İstediğimi oynatırım kimse geveze olmasın
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2006 00:00
Filmlerinde sadece güzel kadınları oynattığı iddiasında bulunanlara "İstediğimi oynatırım" diye cevap veren Yılmaz Erdoğan, Elele dergisinin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Berrak Tüzünataç’a neden "Organize İşler"de rol verdiğini ve Tuba Ünsal’ı niye eleştirdiğini de ilk kez açıkladı.
- "Güzel düşkünü yönetmen" sözüne ne diyorsunuz?
Evet, ben güzellik manyağıyım! Evet 4 milyon dolarlık bütün paramı sadece güzel kadınları filmde oynatayım diye riske ediyorum! Şimdi bu mantıklı mı kardeşim? Mesela, Berrak Tüzünataç! "Sen de gel Berrak, bu filmde şu rolü oyna" dedik. Zannediyorum iki ya da üç gün çalıştı.
- Güzel kadın rolü için, güzel kadın seçtiniz yani.
E, o rol ona uygundu. Filmde oynayan bin kişiden bir tanesiydi. Kim bana ne cüretle bunu soruyor anlamıyorum. Çünkü bu kız alternatif güzel bir kız olarak ortaya çıktı. "Ne yapayım, ne yapayım" oldu! "E oyunculuk yap" dedim ben de...
- Yine Tuba ve Berrak’ı örnek gösterirsek, popüler genç adaylara daha mı çok şans veriyorsunuz?
Hayır efendim, ne popülaritesini takip edeceğim. Berrak Tüzünataç’la hayatın bir yerinde karşılaşmışız. Bu konuyu konuşurken, "Oyuncu ol gel. Biz de bu arada atölye diye bir şey yapıyoruz" dedim. O da çok kısa bir süre devam etti. Şimdi de gitti bir dizide oynadı. Bizim tam eğitimimizden geçmiş, mezun ettiğimiz bir arkadaşımız değil. Okula gelseydi mezun olacaktı. Hálá da olabilir...
- Popüler kadınların beğeniliyor olması etken değil yani...
Bu soruyu "Vizontele Tuuba"yı örnekleyerek yanıtlamak isterim. Öncelikle benim filmimde, asıl sormak istediğim şu: Kim ne hakla koskoca "Vizontele Tuuba" filminin ismini eleştirebilir? İsminin Tuuba olması hikayenin kendiliğinden, çok şık bir şekilde ortaya çıktı. Vizontele Tuuba! İki kere iki dört! Şimdiye kadar bulunmuş en zeki isimlerden biriydi, kimse geveze olmasın. Ama siz Tuba’yı (Ünsal) başka bir yerde gördünüz, bir şeyine gıcık oldunuz, sevdiniz, sevmediniz. İnsanlar öyle ya, hem beğenileceksin, hem sevileceksin. Bunu herkes her zaman başaramıyor. Tuba’nın da bunu başarabildiğini söyleyemem. Ama filmde beğenilmişti.
Evet, ben güzellik manyağıyım! Evet 4 milyon dolarlık bütün paramı sadece güzel kadınları filmde oynatayım diye riske ediyorum! Şimdi bu mantıklı mı kardeşim? Mesela, Berrak Tüzünataç! "Sen de gel Berrak, bu filmde şu rolü oyna" dedik. Zannediyorum iki ya da üç gün çalıştı.
- Güzel kadın rolü için, güzel kadın seçtiniz yani.
E, o rol ona uygundu. Filmde oynayan bin kişiden bir tanesiydi. Kim bana ne cüretle bunu soruyor anlamıyorum. Çünkü bu kız alternatif güzel bir kız olarak ortaya çıktı. "Ne yapayım, ne yapayım" oldu! "E oyunculuk yap" dedim ben de...
- Yine Tuba ve Berrak’ı örnek gösterirsek, popüler genç adaylara daha mı çok şans veriyorsunuz?
Hayır efendim, ne popülaritesini takip edeceğim. Berrak Tüzünataç’la hayatın bir yerinde karşılaşmışız. Bu konuyu konuşurken, "Oyuncu ol gel. Biz de bu arada atölye diye bir şey yapıyoruz" dedim. O da çok kısa bir süre devam etti. Şimdi de gitti bir dizide oynadı. Bizim tam eğitimimizden geçmiş, mezun ettiğimiz bir arkadaşımız değil. Okula gelseydi mezun olacaktı. Hálá da olabilir...
- Popüler kadınların beğeniliyor olması etken değil yani...
Bu soruyu "Vizontele Tuuba"yı örnekleyerek yanıtlamak isterim. Öncelikle benim filmimde, asıl sormak istediğim şu: Kim ne hakla koskoca "Vizontele Tuuba" filminin ismini eleştirebilir? İsminin Tuuba olması hikayenin kendiliğinden, çok şık bir şekilde ortaya çıktı. Vizontele Tuuba! İki kere iki dört! Şimdiye kadar bulunmuş en zeki isimlerden biriydi, kimse geveze olmasın. Ama siz Tuba’yı (Ünsal) başka bir yerde gördünüz, bir şeyine gıcık oldunuz, sevdiniz, sevmediniz. İnsanlar öyle ya, hem beğenileceksin, hem sevileceksin. Bunu herkes her zaman başaramıyor. Tuba’nın da bunu başarabildiğini söyleyemem. Ama filmde beğenilmişti.