İyi ki soyundum aferin bana

Güncelleme Tarihi:

İyi ki soyundum aferin bana
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2002 02:02

Öyle bir konu ki, laga lugaya hiç yer yok. Asuman Krause, Maurice Lacroix saatlerinin ajanda-takvimi için tamamen çıplak poz verdi. Ortalık birbirine girdi. Haliyle bize de bu konuyu deşmek düştü...

Bir kadın neden çıplak fotoğraf çektirir?

- Bir kadını bilemem, kendimi bilirim. Cevap ego tatmini! Sanatsal bir iş yapıyoruz filan palavra yani. Bedenimi göstermek istedim. Nokta. Aklımda hep vardı. Hangi kadının yoktur? Önüme iş olarak gelmeseydi, zaten kendim için özel çektirecektim.

Hani siz mankenler elbise askısıydınız. Niye o askıya kendi teninizi astınız?

- Evet, mankenlik soyunmak değil. Ama işe inanıyorsan, kaliteli olacağını biliyorsan sergilemek istiyorsun kendini. Karar benim değil mi, vücut benim değil mi? Üstelik söyleyin, çirkin mi?

PORNOGRAFİK OLAN YÜZÜN İFADESİDİR

Çıplaklığa bakışınızın sınırları ne?

- Mahrem yerim görünmesin yeter! Tek sınırım bu galiba. Çünkü onu herhangi bir pozisyonda çok kontrol edemiyorsun, çirkin gözükebilir. Yoksa oram görünmüş, buram görünmüş pek de umurumda değil. Zaten göğüslerime bakıp ne düşünmek istiyorlarsa, düşünüyordur insanlar...

Pornografik olan nedir, erotik olan nedir sizce?

- Pornografik olan, dudaklarını öne büzerek poz vermektir. Banal görünmektir. Aslında meselenin yüzle ilgili olduğunu düşünüyorum. Her şey insanın ifadesinde, yüzünde bitiyor. Evet sen çıplaksın! Şunun yakasını kaldırsam daha iyi durur diye bir şey yok. Giyinik olursun ama yüzün pornografik durabilir, bir şekilde avam ve ucuz bakarsın. Bu, ‘‘Vücuduma bakın, şuhum ben ve gümbür gümbür gözünüze sokuyorum’’ demektir. Ama bir de, çırılçıplaksındır ve son derece masumsundur. İşte bu erotizm! Benim fotoğraflarımda erotizm var. Kiminde masum, kiminde utangaç...

BAZEN GİYİNİKKEN DE ÇIPLAKTIR İNSAN

İyi de poz olan bir şey masum ve doğal olabilir mi hayatta?

- Tabii. Diyorum ya bir bakış, bir ifade, ufak bir el hareketi. Sanki kimse yokmuş gibi. Sanki yalnızmışsın gibi. Her kadın bilir ve yapar bunu. Banyodan çıktıktan sonra krem sürerken de okşuyorsun aslında kendini. Hepimiz yapıyoruz. Kendi kendimeyken ne yapıyorsam, çekimlerde onu yaptım. Evde gibiyim...

Evde de çıplak dolaştığınız olur mu?

- Banyodan sonraki bir saatim öyle geçiyor.

Başkasını çıplak görmekten huzursuz olur musunuz?

- Ben seviyorum çıplaklığı. Kendimde de başkalarında da. ‘‘Aaaaa!’’ yapmıyorum. Ayıplamıyorum. Ama özel bir durum gibi de gelmiyor. Doğal olan bu sanki. Şundan da olabilir: Çok küçük yaşlardan beri basket oynuyorum. Kızlarla aynı kabinde soyunuyorduk, aynı yerlerde duş alıyorduk.

Peki erkeklerin çıplaklığı rahatsız eder mi?

- Göz zevkimi bozmuyorsa hayır! Bir ton göbeği yoksa, neden huzursuz etsin? ‘‘Aman külodunu giy hemen!’’ diyen kadınlardan değilim.

Diyelim ki, sizi biri kazara doğal halinizle çıplak gördü...

- Rahatsız olmam ama reflekstir kaçarım. Camın kenarında giyiniyorum diyelim, o sırada biri geçiyor ve beni görüyor, ‘‘Aman Tanrım beni gördü. Ne yapacağım ben?’’ hissine kapılmam. O rahatsız olsun...

Ailenizin bu fotoğraflara göstereceği tepki sizi endişelendiriyor mu?

- Yok. Çünkü modern bir ailem var. Annem, ‘‘Çok hoş görünüyorsun’’ diyecektir, biliyorum. Zaten baştan beri projeden haberi var. Beni iyi tanır ve güvenir.

Peki babanız? Normal Türk babalarından farklı olarak o da hoş olmuş diyecek midir!

- Babam Alman benim. Onun tepkisi, annemden biraz farklı olacaktır. İşi espriye vurup, komiklik yapacaktır: ‘‘Aman da aman benim kızım soyunmuş!’’ Hayatının meselesi haline getireceğini hiç zannetmiyorum, çünkü o da salak olmadığımı ve kendimi zarar verecek bir şey yapmayacağımı gayet iyi bilir.

Bugüne kadar en çıplak kaldığınız an bu fotoğrafların çekildiği an mıydı?

- Giyinik olup kendimi çok daha çıplak hissettiğim zamanlar oldu. İnsan bazen giyinikken de çıplaktır! Mesela, bir program sundurmuşlardı bana, baştan beri içime sinmedi, dahası hiç tarzım olmayan şeyler giydirdiler. Kendimi felaket rahatsız hissettim. O kadın ben değildim. Çırılçıplaktım! Sadece tenle, bedenle, memeyle, popoyla alakalı değil yani. İnsanın ruhen de çıplak kaldığı o kadar çok an var ki hayatta. İşte o çok fena...

Biliyorsunuz bu fotoğraflar eleştirilecek. En azından bir kısım insan tarafından. Kafanızda hazırladığınız bir savunma var mı? Şöyle derlerse böyle derim.

- Olması mı gerekiyor? Vallahi yok. Çünkü doğru bir şey yaptığıma inanıyorum. Çirkin olan bir şey yok ki. Dolayısıyla, savunmam da yok! Bir fikre hazır değilseniz, yapmamanız gerekiyor, çünkü insan arada kalıyor. Ama ben ruhen hazırdım. Ve yaptım. Aferin bana! Bir de şu var tabii gün gelecek hepimiz yaşlanacağız, ben bu fotoğraflarıma bakıp ‘‘Evet be, güzel kadınmışım’’ demek istiyorum.

Teklif geldi. Beyninizde nasıl bir mekanizma işlemeye başladı?

- Başkalarına da teklif edildi ama ben kabul ettim! Gerçekçi olmakta fayda var. En güzel benim, beni seçtiler demedim. Binbir türlü güzel kadın var, esmeri var, sarışını var, kızılı var. Tabii ki ben kendimi çok güzel buluyorum, ama herkes böyle düşünecek diye bir şey yok. Belki başkalarına da teklif götürdüler, ama onlar kabul etmedi.

Sizce neden?

- Valla aslında herkes yapmak ister. Kimse ‘‘Bana da teklif geldi. Ama yapmadım. Fiyatını düşük buldum’’ filan demesin. Çünkü yalan! Altından kalkamayacaklarını düşünmüşlerdir. Ya da çıplaklık onlar için başka bir şey ifade ediyordur. Kimbilir belki de ailelerinden çekinmişlerdir, ki buna da saygım var...

15 BİN DOLARA YAKIN BİR PARA ÖDEDİLER

Başkaları kabul etmediği için siz seçildiniz gibi bir şey yok yani! Mesela Deniz Akkaya daha fazla para istemiş olabilir mi?

- Bunlar beni bağlamıyor ki. Olabilir de. Ama kim takar? Tabii şu da var, bu projeye çok da uymamış olabilir...

Başkalarının fiyatı yüksek, sizinki daha makul olduğu için mi seçildiniz? Adınız ucuzcu mankene çıkmasın...

- Çıkmaz, merak etmeyin. Beni mutsuz eden bir paraya anlaşmadım. Zaten ilk etapta para değildi önemli olan. Ama tabii ki parasız da yapacak halim yoktu. Ayrıca, bu projede yer almak istemeseydim, fiyatı çok yükseltebilirdim. Oysa ben bu işi yapmak istedim.

15 bin dolara yakın bir paraya, çıplak fotoğraf çektiriyorsunuz. Daha fazla paraya başka şeyler de yapar mısınız?

- Hayır. Bu sorudan dolayı kızmam gerekiyor mu size?

Çok tepki gelirse alır bavulumu Almanya'ya giderim diye düşündüğünüz oluyor mu?

- Yok. Orada yaşamak istemiyorum ki. Ben bu ülkede yaşamak istiyorum. Ama dilediğimce. Ve direneceğim...

Manken arkadaşları ya onu kınarsa...

Benim de bir sınırım var, bacaklarımı açıp poz vermem

Başka insanların sizin bedeninize bakıp heyecanlanması rahatlıkla üstesinden gelebileceğiniz bir şey mi?

- Ne giyerseniz giyin, size bakıp heyecanlanan insanlar hep vardır. Sizi çıplak hayal eden, çeşitli fanteziler kuran. Bana ne onlardan, onların sorunu. Beni hiç ilgilendirmez.

Bir kışlada ya da yatılı erkek okulunda dolap kapaklarının arkasına fotoğraflarınızın asıldığını görseniz...

- Düşüp bayılmam! Bunun ne anlama geldiğini bilecek kadar kafam çalışıyor ama nedense tuhaf bir şefkatle karşılıyorum. Ne var ki, bizim arkadaşlarımız da askere gidiyor. Birileri onlardan bir tanesine ‘‘Bu Asuman da senin arkadaşın mıydı?’’ derse, o da ‘‘Ah vah’’ yapıp tedirgin olursa, üzülürüm. Onlar incinir, ben incinmem. Nedense, benim dışımda herkesin olaya bakışı farklı. Ama ne yapalım hayat böyle. Herkes her şeyi farklı algılıyor...

BEDENİN GÜZELSE GÖSTERMEK İSTİYORSUN

Başkalarının çıplak fotoğraflara bakıp rahatsız olduğunuz oluyor mu?

- Tabii. Geçenlerde mesela, ‘‘Amma da basit ve ucuz bunlar’’ dediğim fotoğraflara rastladım. Öyle bir şey ki, bazen kadın çırılçıplaktır hatta cinsel organı bile görünüyordur ama insanı rahatsız etmez. O sözünü ettiğim fotoğraflarda kız, altına okul forması giymiş ve bacaklarını açıp oturmuştu. Çirkin geldi. Bak, bir sınırım daha varmış demek ki, bacaklarımı açıp poz veremem ben. Bu kadar doğrudan bir mesaj beni açmıyor. Bunu bana kimse yaptıramaz. Sadece içime sinen şeyleri yapıyorum hayatta...

Pilot refleksi, gazeteci refleksi diye bir şey var. Manken refleksi de var mı?

- Var: Kapris! Şaka yapıyorum. Ne demek istediğinizi anladım, evet manken refleksinde çıplaklık var. Bedenin güzelse, göstermek istiyorsun. Başkalarını bilmem ama elimde imkan varsa ben yaparım. Pirelli takvimi gelse, kim hayır der?

Evli olsaydınız?

- O zaman iş biraz değişiyor tabii. Kocam çok inat ederse, uzuuun süren tartışmaların sonucunda belki de yapmayabilirdim.

AYIPTIR SÖYLEMESİ AYAKLARIM 42 NUMARA

Birini utandırırım diye düşünür mü insan? Mesela çocuklarınız olsa...

- Çocuklarımı aynen kendim gibi yetiştereceğim. Niye utansınlar? Gurur duyarlar anneleriyle. Türkiye'de olduğumuz için böyle şeyler oluyor. Sevgilimin amcasının bilmem kimi yorum yapıyor mesela! Yine de utanmıyorum, çünkü ben utanılacak bir şey yapmıyorum.

Bedeninizin en sevmediğiniz yeri...

- Ayaklarım. 41 numara. Hatta ayıptır söylemesi 42!

Sizler hep seviyeli ilişkiler yaşıyorsunuz ya, şöyle dediğiniz hiç olmuyor mu, ben seviyesiz şeyler yapmaktan da hoşlanıyorum.

- Hoşlanmaz mıyım? Seviyeli bir genç kız olmama rağmen zarif el hareketleri yapmak istediğim zamanlar çok! Türkiye dışında yapıyorum da! Orada en fazla ‘‘Amma da şımarık kız’’ diyorlar, ne yazık ki burada başka şeyler söylüyorlar!

Evinize web-cam koydurup 24 saat kendinizi izletebilir misiniz?

- Yok, hayır. İstediğim zaman burnumu karıştırabilmeliyim değil mi?


Yurtdışında olsa bir saniye düşünmezdim Türkiye’de 15 saniye düşünmek zorunda kaldım

Bu işe girerken acaba dezavantajları olabilir mi diye düşündüm. Yurt dışında olsa, bir saniye bile düşünmezdim. Türkiye'de yaşadığım için 15 saniye düşünmek zorunda kaldım! Olabilecek her şeye hazırlıklıyım. Kesinlikle yaptığım işin arkasındayım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!