Kanlı sevgililer günü

Güncelleme Tarihi:

Kanlı sevgililer günü
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 29, 2001 00:00

Valentine (Ölümcül Bedel) filminin konusu da, iÅŸleniÅŸi de oldukça bildik ve sıradan. En vasat sinema izleyicisi bile bu tarzda onlarca film seyretmiÅŸtir.Havaların sıcaklığından kaynaklanan kuraklık sanırım bu yıl sinema salonlarını da vurdu. Tam bir kuru mevsim geçiriyoruz anlayacağınız. Oysa yaz aylarında en serin yerler sinema salonlarıdır benim için. Film, sıradan bir taklit olmaktan öteye gidemiyor.Hemen daha yazının başında bunu söylemenin biraz yersiz olduÄŸunu düşünebilirsiniz. Ama vakti olmayıp da bu yazıyı sonuna kadar okumayanlar, hiç olmazsa gidip görme zahmetine katlanmasınlar istedim.Yönetmen, cinayetin ipucunu daha filmin başında veriyor. Kolej çağında diÅŸlek ve çirkin bir çocuÄŸun sevgililer günü partisinde aÅŸağılanmasıyla baÅŸlıyor herÅŸey. Belli ki o çocuk psikopat olup bunların başına bela olacak.Dans etmek istediÄŸinde onunla alay eden kızları, aradan 13 yıl geçtikten sonra teker teker öldürmeye baÅŸlıyor. Yüzüne maske taktığı için katilin kim olduÄŸunu göremiyorsunuz ve film o maskenin düşmesine kadar devam ediyor.Kızların hepsinin birer fıstık olduÄŸunu söylemeye gerek yoktur sanırım. Her birinin ölümünde insanın içi sızlıyor doÄŸrusu. Yönetmen korku ortamını yaratmak için kendini pek zorlamamış. Ani kamera haraketleri ve insanın sinir sistemeni alt üsteden bir müzik yeterli bu iÅŸ için. Tek tek ölümler beklenir olduktan, sırada kimin olduÄŸunu bildikten sonra insan filmin seyrinden sıkılmıyor deÄŸil.Peki filmde hiç mi baÅŸarılı yön yok, diye sorabilirsiniz. Var. Sadece finali. Her ne kadar katilin kim olduÄŸunu kestirseniz de sizi ÅŸaşırtacağını söyleyebilirim.Evet, filmin baÅŸlaması gibi finali de yine bir sevgililer gününde oluyor.O günün özel rengi olan kırmızı her yana yayılıyor ama bu kez gül kırmızısı olarak deÄŸil.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!