İki dev ses bir arada: Kibariye ve Buika’dan kültürlerin, dillerin, duyguların buluşması

Güncelleme Tarihi:

İki dev ses bir arada: Kibariye ve Buika’dan kültürlerin, dillerin, duyguların buluşması
Oluşturulma Tarihi: Şubat 16, 2025 07:00

İspanyol müziğinin güçlü sesi Buika ve arabesk müziğin kraliçesi Kibariye konser serileri için bir araya geliyor. Sezen Aksu’nun ‘Sevdam Ağlıyor’ şarkısını birlikte seslendiren ikili, heyecan verici işbirliğinin ilk konseri için 19 Şubat’ta Volkswagen Arena’da sahnede olacak.

Haberin Devamı

Türkiye’de büyük bir hayran kitlesine sahip, her performansında sahnede büyüleyici bir atmosfer yaratan Grammy ödüllü İspanyol sanatçı Buika ve arabeskin efsanevi sesi Kibariye, unutulmaz bir buluşmaya hazırlanıyor. BKM organizasyonuyla gerçekleşecek konser serisinin ilk durağı 19 Şubat’ta Volkswagen Arena olacak. Dinleyenleri derinden etkileyen iki güçlü ses, sahnede solo performanslarının yanı sıra Sezen Aksu’nun ‘Sevdam Ağlıyor’ şarkısını birlikte, Türkçe seslendirecek. İspanyol flamenkosunun duygusal yoğunluğuyla arabesk müziğin derin duygusal ruhunu aynı sahneye taşıyacak konser, müziğin evrenselliğini bir kez daha gözler önüne serecek. Projeye dair merak ettiğimiz soruları ulaştırdık, işte iki efsaneden gelen yazılı yanıtlar...

BUİKA

 

Haberin Devamı

‘KİBARİYE ŞARKIYI DOĞRUDAN KALBİNDEN SÖYLÜYOR’

Kibariye’yle şarkı söyleme fikri nasıl ortaya çıktı?

Proje ilk geldiğinde Kibariye’nin sesinden çok etkilendim. İki farklı dili, kültürü bir araya getirme düşüncesi
muhteşemdi. Başta nasıl olacağını tam kestiremiyorduk ama süreç doğal akışında ilerledi. Sözleri anlamıyordum ama öyle içten söylüyordu ki bu beni çok etkiledi. Konserler için Türkiye’ye geldiğimde evimde gibi hissediyorum ve Türk seyircisi beni her zaman sevgiyle kucaklıyor. O yüzden böyle bir işbirliği geldiğinde de tarif edemeyeceğim muhteşem duygular içerisindeydim.

Kibariye’nin sesini ilk duyduğunuzda neler hissettiniz?

Sesini ilk duyduğumda kalbimde büyük bir sevinç patlaması ve büyük bir güç dalgası hissettim. Kibariye’nin sesi kesinlikle kendine özgü bir güce sahip. Sanki doğrudan kalbinden şarkı söylüyormuş gibi... Geleneksel ve çağdaş öğeleri harmanlama biçimi, tonundaki o yoğunluk, sanki kendinden daha büyük bir şeyi aktarıyormuş gibi hissettiriyor. Onunla çalışmak beni çok olumlu etkiledi. Aynı zamanda bana dilin bir engel değil, bir köprü olduğunu öğretti. Birlikte sahnede buluşmak güzel olacak.

Kibariye’nin vokal tarzıyla kendi sesiniz ve yorumunuz arasında benzerlikleri fark ettiniz mi?

Haberin Devamı

Evet, gerçekten inanılmaz. İnternette sizin yorumunuza benzer yorumlar okudum. Evrende bizi bir araya getiren bir güç var ve bu oldu!

Türkçe şarkı söylemek nasıldı?

Aklım ve kalbim için paha biçilemez bir zevkti. Kendi sınırlarını aşmak insana büyük deneyim katıyor.

Şarkıları nasıl seçtiniz? Bize süreci anlatabilir misiniz?

İki farklı dili harmanlarken kalbimizden, içimizden geldiği gibi ilerledik. Sanırım bu kadar güzel ve özel olmasının nedeni ve sırrı buydu. Her şey muhteşem bir ekiple birlikte unutulmaz bir deneyime dönüştü.

‘Sezen Aksu doğanın bir hediyesi’

Sezen Aksu’nun bir şarkısını yorumlamak sizin için nasıldı? Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Haberin Devamı

Herkes bu büyük ve muhteşem sanatçıya olan hayranlığımı bilir. Kendisini doğanın bir hediyesi olarak görüyorum ve sesini çok seviyorum.

İspanyol müziğiyle Türk arabesk müziği arasında ortak noktalar neler?

Her iki dilin de kendine özgü, hüzünlü bir güzelliği var. Duygusal yoğunluk, ritim ve melodi, melankolik tonlar, kültürel füzyonla harmanlaması ortak bir atmosfer yaratıyor. Aşk, teslimiyet, inanç için mücadele etme ve umudunu kaybetmeden pes etmeme gibi derin duygusal yankılara sahip.

Türkiye’deki konserleriniz her zaman dolu. Sizce burada neden bu kadar seviliyorsunuz?

Biraz önce de söylediğim gibi İspanyol müziğiyle Türk müziği bence birbirine çok benziyor. Müzikle duyguların evrensel doğasına geri dönebiliyoruz.

Haberin Devamı

Her zaman sınırları, dilleri ve kültürleri aşmanın bir yolunu bulabiliyoruz. Ve tabii ki müziğin bir şekilde duygulara tercüman olabilecek kadar büyük bir mucize olması... Sanatçıyla dinleyici arasındaki söylenmemiş bağda belirli bir güç var ve belki de sihir orada gerçekleşiyor.

Konserde İstanbul seyircisini nasıl bir deneyim bekliyor?

İspanya ve Türkiye arasında güçlü, büyülü bir atmosferde iletişim köprüsü kuracağız. Sahne akışını paylaşarak sürprizi bozmak istemiyorum ama dinleyiciler zamansız ve kalpten gelen atmosferin parçası olacak. Bu konser için ben de çok heyecanlıyım. 19 Şubat’ta ilk konserimiz olacak, sonra yaza doğru Açıkhava sahnelerinde dinleyicilerimizle buluşacağız.

Haberin Devamı

KİBARİYE

 

‘YÜREKTEN SÖYLEYİNCE SAMİMİYET BİR ŞEKİLDE YERİNİ BULUYOR’

Şarkılara bambaşka bir ruh katıyorsunuz. Bu nasıl mümkün oluyor?

Çok teşekkür ederim. Kelimelerle ifade etmek zor. Yürekten, aşkla söylüyorum. Şarkıyı söylemiyorum, yaşıyorum. Hamdolsun, Rabbimin bana verdiği bir hediye bu. Ne kadar şükretsem az. Zaten bunu hissetmediğim,
aktaramadığım projelerde de yer almıyorum.
Her şarkının bir hikâyesi, duygusu ve enerjisi var. Bunu hissetmek lazım. Her şarkı söylediğimde, şarkının ruhu benden dinleyicilere geçiyor. İşte o zaman tarif edemeyeceğimiz bambaşka bir duyguyla özel bir şeye dönüşüyor.

Buika’nın sesini ilk duyduğunuzda nasıl hissettiniz?

Buika’yı beğenerek dinliyordum. Özel seslerden biri. Kalpten, hissederek söylüyor.

Buika’yla birlikte şarkı söylemek, bu proje nasıl ortaya çıktı?

Bu proje, rahmetli Yaşar Gaga’nın hayaliydi. Ama o dönemde Buika’yla birlikte hayata geçirmek kısmet olmamıştı. Şimdi BKM sayesinde bir araya geldik. Canan Çelikçi kardeşimizin katkısı büyük. Bu projeyle sevgili Yaşar Gaga’nın hayalini de gerçekleştiriyor olmaktan ayrıca mutlu oluyorum. Tek bir konser değil, birlikte yaza doğru Açıkhava sahnelerinde konserler vereceğiz. “Olan zaman, doğru zaman” derler. Bu proje de öyle gerçekleşti. Hep birlikte güzel bir hayali gerçekleştirdik.

Günümüz müziği, 90’larda yapılan şarkıların tadını veriyor mu sizce?

Hayır, vermiyor. O zamanlar daha başkaydı sanki. Teknolojinin hayatımıza etkisi de bu seviyede değildi. Şimdi her şeye çabuk ulaşıp hızlı tüketiyoruz. O yıllarda şarkılara ulaşmak için dahi çaba sarf etmek lazımdı. Bunun hissi tabii çok başkaydı. Ama yıllar da geçse, çağ da atlasak, teknoloji de ilerlese, arabesk müzik hiçbir zaman değişmiyor.

‘Heyecanımı konserlere saklıyorum’

Arabesk müzikle İspanyol flamenko müziği arasında ne gibi benzerlikler var sizce?

Hangi dilde, hangi tarzda olursa olsun müzikle duyguları sese büründürüyoruz. Müzik evrenseldir. İşi bilenin işidir. Dili, dini, ırkı yoktur.

Projeyi ilk duyduğunuzda ne hissettiniz?

Size bir şey söyleyeyim mi, BKM’nin sihirli dokunuşlarıyla bir hayal, kocaman bir dünya yarattı. İki köklü kültürün buluştuğu ve farklı dillerin aynı duyguyu yaşadığı böylesine çok özel bir projede yer almaktan gurur ve mutluluk duydum, Heyecanımı dizginlemeye çalışıp
konserlere saklıyorum.

Kariyerinizin başında yabancı müzisyenlerle şarkı söyleyeceğiniz, düet yapacağınız aklınıza gelir miydi? Böyle bir hayaliniz var mıydı?

Tabii, böyle bir hayalim hep vardı. Dünyaca ünlü, çok önemli müzisyenlerden güzel işbirliği teklifleri geliyor zaman zaman. Bunlar çok güzel şeyler. Yaşam sürprizlerle dolu. Tüm dünyanın ortak dili olan müzik, bizi bir paydada buluşturuyor. Buika’yla da bu zamana kısmetmiş.

Neden özellikle yabancı sanatçılar sizi tercih ediyor?

Müzik ya da başka bir şey, konu ne olursa olsun yaptığın işe kalpten inanmak ve emek vermek lazım. Bazen bir sanatçı sesiyle size öyle bir şey anlatır ki, bunu kelimelerle ifade etmek istese edemez. Dili farklı olsa da etkiler insanı. Hamdolsun, Allah’ın verdiği bir mucize diye düşünürüm hep. Yürekten söyleyince de o samimiyet bir şekilde yerini buluyor bence. Hissederek söylediğim için etkisi ve dönüşleri bu şekilde büyük oluyor diye düşünüyorum.

Kariyeriniz boyunca sizi en çok gururlandıran an hangisiydi? Bu projede de benzer bir duygu hissediyor musunuz?

Tabii ki hissediyorum. Kimseye nasip olmayacak önemli ve özel bir proje bu. Benzer bir duyguyu müzik doktorlarının çeşitli ülkelerdeki sanatçılardan topladıkları ses analizleri içerisinde ‘kusursuz ve detonesiz’ olarak 100 puanla ödül aldığımda yaşamıştım.

Kariyerinizde keşkeleriniz oldu mu?

Okuma, yazma, nota, solfej gibi teknik konulara hâkimiyetim yok. Bu durum özellikle şarkı ezberlediğim zamanlarda beni biraz üzüyor ve yoruyor. Allah’ın bana bahşettiği kulağımla, ezberimle, kabiliyetimle ilerliyorum. Bunun dışında müzikle alakalı başka hiçbir keşkem yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!