Kameranın arkasında kadın var

Güncelleme Tarihi:

Kameranın arkasında kadın var
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 2004 00:53

‘Sinema alanındaki kadın emeğini görünür kılmak’ amacıyla 1998 yılından bu yana Ankara’da gerçekleştirilen Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin yedincisi, 6-16 Mayıs tarihlerinde yapılacak.

Bu yıl festivalin ‘Sinemamız’ bölümünde iki film var; Karagözlüm ve onur ödülü alacak olan Suzan Avcı’nın rol aldığı Kambur. ‘Bir Ülke’ bölümünde İspanya’dan beş filmin yer aldığı festivalde, her yıl olduğu gibi bu yıl da dünya sinemasının son örnekleri izlenebilecek.

Festival ayrıca, 1920’lerde Almanya’da o zamana kadar hiç yapılmamış bir işe kendini adamış bir yönetmen olan Lotte Reiniger’in filmlerini, bir ilki gerçekleştirerek gösterecek. İzleyici yüzyılın başından gelen bu sempatik filmleri, Alman perküsyon sanatçısı Steven Garling’in canlı müziği eşliğinde izleyecek. Kitleleri kışkırtmayı seven ve ‘arzunun aykırı yönetmeni’ olarak tanımlanan Fransız yönetmen Catherine Breillat’ın beş filmi de festivalde. Alman yönetmen Dorris Dorrie’nin ve yüzyılın en iyi oyuncularından biri sayılan Katherine Hepburn’un filmleri de var.

Ve ‘Bir cam kırığı’; Marie Trintignant... Bir televizyon dizisinin çekimleri için bulunduğu Litvanya’da, Noir Desir adlı rock grubunun solisti olan sevgilisi Bertrand Cantat tarafından dövüldüğü için 41 yaşında hayata veda eden oyuncu. Ünlü ve başarılı bir oyuncu, dört çocuk annesi, güzel ve özgür bir kadın, aktif bir feminist olan Trintignant, ‘Kayıp Denizciler’ ve ‘Betty’ adlı iki filmiyle festivalde anılacak.

Bitmedi: Festivalde ayrıca 13 belgesel, 24 kısa film, kısa film öykü yarışması, erotizm ve pornografi arasındaki sınır üzerine bir panel var. Bir de festival boyunca Kavaklıdere Sineması’nda görülebilecek ve fotoğraflarını Muammer Yanmaz’ın çektiği, Türk Sineması’nda Kadın Yönetmenler Fotoğraf Sergisi...

Sayıları 25’i geçmeyen, yaklaşık altı bin Türk filmi içinde çektikleri film sayısı 100’ü geçmeyen kadın yönetmenler... Biz de Uçan Süpürge’nin sorduğu ‘Neden sinemamızdaki kadın yönetmenlerin sayısı az?’, ‘Neden kalıcı olamadılar?’ gibi soruları şimdilik bir yana bırakıp, ‘Peki biz sinemamızdaki bu az sayıdaki kadını ve filmlerini tanıyor muyuz?’ sorusuna küçük bir cevap vermeye çalışacağız Albüm sayfasında bu hafta.

Cevap verirken, büyük ölçüde Semire Ruken Öztürk’ün Om Yayınları’ndan çıkan Sinemanın ‘Dişil’ Yüzü adlı kitabından yararlandık. Öztürk, Türk Sineması’ndaki kadın yazarları bazı kategorilerle sıralamış: Cahide Sonku, Nuran Şener, Feyturiye Esen, Bilge Olgaç, Birsen Kaya, Lale Oraloğlu, Türkan Şoray, 1951-80 arası yönetmenleri. Ayten Ürkmez Kuyululu özel bir örnek olarak yeralıyor kitapta. ‘Kadın Sineması Yönetmenleri’ kategorisinde (1980-90) Nisan Akman, Mahinur Ergun var. ‘Siyasallaşmaya Doğru Kadın Yönetmenler’ ise Füruzan-Gülsün Karamustafa, Canan Gerede, Tomris Giritlioğlu, Işıl Özgentürk, Biket İlhan, Seçkin Yasar, Handan İpekçi, Canan Evcimen Obay, Fide Motan, Yeşim Ustaoğlu, Sunar Kural Aytuna, Jülide Övür-Necef Uğurlu...

TÜRKAN ŞORAY, 4 film

Onu anlatmaya gerek yok. Ama yönettiği filmleri söyleyelim: ‘Dönüş’, ‘Azap’, ‘Bodrum Hakimi’, ‘Yılanı Öldürseler.’ Bu son filmde aynı zamanda Yaşar Kemal, Arif Keskiner ve Işıl Özgentürk’le ortak senarist. Kameranın önünde hayranlıkla izlenirken kamera arkasına geçince, başaramayacağını söyleyenler çok oldu ki biri de Bilge Olgaç’tı. Ama Dönüş başarı kazandı ve gerisi geldi. Yıllardır gerçekleştirmek istediği projeler arasında yazar Erendiz Atasü’nün ‘Kadınlar da Vardır’ öyküsünün olduğunu belirtiyor, Semire Ruken Öztürk’e. ‘İçinde yaşadığınız toplumun sorunlarına duyarlıysanız, özellikle de kadınsanız, kadın sorunları daha çok içinizi acıtıyor. Kadın yönetmenlerimizin sinemada daha çok film yapmasını isterim.’

BİKET İLHAN, 5 film

1945 İzmir doğumlu. Ankara Gazi Eğitim mezunu, İngilizce öğretmeni. Selim İleri’nin teklifiyle 37 yaşında girdi sinemaya. Türkan Şoray ve Cihan Ünal’ın oynadığı ‘Seni Kalbime Gömdüm’de asistanlık yaptı (1981). Ardından, ‘Bir kez bu tozu yuttun. Seninle daha çok karşılaşacağız’ diyen Türkan Şoray haklı çıktı. TRT’de ve sinemada asistanlık yaptıktan sonra, 1992’de üç bölümlük bir pembe dizi çekmekle yönetmenliğe başladı. İlk içine sinen filmi, 1993’te çektiği ‘Senin İçin Bir Kadeh’ti. ‘Sokaktaki Adam’ ise birçok festivalde ödüle layık görüldü. Film yapmayı sürdürüyor, aynı zamanda yapımcı.

BİRSEN KAYA, 15 film

1943 doğumlu. Asistanlık yaptığı ilk film Halit Refiğ’in ‘Gurbet Kuşları’ (1964). Aslında Artist dergisinde muhabirdi ve röportaj için gittiği Halit Refiğ’den asistanlık teklifi almıştı. Çoğu avantür 200’e yakın filmde asistanlık yaptı. Sonra Nazmi Özer’in bir filmini tamamen kendi çekti ve bu ilk filmi oldu. Türk sinemasına yıllarca hizmet vermesine rağmen halen emekliliğini kazanamamış durumda. Adana’da yaşıyor.

FİDE MOTAN, 2 film

1948 Urfa doğumlu. Gazi Basın Yayın mezunu. İlk işi Ankara Radyosu’ndaydı. Sekiz yıl sonra Ankara Televizyonu drama bölümüne geçti. Filmleri, ‘Cadı Ağacı’ ve ‘Yanlış Saksının Çiçeği.’ Televizyon için çektiği ‘Hepsi Bir Düştü’ adlı bir video filmi ve Urfa’da 2000 yılında çektiği 13 bölümlük ‘Vasiyet’ adlı dizisi var ki Güneydoğu dizilerinin bundan sonra popüler olduğu söyleniyor. Şimdi hayalinde televizyon için Aziz Nesin ve Orhan Kemal’den eserler çekmek ve ‘sırılsıklam bir aşk hikayesi’ yapmak var.

CANAN GEREDE, 3 film

‘Robert’ın Filmi’, ‘Aşk Ölümden Soğuktur’ ve ‘Parçalanma’, filmlerinin adı. 1948 New York doğumlu. American Academy of Dramatic Arts mezunu. Hem oyunculuk hem de yönetmenlik eğitimi var. Oyuncu yönetimiyle ilgili bilgilerinin bir kısmı da Elia Kazan’dan. Şu sıralar Paris ve İstanbul’da yaşıyor, beş yıllık bir aradan sonra yeni senaryolar üzerinde çalışıyor.

HANDAN İPEKÇİ, 2 film

1956 Ankara doğumlu. Filmlerinin özgün senaryosu, yönetimi ve yapımı kendine ait tek kadın yönetmen. O da Gazi Basın Yayın Bölümü’nü arada evlenip çocuk doğurduktan sonra bitirdi. TRT’de Hanımlar Sizin İçin programında asistanlıkla işe başladı, dizilerde çalıştıktan sonra, sinemada asistanlık yaptı, belgesel yönetti. Yapımcılara projesini kabul ettiremeyince, film çekme uğruna ticarete girdi, zor günler yaşadı. Sonunda bir işadamının desteğiyle ‘Babam Askerde’yi çekti. Film Berlin Film Festivali’ne katıldı. Ardından ‘Büyük Adam Küçük Aşk’ı çeken İpekçi, şu anda ‘Güvercin Karakterli Kadın’ı çekmeye hazırlanıyor.

LALE ORALOĞLU, 7 film

Bu yedi filmde yönetmen, yapımcı ya da senarist olarak adı geçiyor. Aynı zamanda tiyatro ve sinema oyuncusu. Konservatuvarda da okudu, gazetecilik de yaptı. Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisi mezunu. 1924 İzmir doğumlu. İlk yapımcılığı, Cahide Sonku’nun yapımcılığından beş yıl sonraya rastlıyor (1954). Şirketine o yıl doğan kızı Alev’in ismini verdi. 1951-60 arasında 35 filmde başrol oynadı. En son 2000 yılında Avni Dilligil Tiyatro Jüri Özel Ödülü’nü alan Oraloğlu’nun çok sayıda ödülü var. Tiyatrosunu annesi 90 yaşına geldiği ve yanında olması gerektiği için 1987 yılında kapattı. Geçen yıla kadar Selçuk Üniversitesi’nde tiyatro hocasıydı.

SEÇKİN YASAR, 2 film

1949 Malatya doğumlu. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Grafik Sanatlar mezunu. Aslında sinema okumak istemiş ama o sıralarda sinema okulu yokmuş. Çocukluğundan beri sinema delisi. Okuduğu yıllarda sinemayla ilgili her etkinliğin içinde. Uzun yıllar Halit Refiğ’e asistanlık yaptı. Zuhal Olcay’ı sinema için Refiğ’e öneren o. Daha sonra da kendi filmleri ‘Sarı Tebessüm’ ve ‘Sevgilim İstanbul’u çekti.

SUNAR KURAL AYTUNA, 1 film

1996 tarihli ‘Deniz Bekliyordu’ adlı filmin yönetmeni ve Mehmet Tekirdağ’la ortak senaristi. 1954 Bursa doğumlu. Ankara Basın Yayın mezunu. Gazeteci. 1980 yılında girdiği TRT’de belgesel prodüktörlüğü yaptı. Sonunda ilk ve tek filmini çekti. Yeni filmler çekmek istiyor ama piyasa koşullarını çok zor buluyor, yani şu aralar onun için henüz uygun değil.

IŞIL ÖZGENTÜRK, 1 film

Yazar, yönetmen, senarist. 1948 Gaziantep doğumlu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu. Listesindeki altı filmin senaristi, birinin, yani ‘Seni Seviyorum Rosa’nın hem senaristi, hem yönetmeni. Filmi Sevgi Sosyal’ın Tante Rosa’sından uyarladı. Cumhuriyet Gazetesi’nde köşe yazan ve sinema atölyeleri düzenleyen Özgentürk, Öztürk’e ‘Artık cesaret ediyorum, her şeyi yapacağım. Çehov’un Üç Kızkardeş’ini Türkiye’ye uyarlayarak senaryo yazdım. Çekmek istiyorum’ diyor.

TOMRİS GİRİTLİOĞLU, 4 film

TRT desteğiyle film çeken ilk yönetmen. İlk üç filmi, ‘Suyun Öte Yanı’, ‘Yaz Yağmuru’ ve ‘80. Adım’ın yapımcısı TRT. 1957 Konya doğumlu. Hacettepe İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. Aynı zamanda felsefe de okudu. Son filmi Yılmaz Karakoyunlu’nun romanından uyarladığı ‘Salkım Hanımın Taneleri’ydi. Yine Karakoyunlu’dan uyarladığı 6-7 Eylül olaylarını anlatan ‘Güz Sancısı’yla uğraşıyor şimdi.

BİLGE OLGAÇ, 37 film

Genellikle ‘İlk kadın yönetmen’ sanılıyor ama aslında Cahide Sonku, Nuran Şener ve Feyturiye Esen’den sonra, Türk Sineması’nda dördüncü kadın yönetmen. 1994’te evinde yanarak öldüğü güne kadar film yapmayı bırakmayan Olgaç’a ‘en çok film yöneten kadın’ demek en doğrusu. 2003 yılına kadar kadınların yönettiği 96 filmin, 37’si ona ait. 1940 Kırklareli Vize doğumlu. Fakir bir ailenin çok okuyan çocuğu. 1962’de ‘Kısmetin En Güzeli’ adlı öyküsünü okuyan Memduh Ün’ün teklifiyle sinemaya asistan olarak adım attı. Hatta asistanlık teklifini sekreterlik gibi algıladığı için o gece beyaz bir etek ve gömlek diktirmişti. İlk yıllarda ‘Git evine bulaşıklarını yıka’ diyenlere kadınlığını silerek kendini kabul ettirdi. İlk filmi 1965 tarihli ‘Üçünüzü de Mıhlarım.’ İlk on yıl erkek kahramanların olduğu erkek filmleri çekti; 80 sonrası en önemli derdi feodal yapıyı sorgulamaktı. Kadın sorunlarının farkında olmasına ve filmlerinde konu yapmasına rağmen asıl ilgisini çeken düzenin değişmesi, toplumsal sömürü gibi konular oldu.

CANAN EVCİMEN OBAY, 2 film

En genç kadın yönetmen, 1963 Ankara doğumlu. Ankara Üniversitesi SBF Basın Yayın Yüksek Okulu (İletişim Fakültesi) mezunu. Kariyerine TRT belgesel programları müdürlüğünde yardımcı prodüktör olarak başlayan Obay’ın TRT’deki son görevi program müdürlüğü. Çok sayıda belgesel ve drama çekti. Sinema filmleri, ‘Hoşçakal Umut’ ve ‘Solgun Bir Sarı Gül.’

FÜRUZAN, GÜLSÜN KARAMUSTAFA, 1 film

Birlikte yönettikleri tek film ‘Benim Sinemalarım’, Türk sinemasındaki ilk kadın ortaklığı. Yaratıcılarından Füruzan yazar, Gülsün Karamustafa ressam. Yönetmenlikte özel bir işbölümü olmamış, iki yönetmen de aynı mekanda dostça çalışmış, bazı sahneleri Füruzan, bazılarını Karamustafa çekmiş. Film ulusal festivaller dışında Fransa, Kanada, Mısır, İran, Amerika, Japonya, Almanya, Belçika ve Hindistan’da çok sayıda festivale katıldı, ödüller aldı.

YEŞİM USTAOĞLU, 2 film

1960 Sarıkamış doğumlu. Sinema hayatına kısa filmlerle başladı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunu. İFSAK’ın dergisine yazılar yazdı, sürekli film izledi, sonunda film çekmeye karar verdi. İlk kısa filmi ‘Bir Anı Yakalamak’tı. Sanatçının yönetmen ve senarist olarak imzasını attığı sinema filmleri ‘İz’ ve ‘Güneşe Yolculuk.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!