Dünya kültürel zenginliğinin peşinde

Güncelleme Tarihi:

Dünya kültürel zenginliğinin peşinde
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2019 13:34

Çalıştığı işinden kalan günlerini dünyayı gezmeye ayıran Seymen Bozaslan, gezip gördüğü yerleri fotoğraflayıp farklı mecralarda meraklılarına anlatıyor -

Haberin Devamı

Gezgin Seymen Bozaslan, bir yandan reklamcılık ve medya sektöründe çalışmalarını sürdürürken, bir yandan dünyanın ve Türkiye'nin kültürel zenginliğinin peşinde koşuyor.

Kendisini "Ne profesyonel fotoğrafçıyım ne gurme ne de profesyonel bir rehber. Dünya denen misafirhanenin tüm odalarını gezmeye çalışan biriyim." şeklinde tanımlayan Bozaslan, gittiği şehrin spor tutkusunu araştırmayı, mutfağını test etmeyi ve anılarını ölümsüzleştirecek fotoğraflar çekmeyi seviyor.
Bozaslan, gezip gördüğü yerleri fotoğraflamasının yanı sıra kişisel blogu, seyahat dergileri, gazete ekleri ve sosyal medyada meraklılarına anlatıyor.
Üniversitede "Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi" eğitimi alan, yıllarca futbol hakemliği yapan gezgin, Anadolu'dan topladığı insan hikayelerini de yeni çıkan kitabında anlatıyor.

Seyahati bir tutku haline getiren ve yaklaşık 15 yıldır düzenli geziler yapan Bozaslan, gezginlik hikayesini ve gezginliğin kendisine kattıkların anlattı.

Nasıl gezgin oldunuz?
"Aslında Anadolu'daki memleket çocuklarından bir örnektim. Gezginliğim anneannemle, büyüklerimle yolculuklarla başladı. Üniversiteyi bitirip ekonomik kazancı ele alınca önce Türkiye'de gezdim, daha sonra Türkiye yetmedi yan komşular, orası da yetmedi derken yurt dışında birçok yer gezme ve keşfetme imkanım oldu. Keşfetmeye başladıkça zaten devamını merak ediyor insan. Bir örnek var bir yerde okumuştum, bir dağ var, dağa gidiyorsun, dağı görüyorsun ama dağın ardında ne var onu merak ediyorsun. Onun gibi biraz da. Yaklaşık 14-15 yıldır düzenli bir şekilde geziyorum. Normalde yılda 3-5 defa gezerken son 4-5 yıldır yılda 30 seyahat yapıyorum. Bunların bir kısmı yurt dışı, bir kısmı yurt içi oluyor."

Keşfetme arzusu herkeste oluşur ancak herkes yılda 30 seyahat edecek motivasyonu bulamaz. Sizi bir seyyaha döndüren bu motivasyonu nasıl buldunuz?
 "Önce turist oldum, yani gittiğim yerleri sadece bir rehber okuyarak gittim. Nerede yer, içebilirim diye gittiğim ve sonrasında hiç yazmadığım bir durum vardı. Sadece deneyimliyordum. Sonrasında gezmeye ve gezgin olmaya başladım. Bu sefer gittiğim yerleri gezdim, gördüm, yedim, içtim, deneyimledim ve bunları anlatmaya çalıştım insanlara. Anlatırken de bir blog sayfası açtım. Ondan sonra gazete ve dergilerde yazmaya başladım. Gezdikçe gördükçe daha çok şey keşfediyorsunuz, onları insanlara tavsiye ediyorsunuz, tavsiye ettikten sonra bu insanlar size teşekkür ediyor. Çünkü insanların elinde bir rehber oluyor artık, Seymen'in hazırladığı bir rehber var. Onlarla geziyor, bunları görüyor vesaire... Bunlardan insanların faydalanması beni motive eden
bir şey oldu."

Gittiğiniz yerlerde nelere dikkat edersiniz?
 "Öncelikle doğasına dikkat ediyorum çünkü fotoğraf çekmeyi seviyorum. Çok profesyonel bir fotoğrafçı diyemem kendime yalnız gerçekten fotoğrafla uğraşmayı inanılmaz seviyorum. Uygun yerlerde uygun kadraj kovalamayı seviyorum diyebilirim. O yüzden öncelik doğası benim için. Yemek yemeyi seviyorum, yemek olayı güzel oluyor. Bu biraz da genlerden kaynaklı herhalde. Okul dışında tarihi noktalarını merak ediyorum ama en temel insanını merak ediyorum. Çünkü günümüzde birçok insan bir yere gittim dediği zaman nereden geldin diyorum. Konya'dan geldin, etli etmek yedin, Mevlana'yı ziyaret ettin, gezdin gördün, yedin, içtin evet sonra döndün. Ama hiç Konyalıyla konuşmamış, sohbet etmemiş. Aslında kitabın temel fikri burada ortaya çıktı çünkü insanlar yarım geziyor bence. İnsanı tanımak, bence yerele inmek her zaman daha kıymetli geliyor bana."

Haberin Devamı

"Orta Doğu'daki insan daha samimi"

Haberin Devamı

Aradığınız şey ne?
 "Son bir-bir buçuk yıldır Almanya'nın köylerini geziyorum. Almanya'nın Avusturya sınırındaki kasabaları ve o bölgede yaşayan insanlarla konuştuğum zaman gerçek Alman temeline iniyorsunuz. Bizim Karadeniz'de silah olayı var düğünlerde vesaire... Almanya'nın bir bölgesini buldum, orada düğünlerde silah atıyorlar. Gerçekten bunlar has Alman'dır. Gerçekten büyük şehirlerde böyle insanlara rastlayamazsınız ancak kasabalara inince değişik insanlarla tanışıyoruz."

Tanıştığınız en ilginç insan, karşılaştığınız en ilginç şey neredeydi?
"Orta Doğu'daki insan daha samimi geliyor bana da... Doğa anlamında en güzel gezi bence İzlanda. O civar inanılmaz bir yer, defalarca gitsem sıkılmam. Çünkü bir yandan siyah kumlar, bir yandan 10 bin şelale var. İki ucu 400 kilometre olan bir ada. Yani İstanbul-Ankara arasında 10 bin şelale olduğunu düşünün. Doğası anlamında beni inanılmaz etkiliyor. Sürekli gökkuşağı görüyorsun ve sıkılıyorsun artık. Kültür anlamında İran beni çok etkiliyor, 5 bin yıllık bir geçmişi var zaten. Orada çok enteresan deneyimler yaşadım. Onun dışında Gürcistan ve Azerbaycan tarafı aynı şekilde. Buralarda insanlarla birebir çok rahat sohbet edebiliyorsunuz. O yüzden buradaki insanlar çok daha kıymetli oluyor."

Kaç ülkeye gittiniz, kaç şehir gördünüz ?
"54 ülke dolaştım. Bazı yerlere 4-5 defa gittiğim oldu, toplam 250'den fazla şehir görmüş olabilirim. Türkiye'de de 81 ilin hepsini gezdim diyemem ama hepsinin il sınırında bulundum, çoğu yerini de görmüşümdür."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!