Ä°zleyici bu filmde küfür duymayacak

Güncelleme Tarihi:

İzleyici bu filmde küfür duymayacak
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 27, 2005 00:00

‘Yılan Hikayesi’, ‘AÅŸkım AÅŸkım’, ‘BeÅŸik Kertmesi’ gibi reyting rekortmeni dizilere attığı imzalarla tanınan Tayfun Güneyer, ÅŸimdi de beyazperdede rekor arıyor. Hem senaryosunu yazdığı hem de yönettiÄŸi ‘KeloÄŸlan Kara Prens’e Karşı’ ile hedeflediÄŸi baÅŸarıya ulaÅŸacağına inanan Güneyer, ‘Komedi filmlerinde seyirci en çok küfür edilen yerlerde gülüyor. Ama bu film küfürsüz güldürecek’ iddiasında...- Sizi ‘Yılan Hikayesi’ dizisiyle tanıdık. Sonra Küba’da, ilk filminiz ‘Şans Kapıyı Kırınca’yı çektiniz.Bu filmden hiç bahsetmesek!- Neden? Ä°lk filminizi yok mu sayıyorsunuz?Tabii ki hayır. Ancak yönetmenler, özellikle senaristler için filmleri, bittiÄŸi anda geçmiÅŸte kalan anılar olur.- ‘Şans Kapıyı Kırınca’ güzel mi yoksa kötü bir anı olarak mı kaldı geçmiÅŸte?Ä°yi ya da kötü anı olması önemli deÄŸil. Her film bir tecrübedir. Ama ÅŸimdi ‘Şans Kapıyı Kırınca’yı hatırlamıyorum. Benim yeni sevgilim ‘KeloÄŸlan Kara Prens’e Karşı’. Ä°nsanlar eski sevgililerini unutur.- Bazı sevgililer unutulmaz...Onlar hálá içinizde sevgilidir ki unutulmaz. Bizim aÅŸklarımız bitiyor. Ne iyi anıyorum ne de kötü...KÃœBA Ä°ZLEYÄ°CÄ°YE Ä°LGÄ°NÇ GELMEDÄ°- ‘Şans Kapıyı Kırınca’ size neler öğretti?Seyircinin neden hoÅŸlanabileceÄŸini öğrendim. Bu filmde usta oyuncular, tiyatrocular oynattık, çekimleri Küba’da yaptık, Küba müziÄŸi kullandık. Zannettim ki sinema seyircisi bu konseptle çok ilgilenecek. Halbuki sinema seyircisi, özellikle bayramlarda ve tatillerde sinemaya giden seyirciler, onlara yakın olan meselelerle ilgileniyorlar. Yani onları bir DoÄŸu hikayesi sinemaya çekiyor. ‘Vizontele’ o yüzden baÅŸarılı olmuÅŸtur. ‘Hababam Sınıfı’ 40 yıldır efsane olduÄŸu için insanlar sinemaya gidip onu izlemiÅŸtir. Yoksa yaptığımız bütün yeni filmler, arayışlar sadece 400 bin kiÅŸinin ilgisini çekiyor, o kadar... Bir de bayram ve tatiller çok önemli... ‘Şans Kapıyı Kırınca’ bayramda ya da tatilde vizyona girmedi. Yine de iyi bir giÅŸe yaptı. - Planlı programlı hareket etmeye karar verdiniz sanırım. KeloÄŸlan bayramda vizyona giriyor.Evet... 6 Ocak 2006’da vizyona girecek. Rekortmen filmlere bakın, bayramda ya da sömestr tatilinde vizyona girmiÅŸtir. Türk sinemasının son beÅŸ-altı yıldır geliÅŸmesinin en büyük nedeni, bayramların kışa gelmesi. Hesaplarıma göre beÅŸ-altı yıl sonra ÅŸeker bayramı temmuz, kurban bayramı ise aÄŸustosun sonuna gelecek. O zaman hep beraber ‘Türk sineması krize girdi’ diyeceÄŸiz. Alakası yok. Son dört-beÅŸ yıldır bayramlarda kar yağıyor, okullar tatil oluyor. Ä°nsanlar zaten sinemaya gidecek. Ve filmler giÅŸe yapıyor.- Yani rekor kırılmasının tek sebebi bayramların kışa denk gelmesi...Bakın, bayramda ‘Hababam Sınıfı’ filmine herkes gidiyor. Ligler tatil, diziler tekrar, okul tatil... Zaten filmin hikayesini 40 yıldır sevmiÅŸ halk. Popüler isimler de oynuyor. Ben ‘KeloÄŸlan Kara Prens’e Karşı’yı bu düşünceyle yapıyorum. Çok eÄŸlenceli olmasını istiyorum. Zaten bu kez oyuncu kadrom Mehmet Ali Erbil, Özcan Deniz, Petek Dinçöz, Bülent Polat ve Gazanfer Özcan’dan oluÅŸuyor. Hepsi birbirinden deÄŸerli, insanların televizyondan tanıdığı isimler. Ä°lk filmi tüm bu duruÅŸları reddederek yapmıştım. JURASSIC PARKGÖLGEDE KALACAK- Popüler kültürü mü?Yani... Ben, sinemanın televizyondan ayrı olmasını istiyorum. Hálá da öyle düşünüyorum. Evet ben ‘KeloÄŸlan Kara Prens’e Karşı’yı bir ticari film olduÄŸu için çekiyorum. Bu bir popcorn, bir giÅŸe filmidir. Ama yine de bayramda, tatillerde girmiÅŸ, giÅŸe yapmış filmlerden üstün bir ÅŸeyler yapmaya çalıştım. Mesela KeloÄŸlan’ın ejderha ile bir dövüş sahnesi var, bunun için çok ciddi para harcıyoruz. O sahne Jurassic Park’tan bile daha iyi olacak. Çünkü 2006 teknolojisi ile çalışıyoruz. Yani o ejderha bir kukla olmayacak.- Hálá idealistsiniz ama popüler kültürü de kabullendiniz yani...DoÄŸru, idealistliÄŸimden hiçbir ÅŸey kaybetmedim, ama kast seçiminde daha popüler isimler seçtim. ‘Şans Kapıyı Kırınca’da Ferhan Åžensoy’u oynatmak, gerçekten cesaret isteyen, idealist bir yaklaşımdı. ‘Biz sadece tiyatrocuları oynatıyoruz’ dediÄŸimiz zaman, seyirci de bize ‘Banane. Tiyatrocu izlemek istesem tiyatroya giderim, zaten tiyatroya da gitmiyorum’ dedi. Oysa yönetmen olarak ben o filmde çok iyi iÅŸ çıkarmıştım. Ama ÅŸimdi KeloÄŸlan ile insanların ilgisini çekeceÄŸim.- Bayramda vizyona girmiÅŸ, giÅŸe yapmış film baÅŸarısızdır mı demek istiyorsunuz?Hayır, böyle bir ÅŸey demiyorum. Parayı bulmuÅŸ her senaryo baÅŸarılıdır. Ben bu senaryo için 2.5 milyon dolar buldum. Dolayısıyla kimse senaryonun baÅŸarısız olduÄŸunu söyleyemez. Yazılmış ama çekilememiÅŸ senaryolar baÅŸarısızdır. ÇekilmiÅŸ, baÄŸlanmış, salon bulmuÅŸ, perdeye çıkmış her film baÅŸarılıdır. Bundan sonraki aÅŸama, beÄŸenilme veya beÄŸenilmemedir. Sadece ÅŸunu söylemek istiyorum; bayramda vizyona girip giÅŸe yapmış bir filmi, sinema baÅŸyapıtı ilan edemeyiz.SÄ°NEMAYI STAND-UPGÖSTERÄ°SÄ° SANIYORLAR- Sanırım KeloÄŸlan’da ‘küfür olmadan güldürebilirim’ gibi bir iddianız da var...Evet, bu senaryonun en büyük özelliÄŸi içinde tek satır küfür olmaması. Biliyorsunuz komik olduÄŸunu iddia eden birçok film küfüre dayalı. Ben, komedi filmlerinde gördüm ki, seyirci en çok küfür edilen yerlerde gülüyor. Bu filmde senarist olarak şöyle bir görev üstlendim; küfür etmeden güldüreceÄŸim. - Ocak ve ÅŸubatta birçok film vizyona girecek. Mesela Yılmaz ErdoÄŸan’ın çektiÄŸi ‘Organize Ä°ÅŸler’... Bir giÅŸe endiÅŸeniz var mı? Rekabet hayatın gerçeÄŸi, bundan korkmam. Ben filmime aşık bir adamım. GiÅŸe anlamında korkum yok. GORA’dan sonra eleÅŸtirmenler tarafından izleyiciye şöyle bir kriter sunuldu; kaç kere güldün? Sinema filmi böyle seyredilmez. Gülme sayarak filmin baÅŸarısı ölçülür mü? Herkes sinemayı bir stand-up gösterisi zannetmeye baÅŸladı. Yani ‘Cem Yılmaz’ı izlemeye gidiyoruz, üç saat durmadan güleceÄŸiz!’ Sinemaya böyle gidilmez. Öyle olsa ben de bu filmi bir duvarın önünde çekerim. Deli miyim 1 milyon dolara dekor kurduruyorum, 500 milyara kostüm yaptırıyorum. Bu, absürd olmaya çalışan, çok komik bir masal filmi...M. ALİ’NÄ°N ÅžAKASINI HERKES GERÇEK SANDI- Tamer KaradaÄŸlı gerçekten senaryodaki ismini (Göttanson) beÄŸenmediÄŸi için mi bu filmde oynamadı?Kara Prens rolü için Tamer KaradaÄŸlı’yla konuÅŸuyorduk. Ama onun programı uymadı. Yurtdışında olması gerekiyordu. Olur mu, olmaz mı diye düşünürken, Tamer olamayacağını söyledi.Biliyorsunuz, Mehmet Ali Erbil çok ÅŸakacıdır. Geçen gün Özcan’a ‘Cücük oÄŸlan’ demiÅŸ, KeloÄŸlan’ın annesini de Bülent Ersoy’un oynayacağından falan söz etmiÅŸ. Böyle bir ÅŸey yok. O söylüyor, insanlar da inanıyor. Dolayısıyla filmde Göttanson diye bir karakter de yok, Kara Prens var. Tamer’e de Kara Prens için teklif götürmüştüm. Tamer çok iyi bir oyuncu ve iyi arkadaşım. Programı uygun deÄŸildi, oynayamadı. Kaldı ki Özcan bu role daha uygundu, üstelik popüler... Zaten filmi seyrederken de Özcan’ın daha uygun olduÄŸunu göreceksiniz.TAMER EVET DESE DE BEN ÖZCAN’I SEÇERDÄ°M- Tamer KaradaÄŸlı’nın programı müsait olsaydı, filmde Özcan Deniz’i oynatmaktan vazgeçer miydiniz?Hayır, yine Özcan’ı oynatırdım. Ben oyuncularına çok baÄŸlı bir yönetmenim. Özcan, tanıştığıma çok memnun olduÄŸum bir oyuncu. Onun bu kadar yetenekli olduÄŸunu tahmin etmezdim. Ayrıca bu filmde ben, sen kavgası da yok. Bir film setinde, oyuncular arasında tartışmalar, birden fazla egonun çarpışmasından çıkar. Egolar yan yana durursa kavga çıkmaz, üst üste durursa çıkar. Bu filmde hiçbir ego üst üste gelmiyor. Çünkü herkes durduÄŸu yerden memnun. Hiç kimse ‘Benim rolüm niye daha az’ demiyor. Herkes bunun bir masal olduÄŸunun farkında...Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!