Futbol iklimimizin dinmeyen değişim rüzgârı

Türkiye Süper Ligi bildiğiniz gibi... 2021-2022 sezonunun henüz 21’inci haftasındayız ama şimdiye kadar 17 teknik direktörle yollar ayrıldı. Bu süre zarfında üçüncü teknik adamla anlaşan takımlar bile oldu. Bazı takımlarda giden hocalar geri geldi, bazıları henüz gidenlerin yerini doldurmadı. Üstelik üç büyükler olarak anılan Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray aynı sezonda hoca değiştirdi.

Geçen sezonun şampiyonu Beşiktaş art arda gelen başarısız sonuçların ardından Sergen Yalçın’la yollarını ayırdı, takımı U19 hocası Önder Karaveli’ye emanet etti. Karaveli hem saha içindeki hem de dışındaki performansıyla birçok sporseveri kendine hayran bırakınca ‘geçici teknik direktörlük’ten takımı sezon sonuna kadar çalıştıracak ‘yeni hoca’ya dönüştü. Fenerbahçe’de durum biraz daha farklı. 2015-2016 sezonundan sonra bu temmuz ayında tekrar göreve başlayan Portekizli Vítor Pereira yine gönderildi. Belki de camianın bir kısmı Pereira’ya hiç ısınamamıştı. Ancak Sarı-Lacivertlilerin teknik direktör özelinde bir döngüye kendilerini kaptırdıklarını da söylemek lazım... Aykut Kocaman ilk önce 2010-2013 arasında, daha sonra 2017-2018 sezonunda takımın başına geçti. Onun ilk döneminden sonra göreve gelen Ersun Yanal şampiyonluk yaşadığı sezonun ardından gönderildi, 2018-2019 sezonunun ortasında tekrar çağrıldı. Yanal’ın ayrılmasıyla koltuğu devralan İsmail Kartal ise şu an Pereira sonrası dönem için seçilen isim...

Gelelim Galatasaray’a... Bu hafta içinde Sarı-Kırmızılıların kazandığı şampiyonlukların üçte birinde imzası olan Fatih Terim’le yollar ayrıldı. Oysa Galatasaray’ın yeni başkanı Burak Elmas 2021 Temmuz’unda Terim’le üç yıllık sözleşme imzalamıştı. Yine bu hafta Mustafa Denizli’nin Altay’dan ayrılığıyla bir kuşağın temsilcilerinin sahneyi en azından şimdilik terk ettiklerini söylemek mümkün.

‘SABIRSIZ ÜLKELERİN SORUNU’

Peki, nasıl oluyor da Türkiye Süper Ligi, teknik direktörleri öğüten bir çarklıya dönüşüyor? Farklı yaklaşımlar, fikirler var elbette. Görüşlerine çok güvendiğim iki otoriteye sordum. Hürriyet spor yazarı ve TV yorumcusu Uğur Meleke bu meseleyi sıcakkanlı ve sabırsız ülkelerin ortak bir sorunu olarak değerlendiriyor: “Alman ya da İngiliz Ligi’nde kulüp yönetimleri daha makuldur, daha sabırlıdır. Daha uzun vadeli planlar yapmaya açıklardır. Ancak Brezilyalılar veya İtalyanlar için aynı şeyi söyleyemeyiz. Türkiye’de de maalesef durum benzer.”

Hürriyet yazarı Uğur Vardan’ın görüşü de buna paralel ama farklı bir yaklaşım da sunuyor: “Futbol çok uzun zamandır amatör ruhundan uzakta, büyük bir ekonomik sektör biçiminde seyrediyor. Bu, yeni bir yargı değil elbet. Yeni olmasa da ‘yenimsi’ gibi olan şey bu coğrafyada çok çok sevildiği iddia edilen bu oyunun adeta ‘tek sonucu’ varmış gibi hareket edilmesi. Yani bizi oyunun kendisi değil ‘kazanma’ kısmı ilgilendiriyor. Bu tabloda da yönetimler hemen o klasik reçeteye başvurarak teknik direktör değişikliğine gidiyorlar. Bu değişiklikler çok nadir de olsa sonuç veriyor (Bu sezon Aybaba-Montella örneğinde olduğu gibi) ama genelde kopan dikiş kolay tutturulamıyor. Çünkü kadrolar genellikle uzun süreli değil, şimdiki zamanı korumak ya da kurtarmak üzerine inşa ediliyor.”

‘OYUNU DA ETKİLİYOR’

Süper Lig’deki bu dinmek bilmeyen değişim rüzgârlarının sebepleri kadar sonuçları da var elbette. Uğur Meleke teknik direktörlerin ‘koltuk endişesi’nin sahadaki oyunu direkt etkilediği görüşünde: “Antrenör görevini bir hafta daha korumak için beraberliğe razı. Vakit geçirmekte beis görmüyor. Genç oyuncu riski almıyor çünkü zaten kendi koltuğundan emin değil. Uzun vadeli plan yapmıyor, sadece günü kurtarma odaklı her şey.” Vardan ise sabrın bir kazanç olduğunu savunuyor: “Sezon başında ‘küme düşecek’ gözüyle bakılan Giresunspor, teknik direktörleri Hakan Keleş’le yolları ayırmadı ve Yeşil-Beyazlılar sonradan açılarak gelişme gösterdiler. Sezon sonu ne olur bilinmez ama bu oyun ne değişimlerin ne de devam kararlarının başarı için tek reçete olmadığını bize her daim hatırlatıyor. Önemli olan tutkumuz değil, sevdamızı bilinçli temellere oturtmak ve oyunun kendisini sevmek. Çünkü yenilgiler de sevdaya dahil... O yüzden sürekli teknik direktörleri kurban ederek dertleri çözemeyiz...” 

Uğur Meleke’nin sorunun çözümüne dair önerisiyse aklıma yatan adil bir yöntem: “Basit bir çözüm var aslında. Nasıl bir sezonda bir teknik adam maksimum iki sözleşmeyle sınırlandırılıyorsa kulüplere de aynı sınırı koymak gerek. Bir sezonda iki hocayla yolları ayıran kulüp, yola altyapı sorumlusuyla devam etmek zorunda kalacak mesela. Bunun kulüp yöneticilerini bir miktar sarsacağını ve düzelteceğini düşünüyorum ben.”

ŞENOL GÜNEŞ

Beşiktaş’la iki şampiyonluk yaşayan Şenol Güneş, 2019’un mart ayında başladığı A Milli Takım Teknik Direktörlüğü görevinden 2021’de ayrıldı.

SERGEN YALÇIN

Geçen sezonun şampiyonu Beşiktaş, art arda gelen başarısız sonuçların ardından Sergen Yalçın’la yollarını ayırdı, takımı Önder Karaveli’ye emanet etti.

VITOR PEREIRA

Fenerbahçe’de 2015-2016 sezonundan sonra bu temmuz ayında tekrar göreve başlayan Portekizli Vítor Pereira yine gönderildi.

FATİH TERİM

Bu hafta Galatasaray’ın kazandığı şampiyonlukların üçte birinde imzası olan Fatih Terim’le yollar ayrıldı. Oysa geçen yaz Terim’le üç yıllık sözleşme imzalanmıştı.