Güncelleme Tarihi:
Başında yemenisi, ayağında şalvarıyla, kendinden emin bir şekilde “Kusursuz cinayet yoktur” dedi kadın. Programın sunucusu da şaşırdı, izleyenler de... Kadın programlarından birinde, öldürülen kızının katilini aramak için gelmişti programa. Maalesef işin sonunda katilin kendisi olduğu ortaya çıkmıştı. Bu kadın haftalar boyunca olaya ilişkin yorum yaptı, teknik terimler kullandı. Bu lafları jenerik adıyla CSI (Crime scene investigation-Olay yeri inceleme) dizilerinden mi öğrenmişti bilinmez ama suç konulu programlar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ilgiyle izleniyor. Gazeteci, yazar Alper Kaya da suç edebiyatı üzerine çalışmalar yapıyor. Eşi yazar, akademisyen Gizem Şimşek Kaya aynı zamanda film eleştirmeni. İlgi alanıysa Türk korku sineması. Çiftin evinde suç, korku kol geziyor. Alper Kaya ile yayımlanan son kitabı ‘Suç Edebiyatı Terimleri Sözlüğü’nü konuştuk, bu arada korku filmlerinden de kaçamadık elbette.
Biraz sizi tanıyabilir miyiz? Neler yapıyorsunuz?
Henüz 20’li yaşlarımın başında ilk romanım ‘08.00’ yayımlandı ve o dönemde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden Yılın Spor Köşe Yazısı Övgü Ödülü’ne layık görüldüm. Aradan geçen 15 yılda dördü araştırma kitabı olan 18 eserim var ve 14 kolektif kitapta yazılarım yayımlandı. Alt ligleri düzenli olarak ulusal basında bu kadar uzun süre yazan galiba tek kişiyim... Ülkemizin yapay zekâ destekli ilk çizgi romanı ‘Yapay Cinayet’ ile yapay zekâ destekli ilk müzik albümü ‘Dedektifin Ölümü’nü ben yaptım.
Eşiniz Gizem Şimşek Kaya da Türk korku sinemasına odaklanıyor...
Eşim akademisyen, film eleştirmeni ve yazar. Hususi çalışma konusu Türk korku sineması. 2024’te yayımlanan ‘50 Maddede Türk Korku ve Gerilim Sineması: Yine mi Cin Filmi?’ kitabını beraber yazdık. ‘Türk Korku Sineması Kronolojisi’ serisinin yanı sıra ‘Türk Gerilim Sineması Kronolojisi’, ‘Türk Sinemasında Kıyamet’, ‘Türk Sinemasında Büyü’, ‘50. Sanat Yılında Michael Haneke’ ve ‘Sinemada Korku ve Din’ adlı kitapları da var.
Ne zamandır suç edebiyatı üzerine çalışıyorsunuz?
Aslında farkına varmadan çok uzun süredir ilgileniyormuşum. ‘50 Maddede Polisiye Edebiyat’ kitabını yazarak suç edebiyatının derinliklerine dalmaya başladım. Kavramları, literatürü taradım. SUÇÜSTÜ adlı bir dijital dergi projesini hayata geçirdim. Merakım günden güne arttı. En sonunda ortaya ülkemizde hiç olmayan bir literatür taraması çıktı ve 1.645 terimden oluşan, detaylı ‘Suç Edebiyatı Terimleri Sözlüğü’ okurla buluştu.
Sadece edebiyat değil, suç dizileri, gerçek suç belgeselleri de popülerleşiyor. Bu ilginin sebebi ne sizce?
Bunun arkasında biraz da CSI gibi dizilerin ilk ortaya çıktığı 2000’li yıllarda dönüşen seyirci ve okuyucu profili yatıyor. Bu diziler olayları bir çırpıda göz önüne seren hızlı bir dinamiğe sahip. Bu da hızlı tüketime alıştığımız çağda doyurucu bir izlenim oluşturuyor. Gerçek suç belgeselleri keza, olayları çarpıcı ama bir o kadar basit bir dille anlatmalarıyla bize konforlu bir suç keşfi sunuyor. Suçun geçmişi, insanlık tarihiyle neredeyse eşdeğer. Dolayısıyla büyük bir merak ve keşfedilmemiş sulara girme hissi uyandırıyor. Suçun ucu bucağı görünmüyor zira insanın suç işleme potansiyelinin bir sonu yok.
Evde durumlar nasıl? Siz suç meselesi, eşiniz de korku filmleri üzerinde çalışıyor...
Evde durumlar iyi ama şöyle bir problemimiz var; pek çok yerli korku filmi vizyonda uzun süre kalmadığı ve vizyondan çıkınca da dijital mecralara düşmediği için Gizem’in hem film eleştirileri hem de içinde 30’dan fazla tabloyla filmlerdeki unsurları tarihe not düştüğü ‘Türk Korku Sineması Kronolojileri’ için vizyona girdiklerinde filmleri izlemeye gidiyoruz.Sayıları da hiç az değil. 2022’de 62 yerli korku filmi vizyona girdi. Dolayısıyla genelde cuma günlerimiz, çoğunluğunu çekenlerin dahi vizyona sokmadan bir daha izlemediği bu filmleri izleme mücadelesiyle geçiyor. Burada da bir ironi yapmadım çünkü birkaç kez kurguda alınan hata kodlarının beyazperdeye yansıdığı, yönetmenlerin “Kestik” seslerinin duyulduğu, klaket görüntüsünün unutulduğu filmler izledik. Bu esnada maruz kaldığımız gerçekten kötü görüntülerin etkisini üzerimizden atmak için ağrı kesicilere dahi başvurduğumuz bir süreç oluyor.
KİTAPTAN...
Akış deseni: Kan lekesi analizi terimidir. Yerçekimi veya hedefin hareketi nedeniyle bir yüzeyde, bir miktar kanın hareketinden kaynaklanan kan lekesi desenini tanımlar.
Anaforcu: (Argo) Hileyle para kazanmayı alışkanlık edinen kişi.
Bakır: (Argo) Polis.
Civciv: (Argo) Deneyimsiz, kolay aldatılabilir kız veya genç kadın.
CSI (Crime scene investigation-Olay yeri inceleme): Suç mahali araştırmacısı olarak çalışan polislerdir. Pek çok CSI adli bilimler, ceza adaleti, biyoloji veya kimya gibi alanlarda lisans derecesine sahiptir. Yeminli ve sivil olmak üzere iki CSI tipi vardır. Yeminli CSI personelleri tutuklama yetkisi olan, ateşli silah taşıyan birer polis memuru olarak çalışır. Sivil CSI memurlarıysa tutuklama yetkisinden ve ateşli silah kullanma hakkından yoksundur.
Jane Doe: Kimliği belirsiz kadın maktullere otopsi sırasında verilen kod isim.
Kampanasını sökmek: (Argo) Birini fena halde dövmek veya çaresiz bir duruma düşürmek.
Makas: (Argo) Kumarda iki kişinin birlik olup başka bir kişiye karşı hile yapması.
Ördeklemek: (Argo) İşyerinde çalışan kişinin kasadan para çalması.
Yelkenleri bayınlamak: (Argo) Hırsızlıktan toplanan paraları tek yerde toparlamak.