İki kez boşanmasam hayatım bu kadar ilginç olmazdı

Güncelleme Tarihi:

İki kez boşanmasam hayatım bu kadar ilginç olmazdı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2014 09:24

Geçen yılın en çok kazanan yazarı Ayşe Kulin yeni kitabı ‘Hayal’de kamera arkasından PR’cılığa renkli iş hayatını yazdı. Asil Nadir’den Turgut Özal’a pek çok isimle anılarını karikatürlerle anlattı. Onunla kitabı için evinde buluştuk. Sohbete siyasetle başlayıp evliliklerinden çıktık.

Haberin Devamı

Otobiyografik kitap yazmanızın nedeni kendinizi çok sevmeniz mi?

Kendimi çok fazla sevmem ama kendimle barışığım. Çok değişik ve renkli bir çalışma hayatım oldu. Gazetecilik ve PR yaptım. Kamera arkasında görev aldım. Senaryo yazdım, sonunda yazarlığa başladım. Hatta kitaba koymayı unuttum ama Resim Heykel Müzesi’nde 10 yılı aşkın yönetim kurulundaydım. O yıllarda yaşadığım komik, renkli olayları yazmak istedim ve bu kitap çıktı.

Bir dönem yayınevi kapılarından dönerken Türkiye’nin en çok kazananı olacağınızı tahmin eder miydiniz?

Yazarak para kazanacağımı hayal edemezdim. Çünkü o yıllarda yazarlar para kazanamazdı. 5 bin kitap satışı bile ender telafuz edilirdi.

Yaşadıklarınızı yazarken otosansür uyguladınız mı?

Epey... Özel hayatımı açık edecek cesaret bende yok. Diğer biyogrofi kitaplarında da hep hayatımı Türkiye’nin olaylarıyla ördüm. Allah’tan Türkiye müthiş malzeme veren bir ülke.

Haberin Devamı

Dünya Gazetesi’nde muhabirlik yaptığınız dönemde Özal’a karşı ön yargılarınız olduğunu ve bir devlet gezisi sırasında bunların kırıldığını anlatıyorsunuz. Başbakan Erdoğan’la ilgili de böyle kırılmalar yaşadınız mı?

- Özal döneminde kimseye karşı ön yargılı olmama konusunda kendi adıma ders çıkardım. Erdoğan geldiğinde de ona yakın çevremden daha farklı yaklaştım. Mesela Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmaması için yapılan numaraları beğenmedim. Üniversiteye başı kapalı öğrencilerin alınmamasına ben de karşıydım. Şimdi o adamın bugünkü halini kabul edemiyorum. Müthiş bir hayalkırıklığı yaşıyorum.

Ne değişti?

- Bu hayal kırıklığı her istediğini “ben yaptırırım” diyen bir insana dönüşmesiyle başladı. Gezi olaylarında ip koptu. Çünkü Gezi ikinci evresine girmeden çok küçük bir iki cümleyle bitebilirdi. Şimdi gazeteye bakıyorum. Bir adam, tek gözü kör, çalışamıyor, hayatı kaymış. Başbakan bunun sorgulamasını bile yapmıyor. O adamdan bir özürü fazla görüyor. Bunlar çok vahim. Kendi tarafına dokunulmadığı müddetçe her şey olabilir. Ama hiçbir lider böyle tek taraflı düşünemez.

Gittiğimiz yol sizi korkutuyor mu?

Haberin Devamı

- Çok korkutuyor. Çünkü bunlar başarısız olup gittikleri takdirde gelenin eline bir enkaz bırakıyorlar. Ve bunu kimse toparlayamaz. Yine toparlayabilecek olan, yaptıklarını düzelterek bunlardır diye düşünüyorum. Ama bakıyorum ikiye bölündüler ve birbirleriyle didişiyorlar. Tek bir şeyi fark etmiyorlar.

Nedir?

- Bilginin saniyede dünyayı dolaştığı bir zamanda dini referanslı bir yönetim olmaz. Aynı şekilde Hıristiyanlığı, Museviliği ya da Budizm’i ön plana çıkararak ve diğerlerini yok sayarak bu dünyada yaşayamazsın. Yetiştirmeye çalıştıkları dindar kuşak bu çağın kuşağı değil. O devir kapandı. Şimdi akıllı, medeni, çağdaş insan zamanı.

KOCALARIMDAN PRENSİP OLARAK PARA KABUL ETMEDİM

Haberin Devamı

30 yıldır beraber olduğunuz Engin Bey’le aşkınızın nasıl başladığını ‘Hayal’ de kısaca anlatıyor sonra bizi yaya bırakıyorsunuz... Neden?

- Eğer özelimizi anlatsaydım ilişkimiz bu kadar sürmezdi. Çünkü Engin özeline çok düşkün. O kadarına bile ne reaksiyon gösterecek diye elim ayağım titreyerek bekledim. Okudu ve çok beğendi.

O kadar zaman içinde aşk nasıl şekil değiştiriyor?

- Evet, hayatındaki insan her şeyini anlatma ihtiyacı duyduğun bir insana dönüşüyor. Uzun seneler o İzmir’de, ben İstanbul’da yaşadım. Bu yüzden de keyifli bir ilişkimiz oldu. Yalnız artık git gellerden yorulmaya başlamıştık. Şimdi beraber oturuyoruz.

Kitapta çocukları için sürekli çalışan bir kadın portresi var. Önceki eşlerinizden hiç para kabul etmediniz mi?

Haberin Devamı

- Prensip olarak etmiyorum. Bu sebeple 1978’de çalışmaya başladım. Çünkü bir kocanın fikir olarak anlaşamayıp ayrıldığı kadına hayat boyu para vermesini saçma buluyorum.

Kitaptaki eğlenceli iş hayatı dışında en büyük dramınız neydi?

- Babamı kaybetmemdi. Boşanmalarım da çok travmatikti. Ama o boşanmalar olmasa bu kadar ilginç bir hayat yaşayamazdım. Sonrasında da iki büyük oğlumun yaşadıkları beni çok üzdü. İlk evliliğimde en büyük hatam oldu.

Hayatınızı etkileyen velayet davası da o dönemde mi başlıyor?

- Evet. İlk eşim çocukların velayetini almak için çok çirkin bir dava açtı. Bir anneden çocuklarını almanız için o annenin ya bulaşıcı hastalığa sahip olması, ya akli dengesi yerinde olmaması, ya da müptezel olması gerekiyor. İlk eşimin avukatı çocukları almak için “genel evde çalışan mama getiririm. Burada çalışıyordu dedirtirim” bile dedi. Sonra da aleyhime yalancı şahitler geldi. Bir nevi işkenceydi. Ama sonuçta davayı kazandım. Bu sefer de çocukları kaçırmakla tehdit ederek okumak için İsviçre’ye götürdü.

Haberin Devamı

Çocuklardan birinin kendinden olmadığını iddia etmesi de o zamanlara mı denk geliyor?

- O olay çok sonra çıktı.

Bu bir anneye ne hissettiriyor?

- Çok fena şeyler. Ona hep işkenceler çektirdiğimi, bir yerlere zincirlediğimi hayal edip durdum.

İkinci eşinizden boşanma sırasında böyle sorunlar yaşadınız mı?

- Hayır aldatılma birçok kişinin başına geliyor. Kimi kabul ediyor, kimi etmiyor. Ben kaldıramıyorum. Ama orada bir travma yoktu. İkinci kocam için çocuklarımız bir bütündü ve öyle kaldı.

Bir daha evlenmeyi düşünür müsünüz?

- Bu saatten sonra beni kim alır? Şimdi böyle çok güzel bir birliktelik bu.

Ayşe Kulin, kitabında kamera arkası günlerini detayla anlatıyor. Bir film çekimi sırasında Danimarkalı ve Türk kızların sekse bakışı hakkında farklı fikirler edindiğini anlatıyor: “Danimarkalıları hayretle izledim. Vücudun normal bir istediği olarak ekipten biri gidip diğeriyle sevişiyor ve sonra uyuyordu. Benim de kapım bir kaç kere çaldı. Sonra ‘kapıya lütfen bu odaya tıklamayın’ diye not astım.”

Yazdığım romanlar içinde Türkan Saylan beni en çok etkileyen karakter. O kalbimde bir uktedir. Onun yüzünden bu iktidara da bu kadar antipati duydum. Sevdalinka en zorlandığım kitap oldu. Değer yargılarımı alt üst etti. Batı eğitimi almış bir insan olarak bir süre Batıya dair bir şey duymak istemedim, nefret geldi. En eğlenerek yazdığı roman Hayal. Yaşadıklarımı hatırladıkça çok güldüm.

Füreya en severek yazdığım romandı. Hepsinde gerçek sahneler var. En özel romanım Adı Aylin’di. Beni yazar yapmasında rolü çok büyüktü.

‘Hayal’ kitabının kapak ve kapak içi çizimlerini Umut Karaman, iç çizimlerini Irvin Mandel yaptı. İllüstrasyonlarda Füreya Koral, Türkan Saylan, Münir Nurettin Selçuk, Vali Recep Yazıcıoğlu, Nazım Hikmet, Barbaros Altuğ gibi Ayşe Kulin’in romanlarına konu olan veya yazı hayatına giren gerçek kişilerle Kulin’in romanlarında yarattığı Nimeta (Sevdalinka), Selva (Nefes Nefese), İlhami (Gizli Anların Yolcusu), Bora (Bora’nın Kitabı) ve Derya (Dönüş) gibi kahramanlar yan yana kullanıldı. Ayrıca Kulin’in yayınevlerinin kapısından döndüğü dönemler, filmlerin set arkasında çalıştığı zamanlar, Asil Nadir’in yanında PR yaptığı dönemde Nadir’le şirkette ilk karşılaşması komik bir dille ve çizimlerle aktarılıyor. Dünya Gazetesi’nde çalıştığı zamanlarda Turgut Özal ve Semra Özal’la katıldığı Çin gezisinden Özal’ların portreleri, 30 yıldır birlikte olduğu Engin Bey’le havuz başında vakit geçirdiği ilk gün, Ercan Arıklı’nın fikirlerini paylaştığı anlar, Can Yayınları’nın sahibi Erdal Öz’den aldığı ret mektubu çizimlerle anlatılıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!