Kıtır zampara

Güncelleme Tarihi:

Kıtır zampara
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 1997 00:00

Yurtsan ATAKAN
Haberin Devamı

Tam 12 yıllık ömrüm kalmış. Doktorum hatırlattı. Yok, bilincim yerinde. Bilincimi kaybetmeme daha en az 9 yıl varmış. Şimdi, maaşallah cin gibiyim. Kaç yıllık ömrümün kaldığını doktorumun hatırlatmasının nedeni, son üç yıldır kafamı bu konuya yormaktan vazgeçip ay, gün hesabı yapmayı bırakmam.

Artık tek hedefim, büyük bir haz duyarak dolu dolu yaşamış olduğum hayatımdan edindiğim deneyimleri başyapıtım olacak bir kitapta toplamak. Doktoruma göre bunun için önümde yanlızca üç yılım kalmış. Yaklaşık iki yıl sonra yazı yazma kabiliyetimi hızla kaybetmeye başlayacak, bir yıl içersinde de tamamen kaybedecekmişim. Yani teorik olarak yazı yazmaya devam edebilecek olsam da, yazdıklarımın bir değeri kalmayacakmış.

Okumakta olduğunuz bu köşe yazısı kitabım için bir başlangıç. Onca yıllık yaşantımı tek bir köşe yazısına sığdırmamı bekleyemezsiniz herhalde. Ama söz, siz bu yazıyı okurken ben kitabımın ilk bölümünü yazmış olacağım ve iki yıl içerisinde de bitireceğim. Yine de fazla heveslenmeyin, ben hayatta olduğum sürece kitabım yayınlanmayacak. Ölü adamların eserlerinin pirim yaptığının farkındayım. Bu yazıyı da, yaşarken yapmış olduğum bir promosyon olarak kabul edin.

Promosyonumun etkili olması için de hayatımdan bir fragman sunayım. Ne de olsa -arada bir kazaya kurban gitmezsem- kitabımın basılmasına daha 12 yıl var. Merakınızın 12 yıl boyunca canlı kalabilmesi için şöyle sıkı bir şeyler yumurtlamalıyım.

Size gerçek aşkın sırrını bulduğumu ve bu sırrı kitabımda aktaracağımı söylesem yeterli olur mu? Yok, hiç yalvarmaya kalkışmayın, ben hayatta olduğum sürece size huzur yok. Gerçek aşkın sırrını bulduğuma inanmıyor musunuz? O sizin sorununuz. Yine de sorun bir kendinize bakalım, kaç yıllık ömrünün kaldığını bilen bir adam, gerçek aşkın sırrına ulaşmamış olsa oturup böyle sakin sakin, huzur dolu bir yazı yazabilir miydi?

Hadi size bir ipucu vereyim. Gerçek aşkın sırrına eren tek kişi ben değilim. Yalnızca ilkiyim.

Hala uyanamadınız mı? Peki o zaman başka hangi konuda ilk olduğumu bir düşünün bakalım. Evet haklısınız, kolayca hatırlayabileceğiniz gibi o mucizevi aşı keşfedildiğinde ilk gönüllü ben olmuştum ve doktorlar da istemeye istemeye ilk aşıyı bana yapmışlardı. O yıllarda henüz 52 yaşında olduğumdan, daha yaşlı birine yapmak istemişlerdi ‘‘gençlik aşısı’’nı. Ama sonunda pes etmişler ve önceden söz verdikleri gibi ilk gönüllüye, yani bana yapmışlardı aşıyı.

Bildiğiniz gibi buluş başarılıydı. O günden sonra zaman geriye doğru çalışmaya başladı benim için. Her geçen yıl bir yıl gençleştim. Ve şimdi 12 yaşındayım. Önümde 12 yılım daha var. Benden sonra aşı olanların hepsi 52 yaşından büyüktü, bu yüzden de hepsi benden sonra ölecek. Bir kaç yıl uğruna aşı olmayı erteleyip, ölenlerin trajik sonunu düşünüyorum da... Genç yaşta aşı olduğum için hiç de pişmanlık duymuyorum. Hâlâ çözemediniz mi aşkın sırrını? Peki bir ipucu daha; gerçek aşkın sırrını keşfetmem ikinci 40’lı yaşlarıma rastlıyor. Sevgili eşimin de aşı olmaya karar verdiği 53. yaşgünüydü. İkinci 30 yaşımda ortak bir kararla boşandık. İkinci 20’li yıllarımda ne denli hızlı bir hayat yaşadığımı varın siz tahmin edin. Ayrıntıları da artık kitabımda okursunuz.

yurtsan@ibm.net

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!