İyi kolesterolü Batılılar kaptı kötüsü bize kaldı

Güncelleme Tarihi:

İyi kolesterolü Batılılar kaptı kötüsü bize kaldı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2002 22:20

Asıl adı HDL, yani yüksek dansiteli lipoprotein. Ama ona ‘‘iyi kolesterol’’ diyoruz. Çünkü, kötü kolesterolün damarlarımızda birikmesini önlüyor.

Yani, iyi kolesterolümüzün yüksek olması, bizi kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyan faktörlerden biri. Türkler, Batılılara göre daha şanssız, çünkü HDL oranları onlara göre yüzde 20 daha düşük. Türk kadınlarının HDL oranı erkeklere göre daha yüksek. Ama şişmanlık, hareketsizlik gibi diğer olumsuz faktörler yüzünden, kadınlar bu avantajlarını kaybediyor.

Türkiye'de kalp ve damar hastalıkları her yıl yüzde 5 artıyor. Erişkinlerde HDL ya da ‘‘iyi kolesterolün’’ düşük düzeylerde bulunması, bu artışın başlıca nedeni. Ortalama HDL kolesterol değerlerimiz, Batılı toplumlardan her iki cinsiyette de yüzde 20 düşük. Bazı uzmanlar, HDL düşüklüğünde genetik faktörlerin önemli rol oyandığını, diğerleri genetik mirasın önemli olmadığını öne sürüyor.

Ancak hepsi de çevresel faktörlerin (sigara, şişmanlık, kanda yüksek yağ oranı) önemi konusunda hemfikir. Yani, bunlar kontrol altına alınmalı!

HDL, kolesterolün damarlarda birikmesini engelliyor. Böylece kalp krizine karşı koruyor. ‘‘İyi kolesterol’’ adını da bu özelliğiyle hak ediyor. HDL'nin 40 mg/dl'nin altında olması ‘‘düşük’’ anlamına geliyor. HDL bu rakamın altına düştüğünde, kalp hastalıkları riskini 1.54 oranında arttırıyor.

ÖLÜMCÜL BEŞLİDEN BİRİ

Kısa adı TEKHARF olan ‘‘Türk Erişkinlerde Koroner Risk Haritası ve Koroner Arter Hastalığı’’ araştırmasına göre, HDL oranı Türk erkeklerinde 36, kadınlarda ise 45 mg/dl. HDL için kabul edilen alt sınır ise 40 mg/dl. İlk bakışta Türk kadınları iyi kolesterol düzeyleri erkeklerden daha yüksek olduğuna göre, daha avantajlı gibi gözüküyorlar. Ama bu doğru değil. Çünkü kalp ve damar hastalıklarına yol açan diğer olumsuz faktörler, özellikle de şişmanlık ve hareketsizlik, kadınlarda daha çok görülüyor. Bu durum, onların avantajını yok ediyor.

Son yıllarda uzmanlar, ‘‘metabolik sendrom’’ denilen bir sorun üzerinde önemle duruyor. Bu sendrom, koroner kalp riskini yükseltiyor. Metabolik sendromu oluşturan beş unsur (ölümcül beşli) arasında Türkiye'de en sık görülenlerden biri HDL düşüklüğü. Diğer ölümcül unsurlar şöyle: Tansiyon yüksekliği, obezite (özellikle karın bölgesi şişmanlığı), trigliserid (kanda yağ oranı) yüksekliği, diyabet hastalığı. Bu ölümcül beşliden üçü bir kişide bir arada bulunursa, onun ‘‘metabolik sendrom’’a yakalanmış olduğu söylenebiliyor. Türkiye'de 9 milyon metabolik sendromlu insan bulunduğu tahmin ediliyor.

KADINLARDA DAHA SIK

Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Altan Onat'ın verdiği bilgiye göre, metabolik sendrom 30 yaş üzerindeki kadınların yüzde 43'ünde, erkeklerin yüzde 31'inde görülüyor. Yani her 8 erişkinden 3'ünde metabolik sendrom var.

Metabolik sendrom önemli çünkü, koroner kalp hastalığı ve genel olarak damar sertliğine bağlı damar hastalığı oluşumunda büyük rol oynuyor. Türkiye'de tüm koroner kalp hastalarının yüzde 53'ünde altta yatan neden, metabolik sendrom.

Metabolik sendrom, ileri yaş, kötü kolesterol gibi kalp hastalıklarına yol açan diğer faktörler bulunmasa bile, erkeklerde 1.5 kat, kadınlarda da 2 kattan fazla damar sertliği hastalıklarına yol açıyor.

Prof. Dr. Onat'a göre metabolik sendrom salgını koroner kalp hastalığı salgınıyla paralel gidiyor: ‘‘10 yıl gibi kısa zamanda artan bir salgınla karşı karşıyayız. Koroner kalp hastalığı yılda yüzde 5 hızla artıyor. Metabolik sendromun ise yüzde 6 hızla arttığını düşünüyoruz.’’

Türkiye'de iyi kolesterolün düşüklüğünün yanısıra, yüksek tansiyon ve kadınlarda karın bölgesi şişmanlığı sık görülüyor. Karındaki iç organların etrafındaki yağlar, diğer bölgelerdeki yağlara göre daha zararlı. Bunların yağ asitleri çözüldüğünde ve kana karıştığında doğrudan doğruya karaciğere akıyor. Bu nedenle, kadınlarda bel çevresinin 88 santimetre, erkeklerde ise 102 santimetrenin üstünde olması risk anlamına geliyor.

İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Kardiyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Vedat Sansoy HDL'nin düşük olmasının sadece Türklere özgü bir sorun olmadığını belirtiyor: ‘‘Aslında Ortadoğu ve Güney Asya bölgelerinde, Hindistan, Suudi Arabistan, İsrail gibi ülkelerde de HDL düşük. HDL düşüklüğünde genetik faktörün oranının çok çok yüksek olduğunu düşünmüyoruz. Çevresel faktörler etkili olmasa, Batı ülkeleriyle aramızdaki HDL farkı bu kadar yüksek olmaz.’’

HDL kalp ve damarları koruyor

Dolaşımdaki serbest kolesterolü alıp tekrar işlenmesi için karaciğere taşıdığı için HDL'nin yüksek olması gerekiyor. HDL düzeyi arttıkça, koroner kalp hastalığı riski azalıyor. HDL düzeyindeki her yüzde 1'lik artış, koroner kalp hastalığı riskini yüzde 2-3 azaltıyor. Kilo verme ve egzersiz HDL düzeyinin yükselmesine yardımcı oluyor.

LDL (Düşük danasiteli lipoprotein-kötü kolesterol) düzeyindeki her yüzde 1'lik artış koroner kalp hastalığı riskini yüzde 2 artırıyor. Yağ ve kolesterol bakımından zengin beslenme kesildiğinde, LDL düzeyi düşüyor.


BİRKAÇ İYİ ÖNERİ

Spor ya da egzersiz günlük yaşamınızın bir parçası olsun. Egzersiz iyi kolesterolü yükseltir. Haftada 5 gün, yarım saat yürüyüş herkesin rahatlıkla yapabileceği bir egzersiz. Sürekli oturmayın.

Sigarayı bırakın.

Yağ tüketimini azaltın. Zeytinyağını tercih edin. Hayvani yağlardan kaçının.

Şeker, nişasta, pirinç, makarnadan kaçının. Sebze ve meyve, baklagiller, kepek ekmeği, bulgur pirincini tercih edin.

Az miktarda cevizin yararlı olduğuna inanılıyor. Ama kalorisi yüksek olduğu için dikkatli yenmeli. 50 gram ceviz, yaklaşık 350 kalori eder. Fındığın yararı cevize göre daha az. Ancak çam fıstığı ve Hindistan cevizi, içerdikleri yağların niteliği nedeniyle önerilmiyor.

Omega 3 yağ asitleri, damarların daralmasını ve tıkanmasını önlüyor. Dolayısıyla balık yağı gibi Omega 3 içeren besinler yararlı. Ayrıca, pıhtılaşmayı ve ani ölümü azaltıcı etkileri de bildiriliyor.

Hemen hemen tüm sebze ve meyveler antioksidanlar açısından zengin. Bol bol sebze ve meyve yiyin.

Kırmızı et yerine, balık, tavuk, hindi tükekin.

Yağı alınmış süt, yoğurt, peynir gibi besinleri tercih edin.

Özellikle şişman olanlar alkolden uzak durmalı. Alkol hem kalori içeriği hem de yanında tüketilen çerez ve diğer mezeler nedeniyle kilo vermeyi güçleştiriyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!