Kadınlar dekolte yarışında

 Bugüne kadar butik otel, kurumsal davetler, personel kostümleri, seramik karo desenleri, peçete tasarımları gibi pek çok işi üstlenen Tuvana Büyükçınar Demir, son olarak İzzet Çapa'nın yeni mekanı Joke Queen'i dekore
etti. "Konu tasarım olunca içim içime sığmıyor" diyen ünlü tasarımcı, kadınlara da taktikler verdi: "Marka giyinme ve dekolte konusunda anlamsız bir yarış var. Buna hiç gerek yok. Abartılı giyinme şıklık yaratmaktan çok
karmaşa yaratıp gözü yoruyor"

Son yarattığınız marka Joke Queen'e bakınca insan Tuvana Büyükçınar Demir'in pek içi içine sığmıyor diye düşünüyor... Sizin kadar renkli bir tasarımcı daha var mı? Nedir bu içinizdeki renk patlamasının nedeni?

- Öncelikle renkli bir tasarımcı olduğumu söylediğiniz için teşekkür ederim. Hayatım boyunca benzerim var mı, rakibim var mı diye bakmadım. Benim için renklerle çalışmak bir terapi sanki. Bunun nedenini ben de bilmiyorum,
nedenini bilmek çok önemli midir bunu da bilmiyorum! Renklerle çalışmak en güçlü olduğum alan benim için. İçgüdülerimle yaptığım bir şey bu. Renkleri başarıyla kullandığımın farkındayım ve hep bu yönde övgüler alıyorum.
Türkiye'de benimkisi kadar çok renk kullanılmadığının farkındayım. Bu belki kültür, belki yetiştirilişle alakalı. Çocukluğumda da renklerle büyüdüm, renkli hayaller kurdum ve renkli kişilerle tanıştım. Bu da böyle bir
patlamayla bana döndü.

Son olarak dekore ettiğiniz Joke Queen için İzzet Çapa neden sizi düşünmüş?

- Bu soruyu aslında çok sevgili dostum İzzet'e sormak lazım. Benim kendimce cevaplamam gerekirse; bizleri çok iyi tanıması, son yıllardaki başarılı grafiğimiz (hem organizasyon hem moda)... Ekibimizi tanımanın da ötesinde
sevmesi ve güvenmesi. A 46 Organizasyon ekibi olarak her geçen gün daha zorlu projelerden başarıyla çıkıyoruz. Kendisi de benim yaşam kültürümü ve bakış açımı iyi biliyor. Tarzımız, zevklerimiz ve esin noktalarımız genelde
ortaktır. Bu paralelliğe ve ekibe güvendi.

Aslında siz elbise tasarlıyordunuz, aklınızda var mıydı mekan tasarlamak? Bundan sonra daha başka ne gibi sürprizlerle çıkabilirsiniz karşımıza?

- A 46 bir tekstil firması olarak bundan 11 yıl önce bu yola koyulmuştu.Zamanla Tuvanam ve Tutti markaları yaratıldı. 2005 yılında ise A 46 Organizasyon firması kuruldu. Sloganımız 'İnsanları giydirebiliyorsak mekanları da giydirebiliriz' oldu. Pek çok düğün, davet, ürün lansmanı, parti ve tanıtım gibi işleri üstlendik. Kısa zamanda yaptığı işlerle adından
en çok bahsettiren ve yoğun talep alan bir marka olduk. Joke Queen de, bizim yaptığımız ilk kalıcı dekorasyon oldu. Rengimizi, çizgimizi ve tarzımızı yansıttık. Öyle ki mekana giden pek çok arkadaşım "Burayı senin yaptığını bilmesek bile Tuvana yaptı derdik" dediler. Yine pek çok yerli ve yabancı firmadan organizasyon konusunda çok heyecan verici proje teklifleri geliyor. Biz de her işimize büyük bir heves ve tutku ile sarılıyoruz. Buradan söylemeyeyim, sürprizi bozulmasın ama ses getirecek organizasyonlarda A 46 markasını görmeye devam edeceksiniz.

Evinizin dekorasyonu da renkli kişiliğinizden nasibini almış. Çok ince detaylar büyük bir zevkle hayata geçirilmiş. Dekorasyon konusunda da özel bir danışmanlık veriyor musunuz? Ev dekorasyonuyla ilgili bize
söyleyebileceğiniz küçük tavsiyeler var mı?

- Herkesin evi kendisini yansıtır. Bunun aksi olan evler etki altında kalmış, yaşayanıyla özdeşleşmeyen, dekor dergisinden fırlamış gibi duran evlerdir. Herkesin evini kendi duygularıyla yapması gerektiğini düşünüyorum.
Ev mabed gibidir ve herkes orada kendini bulur. Biz de Selim ile evimizi zamanla geliştirdik, evi yaşayarak büyüttük. Örneğin her hafta sonu bir bardak, bazen bir masa.... Küçük adımlarla bizimle yaşlansın istedik... Bunun haricinde Alara Uzan'ın çok özel bir katkısı da oldu. Kendisine de tekrar teşekkür ediyorum. Benim tavsiyem ev dekore edenler kendi stillerini yansıtsınlar, çekinmeden araştırarak neyi sevdiklerini bilsinler. Yaşayan
evleri olsun, hayat dolu olan evler olsun. Tarz varsa eve de yansır, çiçeğe de yansır, misafir masasına da yansır... Ben neysem onu yaşıyorum, bunu göstermek için özellikle bir şey yapmıyorum. Yaşamın verdiği birikim, enerji
ve hayattan aldığımız tat, gerek ekip olarak gerek bireysel olarak projelerimize yansıyor. Gezip yeni yerler görmenin sonucu ve ailemin katkılarıyla oluşan bir kültürün yansıması benimki.

BU YAZ MİNİ ELBİSELER GÖZDE

Biraz da bu sezon modasından konuşalım. Yaz mevsiminde modada öne çıkan detaylar nedir? Siz bunların hangilerini kullandınız koleksiyonlarınızda? Nasıl bir koleksiyon yarattınız?

- Sezonun öne çıkan renkleri mor, kobalt mavi, ten rengi ve uçuk pembe oldular. Ben de bunlara koleksiyonumda bolca yer verdim. Model olarak ise dar siluetli mini elbiseler oldukça gözde. Bunun yanı sıra modası asla geçmeyen uzun ama sırt dekolteli elbiseler de yine çok revaçta. Bir de uçuşan ipekler var tabii... Ben koleksiyonumu yaratırken belirli kalıp ve trendlerle sınırlamadım kendimi. Öncelikle her tasarımımı kendime beğendirmem ve onlarda benden izler olması gerek. Kimisi prenses, kimisi çarpıcı, kimisi daha sade. Farklı farklı pek çok zevkin beğenisine uygun
kıyafetlere yer verdim koleksiyonumda. 2009 yazı için koleksiyonuma verdiğim isim ise 'Kelebek Etkisi'. Hem yurt dışı satışları hem de mağaza satışları oldukça başarılı oldu bu koleksiyonun. Müşterilerden gelen talepler ve yurt
dışı mağazalardan tekrar tekrar yapılan siparişler bana doğru yolda olduğumu bir kez daha gösterdi diyebilirim.

Tuvana Büyükçınar Demir, bana göre renklerin yanında en çok detaylarda fark yaratıyor. Bu yıl hangi detayları kullandınız?

B- u yaz renklerin yanında drapeler, trimler, taşlı aplikler ve otantik aksesuarlara bolca yer verdim. Bunun dışında fiyonk ve püskül gibi Tuvanam'ın olmazsa olmazları da yine koleksiyonumda yer aldılar.

Tuvanam markasının nasıl bir müşteri profili var? Ünlü isimlerden en çok hangisini giydirmeyi seviyorsunuz?

- Ben kendimi bu konuda oldukça şanslı bir modacı olarak görüyorum. Müşterilerimin pek çok moda konusunda oldukça bilinçliler ve sanat duyusuna sahipler. Klişe trendler ve kalıplar dışında tasarıma değer veriyorlar. Gelen gençlerin çoğu, tasarım alanında eğitimine devam etmek istiyor. Gelen orta yaş grubu ise renkli ve farklı olmayı seven bir kitle. Kısacası benim müşteri profilim ünlü veya ünsüz farklı ve seçkin bir şıklığın peşinde. Sizlerin de bildiği gibi ünlü isimlerin çoğunu giydiriyorum, bunlar arasından Ebru Akel ve Çağla Şikel markamla oldukça bütünleştiler. Onun
dışında profesyonel anlamda Ahu Yağtu ve Ece Sükan da yine koleksiyonumu başarı ile taşıyan isimler.

Size göre moda konusunda yapılan yanlışlar neler? En çok neye tahammül edemiyorsunuz?

- Estetik operasyonlar, aynı ifadeler, aynı saçlar ve aynı tarzlar... Bana göre moda konusunda yapılan en büyük yanlışlardan biri, markaların billboardları veya vitrinleri gibi gözükmek. Sadece marka giyinerek veya çok pahalı ürünler kullanarak şık olunacağı fikrine katılmıyorum. Kalıplar içine sokulmaya çalışılan ve trendlerle limitlenen bir modaya inanmıyorum.

Sizden moda konusunda tavsiyeler isteyenlere neler söylüyorsunuz? Nedir Tuvana Büyükçınar Demir'in moda taktikleri?

- Benim hem müşterilerime hem dostlarıma en çok söylediğim şey, giyim konusunda tercihlerini yaparken başkalarının etkisi altında kalmamaları.Özellikle gençler, arkadaşlarının çok fazla etkileri altında kalıyorlar.
Bunun dışında marka giyinme ve dekolte konusunda da bazen anlamsız bir yarış oluyor kadınlar arasında. Bence buna da hiç gerek yok. Ayrıca kadınlara aksesuvar, makyaj ve saç tercihlerini de, kıyafetlerine uygun olarak
yapmalarını tavsiye ediyorum her zaman. Örneğin abartılı ve işlemeli bir kıyafetle, yine abartılı bir aksesuvar kullanımı şıklık yaratmaktan çok karmaşa yaratıp gözü yorar.

Bu yaz kadınlar gece kulüplerinde ve davetlerde nasıl görünecek? Sezonun öne çıkan parçaları ne olacak?

- Bu yaz kadınları cıvıl cıvıl renkler bekliyor. Mini ve dar siluetlerin yanında, birkaç yazdır gözde olan maksi elbiselerden yine bolca göreceğiz. Ayrıca modadaki Fas-Marakeş esintisi şalvarları, uçuşan ipek bluzları ve
otantik aksesuvarları ön plana çıkartıyor.

Artık almak yerine kendim yapıyorum

Tuvana Büyükçınar Demir daha çok nasıl alışveriş yapar, hangi markaları tercih eder, kimlerin koleksiyonlarını takip eder?

- Zaman ve mekan tanımadan alışveriş yapabilirim. İyi bir alışverişçi olduğumu söyleyebilirim. Ama her alışverişe çıktığımda bir şeyler alıyorum gibi bir durum yok, hiçbir şey almadan döndüğüm günler de olur. Aldığım
şeyler tamamen moduma ve ihtiyaçlarıma göre değişir. Bazen bu bir bardak olur, bazen antika koltuk takımı alır, kamyoneti kapıya dayatırım. Kalıpsız alışveriş yapmayı severim, seyahate gideyim, yazı bekleyeyim gibi dönemlerim
yoktur özel olarak belirlediğim. Kafamı "Buna sahip olmalıyım" diye çokfazla yormam, ekonomik anlamda gücümün yetmesi büyük ölçüde belirleyici olur. Zaten artık almak yerine kendim yapıyorum.

Gardırobunuzun en temel taşları hangileridir?

- Jeanlerim, stilettolarım, çılgın babetlerim, beyaz tişört, D&G ceket, Tuvanam ve Tutti elbiselerim, H&M ve Banu Bora elbiselerim.