Güncelleme Tarihi:
Kadının varlığını ve emeğini ‘onurlandırmaya’ adanmış bir gün; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Birçok markanın indirim kampanyasına vesile oluyor, büyük sözlerle kutlanıyor. Ancak birçok kadının gündeminde bu büyük kampanyalardan çok adaletsizlik ve şiddet var. Haksız da değiller. Çünkü kadınlar tacize, tecavüze uğruyor ve öldürülüyorlar, hayatın her alanında eşitsizliğe maruz bırakılıyorlar. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun ve Mor Çatı’nın güncel verilerinden yola çıkarak kadına şiddete ilişkin güncel tabloyu ortaya koyduk.
Dijital sayaç durmuyor
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2010 yılından bu yana kadın cinayetlerini önlemek için mücadele veriyor. İnternette oluşturdukları dijital sayaç (anitsayac.com) 2008’den itibaren şiddet sonucu ölen kadınlara ilişkin bilgilerin toplandığı bir veritabanı işlevi görüyor.
Platform, her ay ve yıl sonunda kaç kadının kim tarafından, nerede ve ne şekilde öldürüldüğüne ilişkin detayları içeren faaliyet raporu da yayımlıyor.
Platformun aktardığına göre 2024 yılında Türkiye’de kadın cinayetleri en üst seviyeye ulaştı. 394 kadın cinayeti ve 258 şüpheli kadın ölümüyle, platformun veri tutmaya başladığı 2008’den bu yana görülen en yüksek kadın cinayeti sayısı geçen yıl kaydedildi. 394 kadından 111’i boşanmaya karar vermek, barışmayı reddetmek, evlenmeye razı gelmemek veya ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatlarına dair karar almak istedikleri için öldürüldü. 21’i ekonomik, 2’si nefret, 27’siyse diğer bahaneler yüzünden canından oldu. 233 kadınınsa hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.
Platformun avukatlarından Belma Eren İlbay, kadın cinayetlerinin 2024 yılında bu seviyeye ulaşmasıyla ilgili şunları söyledi: “Son yıllar içinde kadına yönelik koruma tedbirleri zayıfladı, tedbir kararlarının süreleri kısaldı ve ihlaller cezasız kaldı. Avukatlar, etkisiz kararlar nedeniyle belirli mahkemelere başvurmaktan kaçınmaya başladı. Genel olarak cezasızlık politikası yaygınlaştı ve kadına yönelik şiddet giderek vahşileşti.”
Sistematik sorun
Kadın cinayetleri ve şiddet vakalarının artmasının bireysel değil, sistematik bir sorunla karşı karşıya olduğumuza işaret ettiğinin altını çizen İlbay, platformun yıllardır yaptığı gibi şiddet mağduru kadınları bilgilendirmeye, onlara hukuki destek sağlamaya, paneller düzenlemeye ve davalarında gönüllü vekillik yapmaya devam edeceğini söyledi:
“Adliyeye girerken kadınların yalnız olmadıklarını hissetmeleri için yanlarında oluyoruz. Bu mücadele yalnızca hukuki değil, aynı zamanda psikolojik destek ve dayanışma anlamına da geliyor. Öldürülen kadınların her biri bir isim, bir hikâyeydi ve biz de bu isimlerin unutulmaması için çalışıyoruz.”
Yarısından çoğu evinde öldürüldü
Geçen yıl 280 kadın aile içindeki erkek tarafından öldürüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun paylaştığı verilere göre öldürülen 394 kadının 166’sı evli olduğu erkek, 45’i birlikte olduğu erkek, 31’i babası, 30’u eskiden evli olduğu erkek, 29’u tanıdığı biri, 25’i akrabası, 23’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 22’si oğlu, 7’si kardeşi, 7’si tanımadığı birinin hedefiydi. 9 kadınınsa öldüren kişiyle yakınlığı tespit edilemedi. Ayrıca geçen yıl öldürülen kadınların yüzde 57’sinin evlerinde öldürüldüğü
bilgisi de mevcut.
Ekonomik, cinsel, dijital şiddet ve ısrarlı takip
Kurulduğu 1990 yılından bu yana kadına yönelik şiddetle mücadele eden Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı her yılın sonunda hazırladığı faaliyet raporunda kadınlarla ilgili verileri paylaşıyor. Vakfın 2024 raporundaki verilere göre geçen yıl 1.027 kadın ilk defa Mor Çatı’ya ulaştı ve bu kadınlarla toplam 2.496 görüşme yapıldı. Geçmiş yıllarda ulaşan ve tekrar iletişime geçen kadın sayısıysa 127’ydi. Onlarla da 893 kez görüşüldü. Yani 1.154 kadın hakkında 3.433 görüşme gerçekleşti (Editörün notu: Bu rakama bazı kadınlarla ilgili üçüncü kişilerle yapılan görüşmeler de dahil). Mor Çatı’ya göre kadınların maruz kaldığı şiddet gün geçtikçe artıyor. Kadınlar psikolojik ve fiziksel şiddetin yanı sıra ekonomik, cinsel ve dijital şiddete, ısrarlı takibe de maruz kalıyor.
Yine verilere göre şiddete maruz kalmamak veya yaşadığı şiddetten kurtulmak istediği için sığınağa giden veya evden ayrılan kadınlar hakkında bilgi almak için 162 kişi Mor Çatı’yı toplam 183 kez aradı. Bu 162 kişiden 61’i kocası, 13’ü babası, 9’u erkek kardeşi, 8’i oğlu, 7’si akrabası,
4’ü sevgilisi, 2’si arkadaşı ve 2’si de kamu görevlisi (polis ve savcılık kalem personeli) olarak tanıttı kendini. Aynı kişinin kendini farklı kimliklerle tanıttığı aramalar da bu sayıya dahil. Kadınlara ulaşmak için arayan erkekler çoğunlukla kadınların psikolojik sorunları nedeniyle yaşanan şiddeti abartarak evden ayrıldıklarını belirtti. Kadınlara ulaşabilmek için en çok kullanılan bahaneyse çocuklarıydı.
Göçmen ve mülteci kadınlar haklarını bilmiyor
Geçen yıl 94 mülteci ve göçmen statüsündeki kadın yaşadıkları şiddeti anlatmak ve destek almak için Mor Çatı’ya ulaştı. Kadınlar çoğunlukla ev içinde eşleri ya da aileleri tarafından fiziksel şiddet ve baskıya maruz kaldıklarını, izole edildiklerini ve çocukları üzerinden tehdide maruz kaldıklarını paylaştılar. Göçmen ve mülteci kadınların böyle durumlarda haklarına dair bilgiye ulaşmakta ya da sığınak desteği talep etmekte zorlandığını belirten vakıf, kadınların hukuki desteğe ihtiyaç duyduklarını aktardı.
Bakanlıktan sıfır tolerans
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın elindeki en güncel veriler Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün Temmuz 2023 tarihli ‘Türkiye’de Kadın’ kitapçığında paylaşıldı. Kitapçıkta 2008 ve 2014 yılında yapılan araştırmalara yönelik veriler mevcut. Benzer bir araştırmanın 2024’te de yapılması planlandığı yazılmış ancak geçen yılın verileri henüz açıklanmadı.
Kitapçıkta ayrıca 2021-2025 dönemini kapsayan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planı’nda ‘şiddete sıfır tolerans ilkesi’ ve ‘kadına yönelik her türlü şiddeti önleme’ amacıyla yeni dönemin yol haritası için 5 ana hedef, 28 strateji ve 227 faaliyet belirlendiği aktarılıyor. Yol haritasının belirlenmiş 5 ana hedefi şu şekilde: “Adalete erişim ve mevzuat, politika ve koordinasyon, koruyucu-önleyici hizmetler, toplumsal farkındalık, veri ve istatistik.”
Geçen kasımda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki bakanlığının bütçe görüşmelerinde soruları yanıtlarken 2022’de 284, 2023’te 309, 2024’ün ilk 10 ayında 276 kadın cinayeti işlendiği bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda 25 Kasım 2024 tarihinde yaptığı konuşmada şöyle demişti: “Kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir. Kadınlara yönelik şiddet kabul edilemez bir vandallıktır. Kadına el kaldıran, fiziki ya da psikolojik şiddet uygulayan herkes hak ettiği cezayı mutlaka çekmelidir, bunu temin etmek de devletin asli görevidir.”
En çok ateşli silahla öldürüldüler
“Geçen yıl kadınların 222’si ateşli silahlarla, 113’ü kesici aletlerle, 33’ü boğularak, 14’ü darp edilerek, 3’ü yakılarak, 1’i yüksekten atılarak, 1’i bunlar dışında bir silahla öldürüldü. 7 kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilemedi. Bu da bize yüzde 57 gibi bir oran veriyor. Yani kadınları en çok ateşli silahlarla öldürüyorlar.” (Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu)
İsimleri unutulmasın diye...
Geçen yıl, 8 Mart 2024’ten bugüne yüzlerce kadın; kimi eşi, kimi eski eşi, kimi oğlu, kimi sevgilisi kimi de hiç tanımadığı biri tarafından öldürüldü. Avukat Eren İlbay’ın deyişiyle her birinin bir ismi, bir hikâyesi vardı. 5’ini hatırlayalım...
Erva Raziye Asar
İstanbul’un Esenyurt ilçesinde, sahte bir sosyal medya hesabı üzerinden temizlik işi için çağrıldığı evde Fetih Dağlı tarafından boğularak öldürüldü.
15 Haziran 2024 günü gerçekleşen cinayetin ardından Erva Raziye Asar’ın cesedi 6 parçaya ayrılarak bir inşaat alanına atıldı. Asar’ın cesedi, kaybolmasından 23 gün sonra, 8 Temmuz 2024’te bulundu.
Senem Kıvrık
25 Ağustos 2024’te Muğla’nın Menteşe ilçesinde, eşi Okan Kıvrık tarafından sokak ortasında bıçaklanarak öldürüldü. Okan Kıvrık’ın daha önce hakkında uzaklaştırma kararı alındığı, ancak bu karara rağmen cinayeti işlediği ortaya çıktı. Olayın ardından gözaltına alınan Kıvrık, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner
4 Ekim 2024’te tüm ülkeyi dehşete boğan iki kadın cinayeti işlendi. İstanbul’un Fatih ilçesinde,
19 yaşındaki Semih Çelik, aynı yaşlardaki Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’i yaklaşık yarım saat arayla öldürdü. Çelik, Uzuner’in başını kestikten sonra İstanbul Surları’ndan aşağı attı ve ardından intihar etti.
Fatma Özdemir
Eren Uzuner 6 Ekim 2024’te aynı mağazada çalıştığı Fatma Özdemir’i, Tekirdağ’da işyeri yakınlarındaki bir çay ocağında arkadaşı Barkın Perçin’le otururken gördü. Uzuner ikilinin yanına giderek üzerindeki tabancayla ateş açtı. Saldırı sonucunda Barkın Perçin olay yerinde hayatını kaybederken Fatma Özdemir ağır yaralandı. Özdemir kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Semra Demirelli
Bursa’nın Karacabey ilçesinde, 25 yaşındaki televizyon sunucusu Semra Demirelli, Vahap Selim Çetin tarafından 15 Kasım 2024’te boynundan vuruldu. Çetin olayın ardından intihar etti. Demirelli 49 gün süren yaşam mücadelesinin ardından hayatını kaybetti.
Yakınlarından şiddet görüyorlar
Mor Çatı verilerine göre geçen yıl vakfa başvuran kadınların yüzde 95,1’i şiddete maruz kaldığını beyan etmiş. Kadınlar en çok eşlerinden şiddet görüyor.
Koca: %32
Baba: %9,8
Akraba: %7,7
Eski koca: %6
Partner: %3,3
Eski partner: %5,3
Kocanın/partnerin
akrabası: %4,7
Erkek kardeş: %4
Tanımadığı biri: %2
Diğer: %10,6
(Komşusu, ev sahibi ya da yeni
tanıştıkları kişiler vs.)
Bilinmiyor: %9,7
(Kadınlar bazen kendilerine şiddet uygulayan kişilerin kim olduğunu ya da yakınlık derecelerini paylaşmak istemeyebiliyor ya da kadınlar yerine iletişime geçen kişiler kadınlara kimin şiddet uyguladığını bilmiyor/paylaşmıyor.)