Kardeşler birbirini kıskanır

Güncelleme Tarihi:

Kardeşler birbirini kıskanır
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2005 00:00

Birbirini kıskanmayan kardeş olur mu? En yakın rakip, en yakınınızdaki kişidir. Hele anne babalar, çocuklarına karşı farklı davranıyorlarsa, bu kıskançlığı ve rekabeti körüklemekten başka işe yaramaz.Çocukken en sinir olduğum şey ‘Anneni mi daha çok seviyorsun, babanı mı?’ sorusuyla muhatap olmaktı. Tabii ki annemi daha çok seviyordum, ama bu babamı daha az sevdiğim anlamına gelmiyordu. Şimdi aynı soru birden çok çocuğu olanlara soruluyor; ‘Hangi çocuğunu daha çok seviyorsun?’Bu sorunun net bir yanıtı var mıdır bilmiyorum. Nehir’in dışında başka bir çocuğum olsa ona karşı sevgim ne ölçüde olur, bunun yanıtını da veremem. Sanıyorum sadece bu nedenle ikinci bir çocuk fikrini aklımdan bile geçirmiyorum.Oysa büyüklerin en önemli nasihati ‘Bir tane olmasın, yalnız büyümesin, sonra size çok kızar’ şeklindedir. Belki haklılar. Daha doğrusu çok çok haklılar. Çoğunluk tek çocukla yetinmeyi tercih etse bile kardeş başka oluyor. Kardeşler, özellikle belirli bir yaştan sonra sırtınızı dayayacağınız bir dosta dönüşüyor. Kardeşimle aramda üç yaş var. Son 15 yıldır hiç çekişmemiz olmadı. Ama çocukluk dönemi rekabet dönemimizdi. Kıskandırmak için yapmadığım şey kalmazdı.Kardeşim mezun olduğum ortaokula gittiğinde, öğretmenler soyadını duyunca ‘Nilüfer’in nesi oluyorsun?’ diye sorup, arkasından da ‘Bakalım sen de ablan gibi akıllı ve çalışkan olacak mısın’ diye cümlelerini tamamlıyorlarmış. Her öğretmeninden aynı cümleyi işiten kardeşim, benden daha çalışkan olduğunu kanıtlayarak üst sınıflara geçti. Okul yıllarındaki rekabetimiz ortaokul sıralarında kaldı, sonra o başka bir yola, ben başka bir yola girdim.Rekabet had safhadaKızlar bu rekabet ve kıskançlık konusuna daha takık oluyorlar. Mesela annem her ikimize de aynı büyüklükte dondurma alırdı. Ben öyle yavaş yerdim ki, kardeşiminki bitince, karşısına geçip, dondurmayı gözünün içine baka baka bitirirdim. Ne salakmışım. Annem aramızda ayrım yaptı mı bilmiyorum, yaptıysa bile biz bunu hiç hissetmedik ya da profesyonelce hiç hissettirmedi. Annem ikimizi de evde doğurmuş. Hastane kaydı falan yok anlayacağınız. Kardeşimin ilk fotoğrafı 1-2 yaşındayken çekilmiş. Bunu kullanarak arada bir ‘Seni evlat edinmişler oğlum. Hiç birlikte fotoğrafımız var mı? Ama benim altı aylıkken fotoğrafım var. Niye sen ailede kimseye benzemiyorsun, bunu hiç düşündün mü?’ derdim. Kardeşim bu sözlerim karşısında gülümsese de annemin yüzüne soru işaretiyle bakmasını kendimce zafer sayardım.Benim sosyal zekam iyidir, kardeşimin ise matematik zekası. Onun matematik zekasından yüzde 10’luk bir bölümünün bende olması için 40 takla atardım. Ben hemen parlarım, o 40 ton ağır taş gibi hareket eder. Bu özelliklerimiz nedeniyle annem arada bir davranış farklılığı gösterirdi. Ne kadar büyüsek de kardeş rekabeti bitmiyor ama başka bir hal alıyor. Mesela Anneler Günü’nde alınan hediyeler bizim rekabet alanlarımızdan biri. Bazen ortak hediyeyle annemizi sevindirsek de, annemin ettiği teşekkür sayısına göre kimin daha hoşa giden hediye aldığını anlamaya çalışırız. Hediye öneririmErkekler hediye işinden pek anlamazlar. Kardeşim hediye konusunda benden yardım istediğinde kendi alacağım hediyenin daha altında bir öneride bulunurum. Gördüğünüz gibi sadece hain bir anne değil, hain bir ablayım da...Çocukluğumuzda birbirimize hiç vurmadık, itişip kakışmadık. Çok mu aklı başındaydık yoksa annem mi böyle bir ortamın oluşmasına izin vermedi, hatırlamıyorum. Hep birbirine çok bağlı iki kardeş profili çizdik. Dedikodunun en alasını birlikte yaptık, en kaliteli 1 Nisan şakalarını birbirimize yapmak için kafayı çalıştırdık. Yaş 35 olunca, kıskançlık, rekabet gibi duygular sadece kardeşe karşı değil, sizin dışınızda kalan tüm dünyaya karşı en alt seviyeye iniyor. Yaş 35 olunca zirveye çıkan, kardeş sevgisi, bağlılık ve ‘Bana bir şey olursa gözüm arkada kalmaz’ düşüncesi oluyor. Canım kardeşim, iyi ki varsın...Çocuklar arasında ayrım yapmayınUzmanlara göre, kardeş kıskançlığı, karşılıklı birbirine zarar verme ve aşırı saldırganlık boyutuna varmıyorsa, normal gelişimsel bir dönemdir.Anne-babadan biri, çocuklarından birini diğerine kıyasla daha çok önemsiyor, onunla daha çok ilgileniyorsa, bu sorunların büyümesine neden olur.Çocuklarınıza elinizden geldiği kadar eşit ilgi ve sevgi göstermeye çalışın. Birini, herhangi bir özelliği nedeniyle ötekine karşı kayırmamak çok önemli. Büyük kardeş olarak yapması ve yapmaması gerekenleri, kardeşini incitmemesi gerektiğini mutlaka çocuğunuza aşılayın. Ona bir çeşit ‘anne ya da babalık’ sorumluluğu yüklemeyin.Bebek bekleyen çiftler, çocuklarını kardeşin gelişine hazırlamalı. Kardeşe, kendine bakacak durumda olmadığı için belli bir dönem daha fazla zaman ayırmak zorunda olduklarını anlatmalı.İmkanınız varsa kardeşlere ayrı odalar verin. Aynı odayı paylaşmadıklarında, oda düzeni ve ortak eşya kullanımı konusunda daha az sorun yaşarlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!