'Erkeklerin yarısı skor değil sarılmak istiyor!'

İnanç özgürlüğü önemli konu. Herhangi bir şeye inanıp inanmayacağınıza kendiniz karar vermelisiniz. Mesela ben ‘kişisel gelişim’ kavramına; kitaplarına ya da ‘guru’larına inanmıyorum. Ancak bu saygı duymadığım anlamına gelmiyor. Hele ki mantıklı bir noktaya parmak basıyorlarsa...

‘Bilince erişim’ tekniğiyle tanınan, dünya çapında çoksatar ‘Kendin Ol Dünyayı Değiştir’ kitabıyla ünlü Dain Heer bir süredir ülkemizdeydi. İstanbul'dan çevrimiçi olarak 14 farklı dilde, 20’den fazla ülkeye ulaşan seminerler verdi.

ABD’li Heer’la son kitabı ‘Centilmenin Dönüşü’nü konuşmak için sözleşmiştik. Geçen cuma sabah erkenden kaldığı otele gittim. Beni şal desenli, bebek mavisi takım elbisesiyle karşıladı. Havadan, sudan, olmazsa olmaz pandemiden başladık muhabbete. Yılın 300 günü seyahat eden biri olarak karantina günleri zorlu geçmişti anladığım kadarıyla. Yedi aylık aradan sonra ilk durağı İstanbul’du.

‘Alfa erkek olmakla ilgili tavsiyeler...’

Kişisel gelişime inanmıyorum ama önyargılı da değilim. Dain Heer’ın yöntemine inancını ve daha çok insana ulaşma arzusunu olağan karşılıyorum. Sırf bu nedenle Türkiye’deki seminerlerinin ücretinin ABD’ye oranla yüzde 65 daha ucuz olduğunu anlattı! ‘Bilince erişim’ yönteminin diğer kişisel gelişim yöntemlerinden farklı olduğundan; kendisinin danışanlarına balık vermediğinden, balık tutmayı öğrettiğinden bahsetti. Keza ‘Centilmenin Dönüşü’ kitabı da centilmenliğin tanımını vermiyor.

Peki bu kitap nasıl ortaya çıkmıştı? “Yıllar önce, 23 yaşındaki bir arkadaşım bana dönüp ‘Sana teşekkür etmek istiyorum’ dedi” sözleriyle anlatmaya başladı Heer: “Ben de ‘Ne için?’ diye sordum. ‘Senin sayende farklı bir adam oldum’ dedi ve devam etti: ‘Senle tanışmadan önce sürekli internet üzerinden arama yapıyordum: Nasıl iyi bir erkek olunur? Ve karşıma çıkan sonuçlar sadece ‘alfa erkek’ olmakla ilgiliydi. Rakiplerin üzerinde egemenlik kurmak ya da daha çok kadını yatağa atmakla ilgili… Oysa ben bunları yapmak istemiyorum’ dedi: ‘Ben o tür bir adam değilim!’ ‘Biliyorum, anladım’ dedim.”

Beyler, sandığınızdan fazlasınız siz

Dain Heer’a göre çoğu erkek beklentiler ve yönlendirmeler yüzünden baskı altında! O bunu söylediği anda gündemimizi ekseriyetle meşgul eden kadına yönelik şiddet haberlerini, kadınların hayatlarının bir gerçeği olan mahalle ve toplum baskısını aklımdan geçirip şaşırıyorum. Ancak onun anlatmak istediği bambaşka bir şey: “Erkeklerin nasıl olması gerektiğiyle ilgili herkesin farklı bir fikri var, basmakalıp tiplemeler… ‘Alfa erkek’ yüceltmeleri... Oysa bana kalırsa erkeklerin yüzde 50’si kibar ve yumuşakbaşlı. ‘Skor’ değil, sarılmak istiyorlar. Belki sarıldıktan sonra da seks yapmak… Ama önce sarılmak. Onlarla ilgili kimse bir şey söylememişti şimdiye kadar. Sürekli nerede yanlış yaptıklarını düşünüp duruyorlar… Ben onlara şunu söylemek istiyorum: Beyler, siz sandığınızdan fazlasınız. Sizden beklenenden de fazlasınız. Bu bilince erişebilirseniz dünyayı da değiştirebilirsiniz. Tek yapmanız gereken doğru soruları sormak.”

Toksik erkeksilikten nefret ediyorum

Dain Heer’ın istediği centilmenlik ‘hanımefendi’nin kapısını açmak ya da adabı muaşeretle ilgili değil. Naçizane ben de tüm bunları unutmanızı tavsiye ederim. Heer, bu çağda ihtiyacımız olanın bir mücadele vermek olduğunu anlatıyor. Belki de ilk yapılması gereken toksik masküliniteyle (erkeksilik) savaşmak: “Bir erkek olarak toksik masküliniteden nefret ediyorum. Onu centilmenlikle yenmek zorundayız. Zaten toksik erkekliği savunanlar bu kitabı hiç okumayacak. Onlar haklı olduklarını düşünüyor. Dünyamızı mahvedenler de sadece haklı çıkmayı umursayanlar. Bize öğretilenlerden daha fazlası olabileceğimizi göstermeliyiz.”

Kişisel gelişim popüler bir alan. Tavsiyelerinin ‘canım kendim’den ziyade kolektif temelli olması, üstelik bunu erkeklere hatırlatması sevindirici. Heer’in ergenler hakkında ebeveynlere tavsiyeleri de önemli: “Yargılamayı bırakmamız lazım. Biz onları yargılarsak bizden uzaklaşıp arkadaşlarına sığınacaklar. Bir ergenin doğru bir tavsiye veremeyeceğini de hepimiz biliyoruz.”