İyi model olmak için iyi işçi olmak gerek

‘97 yılından beri bu endüstridesiniz. Modelliğin kaygan bir zemini olduğunu söylerler. Mesleğinizi bu kadar uzun süre, üstelik en başarılı modeller arasında yer alarak sürdürebilmenizi neye bağlıyorsunuz?
- Bu, profesyonelliği nasıl algıladığınızla ilgili sanırım. Benim “ulaşılabilir” göründüğümü söylerler. Bu, modellikte önemli bir özellik. Öte yandan dünyanın farklı yerlerinde yaşayan insanlara hitap eden bir görüntüm olduğunu düşünüyorum, çünkü beni Çin’de de severler, Avrupa’da da, Brezilya’da da... Tabii görünüm açısından gerekli özellikleri karşılamak yeterli değil, iyi bir model olmak için iyi bir işçi olmak zorundasınız; kurallara uymalı ve işinizi doğru biçimde yapmalısınız. Modellik, hayatınızdan ödün vermenizi gerektiren bir meslek ama şikayetçi değilim, aksine çok mutluyum. Hâlâ çalışabiliyor olmaktan dolayı çok mutluyum. Sanırım sırrım, kariyerime konsantre olmak... �

İleride, bir gün “Artık modellik yapmayacağım” dediğinizde ne yapacaksınız? Gelecek planları var mı aklınızda?
- Modelliği mümkün olduğu kadar sürdürmeyi düşünüyorum. Öte yandan Brezilya’da kendi işimi kuruyorum. Kendi hazır giyim markam üzerinde çalışıyoruz, dolayısıyla modellik bir noktada bitse de her zaman moda endüstrisi içinde kalmak istiyorum, bunu da bu şekilde sürdüreceğim.

GÜZELLİK SADECE BİR DETAY

Modellik dışarıdan son derece ihtişamlı ve göz alıcı görünüyor, sırf bu özelliğinden dolayı bu işi yapmak isteyenler çok. Siz nasıl tarif edersiniz modelliği?
- Biliyorum, model olmak için ölüp biten birçok kız var. Öncelikle onlara bu işin sadece podyumda yürümek kadar basit olmadığını söylemek isterim. Modellik; duruşunuz, konuşmanız, insanlarla kurduğunuz iletişim, eğitiminizle beraber şekillenen bir paket, kolay değil. Tüm bunların doğru bir zemine oturabilmesi için doğru insanlarla çalışmak önemli. Öteki türlüsü çalışmaz. Zaman değişti üstelik, bana kalırsa son yıllarda manken olmak demek sadece güzel olmak demek değil. Olsanız da bu yetmiyor. Çok başka koşulların birleşimi, başarılı bir kariyer demek, güzellik sadece bir detay. Ulaşılabilir olmak ve samimiyet de başarıda en önemli etkenlerden biri.

İşin en zevkli yanları neler size göre?
- Çok seyahat etmek... Çok lisan bilmek zorunda olmak. Ben üç lisan biliyorum, şimdi Fransızca öğreniyorum. Çok ilginç insanlarla karşılaşıyorsunuz, normalde tanışamayacağınız kişilerle bir araya geliyorsunuz. Brezilya’da kendi adıma bir yardım kuruluşum var. İhtiyacı olan genç kızlara yardım etmek ve beni örnek aldıklarını görmek gerçekten için büyük bir gurur kaynağı. Bu, ayrıca omuzlarınıza hayli ağır bir sorumluluk yüklüyor, hayatınız farklılaştırıyor. Dolayısıyla böyle yaşayıp böyle düşününce, modellik büyük şovlara çıktığınız, önemli fotoğraf çekimleri gerçekleştirdiğiniz formattan başka bir hale evriliyor.

YEMEK YEMEYİ ÇOK SEVERİM

Hayatınızda en çok neye önem verirsiniz?
- Bu sektörde nereden geldiğiniz ve nasıl yetiştirildiğiniz çok önemli, esas anahtar bu bence. Ailem, hayatımdaki en önemli faktördür. Sonuçta dışarıdan göründüğünde defilelerden çekimlere, partilerden politikacılarla yemeklere kadar farklı etkinliklerde bulunuyoruz ve ayağınız sağlam basmazsa, kolayca kendinizi bambaşka yerlerde bulabilirsiniz... Yere sağlam basmayı ailemle öğrendim ben.

Çalışmadığınız zaman neler yapıyorsunuz?
- At biniyorum... Sinema, müzik, arkadaşlarım... Vaktim böyle geçiyor. Yemek yemeyi çok severim. Ailemle çok vakit geçiririm. Sao Paulo’daki evim onlarınkine çok yakın... Şimdi sanat tarihi eğitimi almaya başladım, hiçbir şey yapmadan oturmayı sevmiyorum.

ABLAM TÜRKİYE AŞIĞI DÖVMEMİN SEBEBİ BU

Dövmeniz çok konuşuldu. Türk bayrağından esinlendiğinizi de biliyoruz ama bu nasıl oldu, esas onu merak ediyoruz. Nereden geldi aklınıza Türk bayrağı?
- Evet, bu dövmeyi gören çok kişi “Türk müsün?” diye sormuştur bana... Ama Türkiye’yle o anlamda bir bağım yok. Ablam Türkiye aşığıdır, onun önerisiyle, ailemiz için hepimizin üzerinde taşıyabileceği bir sembol ararken ay ve yıldızda karar kıldık. Ay ve yıldız, evrensel semboller bana kalırsa...

Türkiye’yle ilgili gözlemleriniz neler? En çok neyimizi sevdiniz?
- Yemekler! Kebap, haydari, barbunya ve ıspanak yiyerek sonsuza kadar yaşayabilirim! Bunun dışında dünyanın çok yerinde karşılaşamayacağınız bir samimiyet, gerçeklik hissi var Türkiye’de. Brezilya’da da böyledir, belki o yüzden bu kadar “evimde” gibi hissediyorum kendimi. Ülkenizin gerçek hayranlarından biriyim.

SOKAKTA EVLENME TEKLİFİ ALDIM

Çok ünlü ve çok güzel bir model sokakta yürürken nelerle karşılaşır? Sokakta aldığınız en tuhaf tepkiyi merak ediyorum...
- Üç yıl önce Brezilya’da bir adam ağlayarak dizlerinin üstüne çöktü ve evlenme teklif etti! Herhalde karşılaştığım en absürt deneyim budur. İnsanların gözü önünde olduğum ve model olduğum için elbette büyük bir ilgi oluyor ama her zaman sınırların aşıldığını söyleyemem.

Modellerin peşinde çok erkek vardır muhakkak, hiç hoşlanmadığınız bir biçimde size yaklaşmaya çalışan biri olmadı mı?
- Olmadı, sanırım bu profesyonellikle, işini ne kadar ciddiye aldığınla ve mesleğini nasıl algıladığınla alakalı. Sokakta benimle karşılaştığında genellikle insanlar nezaketsiz davranışlar sergilemiyorlar, en fazla imza istiyorlar, fotoğraf istiyorlar... Bir erkek arkadaşım var, bu da engelleyici bir sebeptir herhalde. Zaten o kadar uzunum ki, kötü bir niyetleri olsa bile benden korkarlar herhalde!

Kısa kısa...

* Yüzü olduğu Cengiz Abazoğlu+adL’de bulunan tüm parçaları o kadar beğenmiş ki hepsini eve götürüyor. En çok sevdiği parça, “Beyaz Show”a çıktığı gün giydiği kırmızı elbise.

* Kampanya fotoğraflarını çeken Lara Sayılgan’ın işine hayran kalmış...

* Beraber çalıştığı insanlar çok alçakgönüllü ve cana yakın olduğunu söylüyor, çekim aralarında sürekli dans etmiş, ilk günden ekibi kendine aşık etmiş...

* Türk çerezlerini çok sevmiş, burada kaldığı üç gün boyunca hayli Antepfıstığı tüketmiş...

* ABD’de birçok Türk arkadaşı var.

* Filtre kahve hastası.

* Bir kötü özelliği var: Çok sigara içiyor.

* Türkiye’den altın kolyeler ve yüzükler satın almış.