Lahmacunla viski rahatça içilebilir

Gordon Bell 17 yaşında çalışmaya başladığı bir viski şirketinde, viski harmanlamanın, üretiminin ve şişelemenin inceliklerini öğrenmiş bir uzman. Viski kültürünü yerleştirmeye yönelik en önemli etkinliklerden biri olan ‘Johnnie Walker Black Label-Black Nights -Siyah Geceler’inin ilkini düzenlemek üzere İstanbul'a gelen Gordon Bell ile 500 yıllık viski kültürü ve viski içme sanatı hakkında konuştuk. Viskinin anavatanı İskoçya'da halen hayattaki üç uluslararası marka elçisinden biri olan Gordon Bell, İskoçların viski içmeyi katı kurallara bağlamamasının bir pazarlama stratejisi olmadığını vurguladı. Bell, viski içmenin inceliklerini katı kurallara bağlamamakla birlikte, bu sanatı öğrenmek isteyenlere kendi yöntemlerini anlattı.

‘‘Ben kişisel olarak viskime su katmaktan hoşlanıyorum. Çünkü su, viskinin tat ve kokusunu daha öne çıkarıyor. Eğer viskinin tadı çok güçlüyse, bu güçlü tadı kırmak için buz da katabilirsiniz. Malt viskiye buz konmaz, harmanlanmış viskiye konur diye bir kural da yok. Bu tamamen sizin damak tadınıza kalmış.

Cola ve Seven-up gibi gazlı içecekleri viskiyle karıştırmak istiyorsanız, viskinizin hafif karakterli bir harmanlanmış viski olması daha iyi. Malt viskiye gazlı içecekler karıştırmayın’’ diyen Gordon Bell, yemekte viski içmenin yeni bir konsept olduğunu belirtti. Gordon Bell, balıkla buzlu-sulu Red Label, tatlı ile şişesi iyi soğutulmuş Gold Label, ana yemekle Black Label içilmesini önerdi.

Günde 1-2 kadeh içildiği takdirde viskinin damar ve kalp rahatsızlıklarına iyi geldiğini belirten Bell, soğuk algınlığına yakalananlara da İskoçların yüzyıllardır yaptığı gibi viskiyi, sıcak su ve şekerle karıştırarak ilaç niyetine içmelerini tavsiye etti. İnsanların viski hakkında ön yargılara sahip olduğunu belirten Bell, bu ön yargıları yıkmak için şu bilgileri verdi:

‘‘Tek bir damıtma evinden çıkan ‘Single Malt' viskiler, harmanlanmış viskilerden daha iyidir diye düşünmek doğru değil. Pahalı viski iyidir diye düşünmek de yanlış. Çünkü uzun süre yıllanan ya da az sayıda üretilen viskiler daha pahalıya maloluyor’’

HAYAT SUYU

Viski sözcüğü, yerel dilde ‘hayat suyu' anlamına gelen ‘usquebugh'dan türetilmiş. Su, turba (Sadece İskoçya ve İrlanda da bulunan bir tür bitkisel yakıt) , arpa ve buğday. İşte viskinin özünde yalnızca bu dört doğal malzeme var. Bu dört malzeme önce doğayla bir dönüşüm yaşıyor. Ardından usta imbikçilerin hünerleriyle ve son olarak da karıştırıcı üstadın sanatıyla tadına kavuşuyor.İlk olarak arpa, suda birkaç gün bırakılarak filizlendiriliyor. Ardından, filizlenen arpalar, turba ateşindeki fırınlarda kurutuluyor. Malt haline gelen arpa çekiliyor ve lapa teknelerinde sıcak suyla lapalama işleminden geçiriliyor. Mayalanan bu öz, bakır imbikler içinde iki kez damıtılıyor. Alkol bakımından zengin olan göbek kısım çıkarılıp alınarak, İspanya ve Amerika'dan özel olarak getirtilen ve viskiye ayrı bir tat kazandıran meşe fıçılara doldurulup, yıllanmaya bırakılıyor.