Güncelleme Tarihi:
Onunla randevumuz kar alarmlarının verildiği gün Etiler’de. Yine şahane bir şarkı yakalamış, yol boyunca arka arkaya dinliyorum. Sonra kafeden içeriye Zeynep giriyor. Tam da kliplerindeki gibi cıvıl
cıvıl. Hem bizim evin sanatçısı duygusu veriyor hem de bir bakış ya da hareketle çok seksi olabiliyor. Koltuğa oturuyoruz, kar bastırırken sohbete başlıyoruz. Kartopu oynamayı da ihmal etmiyoruz.
◊ Şu sıralar hayat nasıl gidiyor?
Hem aralarda dinlendiğim, hem çalıştığım, dengeli bir süreçten geçiyorum. Dengeli olmak çok hoşuma gidiyor, o yüzden her şey yolunda.
◊ 30’ların başındasın. 30 yaş sana ne hissettirdi?
Hayatımda çok kırılmalar yaşadım, bunların 30 yaşıma denk geliyor olmasını aslında biraz manidar buluyorum.
◊ Ne gibi kırılmalar?
Ayaklarımın yere bastığını hissettiğim, büyüdüğüm, farkındalıklar geliştirdiğim, bir şeylerden kaçmadığım, çözmeye çalıştığım, yüzleştiğim, travmalarımın ortaya çıktığı, terapiye ağırlık verdiğim, biraz kendimle yoğrulduğum bir 30’lara giriş yaşadım.
◊ Şu sıralar dertlerin neler?
Dert gibi bakmıyorum, birçok şeyi kabul etmeye çalışıyorum. Bütün sorunların, mutsuzlukların, hayal kırıklıklarının, acıların hepsinin geçeceğine, hepsinin bir şey öğretmek için yaşatıldığına inanıyor, acıyı çekerken de sonsuza kadar sürmeyeceğini artık biliyorum.
◊ Sana dışarıdan baktığımızda ne kadar şanslı diye düşünebiliriz. Sevdiğin işi yapıyor, güzel bir ilişki yaşıyorsun, şarkıların tutuyor... Nedir bahsettiğin o sorunlar?
İnsanların gözü önünde sürekli giyinip kuşanıp şarkılar söylediğimiz, magazin programlarına “Merhaba, arkadaşlarımla yemekten çıktım” dediğimiz için hayat bizim için disko toplarıyla geçiyor zannediliyor. Sadece benim için de değil, ünlülerin hepsinin hayatı sorunsuz görünüyor. Kendi kişisel hayatlarımızın, hepimizin sahip olduğu şeylerin dışında ünlü ve göz önünde olmanın getirdiği birçok şeye maruz kalıp birçok fedakârlıkta bulunuyoruz. Düşünsene, hayatına herkesin vâkıf olabildiği kadar vâkıf olduğu, sonra bunu istediği gibi eleştirebildiği, istediği yorumları yaptığı, istediği iftiraları attığı bir düzende işini yapmaya çalışıyorsun. Ve bunlara maruz kalmanın tek sebebi de seçtiğin iş. Yeteneğin olan meslek. Doğduğumdan beri istediğim şey şarkıcılık ve şarkıcılık adımlarının beni getirdiği yer burası. Buna her zaman gerçekten şükrediyorum. İstediğin ve yeteneğin olduğu mesleği yapmanın değerini her zaman biliyorum ama bunun bir getirisi de şöhret. Herkesin kaldırabileceği bir şey değil. Psikolojinin güçlü olması gerekiyor. Aklımızla oynanan bir meslek yapıyoruz bence. Pozitif yanları,
o disko topları da var tabii ama hayat bundan ibaret değil.
◊ Peki, hayatın hakkında herkesin fikrinin olmasına alıştın mı?
Alıştım ama zordu.
◊ Hangi noktada alışıyor insan?
Tabii beni seven kadar sevmeyen de vardır ama birçok insanın dikkat çekmek, iletişime geçebilmek için linç yarattığını fark ettim.
◊ Nasıl yani?
Mesela biri bana diyor ki “Ne kadar iğrenç sesi var.” Başlarda birkaç yoruma da cevap verdim, “Üzüldüm ama yine de teşekkürler” yazdım. Hemen cevap geldi “Abla cevap verdin, öyle demek istemedim aslında, seni çok seviyorum” diye. Gerçekten sevilmeme duygusuyla da baş edebiliyorum ama bunları görünce herkesin sebebi başkadır diye düşünüyorum. Bunlara şahit oldukça her şeyi çok içselleştirmemeye çalışıyorum. Eskiden kötü bir yorum varsa ‘Hakikaten öyle mi’ duygusuna düşerdim, artık ‘Ben seviyorsam tamam, önce kendim için yapmalıyım’ duygusuna geçtim. Tabii yapıcı eleştirileri de her zaman dikkate alıyorum.
‘ŞİMDİ O MANİFEST’LERİMİ YAŞIYORUM’
◊ Bu hafta yeni şarkınla evinde bir dans videosu çektin. Anında sosyal medyada yayıldı. Çok yorum yapıldı. Konuşulmayı biraz da seviyor ve bunu planlı mı yapıyorsun?
Hayır, ben şarkının koreografisini çok seviyorum, insanlar da yapsın istiyorum, hatta kendimce küçük challenge’lar başlatıyorum. Bu kendi kendime eğlenme şeklim, stratejik bir mesele değil.
◊ Bir önceki şarkın ‘Lan’ röportaja gelirken baktığımda YouTube’da 190milyona yakın izlenmişti. Şimdi yeni şarkın ‘Destan’ da sosyal medyada hızla paylaşılmaya başladı. İyi ve tutacak şarkıyı bulma sırrın nedir?
Bazıları beğeniyor, bazıları beğenmiyor, iyi de göreceli. İyi bir dinleyici olduğum için belki de. Benim yaptığım değil, bana verilmek istenen bir şarkıysa, önce dinleyici olarak dinleyip sonra bu şarkı bana olur mu diye değerlendiriyorum. Bana yakışıp yakışmadığına önem veriyorum. Benim yazdığım bir şarkı değilse sözlerin durmak istediğim yere hizmet edip etmediğine dikkat ediyorum. Bu da dinleyiciyle iletişimi ve enerjiyi koruyan bir şey.
◊ ‘Destan’da neye vuruldun?
Sözleri inanılmaz etkileyici ve iyi. Güncel bir dili var. R&B, oryantal karması, Doğu-Batı sentezine çok tutuldum. Aranjesi de istediğim gibi olunca müthiş içime sinen bir iş çıktı ortaya.
◊ Şarkının sözleri Gökberk Çırakoğlu ve Görkem Yılmaz’a ait. Şarkıda ‘Bilsen nasıl manifest ettim” diyorsun. Sen düşünce gücüyle bir şeylerin olacağına inanıp manifest yapar mısın?
Aşırı... ‘Kelimenin Gücü’ diye bir kitap okumuştum, herkese tavsiye ediyorum. O kitaptan sonra ağzımdan çıkan her söze çok dikkat etmeye başladım. Negatif konuşmamaya çalışırım. Bence sözlerin gücü var. Beş duyumuzla çok detaylı, hayal ettiğimiz her şeyin de olacağına inanıyorum. Zaten birçok şeyi de çocukluğumdan beri manifest etmişim. Ve şimdi o manifest’lerimi yaşıyorum.
◊ Şimdi neleri hayal ediyorsun?
Heyecanlı olduğum ve bazı güzel gelişmelerin yaşandığı global bir süreçteyiz. Bazı işbirlikleri yapılabilir, onların gerçekleşmesi ve istediğim gibi gitmesiyle ilgili manifest’im var. Tabii hayatın bir yerinde çok geç kalmadan, gücüm, enerjim yerindeyken anne olmak istiyorum.
◊ Kız mı erkek mi istiyorsun?
Sağlıklı olsun.
◊ Bir evliliğin olmuştu. Yeniden evlenmek istiyor musun?
Çocuk yapmak için evlenmek istiyorum diyelim. Evlenmek mevzusuna artık çok tutulmuyorum ama anne olmak istediğim için annesi ve babasının resmi bir şekilde birlikte olduğu bir evlilikten çocuk doğurmak isterim.
‘KASLARINA SAĞLIK AMA ONU HER ŞEYİYLE ÇOK BEĞENİYORUM’
◊ Bir süredir oyuncu Serkay Tütüncü’yle birliktesiniz. Nerede tanıştınız?
Çok eski tanışıyoruz, o Alaçatılı, gerek Çeşme’den gerek sektörden çok ortak arkadaşımız var. Yıllardır hep selamlaşırız, sosyal medyadan takipleşiyoruz da.
◊ Nasıl aşka döndü bu tanışıklık?
Bir gün buluştuk, “Oturalım, sohbet edelim” dedim.
◊ Sen mi dedin?
Evet ama o da benim cümlemin bitmesine 2,5 saniye kala geldi, dünden razı haldeydi (gülüyor). Çok hoş sohbet ettik.
◊ Sonra da bir mekânda dudak dudağa yakalandınız...
Sorma ya.
◊ “Ortada net bir şey yok, tanışma aşamasındayız” açıklaman çok konuşuldu...
Aslında o yaptığım açıklama daha önce çekilmişti. Görüntülerin ardından, sanki o gün söylenmiş gibi birleştirip verdiler.
◊ Sana “Bu kişi artık benim sevgilim” dedirten ne olur?
Birincisi güven, ikincisi aynı dili konuştuğuna ikna olmak. Serkay’la birlikte yediğimiz o yemekten ve sohbetten sonra iknaydım.
◊ Serkay’ın Instagram’daki kaslı fotoğraflarının hiç etkisi olmadı mı?
Kasları çok güzel, yalan yok, kaslarına sağlık ama onu her şeyiyle çok beğeniyorum, sadece fiziğiyle değil; aklıyla, niyetiyle, şefkatiyle...
◊ Şu an nasıl bir aşk yaşıyorsun?
Daha önce hiç yaşamadığım kadar güçlü, yoğun, sağlıklı ve eşitler arası bir ilişki... Çok başka bir yerde benim için. Çok mutluyum, nazara da inandığım için çok konuşmak istemiyorum.
‘BİR SABAH BUNUN AĞIRLIĞIYLA UYANDIM...’
◊ Bir yandan çok minnoş gözüküyorsun, bir yandan çok seksi duruyorsun. Hangisi sensin?
İkisi de... Moduma göre değişiyor. Bir gün uyandığımda başka, diğer gün bambaşka...
◊ Sosyal medyadaki bir oylamaya göre geçen sene Türkiye’nin en seksi kadını seçilmişsin...
Evet. Bir sabah bunun ağırlığıyla uyandım Hakan. Yataktan kalkacağım ama kalkamıyorum, ‘Üzerimde bir ağırlık var’ diyorum, meğer Türkiye’nin en seksi kadını seçilmişim (gülüyor). Şaka bir yana, gülüp geçtik hepimiz diye düşünüyorum. Kaynağı belli olmayan bir haberdi. Ben ve ekibimde sosyal medyada gördük.
◊ Seksi nedir?
Bilmem, herkese göre farklıdır. Bilinç ve eğitime göre değişir.
◊ Sence Türkiye’nin en seksi kadını mısın?
Herhangi bir konuda ‘en’ olma çabasında değilim. Bir de Türkiye’nin en seksi kadınını kim seçti, bu yetkili merciyle de tanışmak istiyorum. Herhalde biri ortaya bir taş atıyor, “Bugün de Zeynep’le uğraşalım” diyor. Sonra başka birileri de paylaşımların altında “Bu da seksiyse ben neyim” gibi yorumlarla beni gömsünler diye kazanı kaynatıyor. İnsanlar da odunları atıyor.
‘KENDİMİ BİLDİM BİLELİ ŞARKI SÖYLÜYORUM’
◊ Şu an müzik dünyasını nasıl buluyorsun?
Biraz karışık, sosyal medya efektiyle dengeler de oynuyor. Ben alıcısı olan, dinlenen her şeye saygı duyuyorum, zevk meselesi... Tabii belli bir standartta, sanat dinamikleri ve sınırları içerisinde olması benim için önemli. Ama bu benim yolculuğum, öğretim ve ekolüm de önemli. Şimdi benim beğenmediğim ya da benim hoşuma gitmeyen ve sanatsal açıdan yeterli bulmadığım bir şeyi insanlar dinliyor diye eleştirmeyeceğim.
◊ Baban gemici, annen lojistikçi. Ama teyzen, enişten ve anneannen müzikle ilgileniyordu. Sende bu müzik sevdası genlerden mi geliyor?
Şarkıcılıktan başka hiçbir şey yapmak istemiyordum. Aslında müzikten önce dans ediyordum. ‘Dansçı mı olsam’ dediğim birkaç sene var. Sonra şarkıcılık ağır bastı. Kendimi bildim bileli de şarkı söylüyorum. Bizim evde her pazar şarkılar, türküler olurdu. Radyo son ses açılırdı, anneannem şarkı söyler, dedem bağlama ve tambur çalardı. Ben de ortaokulda ciddi ciddi müzik dinleyicisiydim.
◊ Pop dinlerdin herhalde...
Yok, büyük bir rock’çıydım. Hâlâ da çok ciddi rock ve metal dinleyicisiyim. Unutmuyorum, salonda bir halımız ve kocaman bir ayna vardı. Annem halı kirlenmesin diye benim oraya girmemi istemezdi. O işteyken, ben okuldan gelip çantaları atıyor, müziği açıp aynanın karşısında kendimi konser sahnesinde hayal ediyordum. Halıda ayak izlerim kalmasın diye düzeltirdim. Manifest dedik ya biraz önce,
al sana manifesting.
◊ ‘Hypers Müzik’le çalışmaya devam ediyor musun?
Tabii.
◊ O zaman eski eşin Tolga Akış’la iş birlikteliğiniz de dostluğunuz gibi sürüyor. Evlilik sonrası bunu nasıl korudunuz?
Çok çabaladık dersem yalan olur, onun ve benim karakterim, birbirimize olan sevgimizle böyle oldu. Bizim sevgimiz sevgili, eş olmaktan çok daha başka ve büyük bir yerdeydi. Tabii ilk başlarda bir garip hissettik ama o noktada da birbirimize destek olduk, biz bütün süreçleri kol kola yaşadık. Şimdi de bence en sağlıklı olduğumuz ilişki ve iletişim döneminden geçiyoruz.