Üçüncü dalga meyhanelerin insan ruhuna kattığı 3 güzellik

Güncelleme Tarihi:

Üçüncü dalga meyhanelerin insan ruhuna kattığı 3 güzellik
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2015 15:11

Klasikler, gelenekseller elbette hep olacak ama hazır Roxy’ciler yeni meyhane açmışken gelin, 21. yüzyıl akşamcılarının feneri nasıl yerlerde söndüreceğine kafa yoralım.

Haberin Devamı

Kahvecinin olur da meyhanenin üçüncü dalgası olmaz mı? Önce mahalle meyhanelerimiz vardı, babalarımızın gittiği. 2000’lerden itibaren ‘hanım arkadaşla da gidilebilecek’, ikinci dalga ‘modern meyhaneler’ ortaya çıktı.

Biliniz: Galatasaray’da Münferit (0212) 252 50 67.
Yayılınız: Şişhane’de Safi (0530) 240 49 08.
Takılınız: Karaköy’de Mânâ (0212) 293 09 93.
Masanın tepesine çıkınız: Taksim’de Zarifi (0212) 293 54 80...

Bunlar kendi dönemleri için o kadar ilerici yerlerdi ki 2012’de Safi Meyhane’de siparişlerin iPad’den verileceğini duyduğumuzda dudağımız uçuklamıştı.

FINE-DINING ‘DONAT BAKALIM’

Üçüncü dalga meyhanelerin insan ruhuna kattığı 3 güzellik

Duble Meze 

Sırada üçüncü kuşak var: Başka başka işletme deneyimlerinin meyhane kültürüne aktarıldığı yerler. Işığından müziğine, garsonundan aşçısına, mezesinden masasına kafe rahatlığıyla / kulüp mantığıyla / restoran sunumuyla işletilen meyhaneler...

Mesela: Aileden işletmeci Emre Çapa’nın Minyon tecrübesinden Şişhane’de Duble Meze doğdu. Neredeyse ana yemek yok, küçük küçük porsiyonlarda duble duble keyifler; (0212) 244 01 88.
Yahut: Star şef Arda Türkmen’in Forneria’sından Karaköy’de Mükellef peyda oldu. Hafta içi yer yok, hafta sonu hepten full; (0212) 252 86 36.
Nihayet: Roxy’cilerin Taksim’de kucağımıza bıraktığı nur topu gibi Yan Meyhane: Allı/morlu aydınlatmalar, dövmeli/küpeli aşçılar; (0212) 249 12 83.

GÖZE, DİLE, KULAĞA HOŞLUKLAR

Haberin Devamı

Üçüncü dalga meyhanelerin insan ruhuna kattığı 3 güzellik

Yan Meyhane spesiyallerinden kemik ilik... Fırın kemik, enine kesilmiş olarak önünüze geliyor. Siz tuzunu-limonunu ayarlayıp kaşıkla lüpletiyorsunuz.

Kulaklara: Yılların Roxy’si meyhane açacaktı da kulak zarlarının bekâreti mütecaviz klarnetlere mi emanet olacaktı? Sonuç: Jehan Barbour’lu/Erkan Oğur’lu müzikler! Birsen Tezer’den ‘Hoşgeldin’, Ortaçgil’den ‘Bu Su Hiç Durmaz’, Ceylan Ertem’den ‘Kör Heves’...
Damaklara: Mönü de bir hoş. Bombay fasulye var ama midyeli. Paçanga ama köz patlıcanlı. Hamsi ama roka pestolu. Semizotu ama yeşil elmalı. Lakerda ama soğan reçelli.
Gözlere: Uzun saçlı, üniversite mezunu garsonun yetişemediği yerde, dövmeli-küpeli aşçı mutfaktan fırladığı gibi, neyi/nereden aldığını, neyi/nasıl yaptığını anlatmaya koşuyor masanıza. Onların gözlerindeki heyecanı/ışığı gördükçe sizin de keyfiniz/iştahınız artıyor. 

Haberin Devamı

SEVDİM: Meyhaneden çıkıp ücret ödemeden Yan Gastrobar partilerine, Roxy konserlerine bedava giriş yapabilmeyi...
SEVMEDİM: Pazar tembelliği yapmalarını, haftanın belki de en ‘meyhane’ akşamında kapı duvar olmalarını...

DERSAADET’TE YAŞIYORSUN PEKİ BUNLARI BİLİYOR MUSUN?

* Tarihi Rejans Rus Lokantası’nın aynı yerinde tekrar açılacağını... Bu kez başında 360’ın kurucularından Mike Norman’ın olacağını...
* Memleketin en büyük açıkhava buz pistinin Maslak Uniq’te açılacağını... Pazartesi günkü açılış partisinde ücretsiz kayılacağını...
* ‘Blues Sessions İstanbul’un bu akşam Volkswagen Arena’da yapılacağını... Jimmy Burns, Katherine Davis ve Dave Herrero’nun sahne alacağını...
* Klakson adında bir klasik otomobil kiralama şirketinin olduğunu... 1903 model Cadillac bile kiralayabildiğinizi...
* Ferhan Şensoy’un ‘Ferhangi Şeyler’i 2000’inci kez oynamaya hazırlandığını... Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki oyuna biletlerin Biletix’te satışa çıktığını...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!