Kadınlar tasarı konusunda kuşkulu

Güncelleme Tarihi:

Kadınlar tasarı konusunda kuşkulu
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2001 00:00


Neslihan AKDAŞ, Dilek DALLIDAĞ
Haberin Devamı

TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülmekte olan yeni Medeni Kanun Tasarısı, evlilikte neredeyse bütün hakları erkeğe tanıyan 1926 tarihli yasanın ayrımcı maddelerini değiştirecek. Biz de tasarının neler getireceğini, farklı kesimden isimlere sorduk. Herkes elbette tasarının onaylanmasını istiyor. Ancak bunun pratikte uygulanabileceği konusunda çok umutlu değiller.

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Birçok ülkede şenlikler düzenlenecek, konferanslar verilecek, tartışmalar yapılacak. Türkiye'deki kadınların durumu ise daha farklı. Ekonomik krizlerin ağırlığını en çok hisseden onlar oluyor çünkü. Bir yandan mutfaktaki eksilmenin acısını yaşarken, diğer yandan erkeklerden yana kanun maddelerinin altında eziliyorlar. Ancak yıllar süren mücadelenin sonunda, yeni Medeni Kanun Tasarısı'nı Meclis'in gündemine aldırmayı da başardılar.

TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülmekte olan yeni Medeni Kanun Tasarısı, evlilikte neredeyse bütün hakları erkeğe tanıyan 1926 tarihli yasanın ayrımcı maddelerini değiştirecek. Yeni tasarıyla birlikte, kadın çalışmak için kocasından izin almayacak, miras hukuku değişecek, evliliği karı-koca birlikte temsil edecek, mal ayrılığı bitecek, evlilik müracaatına eşitlik gelecek, oturulacak evi erkek seçmeyecek, evlilikte çocuk velayeti eşit kullanılacak ve nafaka davalarının açılma yerini davayı açan belirleyecek. Fakat tasarı bu haliyle kabul edilse bile, uygulamadaki sorunlar aşılacak mı orası şüpheli.

İşte, Meclis'e sunulan yeni Medeni Kanun Tasarısı hakkında toplumun farklı kesimlerinden kadınların söyledikleri.

Tepeden inme emirle bir şey değişmez

Tepeden inme emirle bir şey değişmez. Kadınlar da, erkekler de önce talep etmeli. Yönetenle yönetilen aynı değil. Yönetilenin talebi olmalı. Kadın acaba ailenin reisi olmak istiyor mu? Kadının talep edebilecek düzeye gelmesi için önce üretime katkısı olmalı. Toplumda ne kadar üretimi varsa o kadar söz sahibi olur. Uzun süredir kadınların oy hakkı var fakat kaç tanesi yönetimde yer alıyor? Bugüne kadar tüketimden ne kadar çok pay alabileciğimiz konusunda özendirildik. Hala üretici konumuna geçemedik.

Kırsal kesimdeki kadınlar için iyi

Şu anda yasadaki maddeler yaşadığımız toplumda zaten uygulanmıyor. En azından ben aileme ve aile ilişkilerime bakarsam böyle. Ama, bunun yanında bizim bilmediğimiz bir kesim daha var. O da kırsal kesimde yaşayan kadınlar. Yeni yasa tasarısındaki maddeler ancak gerçekten uygulanmaya konulursa iyi olur. O zaman en doğal haklarına bile sahip olamayan kadınlar seslerini duyurur. Benim için değil ama bahsettiğimiz zor durumdaki kadınlar için bu maddeler kabul edilirse ben de çok mutlu olurum.

Kadınlar iyiye gidecekse alkışlarım

Yeni yasa tasarısı kadınları daha iyiye götürecekse alkışlarım. Artık medeni bir Avrupa ülkesi olma yolunda adım atmamız gerekir. Hem kadın hem de evli bir kadın olarak, ben kesinlikle eşitlikten yanayım. Özellikle de unvan ve manevi seçimler açısından eşit olmamız gerekir. Ne kadın erkekten ne erkek kadından üstün olmalı. Evlilikte de bu eşitlik mutlaka korunmalı. Yeni yasa tasarısı tüm bunları getirecekse bence bir an önce kabul edilmelidir.

Kanun değişse de bir şey değişmez

Ataerkil bir toplumda yaşıyoruz. Ne kadar totalizmden uzak kalsak da bir o kadar da totalizme bağlıyız. Toplum olarak kuralları uymuyoruz. Kanun değişse de bir şey değişmez. Anayasa'nın bütün yasalarını değiştirmek gerek. Ben iki cinsin de kanatları olduğunu sayıyorum. Sadece uçmayı bilmeyenler, özgür olamıyor, tek başına hareket edemiyor. Erkeğin koyduğu kurallar beni ilgilendirmez. Her şey karşılıklı saygıyla başlar. Bu arada Dünya Kadınlar Günü, kadına özel olarak verilmiş bir gün değildir. Acıklı bir öyküsü var.

Kadın kocasına nasıl kabul ettirecek?

Eğer ezilmiş kadınlara bir faydası olacaksa Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamak gerek. Bu arada yeni Medeni Kanun Tasarısı kabul edilse bile kadının bunu kocasına anlatması zor olacak. Bu toplumsal bir sorun ve bu sorunlar ne zaman çözülür bilmiyorum. Bu tasarı beni o kadar ilgilendirmiyor. Çünkü eş, sevgili seçimim, yaşadığım alan toplumun genelinden farklı. Bu değişiklik kırsal kesimdeki kadınlarımız için yararlı olacaktır. Tabii kocalarından korkan kadınlar için yararlı değil. Zaten erkek sevdiği kadın için her türlü özveriyi gösterir.

Kadın üretime katılabilecek mi?

Geç gelen bir kanun. Ama önce yürüyeceğiz, sonra koşacağız. Erkek egemen bir toplumdayız. Eşitlik istediğinizde, size hemen feminist kadın gözüyle bakıyorlar. Bence Türkiye'de kadına yapılan haksızlıklar ekonomik krizden daha ön planda. Kadınlar da erkekler kadar üretime katılsaydı ekonomi bu kadar kötü olmazdı. Erkek arkadaşım Emre de sonuçta bu toplumun erkeği ve işim konusunda bazı hassasiyetleri oluyor. Ama karşılıklı dengeliyoruz.

Akraba evliliğine izin verilmemeli

Yeni Medeni Kanun Tasarısı hukuksal bir metin. Bununla ilgili ukalalık yapmaya niyetim yok. Fakat beni en çok şaşırtan madde akraba evliliğini onayı oldu. Dışa açık entegre olmak arzusunda olan bir toplum olarak kapalı toplumlarda anlaşılabilecek bir maddeyi nasıl kabul etmişiz anlamak mümkün değil. Akraba evliliği, sosyal, ahlaki ve tıbbi açıdan onaylanabilecek bir şey değildir. Sonuçları çok kötü.

Arzu Becerik (İstanbul Barosu)

Boşanmada hálá problemler var

Gelinen nokta bir gelişmedir. Tasarıda en çok aile hukuku üzerine durduk. Mal varlığının eşit olarak dağılımı bizim için önemli bir konu. Bir de ev içi emek dediğimiz bir konu var. Bunun ekonomik bir değeri var. Biz bu alanda ev kadınlarına da sigorta yapılsın istiyoruz. Boşanmada da hala bazı problemler var. Evlilik ve boşanma bir kurum olarak kabul ediliyor fakat boşanmada hala problemler var. Evdeki kadın mağdur durumda bırakılıyor. Kadınlar nikahı gelir kaynağı olarak görsün istemiyoruz. Fakat kadın, ev kadını haline getirilip sonra da yalnız bırakılıyor. Tasarıda bu konuyla ilgili hala eksikler var. Ayrıca mal varlığıyla ilgili maddenin dili biraz zorlama, kafa karıştırıcı. Bir de kadınların medeni halleri kartvizitlerine hemen yansıyor. Yeni tasarıda kadının, hem kızlık hem de kocasının soyadını bir arada kullanma hakkı var. Fakat buna başka bir çözüm bulunmalı.

Sema Pişkinsüt (DSP Milletvekili)

Aile mahkemeleri kurulmalı

1926'da yapılan Medeni Kanun kadın ve erkeği yurttaş, bir birey olarak kabul etti. Fakat erkeği ekonomik açıdan daha çok söz sahibi yaptı. Bugüne kadar kadının gelişiminde üst yapı kurumları kadını çok fazla koruyamadı. Kanunun ekonomik özgürlüğünü açacak bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Kapitalist yapının içinde kadın emeği ucuz emek olarak değerlendiriliyor. Ekonomiyi düzeltmeden üst kurumlarda kadına özgürlük getirmek kolay değil. Yeni medeni yasa, malların bölüşümünde, çalışma hayatında, üretim alanlarında kadının yolunu açıyor. Ev kadınlarına da yararlar getiriyor. Erkek boşanma sırasında, 'evdeki kadına niye mal vereyim, hepsini zaten ben aldım' diye düşünüyor ve kadının evdeki üretimini unutuyor. Tasarının kubulünden sonra, aile mahkemelerinin kurulması gerekiyor. Bu konu üzerinde bir an önce ihtisaslaşması gerekiyor. Kadın-erkek eşitliği izleme komisyonları kurulmalı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!