İçimdeki cevheri buldum

Uzun yıllar birçok kurumsal şirkette önemli görevlerde yer aldınız. Bu deneyimlerinizi başka şirketlerle de paylaşıyorsunuz bildiğim kadarıyla...

- Aslına bakarsanız ben uzun yıllar Pizza Hut, SAS, Coca-Cola, Doğan Burda Rizzoli ve Microsoft gibi uluslararası şirketlerde pazarlama üzerine profesyonel yöneticilik yaptım. Farkı sektörlerde, çok farklı kültürlerde yetiştim. 2005 senesinden beri yabancı ortağımla uluslararası bir danışmanlık şirketim var, değişim yönetimi, pazarlama ve marka konularında daha çok yurtdışındaki şirketlere hizmet veriyoruz. Bu arada YPO adlı uluslararası işadamları organizasyonu içinde eğitmenlik ve koçluk da yapıyorum.

Bee Goddess markasını yaratmaya nasıl karar verdiniz peki, tüm bu kurumsallık sizi sıktı mı?   �

- Psikoloji, mitoloji, farklı inanç felsefeleri her zaman hobi olarak ilgilenip araştırdığım konular oldu. Kişinin içsel gelişimi ve potansiyelini gerçekleştirmesi beni çok heyecanlandırıyor. Tüm bunları sentezleyerek 2007 yılında dünyanın ilk tılsım mücevher markası olan Bee Goddess’ı hayata geçirdim diyebilirim.

Bee Goddess’daki tasarımların tümü size mi ait?�

- Evet, tamamını ben yapıyorum.

İlk tasarımlarınız nelerdi?

- Bee Goddess, dünyada ilk kez farklı medeniyetlerden gelen 12 özel sembolü pırlanta, altın kolye ve kol düğmeleri ile Anadolu’nun arı tanrıçasının kovanında topladı ve dünyaya açtı.

GERÇEK DEĞER ELMASTA DEĞİL KALBİMİZDEDİR

Diğer mücevher markalarından farklı ne sunuyorsunuz?

- Birçok marka, bireylere “sizde bir eksiklik var, bu ürünü alırsanız o eksikliği giderirsiniz” mesajını veriyor. Bee Goddess’da öyle değil. Bee Goddess’ın oluşum sürecindeki ana çıkış noktası, mücevherin bir statü sembolü değil, ruhun sembolü olarak değerlendirilmesi gerekliliğidir. Bence gerçek değer; elmasın karatlarında değil, bizim kalbimizde. Lüks kavramının aydınlanması gerek. Bee Goddess kendi içindeki ışığı yaymak, yeniden doğmak ve kalbinin sesini daha fazla duymak isteyenler için yaratılmış bir marka.
  �
Yani müşterilerinize “güç aslında içinizde” mi diyorsunuz?

- Elbette, hayatımızı ve etrafımızı değiştirecek olan güç, kalbimizdeki sevginin ateşinde ve ışığında gizli. Ancak bizler yokluğunda bunun arayışına giriyoruz.

Siz buldunuz mu o enerjiyi?  �

- Hayatım boyunca içimdeki cevheri arıyormuşum meğer. Sonunda buldum, yeniden doğdum ve istediğim mucizelere kavuştum. şimdi de sırrımı paylaşıyorum. Bee Goddess, kendi içimdeki kahramanı, tanrıçayı yani yaratıcı dişi enerjiyi bulmaya giden bir yolculuk. Ben buldum ve herkes bulsun istedim.

Nedir paylaştığınız sır?�

- Sır; egomuzu korkulardan ve endişelerden arındırıp, hayata ve kalbimizin sesine teslim olarak hayallerimizin peşinden gitmektir. Örneğin; kömür aşırı baskı altında ve çok uzun bir zaman sonra dünyanın en değerli taşına dönüşür, adı elmas olur. En temiz ve en renksiz pırlanta, ışığı en çok yansıtan yani en değerli olandır. Değeri ise ‘hiç’liğinden ve saflığından kaynaklanır. Hayat yolculuğumuz kalplerimizi elmasa dönüştürme yolculuğudur bir bakıma.

KATE MOSS VE KEVIN COSTNER DA MARKAYI KEŞFETTİ

Markanız yabancı yıldızların da dikkatini çekmeye başladı. Kimler kullanıyor sizin mücevherlerinizi?

- 2010 yılında Kagider tarafından seçilen en başarılı 10 girişimci isim arasında yer aldım. Aynı yıl Bee Goddess Paris Louvre’da “21. yüzyıla imza atacak birinci marka” unvanına layık görülürken markanın kurucusu ve tasarımcısı olarak ben de “gerçek yaratıcı” unvanı ile onurlandırıldım. Bunlar markam ve benim adıma son derece gurur verici. Dolayısı ile kendinize bir başarı çizgisi hedeflediğinizde yurt dışına açılmak da bunun bir parçası haline dönüşüyor. Hollywood’un en prestijli mücevher mağazası Roseark’ta satışa sunulan Bee Goddess tasarımları bugün Kate Moss, Paris Hilton, Kylie Minogue, Kevin Costner, Donna Karan, Reem Acra ve Karolina Kurkova gibi isimler tarafından kullanılıyor ki bu da benim için Anadolu’nun Arı Tanrıçasını tüm dünyaya tanıtmak açısından büyük önem taşıyor.

                                                  �