyor.

Haberin Devamı

Bayramlarda cenazelerde küslük olmaz

Ayşe Ersayın’ın cenazesi dahi Ajda Pekkan ve Bülent Ersoy’u yan yana getiremedi. Bülent Ersoy, Ajda’yla yan yana gelmemek için VIP minibüsünde bekledi ve ancak Ajda gidince mezar başına gidip duasını okudu. Konsey bu ‘mezarlık krizini’ tartıştı.

Haberin Devamı

Başak, Kıvanç’tan  5 yaş büyük olsa  ne fark eder

 

Melike Karakartal:
Böyle zamanlarda dargınlıkların bir kenara bırakılması gerekir. Böyle zamanlarda bile “ben ben ben”leri bir kenara bırakamamak, ego çarpışmasına şahit olmak insanı üzüyor. Hayat, küslükleri en acı zamanlarda bile canlı tutacak, bir dostun kaybına dahi kişisel dargınlığı karıştıracak kadar uzun değil.
Ömür Gedik:
Bayramlarda, cenazelerde küslük olmaz. En azından gidene saygı adına yan yana gelinir. Çok sevdiğim, rahmetli Ayşe Ersayın da eminim böyle isterdi. Keşke Bülent Ersoy arabada bekleyip mezarlığı sonradan ziyaret etmek yerine, cenazede de bulunsaydı. Pamuk kalpli Ayşe Ersayın hepimize sevmeyi öğretmemiş miydi?
Onur Baştürk:
Evet, bayramda, cenazede küslük olmaz. Ama bir yandan samimiyet denen bir şey de var. Bülent Ersoy’un içinden gelmiyorsa Ajda Pekkan’la karşılaşmak istememesi bana doğal geldi. Ama karşılaşmayacağım diye ekstra çaba harcaması da komik olmuş. Fevkaladenin fevkinde manasız.
Cengiz Semercioğlu:
3,5 yıllık bir tartışma bu... İftar sofrasına geç gelen Ajda Pekkan, Bülent Ersoy’a selam vermediği için ikili birbirlerine demediklerini bırakmamıştı. Ama ölümden öte köy yok, keşke Ayşe Ersayın’ın cenazesinde barışsalardı.

Haberin Devamı

Sertab şeffaf olsa daha iyi olurdu

Sertab Erener’in hafta içi şehir hatları vapurunda sokak müzisyenleriyle verdiği mini konser epey konuşuldu. Ama bunun günler öncesinden planlı programlı bir iş olduğu yazılıp çizildi. Peki Konsey bu mini vapur konser projesini beğendi mi?

Başak, Kıvanç’tan  5 yaş büyük olsa  ne fark eder

Ömür Gedik:
Sertab’ın mini konseri kurgu olsa ne olur anlamadım ki.
Ben bayıldım.
Sokak çalgıcılarına dikkat çekecek bir proje dahilinde olması bence videoyu çok daha değerli hale getiriyor.
Umarım böyle özel bir projenin başlangıcıdır ve devamı da gelir. Bravo Sertab.
Cengiz Semercioğlu:
Bu olay üzerine Sertab’ın ne kadar alçakgönüllü, iyi kalpli bir sanatçı olduğu konuşuldu.
Ama sonra Youtube kanalının reklamı olduğunu öğrendik.
Ben ilk gün bu işin içinde bir şey olduğunu söyledim.
Keşke Sertab bu viral reklamı yaptıktan bir gün sonra çıkıp işin gerçeğini açıklasaydı.

Haberin Devamı

Melike Karakartal:
Ben bayıldım! Proje olduğu bir iddia, üstelik planlı ya da değil, Sertab’ın vapurda müzik yapan nitelikli müzisyenlere destek olması güzel değil mi?
Onur Baştürk:
İlk izlediğimde ben de inanmadım tesadüfen vapurda şarkı söylediğine.
Ama proje olmasında da sakınca yok. Sadece ‘tesadüfenmiş’ gibi yansıtılmasa olurmuş.
Ben derim ki bundan sonra bu seriye devam edilsin. Metroda ya da İstiklal Caddesi’nde mesela...

Şamdan krizinde
kim haklı?

Şamdan’ın kapanacak oluşu mal sahibi Seda Sayan ile mekan sahibi Mehmet Tuna’nın yakın dostu Sezen Aksu’yu karşı karşıya getirdi. Konsey bu olayı yorumladı. 

Başak, Kıvanç’tan  5 yaş büyük olsa  ne fark eder

Haberin Devamı

Onur Baştürk:
Şamdan, İstanbul eğlence hayatının önemli sembollerinden biri. Böyle mekanlar hep kalmalı ki, şehirler geçmişlerini yitirmeden kendini geleceğe taşıyabilsin.
Sezen Aksu’nun desteği de -bence- bu gözden kaçan ayrıntı düşünülerek verilmiş bir destek. Sadece bir ‘yakın dost’ desteği değil.
Seda Sayan ise doğal olarak bu olaya sadece ‘para’ olarak bakıyor. Farklı dünyalar, boyutlar...
Ömür Gedik:
Nasreddin Hoca gibi cevap veriyorum:
Sezen sen de haklısın, Seda sen de haklısın.
Aylarca kira alamayan Seda Sayan’ın hukuki yollara başvurması gayet normal. Sezen Aksu’nun da olaya duygusal yaklaşıp, hem eğlence dünyası hem de dostuna destek olmak adına samimi ve art niyetsiz bir reaksiyon verdiğini düşünüyorum.
Cengiz Semercioğlu:
Seda Sayan bu konuda eleştirilemez. Mal sahibi olarak yıllar içinde gerekli her türlü kolaylığı sağladı, sonunda da Şamdan tahliye edildi.
Bu ekonomik darboğazda onun yerinde kim olsa aynı şeyi yapardı. Sezen’in çıkışı ise Seda’ya karşı değildi, eski dosta uzatılmış iyi niyetli bir yardım eliydi.
Seda personelin yazdığı “Yaza kadar kalalım, iş bulalım” mektubunu dikkate alıp 3-4 ay daha idare etse daha şık olurdu tabii...
Melike Karakartal:
Şamdan, İstanbul’un en ikonik mekanlarından. Kapanışı elbette büyük haberdir, olmalıdır. Herhangi bir bar değil Şamdan, İstanbul’un gece hayatı tarihini yazmaya kalksak, herhalde önemli bir bölümü Şamdan’da geçer.
Şehir hafızası dediğimiz kavramın içinde böyle yerler de var, şehri bize hatırlatacak mekanlar teker teker kapılarını kapatırken, şehrin çehresi ve sosyokültürel yapısı değişirken Şamdan gibi bir mekanı yaşatmak gerekir. Sezen Aksu’nun yaklaşımını bu sebeple alkışlıyorum.

 

Hülya, Demet Akalın’a
gol mü attı

Demet Akalın, Hülya Avşar için single yapacağını, hatta onu yeniden yaratacağını söylemişti. Ama Avşar kızı Rafet El Roman’la düet yapmayı tercih etti. Konsey bu düetin Demet Akalın’a gol olup olmadığını tartıştı...

Başak, Kıvanç’tan  5 yaş büyük olsa  ne fark eder

 

Cengiz Semercioğlu:
Hem de 90’a takılmış bir gol... Hem de tam Hülya Avşar’lık bir gol... Kızmamış gibi görünse de, “Hülya’yı tekrar yaratacağım” sözünün altında kalmazdı Hülya. Kalmadı da, Demet’in parasını cebinden ödeyip bulduğu şarkıyı dinlemedi bile.
Üzerine bir de gidip Rafet’le düet yaparak, Demet’in “TV’ye ağırlık verecekmiş” sözünü de boşa çıkardı.
Hülya kimsenin kendisi üzerinden prim yapmasına izin vermez.
Ömür Gedik:
Bence Demet, “Hülya’yı yeniden yaratacağım” dediğinde olay orada bitti. Hülya şarkıyı almaktan o dakikada vazgeçmiştir zaten.
Melike Karakartal:
Ben her ikisinin ayrı projeler olduğunu düşünüyorum, biri birinin eşdeğeri değil ki...
Sevgililer Günü için ideal bir proje olmuş gibi görünüyor.
Onur Baştürk:
Bence Hülya Avşar epey kıl oldu bu laflara. Ama bu düet projesi de öyle son dakikada kurgulanmamıştır, mutlaka öncesi vardır.
Yani ‘gollük’ bir durum yok da, bir türlü yanlış anlaşılma ve talihsizlik var.
En büyük talihsizlik ise Rafet El Roman ve Hülya Avşar düeti galiba...

Nurgül ve Erkan
krizinde son perde

Erkan Petekkaya şikayetinden vazgeçti ve Nurgül Yeşilçay’ın hakaret davası düştü. İkili arasındaki sular duruldu ve Nurgül ‘kazanan’ oldu. Gerçekten öyle mi? Konsey tartışıyor...

Başak, Kıvanç’tan  5 yaş büyük olsa  ne fark eder

Ömür Gedik:
Şöhretler dünyasında uzun süreli kavgalara gerek yok. Tartışma ve bu tip davalar eminim herkesin külahını önüne alıp düşünmesine, o süreçte olanları değerlendirip olgunlaşmasına neden oluyordur.
Cengiz Semercioğlu:
Sette başlayan kavgalar, küfürler, hakaretler, karşılıklı suçlamalar sonrasında Erkan Petekkaya iddialarından vazgeçti. Nurgül cephesi, “Bu dava sektördeki önüne geçilmez erkek dayanışmasına meydan okuyacaktı, vazgeçme kararından mutlu olmadık” açıklamasını yaptı. O halde neden kabul ettiler? “Yargıyı erk ve erkek kibriyle daha fazla meşgul etmek istemedikleri için...” Ben Nurgül’ün yerinde olsam kabul etmezdim, yine de bu davayı kazanmış görünüyor.
Melike Karakartal:
Konunun üzerinden zaman geçince her ikisi için de kavganın, söylenen lafların önemini yitirdiğini düşünüyorum.
Mahkeme sürecinde “Zaten hayat zor, bir de bunlarla mı uğraşacağız!” haletiruhiyesi söz konusu olmuş gibi görünüyor. Hakimin de söylediği gibi, ikisi de sevilen isimler, davanın düşmesi güzel bir haber.
Onur Baştürk:
Nurgül gibi düşünüyorum, keşke karşı taraf vazgeçmese ve devam etseydi dava.
Sektördeki o yıkılmaz görünen fena erkek egemen sistem bir güzel devrilirdi Berlin Duvarı gibi böylece.

Yazın plajda kışın podyumda Çağla rüzgarı

Çağla Şıkel, Hakan Akkaya’nın New York Moda Haftası kapsamında düzenlediği defilede baş manken olarak çıktı ve ilgi odağı oldu. Konsey, Çağla’yı konuştu...

Başak, Kıvanç’tan  5 yaş büyük olsa  ne fark eder

Ömür Gedik: Çağla Şıkel, Hakan Akkaya’nın ateşli şekilde tebrik ettiği kadar var. Yıkmış geçmiş ortalığı. Hem kıyafetler hem de kendisi çok güzel.
Cengiz Semercioğlu: Hakan Akkaya’nın New York Moda Haftası’nın ilk gününde düzenlediği defile çok iddialıydı. Çağla Şıkel 38 yaşında ve hâlâ çok iddialı. Baş manken olarak çıktığı defilede müthişti. Yer New York olunca kıyafetler de çok daha iddialı oluyor tabii. Yazın plajda, kışın podyumda Çağla rüzgarı esiyor...
Onur Baştürk: Çağla Şıkel gerçekten formda ve çok iyi görünüyordu. Ama işin bu kısmı sadece bizim magazinin konuşacağı bir şey. Elbette yabancıların hiç umurunda olmayacak bu. Koleksiyonun kendisi ve sonrası önemli. Yabancılar buna bakacak, Çağla’ya değil.
Melike Karakartal: Hakan Akkaya, New York Moda Haftası’nın resmi takvimine giren ilk Türk oldu, öncelikle tebrikler. Çağla Şıkel’e gelince... Hani modellik belirli bir yaşa kadar yapılır derler ya, yalan! Çağla Şıkel bunun geçerli olmadığını kanıtladı, enfes görünüyor!

MOR KADiRiZM meselesi

Kadir İnanır’ın morlar içindeki kombini dile düştü. Konsey bu mor kombini nasıl buldu?

Başak, Kıvanç’tan  5 yaş büyük olsa  ne fark eder

 

Melike Karakartal: Kış gelince herkes rengini kaybediyor, sokaklar siyah ve grinin hakimiyeti altında... Renk görmek iyi geliyor. İnanır iyi yakıştırmış kendine, herkes böyle iddialı bir rengi doğru kullanamaz...
Ömür Gedik:
Mor en sevdiğim renk. Kadir İnanır’a da acayip yakışmış. Galatasaraylı futbolcular mor giydiğinde de tartışılmıştı. Ben çok beğenmiştim. Renkli giyinenleri koyu renklerle şekil yapanlara oranla çok daha eğlenceli ve samimi buluyorum.
Cengiz Semercioğlu:
Her ne kadar sert görünse de Kadir İnanır her zaman renkliliği seven bir isim oldu.
Mor rengi ve tonlarını seçmesi de çok iyiydi. Hem kadın hareketine bir selam çakmış oldu hem de yine karizmasını konuşturdu. Unutmayın, bütün ‘izm’ler ölür, bir tek Kadirizm ölmez...
Onur Baştürk:
Kadir İnanır yaşıtı erkekleri en azından renkli giyinmeye teşvik etti ya, bu da bir kazanımdır, yakışıp yakışmaması fuzuli bir ayrıntıdır.

 

 

BAKMADAN GEÇME!