İki kız bir oğlan

Güncelleme Tarihi:

İki kız bir oğlan
Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2004 00:00

‘‘Ha-yırrrr’’ derken sevgilim, ben ‘‘Ev-vetttt...’’ diyorum. Ayağımdaki terliklerden acilen kurtuluyorum, hedefimi belirlemişim, son sürat hedefime doğru koşmaya başlıyorum, sıçrayabildiğim kadar havaya sıçrıyorum, yapabildiğim kadar bedenimi yukarı çekiyorum ve kendimi yerçekimine bırakıyorum.Poffffffffff.Kahkahalarla, içine gömülüyorum.Ben bu oyunu çok seviyorum.‘‘Hadi sen de yapsana, harika oluyor!’’ diye ısrar ediyorum.‘‘Baksana, sen kaç yaşındasın?’’ diye geliyor cevap.‘‘4’’ diyorum.30'u siliyorum.Yeniden yerimi alıyorum.Bir daha koşuyorum. Bir daha atlıyorum.Bir daha koşuyorum. Bir daha atlıyorum.Ha-yırrrr, havuza değil, onun haber değeri yok, yatağa.İki buçuk kişilik, kocaman pufuduk bir yatağa.Keşke tramplen olsa da, yaylanıp yaylanıp, atlasam...Atlama oyunundan sıkılınca, zıplamaya geçiyorum.Yatağın yaylarını tramplene çevirip, hop-hop hopluyorum.Bir taraftan da merak ediyorum: Bakalım, kafamı tavana değdirebilecek miyim?* * *Ev-vetttt, yatak benim için önemli.Ama niye böylesiniz siz!Allahaşkına yatak, sadece sevişmek için mi gerekli?Yatakta zıplarsın, kudurursun, saklambaç oynarsın, hatta kör-ebe, çok istersen yakartop bile!Anladınız, tatildeki yatağımız çok iyiydi.Yayları sağlamdı.Normalde 59, tatillerde 61 çeken bana, fazlasıyla iyi dayandı.Tatil benim için bu işte: Çocuklaşmak.Saçma sapan oyunlar yaratmak.Her fırsatta sevdiğim adama sarılmak, onu da oynadığım oyunlara katılmaya zorlamak. Güldürmek, gıdıklamak. Bütün ağırlıklardan ve ciddiyetten kurtulmaya çalışmak. Hadi şu küveti dolduralım diye tutturmak. Köpüklerle oynamak. Bütün bir odayı kurcalamak. Giderken çalacağım şeylerin (sadece havlular, tamam, en en en fazla kültablası!) planını yapmak. Geçici evimizde, iki kişilik bir dünya yaratmak.Aslında gittiğin yerin, neresi olduğunun zerre kadar önemi yok.Eğer yolculuğa sen kendi içinde çıkabiliyorsan tabii.Bulunduğun ruh halinden ayrıldığın andan itibaren, aklın seni tanıyamayacağı için, her türlü zıpırlığı yapma hakkını bulabiliyorsun kendinde.Buldum.* * *Ama iki değil, üç kafadar çıktık bu tatile.Gerçi 3. kişi yanlış anlaşıldı.Sivri zekalılar bebek sandı.Çok isterdim ama bebek değil, Nálán'dı.O da bir tür bebek aslında.Ama başka anlamda.Başına ‘‘Uffff’’ konuyor.‘‘Uffff Nálán, bebek gibi kız’’ oluyor!* * *Siz hiç sevgiliniz ve en yakın kız arkadaşınızla tatile çıktınız mı?Tavsiye ederim.Ama onlar da, sizden bağımsız arkadaş olacak...Hatta zaman zaman sevgiliniz sizi satacak, en yakın arkadaşınızla ittifak kuracak:‘‘Biz bu akşam Burj El Arab'da yemek yemeye karar verdik. İkiye bir kaybettin. Çoğunluğun dediği olacak...’’Benim için unutulmaz tatillerden biriydi Dubai. Bir kere her gün spor yaptık. Gündelik hayatta olamıyor, bari tatilde olsun. Yani şeytanın bacağını kırdık. Koşu bandının üzerinde can verirken, birbirimize isimler taktık: Shorty, Boldy ve Guli. Ben tabii Gulliver'e benzetilmeme fena halde içerledim, ismimi Küçük Guli'ye çevirdim. Hiç hoş değil bir insanın iriliğiyle dalga geçilmesi! Aktivite Ayşe'yi tercih ederdim, çünkü orada gerçekten aktivite Ayşe kesildim. Bir enerji, bir enerji: ‘‘Çöl safarisi de yapalım, tekneye bağlanan şu paraşütle de uçalım, Dubai pavyonlarına da gidelim, eski Beyrut yapmaya çalıştıkları bu şehrin her tarafını keşfedelim...’’* * *Bana sormayın yani Dubai'de 250 dolara plazma televizyon alınabiliyor mu alınamıyor mu...Bilmiyorum.Alışverişle hiç işimiz olmadı.Ama çöl safarisini, çölde çay deneyimlerimizi, bir teknenin arkasına bağlı olan bir paraşütte yüzlerce metre yükselmeyi, bacakların denizin üstünde boşlukta sallanırken Dubai'yi kuşbakışı görmeyi, ‘‘Heyyyy ben iyiyim. Korkmuyorummmmmm’’ diye aşağıdakilere bağırmayı anlatabilirim.Yer kalmadı.Artık yarına...HAMİŞ: Cem Karaca'nın ölümünü öğrendiğimde nasıl içim acıdı anlatamam. Meğer ne çok alışmış, bağlanmışız ona. Bütün sevenlerine başsağlığı diliyorum. Nur içinde yatsın.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!