Olmaz denen oluyor, yaşanmaz denen yaşanıyor

Güncelleme Tarihi:

Olmaz denen oluyor, yaşanmaz denen yaşanıyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 2022 07:00

Son 20 yılda Anadolu’yu karış karış gezdim. Neler gördüm neler! Kimi zaman bir dağın, kimi zaman da bir nehrin ya da bir gölün yok oluşuna tanıklık ettim. Ne şaşırdım ne de umudumu yitirdim. Ama artık ‘olmaz’ dediğimiz şeyler oluyor, kendimizi “50 yıl sonra anca gerçekleşir” dediğimiz senaryonun tam ortasında buluyoruz.

Haberin Devamı

Doğaya karşı yapılan birçok haksızlığa şahitlik ettim, birçok canlının uğradığı zulmü gördüm. Ama hep bir gün insanlık var olmaya devam etmek için yanlışlarından vazgeçecek diye düşündüm. “Yaşam çok güçlü, beni ve benden sonraki birkaç kuşağı daha rahatlıkla götürür, sonra da hızlıca toparlar” dedim. Ancak yanılmışım. Çok net biçimde anladım ki tüm insanlık gibi benim de kalan hayatım rahat geçmeyecek. Çünkü verdiğimiz zarar devasa boyutta. Üstelik her şey tahminlerden çok daha hızlı gerçekleşiyor.

Van Gölü kuruyor

Van’a gidenler bilir. Göldeki Akdamar Adası’nı ziyaret edenler şöyle bir etrafında döndüğünde ufuklarda görebileceği manzara, başı karlı yüce dağlardır. Bu dağlar açık birer musluk gibi sularını göle akıtır. Bu nedenle de “Türkiye’deki tüm göller kurur, Van Gölü kurumaz” diyorduk. Ama öyle olmadı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü sularının bu yıl 2 kilometrekarelik alandan çekildiğini belirtti. Gölün yağışlar ve akarsularla beslendiğini söyleyen Alaeddinoğlu, düşen yağış ve buharlaşma arasındaki farkın giderek açıldığına dikkat çekti.

Haberin Devamı

Olmaz denen oluyor, yaşanmaz denen yaşanıyor


Çok şaşırdığım konulardan biri de istilacı türler. Doğu Karadeniz’den ülkemize giren, halkın’ vampir kelebek’ dediği böceğin etkilerini gözlerimle gördüm. Konduğu her dalı, her ağaç gövdesini özsuyunu emerek kurutuyor. Sadece o da değil; Asya’dan gelen ve daha önce yaşamadığımız hastalıkları yayma potansiyeli olan kaplan sivrisinekleri, geçtiği yeri kurutan çöl çekirgeleri, ormanları işgal eden kokar ağaç, zeytin vebası denen hastalığa yol açan bakteri... Aynı istila deniz ve göllerde de var. Uzmanlara göre Akdeniz’de istilacı tür sayısı 500’ün üzerinde...

Şiddetli yağışlar, fırtınalar Pandemiden 5-10 yıl önce olsa Türkiye’nin gıda konusunda bir sorun yaşamayacağını, ülkemizde üretimden çok paylaşım sorunu olduğunu söylerdim. Yanılmışım. Pandemi öncesinde, baharda Akdeniz’de ürünler sıcaktan dolayı büyük zarar görürken aynı günlerde Orta Anadolu’da şiddetli don ve dolu yağışı, Karadeniz’deyse bahçe ve bostanları harap eden fırtınalar yaşandı. Geçen yılsa aynı anda Akdeniz, Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Karadeniz’de şiddetli tarımsal kuraklık vardı. Bazı bölgelerde ürün kayıpları yüzde 80’leri buldu. Ve tüm bunlar yaşanırken biz işin halen ciddiyetinde değiliz. En çok da buna şaşırıyorum…

Haberin Devamı

Olmaz denen oluyor, yaşanmaz denen yaşanıyor

KISA KISA

Doğaya dönüş için ilk adım

Ankara Bilim Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi ve Novarge Uzaktan Eğitim Merkezi iş birliğiyle düzenlenen ‘Doğal Yaşam ve Sürdürülebilir Tarım Eğitimi’ için kayıtlar başladı. Üç aylık eğitime katılıp doğaya zarar vermeden nasıl verimli tarım yapılabileceğini öğrenebilirsiniz.

Aslansız bir dünyaya doğru

10 Ağustos Dünya Aslan Günü olarak kutlandı. Ancak gelin görün ki bu tür büyük sıkıntıda. Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) verilerine göre günümüzde 20-40 bin arasında aslan kaldı. Son 20 yılda nüfuslarındaki azalış yüzde 43.

BAKMADAN GEÇME!