Güncelleme Tarihi:
Aramızda kaç kişi kredi kartı numarasını ve kartının üzerindeki rakamsal bilgileri ezbere biliyor? Uygulamalara girmek, çağrı merkezini aramak ve işlem yaptırmak için önceden ders çalışır gibi çalışmamız gerekiyor. Ben hep bu gerginliği yaşıyorum. Bir değişik travma gibi... Almanya’da kaldığım dönemde, transfer limitimi arttırmam gerekti. Mesaj atıyorum, banka beni arıyor, görüntülü konuşuyoruz çağrı merkezi çalışanıyla. Sonra kartımın üstündeki rakamsal satırlardan birini soruyor. Bana yardımcı olan arkadaşım Murat’a sesleniyorum. Hemen geliyor ve kadraja giriyor. Çağrı merkezi çalışanına “Ben görmüyorum. O okuyacak” diyorum ve işler bozuluyor. “Bu şekilde yardımcı olamayız. Güvenlikten dolayı böyle olmaması gerekiyor” diyor. “Nasıl yapacağız” diyorum. Çözüm sunmuyor, üzgün olduğunu söyleyerek görüşmeyi sonlandırıyor. Murat’a karşı koltuğa oturmasını söyleyerek kartımı ona veriyorum. Tekrar mesaj atıyorum aramaları için. Bozuntuya vermeden kameraya bakmaya çalışıyorum. İsteklerimi söylüyorum. Kartın üstünden okunması gerekenleri Murat bana sessizce okuyor. Karta bakar gibi yapıp karşımdakine söylüyorum ve iş oluyor. Yani gören taklidi yaparak işi bitiriyorum! Bu oyunu oynadım yıllar önce. Peki, değişen bir şey var mı? Çağrı merkezleri eskisinden daha iyiler genelde. “Görme engelliyim” deyince eskisi kadar şaşırmıyorlar en azından. Şimdilerde işitme engellilere işaret dili desteği sunuyorlarmış. Bunlar güzel haberler ama yine de işin en çok gelişmesi gereken kısmı bize kalıyor. Telefon ve bilgisayarı çok hızlı ve iyi kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor. Tuşlamaları görmeden ve çok hızlı yapmamız gerekiyor.Çağrı merkezini aramadan önce iyi çalışmamız gerekiyor. Önceden konuyla ilgili arayan ve görüşen bir arkadaşımız varsa ondan da biraz tavsiye alıyoruz ne soracaklar diye. Asıl meseleye geleyim... Çağrı merkezini aradığınızda kolay kolay istediğiniz birime ulaşamazsınız. Bu dert sizde de var. Önce bir robotu kandırıp geçmeniz gerekiyor. Hızlı karar vermeniz gerekiyor, hızlı tuşlamanız gerekiyor. Bu alanlarda görmeyen, duymayan düşünülmüyor. Hele dokunma zorluğunuz veya hareketinizi yavaşlatan bir durumunuz varsa hiç denemeyin, robota bile ulaşamazsınız. Onlar arayıp bir şey satmak isteyince her şey çok hızlı çözülüyor da biz arayınca neden bu kadar uğraşıyoruz, orasını anlamıyorum. Biz arayınca basit bir-iki soru soruluyor; doğum tarihiniz, gün-ay-yıl olarak... Telefon numaranızın son iki rakamı... Benimle ilgili her şeyi biliyorlar da neden profil bilgilerim arasında görmediğim yok? Duyunca şaşırıyorlar ve bir sorun haline geliyor bu.
1 dakika kaç para?
Bir de GSM operatörlerinde tarifenizle ilgili bir durum var. Yüksek ödemeli faturanız varsa daha hızlı bağlanıyorsunuz çağrı merkezine! Bu bana biraz aşağılayıcı geliyor. ‘Paranız var diye ayrıcalık sunuyoruz’ diyor gibi... Bence çok kötü bir pazarlama şekli. ‘Ne kadar çok para verirseniz, ona göre hizmet alırsınız’ demek gibi... Bilmem siz ne dersiniz? Banka şubelerinde de böyle. İşlem sırası alırken hesabınızın kalitesine göre sıra numarası veriyor banka. Kimse de itiraz etmiyor. Ya parası çok olan bir milletiz ya da bize sunulana boyun eğerek ‘Benim param az’ deyip az parayla çok zaman harcıyoruz. Peki, sizin 1 dakikanız kaç para, onlarınki sizin için kaç para? İyi pazarlar herkese...