İlk Türk balesinin bestecisi: Ferit Tüzün

Güncelleme Tarihi:

İlk Türk balesinin bestecisi: Ferit Tüzün
Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2020 17:34

İlk Türk balesi olan "Çeşmebaşı", "Midas'ın Kulakları" operası ve "Esintiler" adlı orkestra eseri gibi birçok besteye imza atan Ferit Tüzün vefatının 43'üncü yılında anılıyor.

Haberin Devamı

 Besteci ve orkestra şefi Ferit Tüzün'ün vefatının üzerinden 43 yıl geçti.

Ferit Tüzün, 1929'da İstanbul'da doğdu. Müzikle yakından ilgili bir ailede yetişen Tüzün, ablası Bedriye Tüzün'ün İstanbul konservatuvarının şan bölümünden mezun olması nedeniyle erken yaşlarda müzik ile tanıştı.

İlkokul eğitimini Kınalıada ve Heybeliada'da alan Tüzün daha sonra Ankara Atatürk Lisesi'ne geçti.

Tüzün, ablası aracılığıyla bu sıralarda Ulvi Cemal Erkin ile tanıştı ve onun da önerisi ile Ankara Konservatuvarına piyano bölümü öğrencisi olarak girdi.

İlk önemli eserini 22 yaşında verdi

Erkin ve Necil Kazım Akses'in önerileri ve yardımları ile aynı zamanda kompozisyon bölümüne de kaydolan Tüzün, 1949'da piyano yüksek bölümünden ve 1951'de de kompozisyon bölümünden birincilikle mezun oldu. Tüzün ilk önemli eseri "Ninni"yi 22 yaşında konservatuvar son sınıftayken besteledi. Bu eser 1952'de Cemal Reşit Rey yönetiminde İstanbul şehir orkestrası tarafından seslendirildi.

Haberin Devamı

Usta besteci, konservatuvarda bir süre Necil Kazım Akses'in asistanlığını yaptı, bu sıralarda Milli Eğitim Bakanlığının yurt dışına öğrenci göndermek için açtığı sınavı kazanarak 1954'de Münih Müzik Akademisine gitti. Tüzün burada, Fritz Helmann, Kurt Eichhorn, Adolf Mennerich ve G. E. Lessing'in yanında öğrenim gördü.

Yurt dışında yaşadığı dönemde Münih Filarmoni Orkestrası şefi Adolf Mennerich ve Gotthold Ephraim Lessing ile orkestra şefliği çalışmalarına devam eden Tüzün, kompozisyon konusunda da çalışmalarını sürdürdü.

Dünya prömiyerleri Münih Filarmoni tarafından yapıldı

Ferit Tüzün Münih'teyken Leucart yayınevi ile anlaşma imzaladı ve eserlerinin basım hakkını buraya devretti, bu sayede bazı eserleri korundu ve yurt dışında çeşitli yerlerde çalındı. Tüzün'ün orada kaldığı süre içinde bestelediği "Anadolu Süiti" ve "Türk Cappriccio"sunun dünya prömiyerleri Münih Filarmoni tarafından yapıldı. Sanatçının, bu orkestradan aldığı sipariş üzerine bestelediği "Humoresque" (1957) adlı eseri de büyük başarı kazandı. Eserin adı daha sonra "Nasreddin Hoca" olarak değiştirildi.

Haberin Devamı

Münih'teki eğitimini 1958'de tamamlayan Tüzün bursunun bir yıl daha uzatılması için başvuruda bulundu ve Münih Devlet Operası'nda şef yardımcılığı yaptı. Ayrıca başka kentlere de giderek çeşitli orkestraları yönetti.

Tüzün, 1959'da Türkiye'ye dönerek önce Ankara Devlet Operasında Şef yardımcısı, daha sonra da 1976'da Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü oldu. Bir yandan da bestecilik çalışmalarına devam eden Tüzün, ilk Türk balesi olan "Çeşme Başı"nın yanı sıra, "Midas’ın Kulakları" operası ve "Esintiler" gibi çeşitli eserler verdi.

Üç bölümden oluşan ve dans süiti tarzında bir eser olan "Esintiler", TRT'nin 1965'te açtığı yarışmada birincilik ödülü kazandı.

Haberin Devamı

"Kınalı Eller" ilk defa 2004'te seslendirildi

Ferit Tüzün'ün önemli eserleri arasında konusunu Elazığ dolaylarından alan bir bale olan "Çayda Çıra" için bestelediği bir bale süiti ile ilk defa 2004'te seslendirilen "Kınalı Eller" adlı bir bale süiti de yer aldı. Bilinen son yapıtı olan "Söyleşi" ise Kültür Bakanlığı tarafından Cumhuriyetin 50. yıl dönümü için istenen, senfonik orkestra için yazılmış bir eserdi.

Ankara konservatuvarında da 1974'te öğretmenlik yapan Tüzün, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü görevindeyken 1977'de hayatını kaybetti.

Türk kültüründen kopmadan eserler vermeyi seçti

Türk kültüründen kopmadan eserler vermeyi seçmiş bir besteci olan Tüzün, henüz 48 yaşında hayata gözlerini kapadığında arkasında 20 kadar eser bıraktı. Tüzün bir eser üzerinde çalışma yolunu ise şu sözleri ile açıklamıştı:

Haberin Devamı

"Ağır çalışırım. Önce kafamda tasarlarım ve tasarılar şekilden şekle girer. Unutmamak için bazı fikirleri not ederim, bunlar olgunlaşınca da doğrudan doğruya üzerinde çalışırım. Yerli ezgileri tematik gereç olarak kullanmam. Böyle bir şey gerekiyorsa onu kendimden yaratmak isterim."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!