İlhami Keser: 1 dolar bahşişimle üç su aldım, üç de bakkal verdi

Güncelleme Tarihi:

İlhami Keser: 1 dolar bahşişimle üç su aldım, üç de bakkal verdi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 2021 07:00

Herkes onu Şahan Gökbakar’ın paylaştığı videodaki yangını çıplak elle söndürmeye çalışan Adıyamanlı genç olarak tanıdı. Gündüz garsonluk yaptığı otelde görevini tamamlayıp akşamları otostop çekerek yangın yerlerine ulaşıyordu. 21 yaşındaki İlhami Keser “Doğa benim kırmızı çizgimdir” diyor.

Haberin Devamı

Adıyamanlı bir ailenin 6 çocuğunun en küçüğü o. Köyde kaz, ördek, köpek, ineklerle zaman geçirmiş. Tabiata karşı sevgisini anlatırken “Doğa benim kırmızı çizgimdir. Adıyaman’daki ağaç da İstanbul’daki ağaç da benim için eşittir. Sonuçta hepsi doğanın bir parçası” diyor ve lisede TEMA’nın organizasyonuyla diktiği 20 fidanı gururla anlatıyor. Keser’in en büyük hayali polis olmak. Adıyaman Üniversitesi’nde
2 yıllık petrol sondaj teknoloji bölümünü bitir bitirmez Adıyaman’dan Marmaris’e gitmesine de bir polis abisi vesile olmuş. “Bir gün havuz başında bardak topluyordum, herkesin bir yere odaklandığını fark ettim. Adeta yanardağ patlamış, gökyüzü kaplanmış gibi bir duman vardı. Mesaim biter bitmez hemen çantama 2 tane su koydum. Lojmandan yedek tişört-şort aldım ve yangına gittim.”

İlhami Keser: 1 dolar bahşişimle üç su aldım, üç de bakkal verdi

Kendini geliştirmek isteyen Keser bunun için Marmaris’te otelde çalışıyor.

Haberin Devamı

İlk 4 gün Marmaris’te başlayan yangın söndürme çalışmalarına iş kıyafetleriyle tedbirsiz bir şekilde katılmış: “İlk gittiğimde herkes korku, panik ve endişe içindeydi. Yangın bölgesine su götürmek için bakkala gittim. 1 dolar bahşişim vardı, 3 su yapıyordu, bakkal ‘Al benden de götür’ diye 6 su verdi.”

Keser yangın bölgesinde karşısına çıkan itfaiye şefine AFAD gönüllüsü olduğunu, sanal eğitim aldığını ve yardım etmek istediğini söyleyince itfaiyecilerle arasında bir güven bağı oluşmuş. İlk başlarda su, ayran taşıma görevi zamanla hortum çekmeye kadar ilerlemiş.

“İlk 2 gün gündüz otelde çalışıp akşam yangına gitmek çok zor oldu. Sonra alıştım tabii, insan her şeye alışıyor. 18.30 gibi işten çıkıp bir saatte yangında oluyordum. Bir gün de otostopla İçmeler’deki yangına gittim. Ateşlere basa basa ayakkabım yandı. Sol ayağımın altı yanık, iyileşmedi.” 10’uncu gün yani bizim onu tanıdığımız günü de şöyle anlatıyor: “Selimiye ve Hisarönü tarafı yanıyordu. Arkadaşla bir aracın arkasına atlayıp Selimiye’de limana vardık. Yukarıda yangın patlak verdi. Aydın ve İstanbul itfaiyesi yukarı doğru çıkmaya başladı. Biz de elimizdeki hortumlara ek yapıp yukarı doğru hortum çekmeye başladık. Su bittiği anlarda ellerimiz ve ayaklarımızla söndürmeye çalıştık. Tepeye çıktığımızda başım döndü. İki adım attım, düştüm. UMKE ekipleri indirdi beni.”  Ambulanstan çıktıktan sonra yüzüne doğru ışık tutarak konuşan biriyle karşılaşmış. “Bana döndü ‘Ellerin mi yandı, ne oldu kardeşim yukarıda? Konuşmak ister misin’ diye sordu. Konuştuk. Gidince arkasından arkadaşıma ‘Kim bu?’ dedim. ‘Şahan Gökbakar’ dedi. ‘Dalga mı geçiyorsun’ dedim. Bütün filmlerini izlemiştim. Nasıl tanıyamadım! Sonra baktım gidiyorlar. Yanına koşup ‘Abi sen misin’ diye sordum. ‘Evet kardeşim’ dedi.” Orada hayran olduğu oyuncudan birlikte bir çay içme sözü de almış. Keser, yangının içindeyken hiç korkmamış, bu durumu da “Ateşle aramda 2 metre olduğunda bile hiç korkmadım. Afette en önemlisi sakinliktir” diye anlatıyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!