‘İnsanların salonları yerine ellerine düştük’

Güncelleme Tarihi:

‘İnsanların salonları yerine ellerine düştük’
Oluşturulma Tarihi: Kasım 01, 2025 07:00

İkisi de kendi kuşaklarının hep gündemde olan oyuncuları. Biri bir duayen, diğeri yeni neslin önemli yıldızlarından. Onları bir araya getiren yepyeni bir format, dikey dizi. Yani sosyal medyada ve YouTube’da telefondan rahatça ve bedava izlenebilen bir iş. Eda Ece ve Sumru Yavrucuk’la buluşuyor; bu yeniliği, dizi partnerliklerini, kuşak çatışmalarını, anne olmayı ve hayatlarını konuşuyoruz.

Haberin Devamı

İki farklı kuşaktan isim. Ama onlar hem arkadaş hem abla-kardeş gibi olmuşlar. Birbirlerine sevgileri gözlerinden okunuyor. İkisi de esprili ve enerjik. Eda Ece ve Sumru Yavrucuk’la başlıyoruz sohbete.

Önceden tanışıyor muydunuz?

Eda Ece: Yok. Ben tabii Sumru Abla’nın dizilerini izlemiştim, çok iyi bir oyuncu olduğunu biliyordum. Adını duyduğumda da çok mutlu oldum. Projeyi kabul ederken kimlerle oynayacağın da projenin kalitesini belirliyor, Sumru Abla bizim dizimizin kalitesini yükselten bir isim.

Sumru Yavrucuk: Çok teşekkür ederim. Ben de aynı şekilde Eda’yı dizilerinden biliyorum. Fakat o kadar yoğun çalışıyorum ki her gece sahnedeyim, senin diğer işlerdeki sahnelerini kısa kısa izlemiştim. Biraz kibirleneceğim ama notumu nerede verdim
biliyor musunuz?

Haberin Devamı

Nerede ve kaç puan verdiniz?

Sumru Yavrucuk: Okuma provasında, 10 verdim. Bir başladık, karaktere o kadar güzel girdi ve okumaya başladı ki bayıldım.

Eda Ece: İlk günden tavlamışım (gülüyor).

Sumru Yavrucuk: Evet, ilk dakikalarda bitirdi işi.

Birbirinizi birkaç kelimeyle nasıl anlatırsınız?

Eda Ece: Sumru Abla sette çok asil ve çok sıcak biri. Halktan biri gibi duruyor ama aynı zamanda da sanki Kandilli’de yalısında gibi...

Sumru Yavrucuk: Allah mı söyletti (gülüyor)!

Eda Ece: Yani eğitimli, bilgili, çok iyi bir oyuncu, hem de kibri yok. Hem anaç bir tavrı var hem de anaç olmayacak kadar gençlerle eş gibi... Çok zamansız bir kadın. Ünlülerle ilgili tanıyınca bazen hayal kırıklığı olur, Sumru Abla tanıdıkça daha da güzelleşti.

Birbirinizden iki farklı kuşak olarak ne öğrendiniz?

Eda Ece: Ben oyunculuğun ne kadar daha güzel yapılabileceğini öğrendim. Bu kadar yumuşak bir şekilde komedi yapması, dozunda oynarken hem komik olması hem asaletini de koruması benim için müthiş bir örnek. Onun yaşında onun gibi oynayabilirsem çok sevinirim.

Sumru Yavrucuk: Eda aslında sete büyük bir yükle geldi, yeni bir bebek dünyaya getirmişti, onun serüvenini yaşamıştı. Ama sete geldiği zaman pırıl pırıl bir oyuncuydu. Oysa arkadaşlar genelde sete sırtlarında yüklerle geliyorlar, özel hayat, şu bu birbirine karışıp gidiyor. Ben Eda’nın sette oyununu düşürecek herhangi bir hareketiyle karşılaşmadım. Bu müthiş bir şeydi. Ve pozitif olması çok güzel, kalkanları yok.

‘İnsanların salonları yerine ellerine düştük’

Haberin Devamı

Peki, yeni işinizdeki karakterler gibi sizin hayatlarınızda ya da mesleğinizde kuşak çatışmaları var mı?

Eda Ece: Sumru Abla’nın genç oyuncularla arası çok iyi. Ben de Ayşegül Aldinç, Şevval Sam, Sumru Abla gibi isimlerden öğrenmeyi, onlarla olmayı çok seviyorum, onların bilgi, tecrübesine çok büyük saygı, hürmet duyuyor, yanlarında gururla bulunuyorum.

Sumru Yavrucuk: Bence ortak anlayışa sahip olduğumuz zaman; saygı, sevgi, empati, disiplin, bunların hepsini gördüğümüz zaman zaten kuşak çatışması diye bir şey söz konusu olmuyor.

‘Akran zorbalığı da ekran zorbalığı da gördüm’

Bu iş aynı zamanda bir kadın hikâyesi. ‘MeToo’ hareketi hep gündemde. Siz hiç psikolojik ya da fiziksel şiddete maruz kaldınız mı?

Haberin Devamı

Eda Ece: ‘Pis Yedili’de zaten çocuktum ve herkes çok gençti. Çok korunaklı çalıştık. ‘Yasak Elma’da çok uzun bir süre geçirdim, o da düzgün bir setti. Sonra Gupse’yle (Özay) hep korunaklı işlerde yer aldım. Daha çok risk alabilir, daha erkek egemen setlere girebilirdim, öyle işler de seçebilirdim ama hep mutlu olacağımı hissettiğim şeyler seçerek ilerledim. Belki o yüzden, belki şansımla ben çok sert bir tecrübe yaşamadım.

Sumru Yavrucuk: Benim profesyonel olarak tiyatroda 43’üncü, ekranlarda da 38’inci yılım. Ben akran zorbalığı da ekran zorbalığı da gördüm. Ekran zorbalığı gördüğüm insanlar rahmetli oldu, artık onların arkasından konuşmaya gerek yok, toprakları bol olsun. Akran zorbalığı gördüğüm arkadaşlarım da mesleğimde tarihin tozlu sayfaları arasında kayboldular. Ben zihnen çoktan onları unuttum.

Haberin Devamı

Eda Ece: Onlar yok oldu ama sen buradasın.

Sumru Yavrucuk: Evet, ben yaşarken bunu gördüm.

‘Mina ve Buğra’yla hayatım çok çok güzelleşti’

Eda senin genelde duruşun çok dobra. Kameralara içinden geleni söylüyorsun. Bunun yanlış anlaşıldığı oluyor mu?

Eda Ece: Ben söylediğim her şeyi iyi niyetle söylüyorum. Kimseye kötü niyetle yaklaşmıyorum. Ağzımdan yanlış bir şey çıkarsa da kalbimden iyi bir şey söylemek isteyip belki gevezelik yapmış olabilirim. Onun dışında kötü niyetli bir şey söylediğim ya da gündem açmaya çalıştığım bir duygum yok.

Ama bu da linçleri getirebiliyor. Linçlere alıştınız mı?

Eda Ece: Üzülüyorum, sadece bana değil, başkalarına yapılanlara da. Bu sosyal medyanın en kötü tarafı. Ama şunu da duyuyorum; 15 yaşında lise öğrencileri bile birbirini sosyal medyadan zorbalıyor. Bu şöhretle ilgili bir konu değil.

Haberin Devamı

Sumru Yavrucuk: Çok büyük bir toplumsal kirlenme.

Siz takılır mısınız böyle şeylere?

Eda Ece: Görmez bile o.

Sumru Yavrucuk: Yok, ortalık yıkılmış, benim hiç haberim yok (gülüyor).

‘İnsanların salonları yerine ellerine düştük’

Peki, şu anda hayatlarınızın nasıl dönemlerindesiniz?

Eda Ece: Kendimi iyi hissettiğim, çok mutlu bir dönemdeyim. Anne oldum, bir kız çocuğum oldu, Mina’yla ve Buğra’yla (Buğrahan Tuncer, eşi) hayatım çok çok güzelleşti. İş hayatımda da sevdiğim işleri yapıyorum. Bunlar dışında dünyaya dair hepimizin ortak dertleri var.

Sumru Yavrucuk: Ben de huzurlu bir dönemimdeyim, her ne kadar dış etkiler olsa ve bunlar bizi değiştirse de bundan bir dirençle çıkarabiliyor insan. Uzun yıllar sonra ilk defa biraz uzun tatil yapabildim. Daha dingin, daha huzurluyum. Güzel bir iş yaptık, onun enerjisinin dönüşünü merakla bekliyorum.

‘Ünlü olmanın şekli değişti’

Oyunculuk sanıldığı gibi ünlü olmanın kolay yolu mu?

Eda Ece: Artık ünlü olmak için televizyon ya da diziye ihtiyaç yok. Sosyal medya aracılığıyla kendini duyurmuş, bizden daha popüler simalar var. Ünlü olmanın da şekli değişti. Ünlü olmak için biz artık zor kısmıyız. Deneme çekimleri veriyor, seçilmeye çalışıyoruz, eleştiriliyoruz. O yüzden artık kimse ünlü olmak için oyunculuk yapmıyor. O dinamik değişti, burası artık çok daha zor.

Sumru Yavrucuk: Bir de ne amaçla yola çıktığın önemli. Çoğumuz ağzımızda gümüş kaşıkla doğmadık. Hepimiz çabaladık, tırnaklarımızla bir yere geldik, o yüzden o geldiğimiz yerin kıymetini bilerek orayı daha derinleştirmek ve daha geliştirmek istiyoruz, benim çabam o kadar açıkçası.

‘Annelik işten daha zor’

Yeni işinizden yola çıkıp sorayım; ‘yeni nesil aile’ sizce nedir?

Sumru Yavrucuk: Eda dizide gelinimi canlandırıyor. Öyle bir kızı oynuyor ki sürekli bilgilerini güncelleyip bu bilgileri çocuğuna aşılıyor. Benim karakterimde eskide kalmış bilgi var. Çocuklarını büyüteli 25 yıl olmuş, o eskilerde kalmış ama sezgisel ve duygusal olarak çocuklarını çok seviyor.

Eda Ece: Temelde insani duygular aynı. Yani eski nesil annelerinki de, yeni nesil annelerin de bilgilerini doğru harmanlamak lazım. Benim de 18 aylık bir kızım var ve şunu diyebilirim: Sumru Abla’nın canlandırdığı karakterde hiçbir hata yok.

Sumru Yavrucuk: Ama senin canlandırdığın karakter şahane bir obsesif gelin.

Eda Ece: Evet, çok obsesif; kafasında çocuk bakma işini çok büyütmüş.

Sen öyle bir anne misin?

Eda Ece: Değilim, ben de çocuğumu çok önemsiyorum ama o kadar takıntılı değilim. Aslında bu konularda birazcık cahil olduğumu da Nazlı karakterinden öğrendim. Yazarımızın üç kızı var; “Bu yöntemlerin hepsi gerçek mi” dedim, “Sen daha işin başındasın, hepsini göreceksin” dedi.

Dizide gelinin bebeğine bakan birçok dadısı var. Sen ne kadar yardım alıyorsun?

Eda Ece: Bizde bir abla var. İlk 13 ay anneanne ve babaanne desteğiyle kendim baktım. Sonra işe dönmek istediğim için birini bulmam gerekiyordu, şimdi çok tatlı bir ablası var.

Gerçek hayatta Sumru Hanım siz koruyucu ailesiniz, Eda yeni anne. Peki, ideal anneliği nasıl anlatırsınız?

Eda Ece: Sumru Abla’yla gurur duymaktan yoruldum. Koruyucu aile ya da kendi çocuğunun olması fark etmiyor, anne dediğin gerçekten güvenli liman gibi, çocuğun bu hayatla tanışmasında ve büyümesinde en büyük yardımcı. Ama anne olduğum şu 1,5 senede şunu fark ettim; 15 senedir çalışıyorum ama annelik işten daha zor, hiçbir zaman bitmeyen bir şey.

Sumru Yavrucuk: Temelinde sevgi olduğu zaman insanın çözemeyeceği hiçbir problem yok.

‘Çok hoşuma gitti, çok dinamik’

Yeni projenizden bahsedelim...

Sumru Yavrucuk: ‘Yeni Nesil Aile’ dizimiz başladı, bir dikey dizi.

Bu diziler YouTube’dan, sosyal medyadan ve cep telefonundan izleniyor. Peki, başka ne farkları var dikey dizinin?

Eda Ece: Aslında normal bir dizi çeker gibi çektik. Aynı prodüksiyon koşullarında, hiçbir farkını görmedim.

Sumru Yavrucuk: Oyunculuk ve teknik olarak bir farkı yok.

Eda Ece: Sadece bir tane daha kamera vardı ve o bizi dikey çekiyordu.

Her bölümün iki dakika sürmesinin artıları var mıydı?

Eda Ece: Kurguda olabilir, biz bir film çekiyor gibi çektik, sadece sahne sahne çalıştık.

Sumru Yavrucuk: Onu 60 bölüme böldük.

Sevdiniz mi bu işi?

Sumru Yavrucuk: Benim çok hoşuma gitti; öncelikle çok dinamik.

Eda Ece: Evet, hızlı hızlı akan, komedinin hızına da çok uygun. Çok sevdik ama biz aynı oyunculuğu yaptık.

Sumru Yavrucuk: İnsanların salonları yerine ellerine düştük.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!