‘Yüzleşme’nin anlaşılmayan incelikleri

Güncelleme Tarihi:

‘Yüzleşme’nin anlaşılmayan incelikleri
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2019 08:30

Masal’ın (Hande Doğandemir) gizemli intikam hikâyesi, Kalender kasabasının çiçekleri arasında naif bir hatıra yolculuğuna dönüşüyor.

Haberin Devamı

Bir ‘Ezel’ değil ‘Yüzleşme’; içinde çok daha feminen, incelikli, derin tonlar taşıyor. Ama bu kibar altmetin öyle utangaç, anlam çıkarana sürpriz bırakılmış gibi gizli ki, izleyicinin çoğunluğunun takdir etmesi çok zor.

Masal’ın (ya da Gonca’nın) 15 yıl önce kayboluşuyla hayata küsen baba Fikret (Uğur Yücel), eski şişeler içinde kokular sakladığı bir ‘masumiyet müzesi’nde yaşıyor. Ömer ilk aşkını, ‘bir meleğin kokusu’nda muhafaza etmek için parfüm sanatına kendini adıyor. Çiçek tarlaları, gül yaprakları, balkonlardan sarkan sardunyalarla yaşam devam ederken, bir yanda da Gonca’nın gidişiyle kendi içine sıkışan, olduğu yere mıhlanan hayatlar var.

Gerçekleşmeyen aşklar (Levent-Gonca), yazık olup giden baba-kız ilişkileri (Zümrüt-Fikret, Fikret-Gonca), babalarının hiç sevmediği melankolik oğlanlarla (Halil-Levent), parfüm şişelerine sıkışan anılar gibi rafa kalkmış öyküler anlatıyor ‘Yüzleşme’. Kalender’in tatlılığına rağmen bir taşra sıkıntısı, Songül-Seher arasındaki gibi fesat ruhlu kasaba iç içeliği sezinleniyor.

Haberin Devamı

Elinde hâlâ fırsat var

Hikâyede Zümrüt’ün kendi intikamı için Masal’ı ustaca yönetmesi gibi enteresan bir damar da var. Maalesef Yeşim Ceren Bozoğlu zaman zaman öyle abartılı oynuyor ki, öyküden kopuyorsunuz; kamera arkasında Ömer Faruk Sorak, “Belert gözlerini belert, daha çok kaş gözzz!” diye bağırıyor gibi geliyor. Oysa Uğur Yücel, Mesut Akusta, Yiğit Kirazcı, Şerif Sezer daha derin duyguları yalınlıkla verebildiğine göre fazla coşmaya lüzum yok.

Yüzleşme’, klişeye kolaylıkla kaçabilecek bir intikam hikâyesinden dallı budaklı, güzel metaforlarla örülü bir şey çıkarmak istiyor. Ama zaman zaman bu iyi niyetin ekranda muğlak durduğu, seyirciye kolayca geçmediği de reytinglerle ortada.

Önünde salı gününü kurtarmak için birkaç fırsatı daha olacak. Elindeki güçlü malzemeyle, ruhunu kaybetmeden izleyicisine kendini anlatması hâlâ mümkün.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!