Sanatta ‘yeni kapılar’ yılıydı

Güncelleme Tarihi:

Sanatta ‘yeni kapılar’ yılıydı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2021 07:00

Piyasanın geçici ve keyfi yapılarının her zamankinden daha görünür olduğu 2021’de hayatı sanatla uzlaştıran sergiler gördük. Yaşam Şaşmazer’in Zilberman Gallery’deki ‘ya da’sı ve Etel Adnan’ın Pera Müzesi’ndeki solo sergisi bunlardan sadece ikisiydi.

Haberin Devamı

Bu yıl bize kesinlikle sabrı öğretti. Fiziksel olanın önemini... Dokunmayı. Bakmanın, duymanın ve duyurmanın yetmediğini... Vahşi kapitalist hamlelere rağmen bazı sanatçılar ve izleyiciler nereden geldikleri ve kim oldukları üzerine düşünme imkânı buldu. Sanatçılar, özellikle 80 sonrası doğumlu kuşak, piyasa yönlendirmesiyle değil, kendi felsefi arayışlarıyla birlikte cesur manevralar yaptı. Bu yalnız sergi açmak, bol bol üretmek anlamını taşımıyor. Kimi zaman sadece düşünmek de bu manevraların en önemlilerinin başında geliyor.

Sanatta ‘yeni kapılar’ yılıydı

‘UMUTSUZ OLMA CESARETİ’

Piyasanın geçici, yüzeysel, son derece keyfi, kişisel değerlerini de her zamankinden daha görünür kıldı 2021. Mevcut aktörlerin aslında sanat değil, çıkarlara dayalı ilişkiler ağına göre hareket ettiklerini ifşa etti pandemi. Ekonomik istikrarsızlık ve COVID-19’un tükenmezliği, bu büyük mutsuzluğun içinde ölçülemez olan sanatın peşindekileri daha çok çeviriye yöneltti. Kendini, dünyayı, pratiğini, çevreni çevirmeye, anlamaya çabalamaya... Bu neo-varoluşçu iklimde 2021’de, dolarları olanların bir hesap makinesiyle hesap edebileceğinden çok, sanat kazandı bence.

Haberin Devamı

İtalyan filozof Giorgio Agamben pandemi sürecinde şöyle bir cümle sarf etti: “Benim için düşünce tam da budur, umutsuz olma cesareti. Peki bu iyimserliğin en yüksek noktası değil mi” Ben de bunu şöyle çevirmek istiyorum: Sanat da tam budur. Umutsuz olma cesareti. Bu bir manevradır. Ve hem iyimserliğin en yüksek noktası hem de sanatı hayatla uzlaştırandır.

GERÇEKLEŞMEYEN PROJE...

Yaşam Şaşmazer’in tam da bu kastettiğim felsefi arayışın kendisini gerçekleştirdiğini gördüğümü söyleyebilirim ‘ya da’da (2 Nisan-30 Haziran 2021-Zilberman Gallery).

Etel Adnan’ın, ‘İmkânsız Eve Dönüş’ adlı solosu da (6 Nisan-8 Ağustos 2021-Pera Müzesi) nereye ait olduğumuz, bedenimizin dışında da olabilirliğimiz üzerine düşünmemi sağladı.

Sanatta ‘yeni kapılar’ yılıydı
‘Automne’, Etel Adnan, 2017

Haberin Devamı

Etel Adnan’a ünlü küratör Hans Ulrich Obrist bugüne kadar gerçekleştiremediği projesini soruyor. Adnan, ne bir kentte yapmak istediği solodan dem vuruyor ne bir kamusal alan projesinden... Obrist’e bir çizim yolluyor. Bir ev çizimi. Çizime eşlik eden notlarında evin pencereleri olmadığını, onun yerine dikey kapılar olduğunu yazıyor. Gerçekleştiremediği projesinin ev oluşuyla Adnan’ın da bende, büyük ve hatta yatay yeni bir kapı açtığını eklemeliyim. Bu dikey ve yatay kapılar belki de bedenimizdir. Hiçbir şeye sahip olamayışımız ama bunu hayal edebilmemizdir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!