Ä°nsanlar, en az savaÅŸ ve ekonomik kriz kadar iliÅŸkilerini konuÅŸuyor

Geçen ay, Ä°stanbul'un sosyal hayatında ne oluyor ne bitiyor hepsini anlatan Time Out dergisini almış hızla karıştırıyordum. Birden, frene aniden basmış gibi durdum. OkuduÄŸum yazı, dergi ve gazetelerde görmeye alıştığımız cinsten deÄŸildi. Köşenin adı, Sex Talk'tu (Seks KonuÅŸmaları) ve bir kadın okuyucu o köşeye şöyle bir mektup göndermiÅŸti: ‘‘Bana çok iyi, çok ÅŸefkatli davranan bir erkek arkadaşım var ama kendisinin biseksüel olduÄŸunu öğrendim. Ben ÅŸimdi ne yapayım?’’ Åžimdi, bizim normalde orada okuyacağımız cevap nedir? ‘‘Kızım olay yerinden derhal uzaklaÅŸ, adam sapık, mazallah sana zarar falan verebilir deÄŸil mi? Hayır efendim cevap bu deÄŸil, aynen ÅŸuydu: ‘‘Amaaan be güzelim, bu zamanda iyi ve ÅŸefkatli heteroseksüel adam bulmak kolay mı? BulmuÅŸsun iÅŸte iyi davranan birini biseksüel miseksüel idaret et iÅŸte.’’ Önce inanamadım. Bu yazıların masa başında, eÄŸlenirken yazılan yazılar olduÄŸunu düşündüm. Sonra, yok canım ya gerçekten ete kemiÄŸe bürünmüş birileri bunu yapıyorsa diye düşündüm ve araÅŸtırmaya baÅŸladım. Ve 35 yaşında, kanlı canlı, neÅŸeli, ÅŸahane bir kadınla karşılaÅŸtım. Altı aydır bu köşeyi hazırlıyormuÅŸ. Adı AyÅŸe Brav. Soyadındaki Brav ne ola ki diye sorarsanız, Çerkezce'de önde giden anlamına geliyormuÅŸ. Aslında kendisi bir moda tasarımcısı. Yaklaşık 10 yıldır tekstille uÄŸraşıyor. Kendi adını taşıyan bir koleksiyonu var ve aynı zamanda Türkiye'ye yeni giren Arrow'un tasarımını yapıyor. Biz röportajı yaparken çok eÄŸlendik. Kızanlar olacağı kesin. Ama eÄŸlenenler de çıkacaktır. Bu arada çok mu günahkar ÅŸeylerden bahsettik ne, kayıt cihazım bile röportajın sonunda bozuldu. Seks Talk köşesini yazdırmak için niye sizi seçtiler? Kaşınız mı, gözünüz mü, tecrübeniz mi? Ne?- Orijinal Time Out dergisinde zaten seks talk köşesi var. Ä°stanbul da yaÅŸayan bir megapol ve seks de ÅŸehir hayatının önemli bir bölümünü kaplıyor. Hatta insanlar en az savaÅŸ ve ekonomik kriz kadar, yürüyen ya da yürümeyen iliÅŸkilerini konuÅŸuyorlar. Bu sebeple böyle bir köşe yapıldı. Daha önce bir dergide Sex And The City tarzı ÅŸeyler yazdığım ve hem benim hem de çevremin başına komik ve ilginç ÅŸeyler geldiÄŸi için beni aramak akıllarına gelmiÅŸ. Biraz da olayları gırgıra vurup cevaplamaya çalıştığım için tercih etmiÅŸler. Ben de büyük bir keyifle kabul ettim.KAHVE İÇELÄ°M MÄ°BahsettiÄŸiniz ilginçlikler aÄŸzımızı açık bırakacak cinsten mi? - Komik ÅŸeyler de oluyor, trajik ÅŸeyler de. Bir akÅŸam bir grup kız Buz Bar'da caz gecesine gittik. Bir dolu fular pipo kombinasyonlu adamlar vardı etrafta. Barda dikilmiÅŸ müzik dinlerken, bizim kızlardan biri, ‘‘Yandaki mavi çizgili gömlekli adam ne hoÅŸ deÄŸil mi’’ dedi. Ben niye hoÅŸ adam görmüyorum diye şöyle bir bakındım ve o an kadınların durumuna iyice acıdım. Çaresizlikten kimleri beÄŸenmeye baÅŸlamışlar, adamcağız bildiÄŸin kermit. Neyse, bizim kız yengeç gibi yan yan adama yanaÅŸtı. Adam da bizim kıza, ‘‘Kahveyi bende içelim mi’’ teklifinde bulundu ve adamın evine gidildi. Kız ertesi gün beni arayıp, ‘‘Acaba arar mı’’ dedi. Ben de, ‘‘Yuh yani, o da aramazsa kimse aramaz’’ dedim. Demez olaydım, adamdan tık çıkmadı. Kız akÅŸama kadar bekledi. Sonra kendi aradı ne yapıyorsun diye. Adam da iÅŸten geldim DVD seyrediyorum deyince kızcağız, iyi beraber seyredelim mi demiÅŸ. Adam, ‘‘Adresim çok karışık katiyen bulamazsın’’ deyince, kız ÅŸaÅŸkın ÅŸaÅŸkın ‘‘Nasıl hatırlamam dün sende kaldım ya’’ demiÅŸ. Adam da, ‘‘Neee sen bende mi kaldın? Valla çok özür dilerim ben de hipoglisemi var, ÅŸekerim düşüyor ve 3-4 saat ne yaptığımı hiç hatırlamıyorum’’ demiÅŸ. Eh, erkeklere süper bir tiyo verdik bu arada. Diyorum ki, adamlar ÅŸu kahve içelim mi bahanesinden kurtulsunlar artık. Pul kolleksiyonumu göstereyim gibi bir ÅŸey oldu bu artık.- Kahveyi bende içelim mi, ya da bana kahve ısmarlar mısın mazereti artık komik bir hale geldi. Herkes kahve içmenin ne demek olduÄŸunu (seviÅŸelim mi?), cafe shop'un da neresi olduÄŸunu (yatak odası) çok iyi biliyor. En çok kimlerden mektup alıyorsunuz? - Her cinsten geliyor ama daha çok kadınlardan ve gaylerden e-mail alıyorum. Daha naif oldukları için herhalde. Gelen mektuplar Haydar Dümen'e yazılanlar gibi; Benim G noktam var mı, yok mu, varsa nerede gibi sorular deÄŸil. Time Out okuyucu profilinin daha eÄŸitimli olması ve belki de benim tarzımdan hem komik hem de akıllıca yazılmış mektuplar geliyor. Ne tür sorunlardan yakınıyorlar? - Kadınlar genellikle erkeklerin baÄŸlanma korkusundan ÅŸikayetçi. Erkekler iliÅŸki yaÅŸarken söz vermekten kaçıyorlar. Aynı ÅŸey genç kadınlarda da söz konusu belki ama, kadınların biyolojik bir saati var galiba. O zamanlar yaklaşınca, ya da o zamanların geçtiÄŸini hissedince kadınlarda bir üreme isteÄŸi ve gerginliÄŸi baÅŸlıyor. Ve bu gerginlik adamlara karşı daha hırçın ve baskıcı olmalarına neden oluyor. Onların bu tutumuyla adam da haliyle kaçıyor. Ve bu döngü, böyle dönüp duruyor. Siz nasıl yaÅŸarsınız iliÅŸkilerinizi?- Ben galiba tam metropol kızı olamadım. Hálá naif bir yanım var. Aşık olayım istiyorum ve aşık olmadan kolay kolay beraber olamıyorum. Anlayın yani halimi...Herkes iliÅŸki bile yaÅŸayamamaktan ÅŸikayetçiyken, fazla olmuyor musunuz? Hem iliÅŸki yaÅŸayacaksınız, hem de aşık olacaksınız. BaÅŸka?- Artık iliÅŸki diye bir ÅŸey yaÅŸanmıyor. Adamlar bir iliÅŸki yaÅŸamaktan kaçıyorlar. Bir arkadaşım bana sinemaya gittik, yemeÄŸe çıktık, orada dolaÅŸtık, burada dolaÅŸtık deyince, 'Aaa bir iliÅŸki yaşıyorsunuz’’ diye ÅŸaşırıp seviniyorum. Evlilikten geçtim, iliÅŸki yaÅŸanabiliyor diye ÅŸaşırır ve sevinir hale geldik.BÄ°ZÄ°M KADINLARIN HATASISiz evli misiniz?- 7 sene evli kaldım, sonra boÅŸandık. 11 yaşında da bir oÄŸlum var. OÄŸlum okula baÅŸladığında, okula gidip, ‘Biz boÅŸanmış bir çiftiz, ben tek başıma bir anneyim, çocuÄŸumun kendini yalnız hissetmesinden korkuyorum, mümkünse aynı durumda olan çocukların sınıfına koyabilir misiniz’ dedim. Bana bakıp, ‘‘Hanımefendi merak etmeyin, oÄŸlunuzun sınıfında anne babası evli sadece 3 çocuk var zaten’ dediler.Kadın erkek iliÅŸkilerinde sizi ÅŸaşırtan bir durum var mı artık?-O onu aldatmış, bu bunu aldatmış bunlara hiç ÅŸaşırmıyorum. Ama bir mektup gelmiÅŸti ki hakikaten çok ÅŸaşırdım. Evli bir kadın, kocasını babasıyla yatakta yakalamış. Bu çok ÅŸaşırtıcıydı tabii. Bir de, yıllarca evli olup, çoluk çocuÄŸa karışan insanların biz mutluyuz demesine ÅŸaşırıyorum. Hálá evli kalabilenlere hakikaten ÅŸaşırıyorum.TABULAR DAHA AZBirbirlerinin tepesinde yaÅŸanmazsa evli kalınabiliyor ama...- Ä°ÅŸte bizim kadınlarımızın büyük bir hatası var. Beraber oldukları adamlara özel alan bırakmıyorlar. Sürekli onlarla beraber olsunlar, her ÅŸeyi beraber yapsınlar istiyorlar. Ä°liÅŸkiler birbirine deyince iyi de, birbirinin üstüne binince boÄŸucu oluyor. Herkesin herkese özel bir alan bırakması gerekiyor. Öyle adamlar tanıyorum ki, kitap bile okuyamıyorum diye ÅŸikayet ediyorlar.Evli arkadaÅŸlarınızın kocaları, eÅŸlerinin aklını çelersiniz diye sizden korkuyorlar mı?- Aslında çok evli arkadaşım yok. Herkes ya bekar, ya boÅŸanmış. Evli olanlar da benim dürüstlüğümden çok eminler. Ben sadece ÅŸunu söylüyorum; evlilik ya da iliÅŸkilerin uzun ömürlü olması tamamen insanların elinde. Hafif flörtler iliÅŸkiyi besleyebilir. Ayrıca zemin hep kaygan olmalı. Taraflarda birbirini kaybetme korkusu hep olmalı. Çünkü bu, iliÅŸkiyi heyecanlı ve dinamik tutuyor. Süt liman iliÅŸkiler kime cazip gelir allahaÅŸkına. Evli bir arkadaÅŸa biriyle flört ediyor musun diye sorduÄŸunda, ‘‘yoo’’ diye cevap veriyorsa, karşılık olarak ‘‘ayyy salak’’ deniyor artık. Tamam iliÅŸki yaÅŸamasınlar ama bari flört olsun. Ama bu tür iliÅŸkiler sadece metropollerde yaÅŸanıyor. Yani kalkıp Türkiye'de herkes böyle ÅŸeyler yaşıyor demek biraz salaklık olur.Bu yazıyı okuyanlar, monogamiye evet kampanyası baÅŸlatabilirler.- PaniÄŸe gerek yok. Zaten bir süre sonra bu tür iliÅŸkiler yaÅŸanıp tüketilecek ve monogamiye dönülecek elbet. Yeni neslin tabularının eski nesle göre daha az olması sebebiyle böyle konuÅŸabiliyoruz tabii.- Evet yeni neslin tabuları eskiye göre çok daha az. Mesela erkekler nasıl seksi sadece seks olarak düşünebiliyorsa, yeni neslin kadınları da böyle düşünebilmeli. Yeni nesilde bu anlayış var artık. YALANIN BÖYLESÄ° GÖRÃœLMEDÄ°Erkek arkadaşımla evde oturuyorduk. Åžarap alıp yarım saat sonra geleceÄŸim dedi ama sabaha kadar gelmedi. Marazi bir ÅŸekilde sürekli cep telefonunu aradım ama tabii ki kapalı. Dayanamadım sabaha karşı evine gittim. Anahtarım vardı, içeri girdim. Masada karşılıklı duran iki tabak, tabakların üzerinde iki kılçık. Ä°ki ÅŸarap kadehi. Belli ki biriyle bir yemek yenmiÅŸ. Ne olacaksa olur diye bir tekme atıp yatak odasının kapısını açtım. Bir baktım yatakta yalnız yatıyor. Ben deliye dönmüş bağırıyorum: ‘‘Nerdeee, kadın nerdee’’! O, en sakin haliyle, ‘‘Ne kadını ne diyorsun sen ya’’ diyor bana. Masa, tabak, kılçık, kadeh diyorum... Gözümün içine bakıp yine sakin sakin, ‘‘Benim evde çalışan kadınım yok, perÅŸembe gecesi masanın bir tarafında yedim, Cuma gecesi öbür tarafında’’ diyor!MÃœHÄ°M OLAN RUHUMU OKÅžAYACAK ADAMPopomu okÅŸatacak adam bulmak kolay ama mühim olan ruhu okÅŸayacak adam bulmakta. Benim eski erkek arkadaşım beni beklerken evde mumlar, tütsüler yakmış, masayı mum ışıklarıyla süslemiÅŸ ve uzun bir Bodrum elbisesi giyerek beni beklemeye baÅŸlamış. O sırada zil çalmış, ben geldim sanıp kapıyı açmış. MeÄŸer kapıcı aidat istemeye gelmiÅŸ. Onu tütsüler, mumlar, karanlıkta uzun elbisesiyle görünce iki adım geriye sıçrayıp, abi, ben sonra geleyim deyip kaçmış. Sonra günlerce apartmanda erkek arkadaşımı gördükçe sırtını duvara dayayıp sıvışmış. Â