Ben kendimce mücadele ettim ama...

Güncelleme Tarihi:

Ben kendimce mücadele ettim ama...
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2025 07:00

İnsanların bazı özelliklerinden espriler çıkarma alışkanlığı uzun zamandır var. Görme sorunları yaşayan bir çocuk, genç ve nihayetinde kör bir yetişkin olarak ben bu konuda çok zorbalık yaşadım. Şimdi bir de sosyal medya var... Şov amaçlı çekilen içerikleri çocuklarımız da izliyor, örnek alıyor.

Haberin Devamı

José Saramago’nun ‘Körlük’ adında bir kitabı var. Hikâyenin hoşuma giden tarafı kitaptaki karakterlerin isimle değil bir özellikleriyle tanıtılmış olmasıydı. Örneğin ‘siyah gözlüklü kız’, ‘ilk kör adam’ gibi adları vardı ve isim takip etmekten daha kolay gelmişti bana. Kısa boy, kilo gibi fizikleriyle ilgili betimlemeler değildi bunlar ve lakap gibi daha rahat akılda kalıyordu. Bunu bir kenara koyalım... Bugün klavyenin başına oturma sebebimse aslında sosyal medya.

Reels kaydırma dediğimiz şu durumdan ben de mustaribim. Evet, videoları göremiyorum belki ama yine de bir noktadan sonra kendimi kaybedip sürekli içerikleri kaydırıyorum. Hatta bazen şakasını yapıyorum; “Kurtarın beni, reels’e kapıldım, çıkamıyorum” diyorum. Hepimiz biraz gülüp eğlenelim istiyoruz. İşe, okula gidip gelirken bunları izliyoruz. Aslında reels görüntülerinde hiçbir betimleme olmadığından körler için bu videolar hiç erişilebilir değil ama bu başka bir konu. Asıl son zamanlarda çok karşılaştığım bir durumdan bahsedeceğim: İnsanların bazı özelliklerinden ve yaşadıkları durumlardan şakalar, espriler çıkarma alışkanlığı...

Haberin Devamı

Yakın arkadaşlar arasında bu tür şakaları hepimiz yapıyoruz ama sosyal medyadaki etkili kişiler şov amaçlı, bu yöntemi kendilerine malzeme edinmişler. Her yaştan izleyicinin çok kolay ulaşabileceği içerikler üretiyorlar. Belden aşağı komedi en kolayı belli ki ama herkesin bu kadar rahat ulaşabildiği videolarda biraz daha dikkatli olmak gerekir bence. Üstelik kişinin kilosu, boyu, saçı, giydiği kıyafet gibi özelliklerinden şakalar çıkarılıyor. Kapalı salonlarda bu espriler yapıldığında gülüşüyoruz ama herkese açık alanlara servis edilince konu başka bir boyuta geçiyor. Hiçbir şekilde sanata ya da kültüre de hizmet etmiyor.

Bir komedyen şovunda birine söz veriyor ve şöyle diyor “Söyle bakalım gözlük...” Sosyal medyada gezinen ergen çocuklarımız bunu örnek alıyor, o içeriği üreten ‘komik’ kişi gibi olmak istiyor. Gidiyor, okuldaki arkadaşına “N’aber gözlük” diye selam verebiliyor. Gözlüğü takan ne desin, bir şey diyemiyor. Sonra bu tavır sınıftaki diğer insanlara bulaşıyor. O arkadaş grubunda kalmak için de çocuk bu sıfatın kullanılmasına izin veriyor.

Haberin Devamı

Eğer bu tür şakalara maruz kalan bizim çocuğumuzsa bir gün yanımıza “Anne-baba ben okul değiştirmek istiyorum” diye gelebilir. O zaman çocuğumuza “Bunlar her yerde olabilir” mi desek, bir uzmana mı danışsak ya da veli grubuna mesaj mı atsak, ne yapsak? Çok fazla kanal var, nereyi kapatsak bir yenisi çıkıyor. Yasaklayarak da önüne geçemeyiz zaten.

SORUMSUZ OLMAYALIM

İzlenme rakamları üzerinden para kazanmak için bu kadar sorumsuz olmayalım. İşinizi daha dikkatli yapabilir, yine herkesi güldürebilirsiniz. Elinizdeki gücü yarar sağlamak için kullanabilirsiniz.

Ben önce gözlük takan bir çocuktum, yaşım ilerleyince az gören ergen oldum, sonra daha az gören bir gençtim, yetişkinliğimde de körüm. Bu tarz zorbalıklara yıllarca maruz kaldım, kendimce onlarla mücadele ettim. Çok yorucu olduğunu ve birçok travmaya yol açtığını söyleyebilirim. Ben sadece yakınımdaki insanlarla uğraşmıştım, şimdi bu global bir durum. Hepimiz sosyal medya kirliliğinden söz ediyoruz, bu kirliliğe hizmet etmekten vazgeçelim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!