Güncelleme Tarihi:
Her hafta pazartesi günleri Hürriyet Ekler’in konu toplantısı düzenlenir. Tüm ekip o hafta gazetemizde yayımlanacak haberler için önerilerini sunar. Yücel Sönmez’le birlikte o toplantılara sayısız kez katılan ekip arkadaşları olarak büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Hani pek de parlak havadisler vermezdi bize dünyaya dair “İklim krizi var, sularımız kirleniyor, bu canlıların nesli tükeniyor, bir şey yapmak lazım” diye uyarırdı. Derdi hep kuşlar, çiçekler, böcekler, dünyaydı; etrafını nasıl güzelleştireceğiydi. Doğa habercisi denince akla gelen birkaç önemli isimden biriydi. Ağaçların sesine, kuşların cıvıltısına, doğanın fısıltısına kulak veren herkes bilirdi Yücel’in adını.
Uzun yıllar Hürriyet ve Radikal gibi gazetelerde doğa yazıları yazdı. Bir dönem Doğa Derneği’nin iletişim çalışmalarını yürüttü ve doğayı koruma mücadelesine senelerce emek verdi. Son olarak Oksijen gazetesine yazılar yazıyor ve Apaçık Radyo’da ‘Yeryüzü Tanığı’ programını hazırlıyordu. Hürriyet Kitap’tan ‘Alaca-Adım Adım Doğaya Dönüşün Hikâyesi’ ve İBB Yayınları’ndan ‘Haritalarla İstanbul Gezi Rehberi’ isimli iki kitap yayımlamıştı.
Tüm dostlarının, sevenlerinin “İyi insandı, dünyaya çok faydası dokundu” dediği Yücel Sönmez’le ilgili Hürriyet Ekler’den arkadaşları olarak bizim de ekleyeceklerimiz var...
‘Bıraktığı izlerle her daim aramızda’
Yücel her şeyden önce iyi bir insandı. Tertemiz, son derece saf bir kalbi vardı. Öte yandan hayatını doğaya, onu tahribata girişenlere karşı mücadeleye vakfetmişti. Bu uğurda çabası takdire değerdi. Gazetecilik alanındaki uğraşı da bu rota üzerine kurulmuştu. Vicdanını, duruşunu bu yönde inşa etmişti ve yaptığı haberlerle, ekolojik sorunların, toplumsal yaraların daha çok insana ulaşması için gayret gösterirdi.
Kendi adıma onu tanıdığım, birlikte çalıştığım, mücadelesine şahitlik ettiğim için son derece müteşekkirim. Dokunduğu herkeste bıraktığı izlerle her daim aramızdaki varlığını sürdürecektir...
Uğur Vardan
‘Dünyevi değildi dertleri, dünyaydı...’
Yaramaz çocuk gibi bakan gözleri, ciddi duruşunun altındaki sevecenliğin işaretiydi. Ciddiydi çoğunlukla çünkü dertliydi. Dünyevi değildi ama dertleri, dünyanın ta kendisiydi. Pazartesi toplantılarında börtü böceğin, ağacın, çiçeğin gündemini anlatırken parlardı o gözler. Kirlenen suyun, yanan ağacın, zehirlenen toprağın diliydi. Hayalleri vardı; yazılacak kitaplar, çekilecek belgeseller ve hep ertelenen adada buluşmalar... Her gidiş erken ama bu çok erkendi. Yücel’e, Yücel’in sözüyle veda ediyorum: Bin selam!
Gülay Barbaros Altan
‘Yücel’i çok severim, selam söyle’
Doğaya ve içindeki tüm canlılara duyduğu tutkuyla benim de hemen sevgimi kazanmıştı. Ne zaman bir doğa haberi yapacak olsam önce hemen onun kapısını çalardım; “Kimden görüş alayım” diye. Hemen bana peş peşe biliminsanı isimleri önerirdi. Onları aradığımda da “Yücel Sönmez’le birlikte çalışıyoruz” derdim. Hep aynı cümleyi duyardım: “Yücel’i çok severim, çok selam söyle.” Hayatla, doğayla, kendiyle barışıktı Yücel. Sohbet ederken huzur verirdi, savunduğu her şeyi tane tane anlatır; inandırır, öğretir, her şeyin iyi olması için çabalardı. Doğanın ruhu sanki onda hayat bulmuştu; yeşildi, güneşti, suydu... Özeldi çok. O güzel insanlardan biriydi...”
Hazan Aköz Işık
‘Sesi olmayanların sesi oldu’
Yücel benim eski çalışma arkadaşlarımdandı. Hep çevresine karşı kibar, sakin ve sevecendi. Sesi yükselmeyen ama sözü dinlenen, sessiz ama tamamlayıcı ve iz bırakan biriydi. O yazılarında, haberlerinde yeşile aşkını ve doğaya olan saygısını kaleme aldı. Aslında sesi olmayanların sesi oldu. Ama doğayı anlatırken aynı zamanda insanı da anlattı. Hem iyi bir arkadaşımızı hem de iyi bir insanı çok erken kaybettik. Ona en sık kullandığı sözündeki gibi hepimizden ‘bin selam’ olsun.
Hakan Gence
‘Güzel hatıraları bizimle kalacak’
Kalemiyle sadece haber değil, doğaya saygıyı, yeşile olan tutkusunu, çevre aşkını yazdı. Yücel Abi’yi çok erken kaybettik ama yazdıkları, savunduğu değerler ve güzel hatıraları bizimle kalacak. Canım Yücel Abicim kuşlardan, ağaçlardan sana ‘bin selam’ var, seni zarifliğin, güzel kalbinle hatırlayacağız.
Melis Yılmaz
‘İyi insan’
Başka şeyler söyleyip ‘iyi’nin ve ‘insan’ın gerçek karşılıklarını hafifletmek istemiyorum. Huzur içinde uyu. Devrin daim olsun.
Serhat Gürpınar
‘Sana uğur getirsin’
Kızım 6-7 yaşlarındaydı. Hep eve bir kedi istiyordu. Yücel’e sohbet arasında bundan bahsetmiştim. Bana adadaki evinin bahçesinde küçük bir yavru kedi olduğunu söyledi. Kızıma söylediğimde çok heyecanlandı. Yücel de hemen getirdi bu minnoşu bize, kızıma da “Sana uğur getirsin” demişti. O kedicik hâlâ bizim evin bir ferdi, adı da Minnoş.
Kemal Ozan Sile
‘Çok da iyi bir dosttu’
Büyük bir doğa savunucusunu, alanının en başarılı gazetecilerinden birini, iyi bir insanı kaybetmenin ötesinde uzun yıllar birlikte çalıştığım, çok sevdiğim bir arkadaşımı kaybetmenin acısını da yaşıyorum. Yücel, onu anlatan herkesin dediği şeylerin yanında çok da iyi bir dosttu. Sorar, dinler, anlatır; gerçek bir iletişim kurardı. Karşı masadan sataşmalarını, abuk sabuk ama komik şeyler konuştuğumuz öğle yemeklerini, iş çıkışındaki şehir keşiflerimizi ve doğaya dair ondan öğrendiğim; aklımı uçuran, ezberbozan şeyleri hep hatırlayacağım. Burgazada’nın adını duyduğumda içim hep titreyecek.
Güliz Arslan