Farklı üretme, farklı tüketme ve farklı düşünme zamanı
Güncelleme Tarihi:
İklim krizi, çevre kirliliği ve doğal varlıklara yönelik tahribat nedeniyle gezegenimizin alarm zilleri uzun süredir çalıyordu. Pandemi, insanlığı zorunlu bir sadeleşmeye itti. Hazır başlamışken ‘Dünyamızın sağlığı’ için ekolojik dönüşüme katılmanın tam sırası. İşe evde peynir yaparak ya da bilişim ayak izimizi azaltarak başlayabiliriz.
Pandemi, yaşanan bütün olumsuzluklara ve zorluklara karşın, üretim-tüketim yöntem ve alışkanlıklarımızı dönüştürmek için bize bir fırsat sunuyor. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin hazırladığı rehber, dönüşüme nereden ve nasıl katılacağımızı gösteriyor bize. İşte o rehberden kolayca uygulayabileceğiniz öneriler..
1) Bilişim ayak izinizi azaltabilirsiniz
İnternetin enerji ve karbon ayak izini azaltın. Örneğin e-postalarınıza cevap verirken ‘tümünü yanıtla’ yerine ‘yanıtla’ya basabilir, gereksiz e-posta gruplarından çıkabilir, temiz enerjili bulut sunucularını kullanabilir, önemsiz mesajlaşmalardan kaçınabiliriz.
2) Sıfır atık için kompost yapın
Mutfak atıklarınızı değerlendirmenin ve dönüştürmenin tam zamanı. Daha önce düşünüp bir türlü vakit bulamadığınız kompost yapma hayalinizi balkonunuzda, site bahçenizde komşularla birlikte ya da mahalledeki parkın bir köşesinde gerçekleştirebilirsiniz.
3) Temizlerken kirletmemek gerek
Salgın hepimize temizlik için su ve sabunun yeterli olduğunu hatırlattı. Kimyasallarla yüklü deterjanların temizlerken bir yandan da sağlığımızı ve çevreyi nasıl kirlettiğinin farkına varmamız gerekiyor. Suyu az kullanmak kadar kimyasallarla kirletmeden kullanmamız artık çok daha büyük bir öneme sahip.
4) Kendin pişir kendin ye
Yeni beceriler kazanıp üreterek kişisel bir değişim başlatma fırsatını değerlendirin. Evde ekmeğini, yoğurdunu, peynirini yapmaya başlayanlar hem gıda alışverişi için dışarıya daha az çıkıyor hem de daha iyi besleniyor. Dönüşüm yolunda ilk adımı, yiyeceklerimizi üreterek atabiliriz.
5) Yerel üretim ve yerel tüketim
Yaşadıklarımız, sağlıklı gıdanın ve sağlıklı gıdaya erişimin önemini bir kez daha hatırlattı. Tarım zehirleriyle yetiştirilen gıdaların sağlığımıza etkileri hakkında bilinçlenip doğa dostu yöntemlerin hayata geçirilmesi konusunda daha fazla çaba gösterebiliriz. Kendi bölgemizdeki üreticilere doğrudan destek olup ekolojik ve karbon ayak izimizi azaltabiliriz.
6) Küçük çiftçiyi unutmayın
Ekolojik ve doğa dostu üretim yapan küçük çiftçiyi destekleyen politikaların hayata geçirilmesini talep edebilir; kooperatifler, ekolojik pazarlar, üretici pazarları gibi yerlerden alışveriş yaparak küçük çiftçinin refahını arttıracak modellere katkı sağlayabilirsiniz.
7) İş işten geçmeden hazırlıklı olun
Virüsün geleceğini bilmiyorduk ama su ve toprak kirliliğinin, ormansızlaşmanın, biyolojik tahribatın, iklim değişikliklerinin neden olacağı yıkımı biliyoruz. Bu yüzden enerjiden tarıma, sağlıktan eğitime, barınmadan ulaşıma bütün gereksinimlerimiz konusunda gelecek kuşaklara karşı sorumlu stratejiler geliştirilmesi için çabalayabilirsiniz.
Yararlı kaynaklar
- www.bugday.org
- www.zehirsizsofralar.org
- www.tatuta.org
- www.turkeycomposts.org
- www.permakulturplatformu.org
- www.ekoharita.org
- www.gidatopluluklari.org
- www.cekulvakfi.org.tr/haber/kenti-bahcelestirmek-icin-kent-bahcesi-kilavuzu
- www.zehirsizev.com
- Bahçecilik Seti
- Yeni İnsan Yayınları
100’üncü yaşın kutlu olsun Tuki!
Kocaeli - Darıca’daki Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı’nda bulunan Türkiye’nin bilinen en yaşlı kaplumbağası Tuki, 100 yaşına girdi. 1997 yılında yurtdışındaki bir hayvanat bahçesinden Türkiye’ye getirilen ve Darıca Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi’nin ilk sakinlerinden olan Tuki’nin yaşgünü, hayvanat bahçesi çalışanları tarafından düzenlenen partiyle kutlandı. Partide Tuki’nin en sevdiği sebzelerin olduğu bir doğum günü pastası da vardı.