Türkler dizileri otobüste seyrediyor, bu konuda dünya birincisisiniz!

Güncelleme Tarihi:

Türkler dizileri otobüste seyrediyor, bu konuda dünya birincisisiniz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2018 08:30

Küresel medya devi Netflix, Türkiye’de ilk kez bir dizi çekti. Çağatay Ulusoy’un başrol oynadığı ‘The Protector/Hakan: Muhafız’ 14 Aralık Cuma günü tüm dünyada yayında olacak. Bu gelişme Türk dizi sektörü için ne anlama geliyor? İzleyici için başka ne sürprizler var? Yakın gelecekte televizyon izleme alışkanlıklarımız nasıl değişecek? Netflix Uluslararası Orijinal Yapımlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Kelly Luegenbiehl’e sorduk.

Haberin Devamı

İpek Gökdel “Bir kitap yazdım, bak bakalım ne düşüneceksin” diye geldi bir gün. İlk sayfada, “İstanbul’un muhafızı o” yazıyor, yanında acayip semboller, fantastik çizimler var...
İpek çok yakın bir aile dostum; iyi bir reklamcıydı, uzun zamandır görmüyordum. Ne yalan söyleyeyim, o masonik sembolleri filan görünce, “Biraz ihmal mi ettik, bunalımda mı acaba” diye üzülmüştüm.
Aradan üç yıl geçti. Şimdi o benim için üzülüyor muhakkak. Çünkü yeryüzünün en havalı şirketi Netflix bu hikâyeyi dizi yaptı ve bu hafta tüm dünyaya izletecek!
‘The Protector/Hakan: Muhafız’ın galası için gelen Netflix Başkan Yardımcısı’nı bekliyorum röportaj için. Çırağan Sarayı’ndaki odadan Boğaz’ı izliyorum. Aralık, her yer gri, hava puslu; hiç fark etmez. Boğaz, odanın duvarlarına asılı oryantalist manzara resimlerinden bile güzel.
Kelly Luegenbiehl odaya giriyor, ilk sözü “Wow! Bu nasıl manzara!” oluyor. İstanbul’u ilk kez üniversitede görüp âşık olmuş, sonra defalarca gelmiş. “Hiç unutmadığım yerlerde çekim yapmak harikaydı” diye söze başlıyor.

Türkler dizileri otobüste seyrediyor, bu konuda dünya birincisisiniz

Daha kısa, daha hızlı...
Kelly, Hollywood’un en etkili kadınlarından. İngiliz ‘Black Mirror’, İspanyol ‘La Casa de Papel’, Alman ‘Dark’ gibi Netflix’in ‘Uluslararası Orijinal’ yapımlarından sorumlu, 20 ülkede dizi çekiyor. Peki burada ne yapacaklar? Türkiye zaten dizi ihracatında ABD’den sonra dünya ikincisi.
“Hepimiz Türk dizilerine hayranız. Netflix’e gelmeden önce de çok izlerdim. O şahane formülü, romantizmi global izleyiciye ulaştırmak istiyoruz” diyor.
“Peki siz neyi farklı yapacaksınız?” sorumu “Daha az, daha kısa bölümler olacak ve tempo hızlanacak” diye yanıtlıyor.
Televizyon devrimi
‘Game of Thrones’, ‘Narcos’ gibi diziler dev Hollywood prodüksiyonlarını gölgede bıraktı ve bir devrimi tetikledi. Artık bir filmin iki saat civarında olması gerekmiyor. Hikâyeyi, karakteri 10-20 bölümde geliştirmek mümkün.
İnsanlar evde koltuklarına yapışıp izliyorlar uzun hikâyeleri. Hayatımıza giren ‘binge-watching’ hadisesi bu işte. Bir diziyi art arda saatlerce izlemek... Bunun sorumlusu internet devrimi ve başta Netflix. Öyküyü başa saralım...
Reed Hastings, 90’lı yıllarda ‘Apollo 13’ün video kasetini kiralıyor ama geri vermeyi unutuyor. Bir zamanların dev film kiralama şirketi Blockbuster ona 40 dolar ceza kesiyor. Hastings, Netflix’in başlangıcını bu olaya bağlıyor.
1998’de internet üzerinden postayla DVD kiralamaya başlıyor. 2007’de streaming (kesintisiz ses ve görüntü yayını) teknolojisine geçiyor. Yani DVD yollamasına gerek kalmadan internet üzerinden film izletiyor.
Şirketin büyük atılımı, 100 milyon dolar ödeyerek çektirdiği ‘House of Cards’ dizisi oluyor. David Fincher’ın yönettiği, Kevin Spacey ile Robin Wright’ın oynadığı dizi dünyayı kasıp kavuruyor.
Bugün 130 milyon üyeyle 190 ülkede. Milyarlarca dolar yatırarak sürekli yeni içerik alıyor ve üretiyor (2018’de 12-13 milyar dolar harcaması bekleniyor). Bunu devasa bir borçlanmayla yapıyor, stratejisi pazarın hâkimi olmak ve 2022 itibariyle kâra geçmek. Bu stratejide anahtar dünyaya açılmak. Kelly’nin yürüttüğü ‘Uluslararası Orijinal Yapımlar’ın varlık sebebi bu.
Amerika göründü mü?
Peki bizim dizilerimizle hedef neresi? Yine Ortadoğu-Latin Amerika mı? Yoksa bu sefer Amerika’ya da göz kırpılacak mı?
Cevaplıyor: “Bence ‘The Protector’ın ABD’de ve Avrupa’nın tamamında kesinlikle şansı var. Asya’daki hareketliliği şimdiden ölçebiliyoruz. Amacımız daha önce Türk içeriği tüketmemiş kitlelere ulaşmak.”
Bu beklentiyi açıklarken yüzünde rahat bir tebessüm var. Sanki biliyor sonucu şimdiden. Zira
Netflix veri odaklı bir şirket. Onlarca matematikçi ve istatistikçi 2 bin beğeni kümesi belirlemiş. Spesifik kümelerdeki izleyici davranışını öngörüp nokta atışı yapıyorlar.
Türkler dizileri otobüste seyrediyor, bu konuda dünya birincisisiniz

Neden ‘Muhafız’?
Peki bu hikâyeyi nasıl seçtiler?
“İstediğimiz her unsur var: Eğlence, aksiyon, romantizm, biraz mizah... Ama esas özelliği, kazanacağına ihtimal verilmeyen birinin hikâyesi olması. Hakan sokaktan geliyor ve hayalleri var. Bu, tüm dünyada herkese tanıdık gelecek bir şey” diyor.
Soruyorum: “Senaryoyu bir Amerikalı, Jason George yazmış. İlginç geldi, dizi Türkçe çünkü.”
Yanıtlıyor: “40-45 dakikalık, farklı bir format. Bu yapıyı oturtmaya yardımcı oldu. Harika yönetmenimiz ve ekibimiz sayesinde Türk unsurları işin içine katarak işin otantikliğini sağladık.”
Beren Saat’e
şık karşılama
Türkler dizileri otobüste seyrediyor, bu konuda dünya birincisisiniz

Şimdi sırada bir Türk dizisi daha var. Bu kez star Beren Saat. Netflix Türkiye bunu Twitter’dan şık bir videoyla duyurdu. Şu anda senaryoyu çalışıyorlarmış, ipucu istiyorum: “Zeki, güçlü bir genç kadın. Kendisini keşfedeceği bir maceraya atılıyor. Bizi heyecanlandıran tarafı sadece İstanbul’da geçmemesi, Türkiye’nin farklı yüzlerini de göstermesi olacak.”
Bu dizi seneye yayına girecek; ayrıca iki proje daha değerlendirme aşamasındaymış ama Kelly detay vermiyor.
Taşlar yerinden
oynar mı?
Şimdi mesele Netflix’in bir dizi cenneti olan Türkiye’de oyunu nasıl değiştireceği...
Yerli şirketler, televizyon kanalları sizden korkmalı mı?
- Biz her yerde, tüm yapımcıların dostuyuz. Kanallara ise şunu söyleyebilirim: Türk dizileri çok üst düzey, dünyanın en iyileri arasında. Haklarını alarak dünyaya taşımak istiyoruz. Bizim çektiğimiz orijinal yapımlar bunlara ek olacak.
Peki sektörü nasıl değiştireceksiniz? Diğer ülkelerde ne oldu?
- En büyük farkımız, normalde şans bulamayacak hikâyelere yer vermemiz. Kanalların ya da bir yapım şirketinin uzak duracağı bir fikre biz “Bunu hiç duymamıştık, hadi deneyelim” diyoruz.
Yaratıcı fikirleri olan insanlar size daha rahat mı ulaşacak?
- Evet, artık geleneksel yollardan gitmeleri gerekmez. Ama en azından bir film çekmiş olmalarını, uygulamayı da görmek isteriz. Hollywood bugüne kadar çok güzel hikâyeler anlattı ama iş burada bitmiyor. Türkiye’nin dünyaya anlatmadığı çok öyküsü var. Eminim dünya bunları izlemek için sıraya girecek.

Haberin Devamı

Netflix’e komplo suçlaması
◊ Rusya Kültür Bakanı Vladimir Medinski’nin bir iddiası var: “Netflix dünya kültürünü etkilemek için kurulan bir Amerikan komplosudur. Her eve, her ekrana girerek, her bireyi kontrol altına almak istiyorlar.” Ne diyorsunuz?
- Bizim tek amacımız insanları eğlendirmek, hayatlarına neşe getirmek.
◊ Sizin de dizilerini çektiğiniz Orwell-yen, distopik bir geleceğe gidiş var gibi. Sanki Rus bakan da öyle bir yerlerden sesleniyor. Dünyadaki popülist-otoriter dalgayı nasıl görüyorsunuz? Netflix için de problem olacak mı bu?
- Bence insanlar sadece eğlenmek istiyor. Aileleri, onca işleri arasında biz onlara eğlence sunabiliyorsak, işimizi yapıyoruzdur.
Böyle yanıtlıyor (ya da yanıtlamıyor) sorumu. Zordur bu düzeydeki Amerikalı bir yöneticiden elektrikli konularda laf almak. Netflix; Çin, Suriye, Kırım, Kuzey Kore hariç 190 ülkede var. “Her yerde epey dostane şekilde karşılanıyoruz. Tüm kurallara, düzenlemelere uyuyoruz” diyor. Yine de soralım:
◊ “Bugün demokrasi dünyaya bir güneş gibi doğuyor” diyemeyiz. Her yerde tarihi, milli, kültürel hassasiyetler pompalanıyor. Müdahale gelirse baskıya, sansüre aldırış eder misiniz?
- İleride ne olacağını bilemem. Bize koyulan kurallara uymaya devam edeceğiz. Hikâyesini anlatmak isteyen yaratıcı insanların bize gelmelerini istiyoruz. Yaratıcı bir özgürlük alanı oluşturmak bizim için çok önemli.

Türkler dizileri otobüste seyrediyor, bu konuda dünya birincisisiniz

Büyük kapışma
Netflix’e 170 milyar dolar değer biçilmesi rakipleri harekete geçirdi. Apple  bir televizyon servisi kurmaları içinHollywood yöneticilerini işe aldı, 1 milyar dolar bütçe ayırdı. Disney, filmlerini  Netflix’ten çekeceğini ve kendi ‘streaming’ kanalını kuracağını duyurdu; yeni ‘Star Wars’ dizilerine hazır olun! HBO dört yeni yazar ekibi kurdu ve farklı ‘Game of Thrones’ uyarlamaları çekmelerini istedi. Amazon CEO’su Jeff Bezos
yöneticilerinden ‘Game of Thrones’ gibi bir flaş dizi bekliyor; Amazon Prime ‘Yüzüklerin Efendisi’nin dizisini çekecek.

Haberin Devamı
 

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!