Kafes kuşlarında çığlık atma, tüy yolma davranış sorunlarının işareti

Güncelleme Tarihi:

Kafes kuşlarında çığlık atma, tüy yolma davranış sorunlarının işareti
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2005 00:00

Kafes kuşlarının temel ihtiyaçları ile ilgili eksiklikler ve hatalı uygulamalar kolaylıkla davranış problemlerine yol açabilir.Isırma ve saldırganlık, rahatsız edici sesler çıkarma ve çığlık atma, kendi tüylerini yolması ve değişik korkular geliştirmesi bu davranış problemlerinin en belirgin olanlarıdır. Genellikle ‘kuşun tabiatı böyle’ diyerek yaklaştığımız bu sorunlar aslında; kafesin büyüklüğü ve konumu, iletişimdeki hatalar ve uyku düzeninin bozulması gibi sebeplerle karşımıza çıkar. Kafes kuşunuzun temel ihtiyaçları olan yiyecek, barınma, uyku düzeni ve sosyal iletişimi ile ilgili ihtiyaçlarını uygun, sağlıklı ve yeterli düzeyde karşıladığınızda davranış problemlerini kolayca çözebilir veya engelleyebilirsiniz. İşte dikkat etmeniz gereken konular...3 Uygun kafes: En önemli nokta, kuşun kafesinin yeterli büyüklükte olması ve kuşun hareket alanını kısıtlamamasıdır. Uygun boydaki bir kafes, en-boy-yükseklik ölçülerinin en az kuşun kanat açıklığı mesafesinin 1.5-2 katı kadar olanlarıdır.3 Kafesin konumu: Kafesin evdeki yeri de önemlidir. Bazı kuşlar günün çoğunu evin en çok kullanılan odasında evdekiler ile sosyal iletişim halinde geçirmeyi isterken, bazı kuşlar da tam tersine evin sessiz bir yerinde olmak isteyebilirler. Kafesinin sessiz bir odada olması uygun olan kuşların da sosyal iletişime ihtiyacı olduğu hatırdan çıkarılmamalı.3 Emniyet hissi: Kafesin bir tarafının duvara yakın durması, kuşun kendini emniyette hissetmesine yardımcı olur ve stresi azaltır. Kafesin sürekli olarak cam önüne konulması kuşun emniyet duygusunu sarsabileceği ve strese yol açabileceği için genellikle önerilmemektedir. Kafesi, dışarıyı seyretmesi için belli sürelerde cam önünde bulundursanız da, daha sonra kuşun kendini emniyette hissedeceği bir yere alınması gerekir. Kafesin bulunduğu yükseklik omuz hizanızdan yüksekte olmamalı. Yüksek bir kafes, kuşun sizinle olan iletişimini bozar. Aynı şekilde çok alçağa yerleştirilmiş kafes de kuşun iletişim ve emniyet açısından rahatsız olmasına neden olur.3 Eğlence: Kuşun sıkılmasına yol açacak unsurlar davranış problemleri geliştirmesine yol açabilir. Bu, günde 8-10 saat evde yalnız kalan kuşlarda sık görülür. Yalnızken, tabiatta olduğu gibi aktif bir şekilde günü geçirmesine yardımcı olacak materyallerin kafeste bulunmasına dikkat etmelisiniz. Eski oyuncaklarından sıkılabileceğini göz önüne alıp, yeni oyuncaklar temin etmelisiniz. Oyuncakları belli aralıklarla değiştirmek ilgisini çeker. Oyuncakların içine yiyecek gizlemek, yiyecekleri büyük parçalar halinde verip onun küçük parçalara ayrılması için vakit harcamasını sağlamak, siz yokken sıkılmasını önlemek açısından faydalı olabilir. 3 Uyku düzeni: Kafes kuşlarının çoğu tropikal hayvanlardır. Bu nedenle doğal yaşamda günün 10-12 saatini uyuyarak geçirirler. Kuşunuzun uyku ihtiyacını alması için kafesini geceleri sessiz bir odaya alıp karanlık bir ortamda dinlenmesini sağlamalısınız. Sabah olduğunda tekrar ailenin bulunduğu yere almak günü keyifle geçirmesini sağlayacaktır.Ben 315 numara Kuki havlıyorsam bir sebebi varMerhaba, kasım ayı başında yakalama ekipleri tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Tuzla Rehabilitasyon Merkezi’ne getirildim. Malum, oraya Maltepe-Kartal-Pendik ve Tuzla ilçelerinden toplanıp getiriliyoruz. O gün gönüllü kimse yoktu; bizi ayrıştıracak, nereden getirildiğimizi belli edecek, gönüllülerin yaptırıp boyunlarımıza astıkları madalyonlar da yapılmamıştı. Mesai bitiminde getirildiğim için de kayıt defterine beni yazmadılar, sanki hiç geçmişim yokmuş gibi öylesine girişteki kafese konuldum... Sırada o kadar bekleyen arkadaşım varken, ben o kadar çok ağlıyordum ki özgürlüğümü ilan etmek için, gönüllü anne rica etti, bekletmeden hemen beni kısırlaştırmaya aldılar. Ameliyattan çıktığımda kulağımda sari renkli bir küpe vardı. Artık ‘315’ numaraydım. İki hafta gözetim altında kalmam gerekiyormuş, dikişlerim açılmasın diye. Ama tabii ben daracık kafeste çok sıkılıyordum. Ağlamama dayanamayan gönüllü annenin her gelişinde ağlamamı daha da arttırıp, telleri kemirip, pati uzatıyordum; benimle çok ilgilensin, dikkatini çekeyim diye. Hepimiz öyle davranmayız. Kimimiz niye oraya getirildiğimizi anlamaz, dünyaya küser, kabuğumuza çekilir, duvara dayanır, güç almaya çalışır gibi... Kimimiz çok korkar, kendini korumak için hırlar, diş gösterir. İnsanlar da ‘Aa bu vahşi’ derler. Ama aslında ‘senden korkuyorum’ demektir o. Neyse, ben diğer arkadaşlar gibi yapmadım; ağlayıp, pati uzatmayı sürdürdüm. Derken sokağa bırakılma günüm geldi. Bizler gideceğiz ki, yeni gelenlere yer açılsın. Çirkin de bir şeyim. Nihayetinde bir sokak köpeğiyim, kimseler beni almaz, sokağa geri bırakılmam lazım.O hep gelen gönüllü annenin kaybettiği bir sokak köpeği varmış, Karamel isminde. Onu çok özlüyormuş ve hálá aklına geldikçe ağlıyormuş akıbetini bilemediği için. Ona çok benziyorum diye Maltepe Belediyesi yakalama ekibindeki arkadaşlara dedi ki ‘Bunun ismi Kuki olsun, benim evin karşısındaki boş evin bahçesine bırakalım.’ Orada bizim gibiler için yaptırdığı bir kulübe varmış. 18 Kasım 2004’te bindirdiler beni Maltepe Belediyesi’nin arabasına, getirip koydular gönüllü annenin sokağına. EE BEN DE ÇOK AKILLI ÇIKTIME ben de çok akıllı çıktım. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir yere bırakılmama rağmen hiçbir yere ayrılmadım. Gönüllü anne akşam barınaktan dönüp de beni bırakılmamı söylediği yerde bulunca çok şaşırdı. Başlarda biraz havladım tabii ne de olsa yeni bir hayat. O sokakta başka arkadaşlar da vardı, kendimi kabul ettirmem kolay olmadı. Oraya beni getiren gönüllü anne, o sokaktaki bir başka hanımdan bana göz kulak olmasını rica etti. Kendimi o kadar sevdirdim ki, ilk gün bırakıldığım bahçeden çıkıp, emanet edildiğim hanımın oturduğu karşı kaldırıma yerleştim. Sonunda paspasta yatmama dayanamayıp, apartman sakinlerinin ortak kararıyla bana kendi bahçelerinde bir kulübe yaptılar.İste resmini gördüğünüz yerde yaşıyorum artık. Bize tahammül edemeyen bazı insanlar zaman zaman beni ve o sokakta yaşayan diğer arkadaşlarımı belediyeye şikayet ediyor. Bize bakanlar ve belediyedekiler anlatıyorlar, ‘Bunlar aşılı, kısırlaştırıldılar, çekineceğiniz hiçbir şey yok. Bazen gece karanlığında havlayıp sizleri uyandırıyorlarsa mutlaka uyarı içindir’ diye. Tabii ki bazen uyandırıyorum çünkü tinerciler veya araba hırsızları geliyor. Mesela geçen hafta karşı apartmana hırsız giriyordu ama ben havladım havladım, kaçırdım hırsızları!Ben ‘315 numara Kuki’. Tüm insanlara diyorum ki, bizlerden korkmayın. Bizlere zarar vermeyin. Apartmanlarınızın, evlerinizin, iş yerlerinizin bahçelerinde bizlere ayıracağınız küçücük bir yerde bizler sizleri gece, gündüz tehlikelerden koruruz. Bizlere uzanan bir dost eli, sıcak bir bakışı, gülüşü asla unutmayız. Biz hayati sizlerle paylaşmak için varız. Lütfen diğer arkadaşlarıma da şans verin, kalplerinizde, bahçelerinizde onlara da yer açın. /KukiKedi gördüğünde dayanamıyor hemen fotoğrafını çekiyorBoğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu öğretim görevlilerinden Nejla Osseiran, ‘Kedi’ dergisiyle başlamış kedi fotoğrafları çekmeye. Arkadaşı Sema Öğünlü’yle birlikte çıkardıkları dergi maddi zorluklar yüzünden artık yayımlanamasa da, Osseiran kedi fotoğrafları çekmekten vazgeçememiş. Osseiran şu sıralar Arnavutköy’ün kedilerini fotoğraflıyor ve bir sergiye hazırlanıyor.Lübnan asıllı Türk vatandaşı olan Nejla Osseiran, çocukluğundan beri hep kedilerle bir aradaymış ama daha yakından haşır neşir olmaya Ankara’ya yaptığı bir seyahatten sonra başlamış. Boğaziçi Üniversitesi’nden meslektaşı olan arkadaşı Sema Öğünlü’yle gittikleri bir seminerden dönerken, sokakta buldukları yaralı kediyi bırakmaya kıyamamışlar ve otobüsle onu da İstanbul’a getirmişler.Yurtdışında çıkan yabancı dergileri takip eden iki arkadaş, bir süre sonra bir kedi dergisi çıkarmaya karar vermiş. İçinde sağlık, edebiyat ve daha birçok konuyu barından ‘Kedi’nin ilk sayısı 1992’de çıkmış. Cezaevindeki tutuklulardan, yedi yaşındaki çocuklara kadar birçok kediseverin ilgisini çekmiş dergi. 15. sayıdan sonra ise finansal sorunlar derginin yayınlanmasına engel olmuş: ‘Malzememiz tükenmedi, aldığımız tepkiler de çok güzeldi. Ama parasızlıktan uyuduk ve hálá bunu bir uyku olarak kabul ediyoruz.’ Nejla Osseiran, her türlü teklife açık olduklarını ve dergiyi tekrar çıkarabileceklerini söylüyor.Nejla Osseiran, kedi fotoğrafları çekmeye dergiyle birlikte başlamış. Dergi artık yayınlanmasa da o kedileri fotoğraflamaktan vazgeçmemiş. Sokakta kedi gördüğü zaman dayanamadığını söyleyen Osseiran, kedileri fotoğraflamanın pek kolay olmadığını söylüyor: ‘Önce onlarla biraz zaman geçirmeniz ve güvenlerini kazanmanız gerekiyor. Bazen de kendiliğinden poz verenler oluyor. Sokaktaki kedilerin kimisi pozcu, kimisi huysuz, kimisi meraklı... Hepsinin farklı farklı özellikleri var.’ Çektiği kedi fotoğraflarını 1995’te sergileyen Osseiran, şu sıralar Arnavutköy kedilerini fotoğraflıyor ve Arnavutköy’ün tarihi yapısının bir parçası olarak gördüğü bu kedilerin fotoğraflarından oluşan bir sergi açmayı da planlıyor.Onu bulacak bir kedi bekliyorİki kedisinin kaybolması onu çok etkilemiş. Yine de ‘Bir kedi henüz beni bulmadı’ diyerek, her an yeni bir kediyi evine alabileceğinin sinyalini veriyor.Ayça BARUTArtık tüylerden şikayet etmeyinScotch-Brite, evini kedi ve köpek gibi evcil hayvanlarla paylaşanların en büyük sorunlarından biri olan, eşyalar ve giysilerdeki tüyler için yeni bir ürün çıkardı. Tüy Toplayıcı, yapışkanlı özel dokusu sayesinde evcil hayvan tüylerinin kıyafetlerden, kanepelerden, araba koltuklarından ve diğer kumaş yüzeylerden temizlenmesini sağlıyor.Pako panoİstinye’de kızıl renkte erkek Golden Retriever bulduk. Köpeğin ailesinden haber bekliyoruz. (0536) 618 78 70.n 11 aylık dişi kedi Dilber’in sahibi askere gitti. Sahibi askerden dönene kadar onun geçici ailesi olmak ister misiniz? (0532) 628 26 69.n 4 aylık simsiyah minik bir dişi kediyim. Yemyeşil gözlerim var. Bana iyi bakacak bir aile arıyorum. theodora_3@yahoo.com. n Trafik kazası geçirmiş yavru bir dişi kedi bulduk. Kuyruğu operasyonla alındı. Çok iyi huylu olan bu kediye yeni bir yuva arıyoruz. (0533) 634 75 80.Ben bir sokak kedisiyim, üç yavrum ile Boğaziçi Veteriner Kliniği’nde misafirim. İki yavruma ev bulundu. Üçüncüye de bir aile bulabilirsem sokaklara geri döneceğim. (0532) 214 41 16.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!