İstanbul'u Dinliyorum

Güncelleme Tarihi:

İstanbulu Dinliyorum
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2000 00:00

Nilgün GEDİKOĞLU
Haberin Devamı

YÖNETİLENLERİN DİKKATİNE

Çöp vergisini ödemezsem ne olur?

Ödemek veya ödememek. Bütün mesele bu. İşte iki okur, iki öykü...

Çöp vergisinde bu yıl yapılan büyük artış, yılbaşından beri İstanbullular'dan bize gelen şikayetlerin en önemli maddelerinden birini oluşturuyor.

Ancak, çöp vergisinin kendisi artış olmasa da zaten vatandaşlar için bir sorun. Kadıköy'den yazan bir okurumuz, belediyenin gereken temizlik hizmetini yerine getirmediği için kızarak bir süredir vergi ödemediğini yazmış:

‘‘1994 yılında babamlar benim evimin çöp vergisini ödemişlerdi. İki kere daha ödeme yapıldı. Sonra sokak arasındaki konteynerleri kaldırdıkları ve çöpler yerlerde süründüğü için belediyeye kızdım ve yaklaşık 6 yıldır vergimi ödemiyorum. Eminim bir sürü ceza ödeyeceğim. Bazen ödemeli miyim ya da tamamen unutmalı mıyım, bilemiyorum. Acaba borcum çok mu artmıştır?’’

Belediyeler, yasaya göre topladıkları çevre temizlik (halk arasında çöp) vergisini, sadece temizlik işi için kullanabilirler. Ama bu hizmeti yapmazlarsa vatandaşların bu vergiyi ödeme yükümlülüğü ortadan kalkar mı? Hukuk açısından uzun tartışmalara yol açacak bir konu bu. Belki ABD gibi ülkelerde bir vatandaş ‘‘hizmet vermiyorsun, ben de vergimi ödemiyorum’’ türünden bir dava açabilir, ama bizde böyle bir dava yok.

Ödendiği halde...

O yüzden korkarız bu vergiyi ödemeyen vatandaşlar çok zor durumda kalacaklar. Üstelik, vergisini ödeyenler bile zor durumda kalabiliyor.

Fındıkzade'den yazan Ahmet Ravalı, başına gelenleri şöyle anlatıyor:

‘‘Birkaç yıl önce bir sabah kapım çalındı. Açtım, karşımda iki belediye zabıtası duruyordu. Bana çöp vergimi yatırıp yatırmadığımı, eğer yatırdıysam pulumu neden kapımın üstüne yapıştırmadığımı sordular. (O zaman pul veriyorlardı). Sinirlendim ve sert bir şekilde 'Çöp vergimi yatırıp yatırmadığımın kendilerini ilgilendirmeyeceğini... Kapımın üstüne başkalarının keyfiyeti için pul ya da yafta benzeri bir şeyler yapıştırmayacağımı ve çok ilgileniliyorsa açıp hesaplarına bakmalarını' söyledim.’’

İş bununla bitmiyor. Bu yıl okuyucumuza 4 adet ceza makbuzu geçiyor: ‘‘Ne göreyim? Meğerse 1994 yılından beri çöp vergisi ödemiyormuşum da... Geçmiş yıllara ait vergilerimin toplamı olan milyonlarca lira! Benim ev sahibim akrabam. Vergiyi de o ödüyor. Kendisine gittim, ödediği bana ait makbuzları verdi. Sabah önce belediyeye, hesap işlerine gittim. Görevli memuru bulup derdimi anlattım ve belgeleri ibraz ettim. Görevli bir süre bilgisayarı karıştırdı, kayıtlara baktı. Tek tek inceledi ve sonunda hiçbir şey demeden bana gönderilmiş olan ceza makbuzlarını yırtıp çöpe attı. ‘‘Tamam’’ dedi. İnananamadım ve ‘‘ne tamam?’’ diye sordum. Meğerse yanlışlık olmuş ve beni de mükellef kaydetmişler de... Bu tür şeyler sık sık olurmuş da gibi bir sürü söz dinledim.’’

Ahmet Ravalı haklı olarak kızgın. Bütün bir sabahı belediyede geçirmiş. Üstelik daha sonra öğreniyor ki, çevresinde kendisi gibi aynı ev için birden fazla kişinin çöp vergisi mükellefi kaydedildiği birçok olay var.

Görüldüğü gibi çöp vergisini ödemek de bir sorun olabiliyor.

Bu vergiyi uzun süredir ödemeyen vatandaşların bir an önce sorunu çözmelerinde yarar var. Çünkü daha sonra cezalarıyla birlikte ödemek büyük dert oluyor.

Ödeyenlerin de makbuzlarını sıkı sıkı korumalarını gerekiyor. Çünkü bu defa da ödemediniz diye ceza gelebiliyor!

YÖNETENLERİN DİKKATİNE

Kapkaççılar iş başında

BAĞCILAR

Geçtiğimiz Salı günü Bahçelivelerde artan kapkaççılık olayları üzerine bir okurumuzun şikayetini yayınlamıştık. Meslektaşım Gülay Ribar da, her gün bu türde şikayetler aldığını üzülerek belirttiği bir faks göndermiş bize. Pazartesi günü, bir muhabir arkadaşının başına gelenleri anlatıyor: Bağcılar Caddesi'nde yürürken yanında duran plakasız bej rengi Şahin marka bir otomobilden çantasını almak istemişler. Arkadaşının beş metre sürüklendiğini, çantasını vermemek için direndiğini belirten meslektaşım, arkadaşının çantasını kaptırmadığını ancak kolunun omuzundan kırıldığını belirtiyor.

Gülay Hanım, kapkaççılık olaylarına karşı kadınlara önerilerde de bulunuyor. Şöyle diyor:

‘‘Bütün bayanların çok dikkatli olmalarını, çantalarına kıymetli takılarını koymamalarını, asla yanlarına fazla para almamalarını; kimlik, ehliyet, nüfus cüzdanı gibi kıymetli evraklarını ceplerinde taşımaları gerektiğini önemle hatırlatıyorum.

Cadde kenarında yürümemelerini, çantalarını cadde tarafında taşımamalarını ve en önemlisi böyle bir olay karşısında direnmemelerini öneriyorum.’’

Bir olay daha

Faks gönderen bir okurumuz, 18.08.2000 günü başlarına gelen kapkaç olayını anlatmış. Saat 14.20 sıralarında Yenibosna Kulelialtı otobüs durağında beklerken eşi 34 HYG 13 plakalı yeşil renkli Kartal marka bir otomobilde bulunan iki kişinin saldırısına uğramış ve çantasını kaptırmış.

Okurumuz, karakola gittiklerini, şikayette bulunduklarını, ne var ki aracın çalıntı olduğunun dışında ellerinde bir verinin olmadığını belirtiyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!