Tiyatroya öyle büyük bir ilgi var ki ofislerimizi bile yıktırıp cep tiyatrosu yapacağız

Güncelleme Tarihi:

Tiyatroya öyle büyük bir ilgi var ki ofislerimizi bile yıktırıp cep tiyatrosu yapacağız
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2016 16:35

Zorlu Performans Sanatları Merkezi (PSM), Broadway’i taksi/metro mesafesine getirdi; Hugh Jackman’dan Phantom of The Opera’ya pek çok önemli konser ve gösteriyi Türk izleyicisiyle buluşturdu. Dördüncü sezonuna giren merkezin genel müdürü Murat Abbas’la yeni sezonun bomba işlerini, yapmayı düşündükleri yenilikleri, terör ve dolar artışının sektöre etkisini konuştuk.

Haberin Devamı

En sonuncudan başlayalım, yeni mekânınız Stüdio’dan. Sabahlara kadar süren elektronik partileri yapacaksınız. Sizin DJ olmanızın ne kadar etkisi var Studio’nun ortaya çıkmasında?

- Studio’yu kelimenin tam anlamıyla ‘stüdyo’ olarak kullanmışlar hep. Yani albüm kayıtlarında ve bir de müzikaller geldiğinde onların provaları için. İki sene önce ben yönetime gelince, bir baktım burası fıstık gibi mekân. Biraz Babylon, biraz Salon gibi bir yer çıktı ortaya.

Studio’da neler olacak?

- Pazar, pazartesi, salı, üç gün tiyatro var. Çarşamba ‘Lokalize’ adı altında daha genç ve alternatif yerli gruplar çıkıyor. Perşembe yerli-yabancı alternatif müzik oluyor. Cuma-cumartesi parti moduna geçiyoruz. Sabah beşe kadar süren bir gece hayatı durumu oluyor. 600 kişilik bir kulübümüz oldu. Akustik, ses ve ışık sistemi çok iyi.

Haberin Devamı

Tiyatroya öyle büyük bir ilgi var ki ofislerimizi bile yıktırıp cep tiyatrosu yapacağız

En son ne yaptınız?

- Geçen cumartesi ‘sold out’ (bütün biletleri satılmış) bir gece vardı mesela. Hollandalı elektronik grubu Vebal. Ama o korkunç terör saldırısı olunca geceyi iptal ettik. Grup çok anlayışla karşıladı. “Biz yeni bir tarih belirlemek istiyoruz, gelip çalmak istiyoruz” dediler. Böyle zor zamanlarda böyle cümeleler kuran insanları hiç unutmayacağız. Ocaktan itibaren bu formatta devam edecek Studio.  E kendim de 18 senelik DJ olduğum için ara sıra kendime de iltimas geçip programa kendimi de koyacağım tabii.

Hazır iptal olan konserden konu açılmışken, İstanbul nasıl bir şehir bu işi yapmak için?

- Birkaç sene öncesine kadar muhteşem bir şehirdi. Yurtdışına ajanslarla görüşmeye gittiğimizde oldukça havalı bir şekilde oturuyorduk masaya. Gruplarını, DJ’lerini İstanbul’da çaldırmak için yanıp tutuşuyorlardı.  Burası pırıl pırıl parlayan, yükselen bir yıldızdı. Bütün iyi dergilerde İstanbul’la ilgili inanılmaz yazılar çıkıyordu. Büyük bir cazibe merkeziydik.

Tiyatroya öyle büyük bir ilgi var ki ofislerimizi bile yıktırıp cep tiyatrosu yapacağız

Haberin Devamı

Sonra ne değişti?

- Yaşanan olaylar nedeniyle artık güvenli görülen bir şehir değil. Bu da kültür-sanat alanında iş yapanları oldukça yoruyor ve çok zorluyor. İşimiz hiç kolay değil. Birçok etkinlik iptal oldu. Güvenlik hissi nedeniyle biz en az etkilenen organizasyonlardan biriyiz. Ama yine de eskiden çok daha büyük bir sanatçı havuzundan seçme imkânımız varken ve talep gören bir şehirken şu an o havuz çok daraldı. Bir de bizim uzun soluklu projelerimiz var. Sadece konser olsa, sanatçı geliyor bir gece kalıp gidiyor. Ama mesela martta ‘Batı Yakası Hikâyesi’ müzikali geliyor PSM’ye. 100’e yakın dansçı üç hafta burada kalacak. Böyle uzun süreli işlerde daha da zorlanacağız.  Yeni teklif yapacağımız isimler de bizi kibarca reddediyorlar.

Haberin Devamı

Ne diyorlar mesela?

- İkiye ayrılıyor. Birinci kısım güvenliği öne sürenler. Bunlara getirdiğimiz argümanları da tükettik artık. Tabii ki ülkenin her yerinde olan şeyler çok üzücü ama eskiden hiç olmazsa “Bizden uzakta” falan diyebiliyorduk. Ama olaylar şehirlerin merkezine geldikçe onları da söyleyemiyoruz. Hafta sonu aç, bütün Batılı gazetelere, televizyonlara bak. Şehrin göbeğinde bir stadyumun yanında çekilmiş o görüntüler, isteseniz de saklanamaz bir hale geliyor.  “Yok öyle değil” deme imkânınız
kalmıyor.

BAEZ DAHA DA GELMESİN

Tiyatroya öyle büyük bir ilgi var ki ofislerimizi bile yıktırıp cep tiyatrosu yapacağız

İkinci grup?

- Onlar da özellikle 15 Temmuz’dan sonra siyasi sebeplerle gelmek istemeyenler. “Sizin ülkenizde insan hakları şöyle oldu, böyle oldu” diyen, daha küçük ölçekli de olsa, diğer bir grup. Hayat görüşü olarak daha muhalif duruş sergileyen gruplar bunlar. Ama onları hafızamıza yazdık tabii. İyi günde kim var, kötü günde kim yok diye. Çünkü benim bakış açım şöyle: Dünyayı ancak sanat güzelleştirir. Müzik insanları birleştirir. Sen bir sanatçıysan, kendini öyle konumluyorsan, her ortamda gelip mesajını verebilmelisin. Mesela Patti Smith. Geldi ve sahneden istediği şeyleri özgürce söyledi. Bize hakikaten moral de oldu. Yani bir sanatçı bir ülkeyle ilgili değerlendirme yaparken, o ülkedeki dinleyicilerini cezalandırmamalı diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

Joan Baez mesela. Türkiye’ye gelmediği gibi zehir zemberek bir de açıklama yaptı.

- Hiç unutmayacağız o açıklamayı. Bu zamanlar Türkiye için zor zamanlar. Camiada bomba etkisi yarattı, yaramıza tuz-biber oldu. Halbuki kendisi yıllar önce Kızıl Meydan’a gittiğinde polisler sahneyi basıp bütün cihazların fişlerini çektiğinde, çıkıp çıplak sesle şarkısını söyleyip binlerce kişiye de eşlik ettirmiş bir sanatçı. Öyle bir sanatçı buraya gelmediği halde bir de üstüne böyle bir negatif mesaj veriyor. Tam ‘gölge etme başka ihsan istemem’ durumu.  Gelmesin bir daha da zaten!

Doların yükselmesi nasıl etkiliyor?

- Korkunç.

Bütün grupları döviz üzerinden getiriyorsunuz değil mi?

Haberin Devamı

- Tabii. Mesela ekimde ‘Wicked’ müzikali yapacağız burada. Milyon dolarlık işler bunlar. Bir bütçe hazırlıyorsunuz, ona göre de bir bilet fiyatı belirliyorsunuz. Adamlarla el sıkışıyorsunuz, imza atıyorsunuz, hop birden o dolar yüzde 15, yüzde 20 artıyor. Sizin biletleriniz Türk Lirası. Düşünebiliyor musunuz bu saatten sonra biletleri dolara endekslediğimizi falan. Kıyamet kopar. Veya biletlere o kadar zam yapmaya kalksam, insanlar zaten zorlanıyor fiyatlarda, iyice zarar yazacak. Döviz artışından yediğimiz golü tüketiciye yansıtma gibi bir imkânımız yok.  

BÜTÜN TİYATRO OYUNLARI KAPALI GİŞE OYNUYOR

Tiyatroya öyle büyük bir ilgi var ki ofislerimizi bile yıktırıp cep tiyatrosu yapacağız

Türkiye’de bir tiyatro çılgınlığı yaşanıyor. Haftanın hemen her günü tiyatro oyunları var, hepsi de kapalı gişe oynuyor. Haluk Bilginer’in ‘Pencere’sinden, Demet Evgar ile Engin Hepileri’nin oynağı ‘39 Basamak’a kadar... Hem seyirci sayısı çok fazla hem de oyun sergilemek isteyen tiyatro sayısı. Bir bu kadar daha alan eklesek yine dolar. Müthiş bir ilgi var. Drama sahnesi yetişmiyordu. Studio’da üç gün daha ekledik. Bu da yetmiyor, ofislerimizi yıktırıyoruz, cep tiyatroları yapacağız.

YILIN BOMBA İŞLERİ

1-18 MARTTA WEST SIDE STORY: Batı Yakası Hikâyesi müzikali var. Hemen hemen bütün kuşakların yakından bildiği meşhur öykü... 

24-25 MARTTA SONAR FESTİVALİ: Berselona kökenli Sonar Festivali’ni getiriyoruz. Festivalin kış formatında yapıldığı dördüncü şehiriz. Böylece elektronik müzik alanında da dünyada adı geçen merkezlerden biri olacak Zorlu PSM 

3-12 MAYISTA CAZ FESTİVALİ: PSM’nin bütün salonlarını ve alanlarını kullanacağımız bugüne kadar yapılmış en kapsamlı caz festivallerinden biri olacak.  Montreux Caz Festivali gibi farklı türleri bir araya getiren büyük bir organizasyon olacak. 20 bin bilet satışı
hedefliyoruz. 

11 EKİM - 5 KASIMDA WICKED MÜZİKALİ: Oz Cadılarının anlatılmamış hikâyesi. En şaalı işlerden biri. 73 bin bilet kapasitesi var. Bir sene öncesinden bilet satışına çıktık. Şuandaki gidişe göre o da kapalı gişe oynayacak.

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!