İkimiz de ihtiyarladık artık

Güncelleme Tarihi:

İkimiz de ihtiyarladık artık
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2002 00:00

BENİM gibi huzursuz insanları yazar yapmayacaksın kardeşim! Yaz yazını, otur aşağı, kes sesini maaşını al, karışma bir şeye değil mi, işte ben bunu bir türlü yapamıyorum.Hani çok büyük yetkilerle çalışırken aniden emekli olunca durağan yaşama yatay geçiş yapmayı beceremeyen insanlar vardır ya, onlara benzedim bir süredir.Gerekmeyen her işe karışmaya başladım.Ve ne yazık ki beni çekmek zorunda kalan da Ertuğrul Özkök oluyor.Ona sık sık telefon açarak haberler, Türkiye, dünyanın gidişatı hakkında fikirlerimi anlatıyorum.İnsanın temelde katiyen dinlenmediğini bile bile bunu yapması son derece acıklı bir şey ama ne yapayım kendimi tutamıyorum ki!O yıllardır ısrarla benim fikirlerimin katiyen önemli olmadığını, dahası benim fikre sahip olmamam gerektiğini anlatmaya çalışıyor bana..Ben ise bu tavsiyenin ve tespitin tamamen dışında davranarak kendi ölçeklerim içinde bir var olma mücadelesi verip gidiyorum işte. * * *Geçenlerde yine aynı hatayı yaptım, sarıldım telefona.Şunu da belirtmeliyim ki bu yaşadığımız uzunca sürece rağmen, konuşmalarımızdan hiçbir sonuç çıkmayacağı artık net olarak ortada olduğu halde hálá daha telefonlarıma çıkıyor genel yayın yönetmeni.Medyada demokrasi olmadığını söyleyenlere duyururum yani!Telefon ettim ve ona Amerikan gazetelerinden bir tanesinde son derece önemli bir haber bulunduğunu, bir adamın son 20 yıldır filan her gün, istisnasız her gün, hiç ara vermeden aynı pizzacıdan bir büyük pizza ve 6 kola ısmarladığını ve sadece bunları tüketerek yaşadığını anlattım.Bana göre bu birinci sayfalık bir haberdi.Üstelik bu haberi bırakın birinci sayfayı, sürmanşette bile görmeyi gerektirecek bir unsur da vardı.Yaşamını sadece pizza yiyerek sürdürmekte olan bu adam aynı zamanda sağlığına da çok düşkündü.Çünkü 8 dilimlik büyük pizzanın ilk dört dilimini sabah, üç dilimini öğle ve sadece tek dilimini akşam yiyerek sağlıklı bir yemek programı da uygulamaktaydı kendisine.* * *Bunu anlattım ve cevap beklemeye başladım.Her zaman olduğu gibi anlattığım konuyla tamamen ilgisiz bir cevap vererek telefonu kapayacağını beklerken ‘‘Sabah kahvaltısında da pizza yiyor ha!’’ deyiverdi aniden.Sevgili okurlar, yaklaşık 10 yıldır filan ondan anlattığım herhangi bir meseleye direkt yanıt alamamış olduğumdan ne kadar büyük bir şok geçirmiş olduğumu anlamış olmalısınız o bu tepkiyi verince.Size bir şey söyleyeyim mi, cümlelerimin içinde pizza kelimesi geçtiği için dikkatini yakalamayı başardığıma eminim.Hayatta bir tek o kelime bu mucizeyi başarabilir bence.Ve sonra ilk ilgisine uymayan son tepkisini verdi ve ‘‘Ne var yani, bunda haber değeri olan bir şey yok’’ dedi ve telefonu kapadı.* * *Şimdi genel yayın yönetmeninin bu tepkisi size garip gelmiştir belki ama ben onun bu sözlerinden dolayı müthiş hüzünlendim.Evet haklıydı, gerçekten bizim açımızdan haber değeri olmamalıydı bu haberin çünkü bir zamanlar ikimiz de aynen o haberde yer alan adam gibi yaşıyorduk.Her gün pizza yiyebiliyorduk, şişmanlamıyorduk, üstelik bıkmıyorduk da bundan ve ayrıca pizzanın yanında da katiyen kola içmiyorduk.Şimdi ise en favori yemeğimiz diyet pirinçten hazırlanmış tuzsuz pilav oldu. Aslında bu yemeğe pilav adını vermek gerçek pilava da bir hakaret ama olsun, kendimizi dolduruşa getirmeye çalışıyoruz işte.Göz göre göre adım adım beyazladık saçları yahu birlikte çalıştığımız 17 yıldır.O torununu anlatıyor bana, ben son derece gecikmiş bir baba adayı olarak bebeğimi özlüyorum ve ikimiz bir araya geldiğimizde de ilerde çocukları parkta birlikte dolaştırma düşüncesini ortaya atıp gülüyoruz.Özet olarak bizim için o haberin gerçekten bir değeri yoktu ve ayrıca biz yaşlandık bunu da bilin yani!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!