Enis Arıkan: ‘Şebo’nun benden başka kimseye benim kadar bağlanacağına inanmıyorum’

Güncelleme Tarihi:

Enis Arıkan: ‘Şebo’nun benden başka kimseye benim kadar bağlanacağına inanmıyorum’
Oluşturulma Tarihi: Haziran 08, 2025 07:00

Yaklaşık 23 sene önce tanıştılar ve o günden beri birbirlerini hiç bırakmadılar. Geçmişe baktıklarında Enis Arıkan o günleri “Verdiği akıllardan o kadar etkilenmiştim ki kendi kendime hayatımın arkadaşı bu demiştim” diye anlatıyor. Şimdi dostluklarını “Kıskançlığın olmadığı daha saf bir yerde” diye özetliyorlar. Şebnem Bozoklu’nun sunuculuğunu, Enis Arıkan’ın daimi yarışmacılığını üstlendiği ‘Password’ bu gece Kanal D’de başlıyor. İkiliyle yarışmayı, hayatlarını, iyi dostluğun sırlarını ve bilinmeyenlerini konuşuyoruz.

Haberin Devamı

Büyük bir koşturma halindeler. ‘Password’ün çekim arasında onları görüntülü arayarak kulislerinde yakalıyorum. Üzerlerinde güzel bir iş yapmanın tatlı yorgunluğu var. Birbirlerini artık o kadar iyi tanıyorlar ki birinin lafının devamını diğeri getirebiliyor. Sadece bakışarak anlaşabiliyorlar. Bu dostluktan etkilenmemek mümkün değil. Başlıyoruz muhabbete...

İyi bayramlar...

Şebnem Bozoklu-Enis Arıkan: İyi bayramlar.

Bayramlar size ne ifade eder?

Şebnem Bozoklu: Öncelikle şu an bizi okuyan herkesin bayramını kutlarım. Ben bayramları çok seviyorum, içimi bir sevinç kaplıyor ve bayramlarda özellikle ailemle olma ihtiyacım tavana vuruyor. Uzun uzun yemeklerin yendiği, sohbetlerin edildiği, gülünen, eğlenilen güzel zamanlar demek bayram benim için.

Haberin Devamı

Enis Arıkan: Ben de herkesin bayramını kutluyorum. Bu bayramda ailemle tatile gidiyorum. Hayalim sabah onlarla uyanıp, yıkanıp, giyinip kahvaltı sofrasına oturmak. Hep birlikte annemin yaptığı güzel yemekleri yemek, aileme sarılıp onları öpmek. Herkese ailesiyle, sevdikleriyle tatlı bir bayram diliyorum.

Bugün bayram dışında bir heyecanınız daha var, Kanal D’de ‘Password’ün yeni sezonu başlıyor. Geçen sezondan birçok izleyici yarışmaya aşina. Ama ilk kez izleyecekler için yarışmayı nasıl anlatırsınız?

Şebnem Bozoklu: ‘Password’ çok basit bir yarışma gibi görünse de içinde büyük heyecan barındırıyor. Teknik olarak bir kelimeyi, başka bir kelimeyle takım arkadaşımıza anlatıyoruz, tek bir ipucu vererek ondan doğru cevap vermesini bekliyoruz. Ama birbirinden renkli, farklı ve sürprizli etaplarımız var. Bir de artık ikinci sezondayız ve işler ciddiye bindi, büyük ödülümüz 1 milyon lira.

Bu sezon kimleri izleyeceğiz ‘Password’de?

Şebnem Bozoklu: Seda Sayan, Nurgül Yeşilçay, Doğukan Güngör, Pelin Akil, Yılmaz Vural, Melis Sezen, Uğur Aslan, Berkay gibi bir sürü isim var.

Bu isimler içinde sizi en şaşırtan kim oldu?

Enis Arıkan: Seda Sayan’ın fan kulübünden olduğum için ona bakmaktan yarışamadım.

Şebnem Bozoklu: Yılmaz Vural’ı gülmekten sunamamış olabiliriz, inanılmaz bir bölüm oldu.

Haberin Devamı

Enis Arıkan: Berkay beni
mahvetti.

Şebnem Bozoklu: Çok iyi puan aldı. Doğukan’ın enerjisi çok yüksekti, bizi çok şaşırttı. Hepsi şahaneydi yarışmacılarımızın.

İlk olarak 20 sene önce bir projede birlikteymişsiniz. Ama yakın zaman önce ‘Balina’ oyunu, ardından ‘Password’ geldi. Dostluğun işe dönüşmesinin hayatınıza etkisi ne oldu?

Enis Arıkan: Benim en büyük korkum Şebo’yla hiç iş yapamamaktı. Yaşımız geçiyor ve geriye baktığımızda “Çok yakın arkadaşız ama işimiz yok” diyebilirdik. Bu yüzden ‘Balina’da Şebnem’le oynamayı çok istiyordum ve ona “Ne olur benimle oyna” diye yalvardım. Şimdi baktığımda iyi ki birlikte yapmışız diyorum. Bir iş yaptık ve üzerine bir sürü teklif almaya başladık. Daha fazla anımız birikmiş oldu, daha fazla birlikte zaman geçiriyoruz. Bu beni çok mutlu ediyor. Bir de güven duygusu müthiş bir şey. En yakın arkadaşımla iş yapıyorum, arkama yaslanıyorum. Zaten işi Şebo yürütüyor, ben yanında oturup şaka yapıyorum sadece (gülüyor). O yüzden kafam o kadar rahat ki, onunla olduğum için çok mutluyum.

Haberin Devamı

Şebnem Bozoklu: Hakan, böyle çok yakın olduğun, her şeyini bildiğin, senin her şeyini bilen biriyle iş yapmanın şöyle bir güzelliği var; hata yapmaktan hiç korkmuyorum. Biliyorum ki hata yaparsam bana gülecek, ben onunla kendime güleceğim. Toparlayacağız ve doğru yolu bulup devam edeceğiz. Bu güven duygusu herkesle yaratılacak bir şey değil. O yüzden kendimi, çok doğru yerde, emin ellerde hissediyorum. Çok mutluyum canım Enis’le çalışmaktan. Bir de Enis mütevazılık yaptı; “İşi Şebnem yürütüyor” dedi, ‘Password’ün sunucusuyum ama Enis de ‘Password’ün daimi konuğu. Neşe ve zekâ kaynağı. (Enis’e dönüyor) Seni kimseye harcatmam kardeşim, kendine bile.

Haberin Devamı

Şahane bir ikilisiniz ama iş için birlikte bu kadar zaman geçirmek dostluğunuzu hiç zedelemiyor mu?

Enis Arıkan: Yemin ediyorum, sıfır. Bak stüdyodan çıkıyoruz, bu sefer telefonda konuşuyoruz. Dün gece yaptığımızı söyleyeyim mi?

Ne yaptınız?

Enis Arıkan: Dün gece 2.00’de “Şebo ne yapıyorsun” diye mesaj attım. “Uyuyorum, yanımda kocam da uyuyor, bir şey mi oldu” dedi. “Hayır, sohbet edelim diye arayacaktım” dedim. “Tamam, alt kata iniyorum” dedi. Pijamasıyla alt kata indi, yemin ederim, 4.00’e kadar FaceTime’da konuştuk.

Gündeminiz neydi?

Enis Arıkan: Gereksiz şeyler, valla ne konuştuk bilmiyorum, sabahı ettik ama.

Birbirinizden arada sıkılmıyor musunuz?

Haberin Devamı

Şebnem Bozoklu: Ben Enis’e ölüyorum ve doyamıyorum.

Enis Arıkan: Ben de asla sıkılmam Şebo’dan.

Şebnem Bozoklu: Şimdilerde de neyin hayalini kuruyorum biliyor musun? Yaz aylarında belki bir hafta birlikte tatil yapma durumumuz var. Sana yemin ediyorum,
o anı kolluyorum ve yanımda otururken bile “Ay, bir an önce tatile gidelim” diyorum.

Enis Arıkan: Bundan sonra yeni ne işler yapsak diye de düşünüyoruz. Ne kadar çok birlikte iş yaparsak bence
o kadar mutlu olacağız.

 

‘BİRDEN GÖZÜNDEN YAŞLAR AKTI’

Bunca zaman içinde birbirinizin en kırılgan, en savunmasız halini gördüğünüz anı hatırlıyor musunuz?

Enis Arıkan: Çok net hatırlıyorum. Hâlâ gözümün önündedir, hiç unutmam. Şebnem ketumdur. Derdini, böyle tutar, tutar, içinde patlayana kadar... Bir gün tiyatro kulisindeydi, yüzünü seviyordum, birden gözünden yaşlar
aktı. ‘Bunun bir derdi var, sıkıntısı var’ demiştim.
O anı ve bana bakıp derdini anlatmaya çalışan ama ‘Hayır, ben ketumum, bunu söylememeliyim, söylersem dert daha da büyür, kendi içimde bunu dillendirmeyeyim’ dediği o gözleri hiç unutmadım.

Şebnem Bozoklu: Baktı yüzüme, anladı ve dedi ki: “Söyle artık.” Bir sessizlik oldu, beni o kadar etkiledi ki.
Söyledim ve o günden beri Enis’e söylemediğim hiçbir derdim olmadı.

Senin için Enis’in savunmasız, en kırılgan hali neydi?

Şebnem Bozoklu: En kırılgan halin, babanı kaybettiğimiz haftayı söyleyebilir miyim? Seni ilk defa öyle gördüm.

Enis Arıkan: Seninle Kuşadası’nda ilk arkadaşlık yaptığımızda, ona kendimle ilgili şeyleri anlatırken beni ne kadar anladığını, dinlediğini gördüm. Verdiği akıldan o kadar etkilenmiştim ki, kendi kendime hayatımın arkadaşı bu demiştim. Hiç unutmuyorum.
17-18 yaşındaydım o zaman, o da
21 yaşındaydı. ‘Bundan sonra hayatımda o olmazsa ne yaparım’ dediğimi hatırlıyorum.

 

‘ONUN CANININ SIKILMASINI, ÜZÜLMESİNİ HİÇ İSTEMEM’

İmrenilecek bir dostluğunuz var. Dostluğunuzu bu kadar kuvvetli yapan nedir?

Enis Arıkan: Birbirimiz hakkında kötü düşünmememiz, hep iyiliğimizi istememiz... Şebnem’in mutsuz olmasından benim ödüm kopar. Bazı dostluklarda kıskançlık olunca ne yazık ki o dostluk yeterince gerçek olmuyor. Bizde o kıskançlık yok. Bir de Şebo, bizim ilişkimizde daha benim ablam gibi. Akıl aldığım, beni yöneten bir yerde. O yüzden de dostluğumuz kıskançlığın olmadığı daha saf bir temelde.

Şebnem Bozoklu: Evet, birbirimizin yüzde yüz mutlu olmasını istiyoruz. Mesela ben programı sunarken gözüm hep Enis’te, iyi mi, keyfi yerinde mi... Hiç istemem onun canının sıkılmasını, üzülmesini hiç istemem. Onun da aynılarını benim için düşündüğünü biliyorum.

Enis Arıkan: Şebo’nun şöyle bir özelliği de vardır; insan tanır. Mesela ben bir şeyi kötü yapıyorsam da onu bana o kadar dolaylı yoldan anlatır ki benim kalbimin kırılma ihtimali yoktur. Diyelim bir karakteri kötü mü oynuyorum, anlatmaya “Muhteşemsin”le başlar, güzel olan şeylerin bütün detaylarını verir ama nerede hata yaptığımı, kötü olduğumu da çaktırmadan araya sokar. İnanın “Çok kötü oynuyorsun” diye bir cümleyle asla söze başlamaz. Her zaman önce güzellikleri anlatır, ondan sonra eksiğini söyler.

‘Her zaman en büyük jesti bana yapar’

İyi bir dostluk aynı zamanda bir nevi aşk mıdır?

Şebnem Bozoklu: Yüzde yüz.

Enis Arıkan: Tabii, hayranlıktır.

Sizin ilişkinizde hayranlık var mı?

Şebnem Bozoklu: Olmaz mı? Bazen muhteşem bir şaka yapıyor ya da lafı gediğine koyuyor veya kalkıp dünyanın en güzel dansını ediyor... Ona, sanki 24 saat birlikte olduğum biri değilmiş de yeni tanıştığım biri gibi uzaktan bakıp “Allah’ım bu ne tatlılık” diyorum.

Enis Arıkan:
Ya da bir şeyi yanlış yapsam da niye yaptığımı biliyor.

Siz peki diğer arkadaşlarınızdan birbirinizi kıskanır mısınız?

Enis Arıkan: Şebo’nun benden başka kimseye benim kadar bağlanacağına asla inanmıyorum. Büyük konuşuyorum ama gerçekten öyle. Mesela Şebo eskiden de öyleydi. Herkese çok sıcak davranır ama onları hayatına almazdı. Her zaman en büyük jesti bana yapar. Mesela çocukken bile ilk para kazandığında Amerika’ya beni alır götürürdü. O yüzden öyle bir hırsım yok, temellerimiz çok sağlam.

Şebnem Bozoklu: Aynen böyle, çok güven olan bir aşk ilişkisi gibi. Ben ona o kadar güveniyorum ki bana anlattığı şeyleri başka hiç kimseye söylemeyeceğini çok iyi biliyorum.

Enis Arıkan: Asla.

‘Makyajsız gidersem küser’

Birbiriniz için ne kadar ödün verirsiniz?

Şebnem Bozoklu: Ben Enis için yapmayı sevmediğim birçok şeyi yapıyorum ve zevk alıyorum.

Neler bunlar?

Şebnem Bozoklu: Mesela evde pijamamla oturuyorumdur, Enis gece bazen bir yere çıkmak ister. Sadece onun için o pijamayı çıkarır, giyinip süslenir, giderim. Mesela işimden dolayı çalışırken yoğun makyaj yaptığımız için günlük hayatımda cildimi dinlendirmek için makyaj yapmam. Ama Enis’le buluşacaksam, yapmak zorunda kalırım.

Aa neden?

Şebnem Bozoklu: Enis nefret eder makyajsız olunmasından. Oturur, kırmızı rujuma kadar makyajımı yaparım ki mutlu olsun. Makyajsız gidersem küser.

Bu Şebnem’e özel bir şey mi?

Enis Arıkan: Genel bir durum, bakımlı insanı çok severim. Ama Şebnem’i de hayalet gibi görmek istemiyorum.

Ama Enis’le arkadaşlık zormuş...

Şebnem Bozoklu: Zor. 7/24 süslü ve bakımlı olacaksın, her an “Sizi alıyorum, çıkıyoruz” diyebilir, ona uyacaksın (gülüyor).

Enis Arıkan: Zor olan ben çıktım bu ilişkide.

 

‘BİR ŞEYLER OLMAYA BAŞLADIĞINDA ŞAŞIRMAMIŞTIK’

İlk tanıştığınız yıllarda bu kadar star olacağınızı hayal eder miydiniz?

Enis Arıkan: Ne olacağımız belliydi (gülüyor).

Şebnem Bozoklu: Hakan, çok tuhaf bir şekilde ikimizin şununla ilgili kaygısı yoktu, biz profesyonel oyuncular olacağımızı biliyorduk. İnsanlarda bir karşılık göreceğimizi hissediyorduk
belki de bilmiyorum ama bir şeyler olmaya başladığında şaşırmamıştık. “Zamanı şimdiymiş” demiştik.

Enis Arıkan: Evet, gerçekten öyle. Bence zaten bunu hissediyorsun. Zaten o hayranlık oradan da doğuyor. Yani ona hayran oluyorsun ve biliyorsun ki zaman içinde herkes ona bayılacak. Bir sihir... Seyirciden evvel sen görüyorsun.

Birbirinizle uzun saatler çalıştıkça birbirinize dair yeni keşifleriniz de oldu mu?

Enis Arıkan: Yeni şeyler keşfetmek değil de yeni şeyler yapmak üzerine konuşmaya başladık. Bu bizim için iyi bir şey... Yani yapalım, görelim. Ben her şeyi en sevdiğim insanla yaşayıp görmek istiyorum.

Şebnem Bozoklu: Birbirimizden her zaman işle ilgili fikir alırız. Ben, bana gelen bütün işleri Enis’e söylerim, Enis bana söyler. Gerekirse senaryolarımızı oturur birlikte okuruz. Bir şekilde iş konusunda hep alışverişimiz vardır ama artık birlikte yapmak için de bir şeyler düşünmeye başladık.

Enis Arıkan: İnşallah yaparız, sen de dua et Hakan.

İnşallah... Birbirinize aşk konusunda karışır mısınız?

Şebnem Bozoklu: Karışırız, fikrimizi söyleriz.

Enis Arıkan: Şebocuğum onaylamasa bile söylemez ya. Kadere kısmete o kadar karışacağını düşünmüyorum. “Enis ne yaşayacaksa kendi görsün” der, engellemez.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!