Güncelleme Tarihi:

Leonardo da Vinci uzmanı Prof. Carlo Vecce, Napoli L’Orientale Üniversitesi’nde İtalyan edebiyatı üzerine çalışıyor. Çocukluğundan itibaren Leornardo da Vinci’yle ilgilenen Vecce’nin; sanatçının annesi Caterina’yı merkeze alan romanı Türkçe basıldı. Vecce araştırmaları esnasında arşivlerdeki belgelere dayanarak Vinci’nin annesinin Kafkasya’dan kaçırılan ve köle olarak satılan Caterina olduğunu söylüyor. Carlo Vecce, Leonardo ve annesi Caterina hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
◊ Leonardo da Vinci’ye ilginiz nasıl başladı?
Leonardo’ya ilgim henüz çocuk yaşta başladı. Ancak ona bakışımı tümüyle değiştiren psikanalizin babası Sigmund Freud’un ‘Leonardo da Vinci’nin Bir Anısı’ isimli küçük kitabı oldu. 15 yaşımdaydım. Leonardo’nun tuhaf ve esrarengiz bir rüyasının derin analizini içeriyordu kitap. Freud’un bu analizi ilk kez Leonardo’nun iç dünyasına bir kapı açıyordu; zor geçen çocukluğuna, annesiyle olan ilişkisine, hatta kişiliğinin gelişimine, dehasının ve cinselliğinin köklerine... Bu noktadan itibaren ‘insan’ Leonardo’ya, hayatını tüm özgünlüğüyle yeniden tasarlamaya yöneldim. Onun hakkında bildiğimiz her şeyin asıl kaynağı meşhur ‘codex’leri yani elyazmalarını titizlikle araştırdım.
◊ Annesi Caterina’nın Kafkaslar’dan geldiğini, Çerkes bir köle olduğunu ve azat edildiğini iddia ediyorsunuz. Bu konuda hangi belgelere ulaştınız?
Floransa Arşivi’ndeki hiç bilinmeyen belgeler bunlar. Leonardo’nun Floransalı, Piero da Vinci isimli bir noterle Caterina isimli bir kadının çocuğu olduğu biliniyordu yalnızca. Bu yeni belgeler tümüyle başka ve bazı açılardan şoke edici bir hikâyeyi gözler önüne seriyor. En önemli belge 1452’de Floransa’da, Leonardo’nun doğumundan altı ay sonra, noter olan babası Piero tarafından yazılmış: Caterina isimli Çerkes bir kölenin azat edilme belgesi.
◊ Belgelerde Caterina’nın nasıl bir hayatı olduğuna dair bilgiler var mı?
Caterina’nın özgürlüğüne kavuşmasından öncesine ve sonrasına dair pek çok belge var. Leonardo’dan önce başka çocuğu olmuş, Floransalı bir şövalyenin çocuğuna sütannelik yapması için kiralanmış. Don Nehri’nden, Karadeniz’den başlayan yolculuğunda Konstantinopolis ve Venedik’ten geçmiş. Özgürlüğünü kazandıktan sora Vincili bir köylüyle evlenmiş, pek çok çocuğu olmuş. Bir tarihçi olarak şu konuyu netleştirmem lazım; bunun kesin bir gerçeklik olduğunu iddia edemem, zaten hiçbir belge de bunu yüzde yüz kanıtlayamaz. Bu, gerçek olma olasılığı çok yüksek bir hipotez. Hayatın gerçeği, kalbimizin derinlerinde hissedebileceğimiz, bambaşka bir şey. Sadece edebiyatla, şiirle ifade edilebilecek bir şey. Bu yüzden de Caterina’nın hikâyesini roman formatında yazdım.
◊ Bu durumda Leonardo’nun yarı Çerkes yarı İtalyan olduğu ortaya çıkıyor. Bu büyük bir keşif...
Leonardo’nun dehasının, sanatsal yaratıcılığının kökleri nelerdi? Neden özgürlük arayışına takıntılıydı? Doğaya, hayvanlara olan sevgisi nereden geliyordu? Tüm bu hususların ardında Caterina’nın ve Çerkes köklerinin mirasını görebiliyoruz. Leonardo’nun isminin nereden geldiğini de anladım: Avrupa’da San Leonardo, mucize gerçekleştirerek kölelerin zincirlerini kıran ve onları yeniden özgür bırakan azizdir. Bu ismin verilmesini Caterina’nın önerdiğini düşünüyorum. Bu keşif başka bir açıdan da önemli. Leonardo halklararası etkileşim ve ilişkilere açık bir Akdeniz ortamında, Doğu’yla Batı’nın, farklı kültürlerin buluşmasının meyvesidir. Onun mesajı gerçekten evrenseldir, çünkü sadece tek bir halka ya da medeniyete değil, tüm insanlığa aittir.
◊ Caterina’nın azat edilme belgesi size neler hissettirdi?
Floransa Arşivi’nde, oğlu Leonardo’yla ilgili yeni şeyler bulma umuduyla Piero’nun noter belgelerini inceliyordum. Belge benim için büyük bir şok oldu! Araştırmayı sürdürdüm ve bu inanılmaz hikâyeyi gözler önüne seren pek çok belge buldum.
MONA LİSA’NIN GÜLÜMSEMESİ...
◊ Caterina’nın Konstantinopolis günlerini kurgularken hangi kaynaklardan yararlandınız?
Caterina’nın geçişi, fetihten (1453) yaklaşık 10 yıl öncesine dayandığı için bu tarihi olayla ilgili sadece Bizans ve Batı değil, Türk kaynakları da çok zengindi. Arkeologların araştırmaları ve derinden sevdiğim olağanüstü bir şehir olan İstanbul hakkındaki bilgim bana yardımcı oldu. Venedik mahallesi olan Embolo, bugün Mısır Çarşısı’nın olduğu bölgedeydi ve Caterina’nın kaldığı depoyu Balkapanı Han No: 13 olarak hayal ettim.
◊ Mona Lisa’yı Caterina’yla özdeşleştirebilir miyiz?
Leonardo’nun resimlerinin baskın konusu kadın, hatta çocuklu kadındır. Mona Lisa da bir annedir ve ünlü gülümsemesi bana göre Caterina’nın gülümsemesinin yankısıdır. Portrenin annesinin portresiyle özdeşleştirilebileceğini sanmıyorum. Çalışma gerçekten de Floransalı Mona Lisa’nın portresi olarak başladı, ruhunun aynasıydı ve bence o ruhun derinliklerinde her zaman Caterina vardı.


