Tiyatro ekran kadar kazandırmıyor ama ruhumuzu besliyor

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2020 07:00

Bir anda kesilen elektrik ve aydınlıkta saklanan kişiliklerin karanlıkta açığa çıkması... ‘Karanlıkta Komedi’ günümüz insanının gerçek yüzünü esprili bir dille yüzümüze vuruyor. Oyunun başrol oyuncuları Burcu Kara ve Ahu Yağtu ile buluştuk. İnsanların ‘karanlıkta değişen karakterlerini’, sosyal medyayı, aşkı, tiyatro ve ekran arasındaki farkları konuştuk.

Haberin Devamı

"Karanlıkta Komedi’ aydınlıkta saklanan kişiliklerin ışıklar sönünce ortaya çıkışlarını anlatıyor. Peki ışıklar söndüğünde siz nasıl kadınlarsınız?
BURCU KARA: Oyunumuz çift katmanlı ve çok sürprizli. Karanlıkta herkesin gerçek yüzünü sadece izleyici görüyor, oyuncular hiçbir şeyin farkında olmuyor. Soruna gelirsem; karşına pijamalı, saçını tepeden toplayan bir Burcu çıkar. Son bir aydır modum bu!
Evet ama çoğumuz evde öyleyiz. Kişiliklerinizde şaşırtıcı olanları merak
ediyorum...
BURCU KARA: Öğretmen çocuğuyum. Çok disiplinli büyüdüm. Bu da beni yalnız kaldığımda bile her şeye dikkat eden, kendine sınırlar koyan biri haline getirdi. Herhalde karanlıkta bile kendini rahat bırakamayan, temkinli biri olurum.
AHU YAĞTU: Yalnız kaldığım zamanlar düşünceler girdabında boğulan biri değilim, kendi merkezimde kalmaya çalışırım. Hep çok sakinim. Karanlıkta da öyle kalırım.
Sizce neden olduğumuzdan bu kadar farklı ve maskeli insanlara dönüştük?
BURCU KARA: Aslında her şey sosyal medyadan sonra değişti. Var olmayan şeyler bile, sanki varmış gibi gösterilir oldu. Yani gerçek değil. Zaten bakın, herkes çok fit, güzel, zengin, mutlu... Ama hayat öyle değil ki. Her şey mükemmel olursa hayat zevksiz, tatsız olur. Ben bu yeni döneme alışamıyorum.

Tiyatro ekran kadar kazandırmıyor ama ruhumuzu besliyor


Fotoğraf koyacaktım,
bacağımın bir
kısmını kapattım
Sosyal medyadan konu açılmışken geçen günlerde genç bir oyuncunun fotoğrafları ifşa edildi. Siz ne düşünüyorsunuz?
BURCU KARA: Çok çirkin ve korkunç. Başka birinin mutsuzluğu üzerinden mutlu olup ahlak bekçiliği yapmaya gerek yok. Bunu paylaşanların sanki özel hayatları yok, sadece kendileri ahlaklı, doğru, dürüst... Diğer herkes kötü ve yanlış. Özellikle ünlü kadınlar. Bu belki şöhretin bedellerinden biri.
AHU YAĞTU: Aslında bedel ödetmeye çalışıyorlar. Kınıyorum, bu kadar agresif olmaya gerek yok.
 Peki siz bir paylaşım yaparken kendinize otosansür uyguluyor musunuz?
BURCU KARA: Evet, uyguluyorum. Mesela bugün bir fotoğraf koyacaktım, bacağımın bir kısmını kapattım. Ya da bir masadan fotoğraf paylaşacaksam birçok şeyi masanın üzerinden topluyorum.
Neden?
BURCU KARA: Oraya bazılarının yazacakları yorumları görmek istemiyorum. Ama şunu da farkındayım: Bu eleştirileri yapanların hiçbiri benim kadar ince düşünmüyor. Bir kere kafaya taktım, eleştirenlerin sayfalarına girip baktım. Aman Allahım ne fotoğraflar, ne teşhirler...
Öyle görünmesek de komik kadınlarız
Okan Bayülgen “Dizi oyuncularının işleri patladı. Şimdi sahneye çıkıyorlar. Çok güleceğiz” dedi. Ne diyorsunuz?
AHU YAĞTU: Valla biz Okan’ın salonunda oynayacağız. Kendi gelsin izlesin.
BURCU KARA: Bu lafın muhatabı olan oyuncular vardır. Ama bu sene önceki yıllara göre tiyatro oyunu yapanların sayısı arttı. Çünkü kendi mutlulukları için sahnede olmak isteyen oyuncular hayli fazla.
 Oyuncular reyting sisteminden mi sıkıldı artık?
BURCU KARA: Sanırım. Televizyondaki dizi süreleri çok uzun. O kadar emekten sonra bu emeğin rakama dökülüp ölçülüyor. Aylarca bekleyip çalıştıktan sonra bütün bir yılın çöpe gidebiliyor. Yıllar ve zaman ilerledikçe bütün bu durumları sorgulamaya başlıyorsun.
AHU YAĞTU: Sonuçta üretmek bir sanatçının kanı, oksijeni; devam etmesi lazım.
E oyuncular evde mi otursun! Bu durumda bir kısmı albüm yapıyor, bazısı kitap yazıyor, kimi yönetmenliği seçiyor.
Peki tiyatro televizyon kadar kazandırıyor mu?
BURCU KARA: Hayır, ekran kadar kazandırmıyor ama ruhumuzu besliyor. Tiyatronun hazzı ve yaşadığımız adrenalin hiçbir şeyde yok.
AHU YAĞTU: Bir oyuncunun farklı oyunculuk alanlarını denemesi gerektiğine inanıyorum. Tiyatro sahnesine ilk kez geçen sene çıktım. Ama oyun çok uzun süre gitmediği için kursağımda kalmıştı. Komedi yapmayı da çok istiyordum, böyle bir teklif alınca hemen kabul ettim.
 Oyununuz komedi ama siz dışarıdan çok mesafeli görünüyorsunuz. Özünde komik kadınlar mısınızdır?
AHU YAĞTU: Öyle görünmesek de bence komik kadınlarız.
BURCU KARA: Komedyen olmakla komik olmak başka şeyler. Mesela benim acayip saftirik yanlarım var. Arkadaşlarım birlikteyken bana çok gülerler. Ama kameraların önünde otokontrollü ve kendini tutan tipleriz.
Tiyatro ekran kadar kazandırmıyor ama ruhumuzu besliyor


İnsan, burnunun kemeriyle güzel
Yeteneğiniz kadar güzelliğinizle de tanınıyorsunuz. Kariyerinizde güzelliğinizin ekmeğini yediğiniz de olmuş mudur?
AHU YAĞTU: Mankenlikten geliyorum, ne yapayım? Ben kendimi çok güzel bulmam. Bunun enerjin ve ışığınla ilgili bir durum olduğuna inanırım. Sanırım insanlar ona
kapılıyorlar.
 Günümüz güzellik anlayışını nasıl yorumluyorsunuz?
BURCU KARA: Sosyal medya ve mükemmeliyetçilik insanları birbirine çok benzemeye ve kusursuz olmak gibi bir kaygıya itti. Herkes kendi değil, başkası olmaya çalışıyor. Bu çok korkutucu. Oysa ben kusursuz bir genç kız yerine, kusurları olan birini daha beğenir oldum. İnsan, burnunun kemeriyle güzel.
AHU YAĞTU: Evet, sosyal medya öncülüğünde bir güzellik kalıbı üretildi. Ve herkes o kalıba ait olmaya, o sürünün kuzusu-koyunu olmaya çalışıyor. Bu bana göre değil. Ben her zaman kendi başıma buyruk, kendi stilimde bir tip olmaya özen gösterdim.
 Oyunda aşk var. Siz aşkı nasıl anlatırsınız?
BURCU KARA: Aşk anlatılmaz, yaşanır (gülüyor). Garip bir şey, yaşla birlikte ve ilişkinin içinde şekil alıp boyut değiştiriyor. Benim için en güzel tanımı, onu gördüğümde heyecanlanmak ve yüzümde oluşan karşı konulamaz gülümseme.
AHU YAĞTU: Bundan 10 sene önce aşkı bambaşka anlatırdım. Zamanla aşkın çehresi değişime uğruyor. Yine o pır pır heyecan gerekiyor ama bazı şeylerin yerini de şefkat, saygı gibi başka değerler alıyor.
Ünlü adamla evlenmek yük
değil ama ödül de değil
İkinizin de eski eşleri ünlü isimler. Magazinde sürekli onlarla ilgili sorulara maruz kalıyorsunuz. Bu ne hissettiriyor?
AHU YAĞTU: Ben hiçbir zaman kimsenin ya da kendimin özel hayatı hakkında ağzımı açıp bir şey söylemedim. Hep “Bu konularla ilgili konuşmuyorum” dedim. Muhabir arkadaşlar da bunu biliyor ama mecbur kaldıkları için soruyorlar. Bizim bir çocuğumuz var. Anne-baba olarak bir ilişkimiz söz konusu. Bunu belli bir seviyede tutmak zorundayız. Eğer çocuğumuzla ilgili bir dert, durum varsa onu konuşuyoruz.
 Ünlü bir adamla evlenip boşanmak ömür boyu magazin adına taşınacak bir yük mü?
AHU YAĞTU: Bence yük değil. Ama ödül de değil. Bunu kabul etmek lazım. Ancak o zaman dengeli cevaplar verebilirsin. Eğer bununla uğraşırsan olaya objektif de bakamazsın.
Tiyatro ekran kadar kazandırmıyor ama ruhumuzu besliyor



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!