Kırmızı Rugan Ayakkabım ve haremdeki GSXR’ım

Güncelleme Tarihi:

Kırmızı Rugan Ayakkabım ve haremdeki GSXR’ım
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 2008 00:00

Uzun zamandır ilk defa bu kadar kız ağızlı bir başlık yazıyorum farkındaysanız. Ne alaka kırmızı rugan ayakkabı ve GSXR diyorsanız birazdan annemle iyi geçinmek için bu başlığı attığımı anlayacaksınız.

Evet bu hafta garajımdaki en vahşi, en spor, en cafcaflı makinamı bu sayfalarda hiç konuk etmediğimi hatırlayıp, hazır kar kıyametken etraf, okuyucuların içini ısıtacak, bir test yazayım dedim. Suzuki GSXR 600. 2007 model GSXR’ım yeme de yanında yat bir makine.

GSXR 600 ile olan beraberliğim bundan 2 sene öncesine dayanıyor. Her motosiklet sevdalısı gibi ben de çocukluğumdan beri motosiklet dediğimde aslında kafamda beliren şekil olduğu için mi? Yoksa gerçekten çok seksi ve çok çekici oldukları için mi bilmiyorum spor makinelere hasta olmuşumdur. Ancak motosiklet kültürüm ve tecrübem arttıkça bu makinelerin çocuk oyuncağı olmadığı, öyle motor istiyorum dediğinde alınıp kullanılacak aletlerden olmadığını öğrendim. Ama içimde kalmadı mı? Kaldı? Bir gün her beğendiğim makineden birer tane alıp besleyeceğim, canım hangisini isterse o gün onunla vakit geçireceğim bir motosiklet haremi kurma hayallerimi Rüzgarın Kızı okuyucuları yıllarca bu sayfadan okumuştur. (Yıllar sonra bu hayalini gerçekleştirmiş bir motor sevdalısı olarak Allah motoru olan-olmayan herkese nasip etsin diyorum.) İşte bu haremi oluştururken bir spor makine almaya sıra geldiğinde, hem tasarımını çok beğendiğim hem de üzerine oturduğumda anatomik olarak beni huzurlu hissettiren Suzuki GSXR-600 de karar kılmıştım. Fotoğrafta da göreceğiniz mavi 2005 model 20.yıl özel üretimi GSXR haremimin ilk spor makinesiydi. Bir yıllık bir beraberliğin ardından 2007 model bu kırmızı başlıklı kız, bizim mavişin yerini aldı.

RUGAN AYAKKABI GİBİ

Suzuki GSXR 600 hem iddalı görüntüsü, hem de spor makinelerin o kendine has ürkütücü-çekici aurası ile beni iki yıldır baştan çıkarmayı beceriyor. Ancak şunu demeden geçemeyeceğim, haremimdeki tüm makineler içinde GSXR öyle her gün yatağa alınacak bir hatun değil açıkçası. Hem şehveti, hem deli doluluğu, hem yerinde durmayan, ne zaman ne yapacağı belli olmayan haşarı tavrı ile her gece adamın ümmüğünü kurutabilir. (Ay neler söylüyorum ben öyle? Bak anne ağzına biber sürer.:) Annem bu örneği duyup "bizim kız gene sapıttı" demeden hemen daha kadınsı şeylerden örnek vereyim. Suzuki GSXR her kadının gardırobunda mutlaka olmasını istediği ama ancak özel zamanlarda çıkarıp kullandığı, mesela kırmızı rugan ayakkabı gibi bir alet benim için. (Bu arada nasıl üfürükten bir örnek oldu gardırabumda hayatım boyunca hiç kırmızı rugan ayakkabım olmadı ki benim)

MANKEN GİBİ MOTOSİKLET

Neyse bu kadar laf salatası yeter şimdi gelelim testimizeÖ GSXR spor bir makine. Sokak ağzında "Racing" denen ama bizim spor demeyi tercih ettiğimiz kategoride. Spor motosikletler her zaman bana güzel göründüler. Sanırım büyük çoğunluk için de hem güzeller hem heyecan vericiler. Ben biraz mankenlere benzetiyorum bunları. Çok güzeller, çok çekiciler, çok iddialılar. Bir yere gittiğinizde herkesin gözünün üstünüzde olduğunu bilmek gurur okşatan bir şey. Bugüne kadar pek çok spor motosiklet kullandım. Şunu açıkça söylemem gerekir ki bu mankenler biraz kaprisliler, sahiplerine para harcatmayı severler, idare etmek biraz zor ve her babayiğidin harcı değildir açıkçası. Mesela bana göre "naked bike" yani çıplak motosikletler tam evlenilecek kadın gibiler benim için. Yeterince güzel, yeterince ekonomik ve yaşamayı eğlenceli kılacak kadar pratikler. Ancak hiçbir evli adam yoktur ki fıstık gibi bir manken yanından geçerken göz ucu ile bile olsa şöyle bir bakmasın? Gerçekten GSX-R öyle tüm motor sevdalılarının dönüp bir kere bakmaktan kendilerini alı koyamayacakları, rakiplerine göre kullanımı daha kolay, daha az yorucu bir fıstık.

Birinci viteste 126 km

Bu motosikletin akranlarına göre, çok daha kolay kullanılabilmesi ve rahatlığı hoşuma gidiyor. Bizim 2Teker’in acar test pilotlarının karşılaştırmalarında bu rahatlığa rağmen rakiplerinden performans olarak hiç geride kalmadığını da öğrendim. Gerçekten 6.000 devirin altındayken hiçbir motosiklette olmayan, kalın, güçlü tok sesi, devir yükseldikçe tizleşirken insanı geriye fırlatacak kadar güçlü bir ivme ile hızlanıyor. Birinci viteste 126 km/s hıza çıkabilmesi performansı hakkında biraz fikir veriyor zaten. Bu motosikleti (ve akranlarını) hep dediğim gibi acemiler kullanmasın demeyeceğim bu sefer, biraz daha ileri gidip intihara meyilli, dünya ile ilişkisi pek kalmamış, son duasını etmek isteyen acemiler kullansın diyeceğim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!