Yoga, Türkiye’de hâlâ çocukluk çağını yaşıyor

Güncelleme Tarihi:

Yoga, Türkiye’de hâlâ çocukluk çağını yaşıyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 2020 07:00

Türkiye’nin en ünlü ‘yogi’lerinden biri. Videoları, yayınları, kitapları büyük ilgi çekiyor. Yoganın ‘rock star’ı olduğunu iddia edenler bile var. Çetin Çetintaş’la yeni kitabını konuştuk: “Bir yogi ne yapıyorsa yaptığının hakkını vermelidir.”

Haberin Devamı

YouTube kanalı, podcast’leri, Türkiye’nin ilk yoga dergisi, altı kitap ve sekiz yoga stüdyosu... Yoganın peşinde Uzakdoğu manastırlarına kadar giden bir yolculuk... Adından sıkça bahsettiren Çetin Çetintaş, yeni kitabı ‘Sarı Çiçeği Koklayan Kedi’yi yayımladı. Çetin Çetintaş’la yoga dünyasında bir yolculuğa çıktık.

Yoga, Türkiye’de hâlâ çocukluk çağını yaşıyor

Yoga yapmaya başlayan herkes önce ellerinin, başının üstünde durmaya niyetlenip iddialı duruşlar için çalışıyor. Bu duruşlar için de biraz hırslı olmak gerek. Oysa yoga felsefesi alçakgönüllülüğü, mütevazılığı teşvik etmiyor mu?

Bu duruşlar insanlara sıradışı geliyor. Aslında bu çocuksu bir merak. Yeni bir yeri gezmek gibi... Kendi bedenlerinde hiç bilmedikleri bir alanı tanımanın heyecanı... Hırs, iyi veya kötü bir duygu değildir, sadece bir duygudur. Ateş elementinin yükselmesiyle ortaya çıkar. Bu elementin anlattığı tek bir şey vardır: Daha iyisini yapabilirsin! Hırs tetikleyici, enerjiyi arttırıcı bir duygudur. Ona tamamen kapılmazsak tabii...

Haberin Devamı

Kendimi bir manastırda buldum

Oldukça kaslısınız, en zor duruşları bile zorlanmadan yapabiliyorsunuz. Bir de “Bu hareketi yaparken yüzünüzde tebessüm olsun” diyorsunuz... Ekran karşısında ilk kez yoga yapanlar o sırada can çekişiyor oysa... Bilmeyenin halinden anlamıyor musunuz?

Ben de o aşamalardan geçtim, anlamamam mümkün değil. Hanumanasana (bacak açma) mesela... Birçok öğrencim bu hareketi bir yıldan kısa sürede yapıyor. Oysa benim için üç yıl sürdü. Ancak zorlanırken, acının içinden geçerken de keyif almak elimizde... Bazen bu acı ifadesi ezberden gelir. Acı çekmemiz gerektiğini biliriz ve o an acı çekmeye başlarız.

Yoga felsefesiyle yakından ilgileniyorsunuz. Bunun önemli parçalarından biri de cinsel diyet. Siz de uyguluyorsunuz. Ne işe yarıyor bu diyet?

Sekiz yıldır uyguluyorum. Cinsel enerjimiz, dünyaya yeni bir birey getirebilecek kadar güçlü bir yaratım enerjisidir. Biz bu enerjiyi içeride tutarak pratiklere yönlendiriyoruz. Tıpkı ateşin havayı ısıtarak bir balonu yükseltmesi gibi... Bu enerji de vücudumuzun içini ısıtarak bizi başka bir hale yükseltiyor. İnsana muazzam bir enerji ve yaratım gücü veriyor. Hatta cinsel enerjisi yüksek olanlar için halk arasında bir tabir vardır: Düz duvara tırmanmak. Yıllarca bu cinsel enerjiyi herhangi bir yolla bırakmadan, kendi bedeninde dönüştürmenin sonucunu bir düşünsene... O duvarı yoktan var edip, üstüne çıkıp oturur insan.

Haberin Devamı

Yoga, Türkiye’de hâlâ çocukluk çağını yaşıyor

Yogayla nasıl tanıştınız?

Küçük yaşlarda dövüş sporları sayesinde yogayla tanıştım. Esnek bir çocuk değildim. Yoga esnekliğimi arttıran bir disiplindi. Üniversite yıllarımda herkes gibi ben de bedensel eğitimlere yöneldim. Yoğun pratiklere başlayınca kendimi 2008’de Uzakdoğu’da
bir manastırda buldum. Ciddi bir eğitim süreci... Eski yoga yazıtları üzerinde çalıştığım, günde 8-10 saatimi, bazen günümün tamamını meditasyonla geçirdiğim günler...

Bu süreçte sizin için en zorlayıcı şey neydi?

En zoru kış boyunca kaldığım, dağın tepesindeki taş manastırdı. Hava akşamları eksi 10 dereceye kadar düşüyordu. Büyükçe bir manastırdı ve içeride sadece çevresindekileri ısıtan bir soba yanıyordu. Odalar o kadar soğuktu ki... Dışarısı bazen daha sıcak
gelirdi. İlk başlarda kendime hep şunu hatırlattım: “Olmak istediğin yerdesin. Yapmak için geldiğin şeyi yap: Pratik, yap.” Pratik yaşama denge ve huzur getirir. İnsan böyle bir yerde denge ve huzuru bulabilirse hayatta bir daha sırtı yere gelmez!

Haberin Devamı

Yoga ülkemizde nereden nereye geldi?

Yoga, Türkiye’de hâlâ çocukluk çağını yaşıyor. 10 yıl önce akla net bir şey gelmezdi. Şimdi herkes neyden bahsettiğimizi anlıyor. Yoganın bir spor olmadığını, hareket etmekten ya da oturup gözleri kapatmaktan ibaret olmadığını, bir yaşam felsefesi olduğunu daha çok kişi biliyor.

Yoga, Türkiye’de hâlâ çocukluk çağını yaşıyor

Madde ve maneviyat dünyası birbirinden ayrılamaz

◊ Yoga dünyevi şeylerden uzaklaşmak, sadeleşmek için takip edilen bir disiplin. Ancak sizin birçok yoga stüdyonuz var. Bu bir tutarsızlık değil mi?

Maalesef yoga felsefesi bütünsel olarak bilinmediğinde bu şekilde eksik anlaşılabiliyor. Yoga der ki: Madde ve maneviyat dünyası birbirinden ayrılamaz. Görünen dünyada ne yapıyorsan, görünmeyen alanda da onun bir yansıması çalışır. Madde dünyasını yok saymak, insanın varoluşu yok saymasıdır. Bir yogi yaptığının hakkını vermelidir. Bu yüzden ne yapıyorsak elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Sadeleşmek kelimesi ihtiyacın olandan fazlasına sahip olmamak demek. Kimin sade kimin sade olmadığına bakan gözlerimizin karar vermesi mümkün değil.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!