Abi neden suskun?

Güncelleme Tarihi:

Abi neden suskun
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2017 18:27

Murat Başoğlu’nun yaşadığı ensest ilişki, haftanın en çok konuşulan konusuydu. Magazin Konseyi olayın her yönünü masaya yatırdı. Başoğlu’nun abisi Tahir Mahir Başoğlu neden bu kadar sakin? Burcu Başoğlu’nun eşinin istediği tazminat normal mi? Fotoğraflar o kadar pornografik olmasaydı, mesele bu kadar tartışılır mıydı?

Haberin Devamı

Ömür Gedik:
Murat Başoğlu’nun abisiyle de ilgili hoş olmayan iddialar var, orası karışık. Bir de aile içinde eminim çok fırtınalar kopuyordur, dışarıya yansıtmamaya çalışıyorlardır. Burcu’nun kocasının düştüğü durum düşünülürse, istediği tazminatı hiç anormal bulmuyorum. Fotoğrafların pornografik olması işi iyice ayyuka çıkardı ama olayın kendisi zaten başlı başına korkunç.
Onur Baştürk:
Abinin sakin olup olmadığını bilmiyoruz ki. Yanında değiliz sonuçta. Ayrıca ne yapmasını bekliyoruz?
Taraflardan birini vursun mu? Psikolojik olarak çok yıpratıcı bir olay.
Hem abi hem de yeğenin kocası için durum hiç de hoş değil. İstenilen tazminat da bana gayet normal geldi.
Bu arada ben ailenin uzun süredir bu ilişkiyi bildiği ve “yakalanma” olayının da onlar sayesinde gerçekleştiği teorisine inanıyorum.
Ancak bu şekilde ilişkiyi durdurabileceklerini düşündüler bence.

Haberin Devamı

Abi neden suskun


Melike Karakartal:
Bu mesele, artık olayın hiçbir mağduruyla empati kurmak istemeyeceğimiz seviyeye erişti. Benim havsalam almıyor.
Burcu Başoğlu’nun eşinin istediği tazminat da acayip, fotoğraflar da acayip, konuşulan konular da acayip, konuşulmayanlar da acayip... Murat Başoğlu’nun sakinliği de acayip, eşinin olanları “sevgiyle karşılaması” da acayip, abisinin “olayları basından takip etmesi” de...
Olayın kaynağı kişi zaten rahatça, hiç rahatsız olmadan “O yabancı bir kadındı” diyerek yalan söylüyor... Abisinin kızıyla ilişki yaşayan ve bu ortaya çıktığında sıradan bir durumla karşılaşmışçasına yorum yapan bir adamı daha fazla gündemde tutmayalım derim.
Cengiz Semercioğlu:
Abiyle konuştuğum için sakinliğine şahit oldum. Olayda normal olan ne var ki, biz gelinen noktadaki anormalliklere şaşırıyoruz...
Ensest ilişki yaşayan çifti saymıyorum bile, abinin halleri, kocanın para peşine düşmesi, Murat’ın eşinin bunca zamanki sessizliği... Her şey ama her şey saçmalıklar silsilesi. Ben magazin dünyasında bugüne kadar böyle bir olay ne gördüm ne duydum...

Haberin Devamı

Tamer de sosyal
medya mağduru

Tamer Karadağlı’nın sosyal medya hesapları hack’lendi, tüm özel yazışmaları ve fotoğrafları hacker’ların eline geçti. Karadağlı bu yazışma ve fotoğraflarla ilgili hemen yayın yasağı aldırdı. Bu karar akıllara “Neler vardı acaba” sorusunu getirdi. Ünlülerin sosyal medya hesaplarını kullanma şekliyle ilgili ne diyorsunuz?

Abi neden suskun

Melike Karakartal: Özel hayatın ihlali söz konusu olduğunda yayın yasağı aldırması haklı ve anlaşılır bir durum. Fakat elbette insan “Neler var ki bu kadar aceleyle yasak aldırıyor” diyor, bir bit yeniği illa arıyor. Sosyal medya herkes için büyük güvenlik açıkları yaratıyor. Şöhretli isimlerin, genel olarak sosyal medyayı, kendilerini tehlikeye atacak biçimde, sorumsuzca kullandıklarını düşünüyorum. 
Ömür Gedik: Tamer Karadağlı bekar değil mi? Bildiğimiz bir sevgilisi de yok. Kime ne yazdıysa bizi ilgilendirmez. Ama bunlar da ortaya saçılmasın diye yasak koydurmuştur. İyi yapmış.
Onur Baştürk: Yayın yasağı aldırması illa çok “seksi” yazışmalar, fotoğraflar olduğu anlamına gelmiyor. Yani insan en basit yazışmalarının bile başkaları tarafında okunmasını arzu etmez değil mi?
Sonuçta bu özel hayat.

Haberin Devamı

Abi neden suskun


Cengiz Semercioğlu:
Yayın yasağı varsa, bir şeyler de var demektir.
Ama varsa da önemli değil. Hırsızın hiç mi suçu yok? Tamer bekar adam istediğiyle yazışır. Ama dünyada ve bizde bu kadar olay olmuşken ünlülerin sosyal medyayı, DM’leri hâlâ bu kadar rahat kullanıyor olmalarına şaşırıyorum.

Bu ayrılık Şaşırtmadı

Deniz Seki’yle Faruk Salman’ın ayrılığı sizi şaşırttı mı? Deniz Seki’nin kariyer hırsı mı bu aşkı bitirdi, yoksa Faruk Salman’ın ailesinin ilişkiye onay vermemesi mi? Herkesin evlilik beklediği aşkın bir anda bitmesini Magazin Konseyi tartıştı...

Abi neden suskun

Haberin Devamı

Ömür Gedik: Ben birliktelikleri devam etse şaşırırdım.
Çok bile sürdü. İkisi de tahliyenin olmasını bekledi bence. Deniz içerideyken ayrılsalar hoş durmazdı. Deniz özgürlüğünün tadını yalnız çıkaracak. Kaçırdığı yılların kariyerine verdiği zararı telafi etmeye çalışırken aşk, evlilik, ilişki ikinci planda kalmış olabilir.
Onur Baştürk:
Bu ayrılık beni de şaşırtmadı. Nedense her ikisinin de hep çok iyi birer dost olduğunu düşündüm, ta en başından beri. Deniz tabii ki kariyerine sarılacak ayrıca, onca sene kaybetmiş, şimdi neden dursun ki?
Şarkı yazmaya, albüm çıkarmaya ve konser yapmaya ihtiyacı var.
Çünkü o böyle nefes alıyor. Asıl yaşam kaynağı müzik. Gerçek aşk yine onu bulur nasılsa, şüphem yok. O da bunu biliyor içten içe.
Melike Karakartal:
İlişkilerini uzun dönem eşitsiz koşullarda yaşadılar, bambaşka ruh halleri içinde belki de fark etmeden bambaşka beklentilere ve hislere sahip oldular.
Uzun dönem ayrı kalmış çiftler uzakken birbirlerine kuvvetli hislerle bağlıyken bir araya geliş, çok şeyi değiştirebilir.
Uzun mesafe ilişkilerinde de görülür bu, üstelik bu sefer taraflardan birinin özgürlüğünün olmadığı koşullar söz konusu. Karşılıklı niyetler iyi olabilir ama sonuç gerçekten şaşırtıcı değil.
Cengiz Semercioğlu:
Bir şaşıran ben miyim bu aşkın bitmesine? Tersten düşünün; dışarıda bekleyen bir kadın, çıktıktan sonra ‘kariyer’ diye
ilişkinin bitmesine itirazı olmayan bir erkek olsaydı bunları söyler miydiniz?
Cezaevinde nişanlanmış, üç yıl boyunca sürekli destek olmuş, bir an yanlış yapmamış bir erkek var ortada. Sonu böyle olmamalıydı...

Haberin Devamı

Bayramda
tatil mi
şehir mi?

Bayramda şehirde kalmak mı, tatile gitmek mi? Hangisini tavsiye edersiniz, hangisini yapıyorsunuz?

Abi neden suskun

Onur Baştürk: Şehirde kalmak ya da yurtdışına çıkmak en güzeli. Popüler tatil beldelerine gitmek tam bir çılgınlık. O insan selinin içinde ne dinlenilir ne de eğlenilir. Ben şehirde kaldım.
En azından şimdilik.
Ömür Gedik: Bayramda mümkünse yurtdışına gitmek... Ama gittiysem de kaldıysam da bir şeyi atlamamak...
Barınaklardaki hayvanları aç susuz bırakıp tatile, memleketine gitme eğilimindeki barınak personelinin denetlenmesini, barınakların boş bırakılmamasını sağlamak... Sizin de gözünüz yakınınızdaki barınakların üzerinde olsun. 
Melike Karakartal:
Popüler tatil yörelerini tercih etmek, şehirdeki o yorucu, insanı bezdiren ortamı deniz kenarına taşımak demek. Üst üste-alt alta tatil sırf eziyet. Hep aynı yerlerin haberlerini okuyoruz, varsa yoksa Bodrum’u, Alaçatı’yı konuşuyoruz.
Oysa Türkiye sahillerinde kimsenin hücum etmediği, sakin, az keşfedilmiş pek çok tatil beldesi var. Biz tercihimizi ikinciden yana kullandık, Ege’de betonun uğramadığı koyları gezdik. Kafamızı dinledik. İsteyene böylesi de mümkün.
Cengiz Semercioğlu:
Ben Bodrum’da geçiririm tatilimi ama Bodrum’un o kalabalığına bir defa bile girmem. Nasıl bir tatil istediğine bağlı... Ama ister yurtdışında ol, ister yurtiçinde, bayram tatilinin en kötü yanı hava ve yol trafiği... Sırf o yüzden evde olmak en iyisi.
Herkese kazasız belasız bir bayram tatili diliyoruz.

Nurseli’nin
dostu yok

Nurseli İdiz yine alkol sorunuyla gündemde. Bu kez de rol aldığı “Aşk-ı Memduh” oyununa alkollü gitti ve oyun yarıda kaldı. Rol arkadaşı Erhan Yazıcıoğlu, “Bu bana atılacak kazık değildi” dedi. Nurseli idiz, kendini mi bitiriyor?

Abi neden suskun

Ömür Gedik:
Bence Nurseli İdiz’in acilen tedavi olması lazım. Bu kaçıncı olayı! Birinin, bir yakınının elinden tutup tedaviye götürmesi gerekiyor. Böyle değerli bir oyuncu, göz göre göre bipolar bozuklukla birlikte ciddi alkol problemine kurban gidiyor.
Erhan Yazıcıoğlu’nun düştüğü durum da gerçekten üzücü. Daha önce de Can Gürzap benzerini yaşamıştı.
Onur Baştürk:
Nurseli İdiz kendini bitirmek istemiyor aslında ama iç sesine de kulak vermiyor kanaatindeyim. Bence başka bir hayat seçmesi gerekiyor.
Bu hayat, yani oyunculuk, onu hep aynı kısırdöngünün içine çekiyor ve bir türlü kurtulamıyor bu halden. Ancak yeni bir hayat seçeneği yeni bir Nurseli İdiz yaratabilir. Böyle doğuyor içime...
Melike Karakartal:
Alkol bağımlılığı, pek çok bağımlılık gibi tedavi edilebilir bir rahatsızlık. Eğer tekrarlı olarak o yollara sapıyorsa, bu, çevresindekilerin onun durumunu yeterince ciddiye almadığını gösterir. Değerli bir sanatçıyı başka güzel haberlerle gündemde görmek isteriz.
Cengiz Semercioğlu:
Nurseli İdiz’in yanında sadece müzisyen kızı Elif var.
Ancak o da işini gücünü bırakıp her dakika annesinin bekçiliğini yapamaz.
Ne yazık ki Nurseli’nin çevresinde dostları yok. Ona oyun günü “Dur içme” diyecek, belki kolundan tutup götürecek birileri yok. Yalnızlık, bipolar bozukluk, alkol...
Sonuç bu...

Sonun başlangıcı

İzdivaç programıyla ilgili ilk adım Star’dan geldi, Zuhal Topal’ın programını bitirip Balçiçek İlter’le anlaştılar. Sonun başlangıcı mı bu?

Abi neden suskun

Onur Baştürk:
Evet, sonun başlangıcı. Yeni bir dönem başlıyor ama çok geçmeden yine cıvıtır gündüz ekranı. Mayası bu yönde... Ama yine de bu alınan kararı destekliyorum.
Ömür Gedik:
Olumlu, güzel gelişmeler olacağının müjdecisi.
Zuhal Topal da içeriği çok daha birikimine, kalitesine, kariyerine uygun bir programla ekranlarda olmalı. Bu bence ekran kalitesi için önemli bir adım.  
Melike Karakartal:
Bu programların miadı doldu artık.
Tamamen içi boşalan, berbat birer vodvile dönüşen izdivaç programlarının dönüşümü şart görünüyordu zaten ama önemli olan neye dönüşecekleri.
Gündüz programlarını daha nitelikli hazırlamak için bir fırsat da olabilir konuya bu açıdan yaklaşana... Dilerim gidilen yön bu olur.
Cengiz Semercioğlu:
Zuhal Topal’la yapımcısı arasında geçen dönem ciddi şekilde su yüzüne çıkan problemler vardı.
Ayrılığın en önemli nedenlerinden biri bu.
Yoksa formatı değiştirip yola devam ederlerdi.
Ama bu ilk adım oldu, diğerleri de format değiştireceklerdir artık.
Ve bence bu önemli bir adım olacak TV tarihimiz açısından.

iyi ki Erhan Çelik ekrana çıkarmış

Haber spikeri Mesut Mertcan’ı kaybettik. 30 yıl aradan sonra geçen aralık ayında Erhan Çelik, TRT Ana Haber Bülteni’ni sundurmuştu Mertcan’a. Ünlü isimleri böyle hatırlamanın önemi çıktı ortaya...

Abi neden suskun

Ömür Gedik:
Mesut Mertcan gibi yıllarca ekranda olmuş biri, huzurevinde yalnızlığa itilmesi çok acı bir durumdu zaten.
Erhan Çelik, Mesut Mertcan’a son zamanlarında güzel bir hediye verdi. Bu açıdan tebrik etmek lazım Erhan’ı. Mesut Mertcan’a Allah’tan rahmet diliyorum.
Onur Baştürk:
Çocukluğumuzun ekran yüzüydü Mesut Mertcan.
Ölümüne üzüldüm. Keşke daha çok hatırlansa, daha çok şey yapılsaymış.
Melike Karakartal:
Anlatacak bir dolu hikayesi ve deneyimi olan, önemli dönemlere şahit olmuş, pek çok önemli anı biriktirmiş güzel insanları daha sık hatırlamak gerekir.
Bu gerçeğin ancak onları kaybettiğimiz zaman farkına varıyoruz.
20 yaşındayken anneannemi kaybettim, tam 100 yaşındaydı. İki savaş görmüş, modern Türkiye’nin kuruluşuna şahitlik etmiş bu güzel insanın deneyimlerini daha çok dinleyebilmiş olmak isterdim.
Cengiz Semercioğlu:
1980 darbesinde MGK bildirisini okuyan isimdi Mesut Mertcan, ömrünün sonunda ise Erhan Çelik’in yaptığı jest unutulmazdı. Allah rahmet eylesin.

BAKMADAN GEÇME!