Anadolu'nun Mitleri Dijital Çağda: "Biz kendi hikâyemizi anlatmazsak, başkaları anlatır!"

Güncelleme Tarihi:

Anadolunun Mitleri Dijital Çağda: Biz kendi hikâyemizi anlatmazsak, başkaları anlatır
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2025 18:00

Uluslararası Mitoloji Film Festivali, bu yıl ilk kez sinemanın sınırlarını aşarak oyun dünyasına adım attı. Küresel oyun ve sinema sektöründe bugüne kadar geri planda kalan Anadolu mitolojisini, Dijital Oyun Yarışması’yla dünya sahnesine taşımaya hazırlanan festivalin kurucusu Gülşah Elikbank ve LUGAL Games'in kurucusu Rahmi Aydemir mitolojinin kültürel etkisini, dijital dünyanın dönüştürücü gücünü ve Anadolu efsanelerinin nasıl dev bir oyun evrenine dönüşebileceğini anlattı.

Haberin Devamı

“KÜLTÜR VE SANAT BİRER YUMUŞAK GÜÇTÜR. BU GÜCÜ İYİ KULLANAN KENDİ KÜLTÜRÜNÜ EMPOZE EDER”

Mitolojinin insanlığı birleştiren ortak bir dil olduğunu söylüyorsunuz. Peki, sizce Anadolu medeniyetleri mitolojisi neden küresel oyun ve sinema dünyasında Yunan, İskandinav ve Mısır mitolojileri kadar yer bulamadı? Bu algıyı değiştirmek için nasıl bir yol izlemeliyiz?

Gülşah Elikbank: Algıyı yöneten piyasayı da yönetir. Kültür ve sanat birer yumuşak güçtür. Bu gücü iyi kullanan kendi kültürünü empoze eder, tanıtır ve talebi de yönetir haliyle. Biz bugüne kadar kendi mitolojimize, Anadolu’nun kadim hikayelerine sahip çıkmak için güçlü bir adım atmadık. Sinema sektörü de daha garantili işlerin peşinden gitmeyi tercih etti genelde. Örneğin, Kore dizileri tutunca hepsi onların yerli versiyonlarını çekti hatırlarsanız. 15 yıl önce Kore müziği ya da dizileri diye bir şey söz konusu bile değildi, şu an özellikle yeni nesil için vazgeçilmez konumdalar. Bunu neden biz de başarmayalım? Üstelik biz tüm bu kültürlerden daha köklü gelenek ve hikayelere sahibiz. Ben bir edebiyatçı olarak zaten bu türlerde eserler veriyordum ama şimdi bir festivalin gücüyle sinema sektörünün ve dolayısıyla onun etkileşimde olduğu tüm sektörlerin dikkatini Anadolu’ya çekiyoruz.

Anadolunun Mitleri Dijital Çağda: Biz kendi hikâyemizi anlatmazsak, başkaları anlatır


Festival gezici formatta ilerliyor ve bu yıl Troya Antik Kenti gibi çok özel lokasyonları da içeriyor. Festivalin farklı tarihi şehirlerde düzenlenmesi izleyiciyle kurduğunuz bağı nasıl etkiliyor?Elikbank: Bu biraz da bizim eski göçebe kültürümüze atıf yapmak için düşündüğümüz bir içerik. Aynı zamanda festivaller izleyicisini, takipçilerini her sene farklı, ilgi çekici etkinliklerle festivalin bir parçası olmaya davet etmeli. Biz de bunu yapmaya gayret ediyoruz. Festival zamanında farklı şehirlerden hatta ülkelerden hem ülkemizdeki farklı şehirleri, antik kentleri görmeye gelsinler hem de festivaldeki disiplinlerarası etkinlikleri takip etsinler istiyoruz. Bu nedenle gezici formatımız büyüyerek devam edecek.

Haberin Devamı

AVATAR’DAKİ “HAYAT AĞACI” TÜRKLERE ÖZGÜ

Haberin Devamı

“Biz kendi hikâyemize sahip çıkmazsak, başkaları bizim için yeni hikâyeler yazmaya devam edecek” diyorsunuz. Peki, sizce Batı kültürü, Anadolu medeniyetleri mitolojisinden en çok hangi unsurları aldı ve popüler kültüre uyarladı?
Elikbank: Avatar filmini izlemeyen yoktur sanırım. Oradaki Hayat Ağacı, şamanik unsurlar tamamen bize özgü. Devler bizim mitolojimizin, masallarımızın içinden çıkmadır. Bir de elbette tüm bu kültürlerin birbirlerini etkilemeleri söz konusu. Sözlü gelenek ile başlayan hikâye anlatıcılığı kültürel etkilerle anlatım şeklini değiştirir, yerel kodlar alır ama özü aynıdır. Biz o özün peşindeyiz ve o öz de Anadolu’da. Ejderhalar bile bizim hikayelerimizden çıkmadır, dersem ne kadar geniş bir kavramsal etkileşimden söz ettiğim daha iyi anlaşılır.

 

Haberin Devamı

Festivalin uzun vadeli hedefleri arasında, mitoloji temalı sinema projelerine verdiğiniz desteği dijital oyun sektörüne de taşımak var mı?
Elikbank: Öncelikle elbette güçlü bir hikâye… Çünkü iyi yazılmış bir hikayeniz olmadan iyi bir film çekemezsiniz. Güçlü senaryolar hikâye anlatıcılığı önceliklerimiz arasında. Sonrasında elbette bu hikayelerin sinemaya uyarlanması var. Ama yeni neslin bilgisayar oyunlarına, teknolojiye ilgisini görmezden gelemeyiz. Sinema teknoloji ile çok daha güçlü. Biz teknolojiyi bir tehdit değil bir fırsat olarak görüyoruz. Bu nedenle de bu sene Anadolu medeniyetlerinin mitolojisinden esinlenerek tasarlanacak bir oyun yarışması açtık. Elbette festival olarak, başlattığımız bu işleri uluslararası sahaya sokmak, pazarlamak gibi amaçlarımız var. Festival büyüyüp güçlendikçe bu hayallere daha çabuk ulaşacağız.

Haberin Devamı

“OYUNLAR OYUNCULARA O DÜNYANIN BİR PARÇASI OLMA OLANAĞI TANIR.”

Rahmi Bey merhaba. Öncelikle yarışmanıza çok başvuru olmasını dilerim. Siz oyunların sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda bir anlatı sanatı olduğunu belirtiyorsunuz. Sizce bir video oyunu, mitolojiyi anlatmak konusunda sinema ve edebiyattan daha etkili olabilir mi?

Rahmi Aydemir: Kesinlikle olabilir. Çünkü oyuncuya pasif bir izleyici ya da okur olmaktan öte, doğrudan bir deneyim sunar. Sinema ve edebiyat belirli bir anlatı çerçevesi ile bunu yaparken, oyunlar oyunculara o dünyanın bir parçası olma olanağı tanır. Bir kahramanın yerine geçtiğinizde onun seçimlerini yapar, mitolojik bir kentin sokaklarında dolaşır, tanrılarla yüzleşir ve hatta efsanelerin akışını değiştirebilirsiniz. Özellikle çevresel hikâye anlatımı sayesinde, mitolojinin geçtiği dünyayı keşfederek öğrenmek, onu okumaktan veya izlemekten çok daha derin bir bağ kurulmasını sağlar-ki dijital oyunları sinema ve edebiyattan ayıran bir başka unsurdur. Tabi burada maruz kalma süreleri de yarattığı etki konusunda belirleyici. Oyunculara verilen keşfetme özgürlüğünün yanı sıra, oyunların uzun bir süre boyunca tüketilebilmeleri, mitolojiyi kendi hızlarında deneyimlemelerine olanak tanıyarak,  anlatıyı daha güçlü ve diğer formlara nazaran daha unutulmaz kılabilmektedir.

Anadolunun Mitleri Dijital Çağda: Biz kendi hikâyemizi anlatmazsak, başkaları anlatır


Haberin Devamı

HİTİTLERİN FIRTINA TANRISI TEŞUP İLE EJDERHA ILLUYANKA EFSANESİ

Anadolu’nun mitolojisi, büyük savaşlar, kehanetler, tanrılar ve efsanelerle dolu. Sizin oyun dünyasına aktarılmasını en çok istediğiniz mitolojik hikâye hangisi? Hangi kahramanı ya da bir oyunda görmek isterdiniz?
Aydemir: Hem oyun hem de sinema için bu toprakların hikâyelerinden ilham alıyorum; bu nedenle eriştiğim, okuduğum pek çok mit var ve Anadolu’nun mitolojisi ve mirası gerçekten eşsiz. Bu mirasın üzerindeki örtüyü kaldırdığınızda oyun dünyasına aktarılmayı hak eden o çok kadar hikâye var ki, tercih yapmak çok zor. Bunlar arasında özellikle birini seçmem gerekiyorsa, Hititlerin Fırtına Tanrısı Teşup ile Ejderha Illuyanka arasındaki efsaneyi tercih ederdim. Oyun dünyasında görmeyi en çok istediğim mitlerden biri bu. Bunun yanı sıra kaybolan tanrı Telepinu da, Friglerin Ana Tanrıçası Kibele de oyun dünyası için güçlü profillere ve hikayelere sahipler. İlginç olan bu hikayelerle yoğruldukça diğer mitolojilerle de bağlam kurmaya başlıyorsunuz. Mesela Teşup ile tanıştığınızda, günün sonunda sahip olduğu baltanın İskandinav Tanrısı Thor’un Mjölnir’ine ne kadar benzediğini keşfedip, hikâyenin salt formatının bu topraklarda yattığının farkına varmak inanılmaz size bir haz veriyor.

“MİTOLOJİK KAHRAMANLAR KÜLTÜREL MİRASIN TAŞIYICILARI DA OLABİLİRLER”

 

Oyunların, mitolojiyi sadece anlatmakla kalmayıp, yaşatarak deneyimletmesi gibi bir gücü var. Sizce bir oyuncunun mitolojik bir karakterin yerine geçmesi, hikâyeye olan bağını nasıl değiştirir? Bu bağın turizme ve kültürel mirasa etkileri olabilir mi?
Aydemir: Bir mitolojik figürün veya kahramanın rolüne büründüğümüzü hayal edelim. Onun yaşadığı dönemin dinamikleri, ahlakı ve düşünce yapısıyla, o figürün alacağı kararları ve seçimleri bizzat yapmış oluruz. Bu, yalnızca bir kahraman olmanın ötesine geçip, aynı zamanda o dönemin kültürünü, değerlerini ve toplumsal dinamiklerini deneyimleyerek bir dönüşüm yolculuğuna çıkmamızı sağlar. Artık karakterin ve onun ait toplumun duygusal ve felsefi katmanlarıyla bağlantı kurmanız muhtemeldir. Oyunları cazip kılan da bu. Üstelik gri karakterlerle yani insan doğasını tam anlamıyla temsil eden oyun kahramanlarıyla, oyuncuların daha güçlü bir bağ kurduğu da yadsınamaz bir gerçek. Uluslararası başarı göstermiş yüksek bütçeli oyunların birçoğunun yaptığı da budur. Artık hikâyeyi deneyimleyen değil onu yaşayan bir kullanıcısınızdır. Bu bağ zamanla sizi, karakterin mücadele ettiği topraklara, günümüzdeki rotasına yelken açmanızı sağlayacak bir motivasyonla sonuçlanabilir.

 

Odyssey oynayan bir oyuncunun Peloponez Savaşı’nın gerçekleştiği Mora’yı görmek istemesi kadar doğal bir içgüdü yoktur bence. Bu anlamda naçizane fikrim, bazılarına göre fantastik bir yaklaşım olabilir ancak mitolojik figürler ve kahramanlar, oyunlarda sadece efsaneleri temsil eden karakterler olarak kalmazlar. Aynı zamanda bir kültürel mirasın taşıyıcıları da olabilirler.

 Uluslararası Mitoloji Filmleri Festivali Hakkında:

Uluslararası Sinema ve Yazın Araştırmaları Derneği (ULSİYAD) tarafından düzenlenen Uluslararası Mitoloji Filmleri Festivali, 2021 yılından beri "İnsanlığın Ortak Hikayesi" sloganıyla, Anadolu’nun zengin mitolojik mirasını dünya ile buluşturmayı hedefliyor. Gezici festival konseptini benimseyerek her yıl farklı şehirlerin kültürel dokusunu ön plana çıkaran etkinlik, film gösterimleri, söyleşiler, sergiler ve atölyelerle mitolojiyi çağdaş sanatlarla buluşturuyor. Bu yıl üçüncüsü gerçekleşen festival, İzmir’den başlayarak Manisa, İstanbul, Aydın (Efeler) ve Çanakkale’de düzenlenecek. 22 Eylül’de İzmir’de başlayacak festivalin kapanış ve ödül töreni 30 Eylül’de Çanakkale Troya Antik Kenti'nde Troya Müzesi iş birliğiyle yapılacak. Gezici festival konseptini benimseyen festival komitesi, bu şehirlerin tarihi ve kültürel miraslarını dünya çapında tanıtmaya katkı sağlamayı hedefliyor.

BAKMADAN GEÇME!