İyi bir bal için hırsızlık bile yaparım

Güncelleme Tarihi:

İyi bir bal için hırsızlık bile yaparım
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2010 00:00

Leman Sam’ın kendi gibi sanatçı kızı Şevval Sam, mutfakta annesi kadar yaratıcı olmadığını ama elindeki malzemelerle göz kararı yaptığı yemeklerin çok lezzetli olduğunu söylüyor. Son yıllarda ihtiyacı kadar yemek felsefesine dikkat eden Sam, alkolü de azaltmış

Karadeniz şarkılarını sevdiğiniz kadar yemeklerini de seviyor musunuz?
- Çok seviyorum. Güzel yaparlarsa hamsili pilava dayanamam. Konserler dolayısıyla Anadolu’nun farklı yerlerine gidiyoruz. En çok kahvaltıda zorlanıyorum. Çünkü otellerdeki kutu reçeli, kutu tereyağını yiyemiyorum. Lüks tüketici değilim, gazete kağıdının üzerine iki-üç lezzetli bir şey koysanız, lüks bir sofradan alabileceğim keyfin on katını alırım. Yemek anlayışı kafada bitiyor, sigarayı bırakmak istemek gibi. Zihiniz de ne yapmak istediğinize karar verdiğinizde, bedeniniz de bundan fazlasını istemiyor. Son dönemlerde yemek yemeği azaltmak, tüketmeyi biraz hafifletmek, ihtiyacım olmayanı ve midemin boyutundan fazlasını tüketmemek gibi bir noktadayım aslında.

Bu kararınızın sebebi fiziksel ölçülerinizi korumak kaygısı mı yoksa felsefi mi?
- Galiba daha çok felsefi bir kaygı. Çünkü şekilci bir yapım yoktur. Sağlıklı ve hafif olmayı seviyorum. İlla ki 90-60-90 gibi ölçüm olsun diye bir kaygım hiç olmadı. Bu dünyada insanların ihtiyaçlarından fazlasını tükettiğini, açlığın sebeplerinden birinin bu olduğunu düşünüyorum. İnsanoğlu hem maddi hem manevi doymak bilmeyen bir yaratık. Tam bir etobur olmama rağmen 10 yıl önce et ve tavuğu hayatımdan çıkarttım ama yumurtayı, sütü, peyniri, yoğurdu çok seviyorum.

Et yememenizin ardında yatan neden ne?
- Bu hayvanların üretim koşulları, tavukların artık tavuk olmaktan çıkması, eti yumuşak olsun diye küçücük buzağıların bacaklarının kırılması, kafeslere kapatılmaları... Yani benim karnım doysun ve lezzetli şeyler yiyeyim diye başka bir canlıya eziyet edilmesi fikrine tahammül edemiyorum. Kafasına vura vura öldürülen maymun, canlı canlı haşlanan ıstakoz, yengeç, dövüle dövüle yumuşatılan ahtapot yemiyorum. Etli patates yemeği, cacık eşliğinde bol kıymalı karnıyarık, sucuklu yumurta, pastırma... Bunlar benim gerçekten çok sevdiğim şeylerdi. Halen kokusunu duyduğum zaman “Ne güzel koktu” derim ama gerçekten artık içimden yemek gelmiyor.

İştahlı mı yoksa mızmız bir çocuk muydunuz?
- Annemin söylediği kadarıyla sorunsuz bir çocukmuşum, genelde yemek ayırmazmışım. Lise dönemlerimde çok zayıftım, bacaklarım çırpı gibiydi. Çok yerdim ama hiç kilo almazdım. O zaman annemin çok yoğun çalıştığı bir dönemdi. Evde yemek olurdu ama ben genelde abur cuburu ve tatlıyı tercih ederdim. Sabah okula giderken bir büyük ekmeğe beyaz peynir, kaşar peynir, domates, salatalık, zeytin ezmesi ile sandviç yaptırıp onu yerdim. Öğlene doğru okulda, dönerli yarım ekmek yerdim. Akşamüstüne doğru yine yarım ekmek arası karışık tost yerdim. Akşam eve giderken, bizim sokaktaki İpek Pastanesi’ne uğrayıp üstü jöleli tartlardan yerdim. Un kurabiyesini çok severdim. Levent’te Tura Pastanesi vardı. Orada oturup, koca bir dilim çikolatalı frambuazlı veya çikolatalı vişneli pasta yerdim. Yatmadan önce de bir tane kepek ekmeğini dilim dilim yapardım. Dilimleri bir gün tereyağı, ahududu reçeli, sütle, ertesi gün tereyağı, zeytin ezmesi ve sütle yerdim. Annem küçükken damak tadımın çok zevksiz olduğunu söylerdi.

Annenizin mutfağından aklınızda neler kaldı?
- Maddi olanaklarımız çok yüksek değildi. Ama annem çok yaratıcı bir kadındı. Pazara akşam saatlerine gidip ucuz bir şeyler alıyordu. O zamanlar herkesin bahçesinde meyve ağacı vardı. Dut, incir filan satın alınmazdı. Annem bahçe meyveleriyle çok güzel krep, kek yapardı. O zamanlar her şey doğaldı. Annemin eli çok lezzetlidir. Çok güzel domatesli pilav yapar mesela... Bu konuda ona çekmemişim. Ama yaratıcılık konusunda çekmiş olabilirim.

Mutfakla aranız kötü mü?
- Evliyken çok kötüydü. 19 yaşında evlendiğim için bir an ne yapacağımı şaşırdım. Çok iyi rakı sofrası kurarım ama... Tariflerle çok fazla bir şey yapmıyorum ama elimde ne malzeme varsa ondan mutlaka bir şey uydurur, lezzetli bir şeyler ortaya çıkartırım. Yemekleri göz kararı yapıyorum, iyi bir gözüm vardır.

“Asla yemem” dediğiniz bir şey var mı?
- Hayatımda hiç salam, jambon ve sosis yemedim. Bunların tadını hala bilmiyorum. Görüntüsünden falan da midem bulanırdı. Sucuk ve pastırmayı çok severdim. Hayatımdan çıkartmamış olsaydım, onları yerdim.

Tok da olsanız asla “Hayır” diyemeyeceğiniz bir yemek var mı?
- Fırından yeni çıkmış bir ekmek, ramazan pidesi, sıcak bir poğaça, ev kurabiyesi, ev pastası, bunları reddetmem imkansız. Sıcak bir poğaçanın bende yarattığı haz duygusu o kadar yoğun ki anlatamam. Ispanaklı gül böreği, yanına süzme yoğurttan yapılmış açık ayrana asla “hayır” diyemem.

Çocukluğunuzdan bu yana yemek alışkanlıklarınızdan neler değişti?
- Et ve tavuk yemediğimi söyledim. Sadece balık tüketiyorum. Önümüzdeki birkaç yıl içinde balık da hayatımdan çıkacak. Çünkü dünyadaki kaynaklar yavaş yavaş tükeniyor. Ağırlığı bakliyat, tahıl, meyve ve sebzeye vermeyi istiyorum artık. Biraz daha az toksin almayı istiyorum.

HER SENE BİR MEYVEM VAR

Bir günlük yemek maceranızı anlatır mısınız?

- Annemde de bende de bal tutkunluğu vardır. İyi bal bulduğumuz zaman hırsızlığını bile yapabiliriz. Yaz sabahları süte iki tane tahıl barı koyuyorum, bal ekliyorum ve üzerine muz ya da şeftali doğruyorum. Bir süre bardaktaki karışım pasta gibi oluyor. Bunu yiyorum. Sabah kalkığım zaman bir sütlü kahve içiyorum. Öğlene doğru bir meyve yemek hoşuma gidiyor. Öğleden sonra karnım acıkıyor ev yemeği yemek istiyorum. Tarhana ve mercimek çorbasını çok seviyorum. Çorbanın yanında, kızarmış kepek ekmeği, beyaz peynir yemeği çok severim. Çorba bulamazsam nohut, mercimek, pilav üstü fasulye yiyorum. Akşamları çok fazla acıkmıyorum. Ne denk gelirse, ondan küçük bir porsiyon bana yeterli oluyor. Bundan bir saat sonra da yine meyve yiyorum. Her sene bir meyvem var, bu sene üzüme taktım.

Yemek alışkanlıklarınızda sağlık kaygısı da var mı?
- Sağlık kaygısı da var tabii ki. Evhamlı değilimdir ama sağlığıma düşkünümdür. Beni halsiz düşüren bir şeyden çok rahatsız olurum. Bedenim bana o andan neye ihtiyacı olduğunu söylüyor. O da genelde ya bakliyat, ya meyve, ya da sebze oluyor.

İçkiyle aranız nasıl?
- Vallahi 30 yaşıma kadar sağlam bir içiciydim, güzel de içerdim, ağırlıkla rakıcıyım. Genç yaşlarımda skor peşindeydik, kim daha fazla içiyor diye iddialaşıyorduk. Ama o da son dönemde içkiyi de dozunu kaçırmadan, tadını çıkararak içmeyi tercih ediyorum. Sofrada rakıcıyım ama her sofranın farklı bir ruhu var.

Ne tür lokantaları tercih ediyorsunuz?
- Ağırlıklı olarak Cihangir’deki Demeti Restoran. Evimiz gibi oldu. Yemeğe düşkün olduğum dönemlerde salaş meyhaneleri çok severdim. Beykoz’a giderken denizin üstünde Kadirin Yeri vardı, orası benim en sevdiğim yerlerden bir tanesiydi. Bebek dünyanın en güzel sahil kasabalarından bir tanesiydi. Yeni Güneş Meyhanesi vardı, şimdi sosyetik bir restoran oldu. Bebek’e artık gitmek istemiyorum. Salaş meyhaneleri seviyorum. Akçaabat yolunun hemen başlangıcında “Dedenin Yeri” vardır mesela, güzel bir yerdir.

OĞLUMUN BÜTÜN YETENEKLERİ ELLERİNDE TOPLANMIŞ

Mutfak becerisi olan erkekler hoşunuza gider mi?

- Erkeğin beceriklisi hoşuma gider yani. Özellikle aramam ama tabii ki lezzetli yemek yapan, pratik erkekler caziptir. Ama yemekle olan ilişkim, benim seçeceğim insanda aradığım sebeplerden biri olmaktan çıktı artık. Şu an zaten aynı felsefeyi paylaştığım insan var hayatımda, o da vejetaryen.

Oğlunuz sizin yemeklerinizi seviyor mu?
- Çok fazla yemedi. Babasıyla çok yakınız, onunla da kalıyor, benimle de. Bazen kendisi yapıyor, biz onun yemeğini yiyoruz. Sebze yemeği, makarna sosu, tatlı yapıyor. Tarık Emir’in bütün yetenekleri herhalde ellerinde toplanmış. Piyano çalması, resim yapması, gitar çalması, sihirbazlık yapması gibi...

ŞEVVAL SAM’DAN YUMURTA TARİFİ

Yumurtayı hafife almayın, çok iyi yumurta pişiririm. Tavada biraz kaymak eriteceksiniz. Ondan sonra yumurtayı kaymağın içine kırıp, karıştıracaksınız. Onun üzerine istediğiniz baharatlardan ekleyeceksiniz. İsterseniz peynir, biraz maydanoz, biraz dereotu, fesleğen, pul biber, karabiber koyabilirsiniz
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!