‘Mesele POS cihazı değil’

Güncelleme Tarihi:

‘Mesele POS cihazı değil’
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2025 07:00

POS cihazlarının da dokunmatikleri çıkmış. Biz kullanmaya çalıştıkça siz işleri zorlaştırıyorsunuz. Sonra da “Görmeyince diğer duyularınızdaki hassasiyet artıyor mu” diye soruyorsunuz. İşte bizim duyular böyle gelişiyor.

Haberin Devamı

Görme engellilere sıkça yöneltilen sorulardan biriyle karşı karşıyayız yine: “Görmeyince diğer duyularınızdaki hassasiyet artıyor mu”.
 Evet, kendiliğinden gelişiyor, gelişmek zorunda zaten. Neyi çok yapıyorsanız onunla ilgili hassasiyetiniz artmaz mı? Basit düşünelim. Parfüm işi yapan birinin koku duyusunun artması, kokuya karşı hassas olması normal değil mi? Ya da bir inşaat mühendisinin karşısına çıkan yapıyı mesleki açıdan değerlendirmesi, bir aşçının yediği yemeğin tadını daha önce yediği bir başka yemekle karşılaştırması istem dışı olmaz mı? Bir organizatörün katıldığı etkinlikte “Bunu şöyle yapsalardı” demesi tamamen kendiliğinden gelişen bir refleks olarak öne çıkan davranışlardan. Benzer birçok örnek verebiliriz.

Beyin ve beden de böyle. Nerede bir zorlanma varsa orası gelişir. Spora gittiğinizde bedeninizin hangi bölümünü çalıştırmak isterseniz orayla ilgili egzersiz yaparsınız ve sonra da gelişimi görürsünüz. Duyular da böyle gelişir. Ama hangisini aktif kullanacağınıza bazen kendiniz karar veremezsiniz. O duyu kendiliğinden sahneye çıkar, rolünü oynar. Bunu düşünme ihtiyacı bile hissetmezsiniz...

Haberin Devamı

Her şey dokunmatik

Metro istasyonundaki büfeden küçük su alacaktım. Satıcı “O marka mı bu marka mı” diye sorarken kartımı uzattım ve “Temassız var mı” diye sordum. “Olmaz mı abi” dedi ama sonrasında madara olduk. Kart temassız çekmedi, şifre istedi. “Haydaa, neyse, nerede POS makinesi” dedim ve elimi uzattım. Kızım
güldü ama eğlendiği için değil de hafif siniriniz bozulunca gülersiniz ya, öyle. Ben de kendisine ‘ne oldu’ diye bir bakış attım. Meğer POS cihazını ararken elimle bulmuşum cihazı ama farkında değilim. Kızım “Baba kötü bir haberim var, bunların ekranını da dokunmatik yapmışlar” dedi. “Helal olsun” dedim. “Her şey tamamdı, bir bu kalmıştı, onu da halletmişler sonunda” diye izahı olmayan bir mizahla karşılık verdim. Kızım şifreyi girdi, satıcı da “Kusura bakma abi, ne verirlerse onu kullanmak zorunda kalıyoruz” dedi. “Seninle alakası yok dostum, üzme kendini” deyip oradan uzaklaştık.

Haberin Devamı

Gereksiz bir öfkeyle söylenmeye devam ettim, çünkü ‘Kullanabildiğimiz ne varsa elimizden alınıyor’ hissiyatına kapıldım. Her yıl kutlanıyor Engelliler Haftası. Herkes bir duyar kasıyor son zamanların deyişiyle. Takvime bakıp organizasyonlar yapıyor koca koca holdingler. Konferanslar, paneller, efendime söyleyeyim neler neler... Biz de kaptırıyoruz kendimizi yapılanlara, önemsendiğimizi sanıyoruz. Sonra bir yıl önceyle bugünü karşılaştırıyoruz ve görüyoruz ki hiçbir yenilik yok. Ee, o zaman boşuna mı koşturduk bütün hafta? Evlerden alındık, yemeklere götürüldük, konuşmalar yaptırıldı. Hiç karşılaşama-
yacağımız mertebedeki insanlarla aynı masaya oturduk, notlar alındı. Peki, nerede o notlar, verilen sözler... Bu yıl da baştan yapacağız tüm bunları, belki bu kez başarırız diye. Derler ya; en son umut ölür. Kaybetmedik umudumuzu...

Haberin Devamı

Mış gibi yapmak

Peki, neden böyle diyorum? Mesele POS cihazı değil. Birçok konuda aynısını yaşıyoruz. Ne zaman “Aa, ne güzel! Buraya trafik ışığı yapmışlar, artık buradan güvenli bir şekilde karşıya geçeriz” desek ışık bir hafta geçmeden bozuluyor. “Falan alışveriş sitesi çok iyi olmuş arkadaşlar” diyoruz, uygulama ilk güncellemede bozuluyor. Şu anda Instagram bile erişilebilir değil. Özetle biz kullanmak için çaba gösterdikçe siz zorluk yaratıyorsunuz. Bizim duyular işte bu yüzden gelişiyor. Ama çok da büyük bir gelişim beklemeyin artık. Düz bir ekran sadece gözle görülür, üzerindeki butonları biz hissedemeyiz. En azından hissetmek böyle bir şey değil. Bir nesneyi hissedebilmemiz için mevcut duyularından bir veri almak gerekiyor, yoksa ancak tahminen yani kafadan atarak yaşamak zorunda kalacağız.

Haberin Devamı

Yani şuna varıyorum; birinin aklına bir fikir, bir yenilik geliyor ve bu fikir çok güzel gözüküyor olabilir. Peki ama buna gerek var mı? POS cihazını beğenmediği için alışverişten vazgeçen birini gördünüz mü? Ya da “Falanca mağazanın POS cihazı dokunmatik, haydi gidip oradan alışveriş yapalım” diye bir cümlenin kurulduğunu...

Herkes bir şeyleri boykot ediyor. Biz de “Haydi boykot yapalım, erişilebilir olmayan yerlerden alışveriş yapmayalım” desek vallahi açlıktan ölürüz. Çünkü erişilebilir marka bulamayız. Sevgili markalar, ürünlerinizi kullanmak için elimizden geleni yapıyoruz. Siz de bizim için yapıyormuş gibi değil de gerçekten yapın. Yoksa artık içgüdüsel olarak hareket etmeye başlayacağız. Duymadan, dokunmadan, tatmadan hissetmenin bir yolunu bulsak size hiç iş kalmayacak ama maalesef bulamadık. Bu yüzden siz de duyarlıymış gibi gözükmeyi bırakıp duyarlı olma duyusunu geliştirmeye çalışırsanız inanın hayat karşılıklı kolaylaşacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!