İlişkide lider erkek olmalı

Hafta içi her sabah “İdeal Vücut” programıyla seyircilerine spor yaptıran Vahapoğlu, bir yandan da seminerler düzenliyor. Cuma akşamları yayınlanan “Uzun Lafın Kısası”nda da toplumsal sorunları masaya yatıran Vahapoğlu, “Tek iş yapmak bana yetmiyor” diyor. Ünlü sunucu ile spor, iş ve aşk hayatında neler olup bittiğini konuştuk.

* Ece Hanım, sizi şu sıralar iki farklı programla izliyoruz ekranlarda...
- Evet, “İdeal Vücut” profesyonel anlamda sporla ilgilenmeye başladıktan sonra oluşmuş bir proje. Hafta içi her sabah yayınlanıyor. Milli kürekçi Akın Saatçi’yle birlikte sunuyoruz. “Uzun Lafın Kısası” da cuma geceleri ekrana geliyor. O programda da dört konukla birlikte güncel toplumsal konuları ele alıyorum. Konuşmayı ve soru sormayı çok seviyorum, “Uzun Lafın Kısası” da bu anlamda beni çok tatmin eden bir program.

* Aynı anda iki program, zor olmuyor mu sizin için?
- Zamanı hızlı yönetmek kanıma işlediği için artık hızlı tempoya alışmış durumdayım. Tek iş yapmak bana yetmiyor.

* Spora ve sağlıklı yaşama verdiğiniz önem, gerçekten dikkat çekici. Kim teşvik etti sizi?
- 15 senedir düzenli olarak spor yapıyorum. Fitness salonuna gidiyorum, yüzüyorum, koşuyorum, tenis oynuyorum ve at biniyorum. Son birkaç senedir de sağlıklı beslenme delisi oldum. Geçen yıl, kişisel gelişim kitabı çıkarmak istediğim dönemde, yolum Tony Hill’le kesişti. Tony, Kıvanç Tatlıtuğ’dan sonra bir kadınında vücudunu değiştirmek istediği söyledi, ben de kabul ettim. 60 gün boyunca hiç durmaksızın spor yaptık ve çalıştık. Beslenme şeklimi de değiştirdim. Adeta bir aydınlanma yaşadım. Hayatta aradığım şeyi buldum diyebilirim.

YOLDA GÖRENLER GELİP KARNIMI ELLİYOR
* Neler değişti hayatınızda?
- Fiziksel açıdan; 20’li yaşlarımdan daha genç gösteriyorum artık. Cildim de ışıldıyor. Daha çok işi bir arada yapabiliyorum. Öte yandan hayata bakış açım

değişti. Eskisi gibi bazı durumlara sinirlenmiyorum. Çok daha fazla empati kuruyorum. Daha sakin ve dengeli biri oldum. Spor, ciddi anlamda hayatımın merkezi

artık. Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı bir federasyondan sertifikam da var. Türkiye’nin her yerinde seminerler veriyorum.
* Bir anlamda kendinize yeni bir meslek edinmiş oldunuz...
- Aynen öyle oldu. Bir de artık sokakta beni görenler yanıma gelip karnımı, kol kaslarımı elliyorlar. Bu rol model olma durumu bende tatlı bir sorumluluk da

yarattı. Artık hep fit olmak zorundayım. Beslenmeme çok dikkat ediyorum bu yüzden.
* Zor olmuyor mu peki, bir davete katıldığınızda ya da seyahate çıktığınızda ne yapıyorsunuz?
- Ben iradesine çok hakim biriyim. Bu durum sadece yemekte değil, her konuda geçerli. Hatta arkadaşlarım bana ‘Bayan İrade’ der.
BENDEN ANNELİK VE ÇOCUK
KİTAPLARI BEKLENİYOR
* Sağlıklı yaşam kitapları çıkardınız. Bu kitapların gördüğü ilgiden memnun musunuz?
- Kitaplar gerçekten büyük ilgi gördü. Bu kadar satılmasından dolayı gurur duyuyorum. Bizim ülkemizde spor kültürü daha yeni yeni oluşuyor. Bu konuda doğru

bildiğimiz pek çok yanlış var. Mesela zayıf insan sağlıklıdır diye bir algı var. Ben de eskiden zayıftım ama yağ oranım doğru ölçüde değildi. Çok iyi

beslenmiyordum. İşte bu algıları düzeltmek gerekiyordu. Kitaplarımla bu bilinci oluşturmaya çalıştım. İlgiden dolayı da mutluyum.
* Kitapların devamı gelecek mi?
- Evet, “60 İdeal” serisinin devamı gelecek. Yeni kitaplar var aklımda. İnsanlar benden evlenip çocuk sahibi olduğumda da “İdeal Annelik”, “İdeal Çocuk”

kitapları bekliyor. Böyle ileriye dönük bir misyonum da var. Benim hamileliğimde de vücuduma çok dikkat etmem gerekiyor. Sürekli gözleri üzerimde! (Gülüyor)
HAYATIMA GİRECEK KİŞİYE SPORU ŞART KOŞUYORUM
* Yeri gelmişken hemen soralım o zaman; ne zaman evlenip çoluk çocuğa karışmayı düşünüyorsunuz?
- Doğru insanı bulursam evlenip çocuk yaparım. Gönlüm, bir-iki sene içerisinde ister...
* Bu zamana kadar doğru insan çıkmadı mı karışınıza?
- Benim ilk erkek arkadaşım İtalyan’dı. Yıllar sonra da bir İtalyan’la evliliğin eşiğinden döndüm. Yani isteseydim evlenirdim ama çok erkendi. 20’li yaşlarımda evlenmek istemedim. Kariyerimle ilgili yapmak istediklerim vardı. Hâlâ büyük hedeflerim var gerçi. Evlilik kafasına girmem gerekiyor...
* 20’li ve 30’lu yaşlar arasında ne fark var?
- 30’lu yaşlarda ne isteğinizi daha iyi bilen biri oluyorsunuz. Ayaklarınız yere sağlam basıyor. Aynı zamanda daha cesur oluyor insan.
* Peki hayatınıza girecek insanda hangi özellikler olmalı?
- Hayatıma girecek insana spor yapmasını şart koşuyorum bir kere. Yaşam tarzlarımızın aynı olması gerekiyor. Başka bir türlü mutlu olamam.

AŞKTA SAFIM
* Aşkı nasıl yaşarsınız? Yönetmeyi mi yönetilmeyi mi istersiniz?
- Aşkta genelde yönettiğimi fark ettim. Ama bir kadın olarak bunu daha farklı bir şekilde yapmak gerektiğini anladım. Aşk konusunda safım, politik olamıyorum. Aşık olunca kendimi kaptırabiliyorum. Karşımdaki kişinin eksilerini, yanlışlarını göremeyebiliyorum...
* Erkekler yönetilmeyi pek sevmezler ama...
- Sevmezler, çünkü egolarına dokunan bir durum. Zaten kadınlar da erkekleri yönetmemeli. İlişkide erkekler lider olmalı.

AŞK ROMANI YAZACAĞIM
* Yeniden roman yazmayı düşünüyor musunuz?
- Aklımın bir köşesinde bir aşk romanı yazmak var. Birkaç senedir notlar alıyorum. Zamanla kendi tecrübelerim ve gözlemlerim de artıyor. Şimdi değilse bile ileride okuyanı etkileyecek iyi bir roman yazmayı istiyorum. İş yoğunluğumda bir romana derinlemesine konsantre olmak zor. Zamanı gelince ilhamla birlikte o

yazı akışı da devreye girer.